MEHMET ALİ GÜLLER/ Arap Birliği AKP'yi dışladı.
B |
ağdat'ta yapılan Arap Birliği Zirvesi, hem Suriye gündemi nedeniyle hem de İstanbul'daki "Suriye'nin düşmanları" toplantısından hemen önce yapılması nedeniyle olağanüstü öneme sahipti.
Zirve hem Irak'taki saflaşmayı, hem de bölgedeki saflaşmayı ortaya koydu.
20 yıl aradan sonra ilk kez Irak'ta toplanan Arap Birliği Zirvesi'ni bu saflaşmalar bakımından inceleyeceğiz:
Arap Birliği'nin Suriye dönüşümü
1.Arap Birliği Zirvesi'ni önemli kılan ilk etken, Suriye konusundaki iç değişimiydi.
Zira Arap Birliği ilk önce Batı-Türkiye ekseni doğrultusunda bir tutum almıştı.
Ancak Rusya-Çin-İran bloğunun Suriye konusunda yaptığı hamlelerle Arap Birliği tutum değişikliğine yöneldi.
Arap Birliği, Suudi Arabistan'ın başını çektiği Körfez ülkelerinin tüm itirazlarına rağmen, Rusya ile kısmi bir ittifak kurarak, Suriye konusunda Annan Planı sürecini başlattı.
Bu arada Kofi Annan'ın AKP tarafından İstanbul'daki Suriye toplantısına davet edildiğini ancak katılmadığını da not düşelim.
Kofi Annan'ın Rusya'ya ve Çin'e gidip Türkiye'ye gelmemesi, Suriye konusundaki genel saflaşmaya da işaret ediyor.
Ancak Türkiye açısından daha vahimi, Kofi Annan'ın, kendisini bizzat telefonla arayarak davet eden Başbakan Erdoğan'ı, BM'de işleri olduğu gerekçesiyle reddetmesiydi...
2.Bağdat'taki Arap Birliği Zirvesi'ne Suudi Arabistan'ın başını çektiği Körfez ülkeleri alt seviyeden katıldı.
9 ülke, devlet başkanı düzeyinde zirvede bulunurken, Suudi Arabistan ve Katar'ın büyükelçi düzeyinde toplantıda yer alması anlamlıydı.
Suudi Arabistan ve Katar'ın AKP'nin bölgedeki en önemli iki müttefiki olduğunu vurgulayalım.
Birlik, Suriye konusundaki tutum farklılığı nedeniyle üçe bölünmüş durumda.
Birinci grupta Esad'a dolaylı destek veren ve dış müdahaleye kesinlikle karşı olan ülkeler bulunuyor.
İkinci grupta Esad'a karşı olan ama Suriye'ye müdahale edilmemesini isteyen ülkeler var.
Üçüncü grupta ise Suriye'ye savaş açılmasını savunan Körfez ülkeleri bulunuyor.
Türkiye bölgede yalnızlaşıyor
3.Bağdat, Arap Birliği Zirvesi'ne Türkiye'yi davet etmedi.
2007 yılından bu yanan Arap Birliği toplantılarına daimi gözlemci olarak katılan Türkiye, Suriye konusundaki tavrı nedeniyle bu yıl ilk kez Zirve'den dışlandı.
Son olarak 2011 yılında Kahire'deki Arap Birliği Zirvesi'ne katılan Türkiye'yi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu temsil etmişti.
Böylece Rusya ile Annan sürecini başlatan Arap Birliği'nin Körfez ülkeleri dışındaki ana bölümü, açıkça AKP'yi dışarıda tutmuş oldu.
Suriye'ye müdahaleye set çekildi
Arap Birliği, Bağdat Zirvesi sonrası yayınladığı 49 maddelik sonuç bildirgesiyle, Suriye'ye dış müdahaleye şu anda set çekti.
Birlik, Suriye'ye 6 maddelik Annan Planı'nı kabul etmeyi tavsiye etti.
Nitekim Beşar Esad Zirve'den önce Annan Planı'nı kabul ettiğini açıklamıştı.
İstanbul'daki Suriye Ulusal Konseyi adı altında birleştirilmeye çalışılan rejim muhalifleri ise ayak sürüyor...
Çünkü planı kabul ederlerse Şam'la oturup müzakere etmek durumunda kalacaklar.
Oysa onlara verilen görev ellerinde silahla Şam'a geri adım attırmak için iç karışıklık çıkartmak!
Bağdat'taki Arap Birliği Zirvesi'nden sonra, yarın da İstanbul'daki "Suriye'nin düşmanları" toplantısını inceleyeceğiz...
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BIR ROMAN KAHRAMANI Cadirimin ustune yagmur yagiyor Saros korfezinden ruzgar esiyordu Ve ben,bir roman kahramani Ot yatagin icinde Ikinci dunya harbinde Basucumda zeytinyagi yakarak Mevzuumu yasamaya calisiyordum Bir sehirde baslayip Kim bilir nerde Kim bilir ne gun bitecek mevzuumu Orhan Veli KANIK . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ Dinlerin kitaplar1n1; Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dinda r', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir. Nikola Tesla ....... Dinler atesbocekleri gibidir: Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar. Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak. Arthur Schopenhauer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder