17 Ağustos 2018 Cuma

Yunanistan'ın işgal ettiği adalar meselesinin aslı nedir?


 Yunanistanın işgal ettiği dediği adalar, Lozan Antlaşmasında  15nci maddede bahsi geçen adalardır, bunlar İtalya lehine egemenliğinden feragat edilen adalardır.
Elbette Lozan antlaşmasının 1923 yılında imzalandığını da hatırlamak gerekir.

1936 tarihli ayrı bir antlaşma ile İtalya bu adalardaki egemenliğini Türkiye lehine terk etmiştir.

Lozan antlaşması 12nci maddede ayrıca Asya karasına 3 milden yakın bütün kayalık ve adaların Türk hükümranlık sahasında kalacağını da belirlemiştir.

Ve son olarak bu anlaşmada 16nci maddede bahsi geçmeyen diğer adalar ve kayalıklar Yunan egemenliğine bırakılmıştır.

Demek ki, neymiş, Yunanistan'ın son yıllarda işgal ettiği adalar ve kayalıklar Lozan Antlaşmasında Madde 15'de bahsi geçen adalarmış.
Demek ki, bu adalar 1923 yılında Lozan Anlaşmasıyla İtalya'ya verilmiş, 1936  yılında ise İtalya'dan imzalanan ayrı bir ikili antlaşma ile bir bölümü geri alınmış.
Demek ki, bu adalar  Lozan antlaşmasında bahsi geçmeyen adalardan değilmiş, sonuçta bunların 15nci maddede bahsi geçiyor.

Belgeler aşağıdadır.
Gerek Lozan'da, gerekse İtalya ile imzalanan anlaşmalarda hangi adalardan bahsedildiği de söz konusu anlaşmalarda listelenmiştir.

Bilmeyen, bilmediğini de bilmeyen, üstelik ülke gerçeklerinden, tarihsel gerçeklerden de habersiz olanlara duyurulur.
Tarihi Püsküllü tarihçiden öğrenenlerin elbette bunları bilme imkanı yoktu.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  




YUNANİSTAN'IN EGE'DE İŞGAL ETTİĞİ 18'İNCİ ADA ADIMIZA TESCİLLİ ÇIKTI!

Yunan bayrağı çekilen Aydın'ın sınırlarındaki Marathi Adası'nın 1933'te CHP tarafından Milletler Cemiyeti'ne Türk adası olarak ve ismen tescil ettirildiği belgelendi

Özlem GÜRSES

05:50 5 Aralık 2016

Yunanistan'ın Ege'de işgal ettiği            18'inci ada adımıza tescilli çıktı!

Ege Denizi'nde Yunanistan tarafından işgal edilen 18'inci ada olan Marathi Adası'nın 1933'te CHP tarafından Milletler Cemiyeti'ne Türk adası olarak ve ismen tescil ettirildiği ortaya çıktı. Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım'ın ulaştığı belgede kayıt numaraları ile genel sekreterin imzası da var.

01ada20cm

Uluslararası hukuka göre Türkiye'ye bağlı olan Marathi Adası'nın 2004'ten beri Yunan işgali altında olduğu adaya Yunan vatandaşlarının yerleştirildiği ve Yunan bayrakları asıldığı belirlenmişti. Adanın işgalini Ege'de Türkiye'ye ait 17 ada ve 1 kayalığın işgal edildiğini de gündeme getiren Ümit Yalım kamuoyuna açıkladı. SÖZCÜ'nün 16 Kasım 2016 günkü manşet haberinin ardından Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi ile temasa geçen Yalım işgal altındaki 18'inci adanın tescil belgesini istedi. Ofis yetkilileri Marathi Adası'nın tescil belgesini Yalım'a iletti.

tapu-orta

MİSAK-I MİLLİ SINIRLARI İÇERİSİNDE

Marathi Adası'nın 30 Ekim 1918 tarihinde işgal altında olmadığını bu sebeple Misâk-ı Milli sınırları içinde bulunduğuna dikkat çeken Ümit Yalım şunları kaydetti:

"4 Ocak 1932'de Türktalyan Sözleşmesi imzalandı. Sözleşmenin onay süreci devam ederken Türkiye 1932'de Milletler Cemiyeti'ne üye oldu. Türktalyan Sözleşmesi 14 Ocak 1933'de TBMM tarafından kabul edildi ve 25 Ocak 1933 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Resmi Gazete'de yayımlanan Türktalyan Sözleşmesi'nin 1. maddesinde Marathi Adası'nın Türkiye'nin egemenliği altında olduğu belirtilmiştir. Sözleşme 24 Mayıs 1933'te Milletler Cemiyeti Sekreterliği'ne tescil ettirilmiştir. Bu belge arşivlerde…"

AB uğruna Ege'de adaları verdiler şimdi 'AB olmasa da olur' diyorlar

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Ege'deki 18 adanın Yunanistan tarafından işgal edildiği eleştirilerine verdiği "Adaların hukuki ve fiili durumunda hiçbir değişiklik olmamıştır" yanıtına Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım sert tepki gösterdi.

10yalimumit-ars

Yalım hükümetin "adacık ve kayalık" diyerek bu konuyu geçiştirmeye çalıştığını kaydetti. Yalım şunları söyledi:

"Adacık ve kayalık diyorlar. Adacık değil ada. Uluslararası dokümanlarda da ada olarak kabul ediliyor. Amerikan ve İngiliz haritalarında da açıkça ada olarak geçiyor. Lozan Antlaşması'nın 15 maddesinde yer alan 'adacık' ifadesine bağlayarak verilen 18 adayı bu adacıkların arasına sokmaya çalışıyorlar. Hükümet 2004 yılında AB'den müzakere tarihi alabilmek için bu adaları alenen Yunanistan'a verdi. Şimdi de AB olmasa da olur diyorlar. İşlenen günah çok büyük. " Başak KAYA/ANKARA



https://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/yunanistanin-egede-isgal-ettigi-18inci-ada-adimiza-tescilli-cikti-1546450/

==================

YUNANİSTAN HANGİ ADALARI İŞGAL ETTİ?

Yunanistan ile yaşanan Kardak krizi komşunun işgal ettiği adaları bir kez daha gündeme getirdi.

Bir süredir konuşulan konuyu Hürriyet'ten Fikret Bila bugünkü köşesine taşıdı.

ADALAR KARDAK ÇIKIŞININ BİR SEBEBİ

Bila Kuvvet Komutanlarının ve Genel Kurmay Başkanı Akar'ın Kardak çıkışının sebeplerinden birinin Yunanistan'ın 2004 yılından bu yana aidiyeti belirsiz adacıkları egemenliği altına alma girişimi olduğunu yazdı.

Bila deniz hukuku ve Kıbrıs konusunda uzman eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Ümit Yalım'ın bir süredir sosyal medyada önemli bilgiler paylaştığını söyledi.

18 ADA İŞGAL ALTINDA

Bu bilgiler arasındaki "işgal" ayrıntısını da köşesinden aktaran Bila şunları yazdı:

Yalım haritalar üzerinden verdiği bilgilerle Yunanistan'ın Ege'de Kardak kayalıklarının yakınındaki Kalolimnoz Adası'yla birlikte 18 adayı işgal ettiğini ve silahlandırdığını belirtiyor.

HANGİ ADALAR?

Eski bakanlardan Prof. Dr. Suat Çağlayan ise Odatv'de yazdığı makalede Yunanistan'ın işgal ettiği ada ve kayalıkları şöyle sıralıyor:

"Koyun Hurşit Formoz Eşek Nergizcik Bulamaç Kalolimnoz Keçi Sakarcılar Koçbaba Ardacık Gavdos Dhia Dionisades Gaidhouronisi Koufonisi ve Venedik kayalıkları. "

https://www.timeturk.com/yunanistan-hangi-adalari-isgal-etti/haber-475482

================================

MİLLİ SAVUNMA BAKANI'NIN 16 ADA İTİRAFI MHP'Lİ VEKİLLERİ AYAĞA KALDIRDI

TBMM'de MHP'li vekiller 16 adanın Yunanistan tarafından işgaline seyirci kalındığını savunarak Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ı ağır sözlerle eleştirdi.

Milli Savunma Bakanı'nın 16 Ada İtirafı            MHP'li Vekilleri Ayağa Kaldırdı

TBMM Genel Kurulu'nda Ege kıyılarında yer alan 16 Egemenliği Andlaşmalarla Devredilmemiş Ada Kaya ve Kayacıkların (EGAYDAAK) fiilen Yunanistan tarafından "işgal edilmesi" kavgası yaşandı.

KONUŞMALAR MECLİS TUTANAKLARINDA

Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre İsmet Yılmaz'ın 16 adaya ilişkin fiili işgalden bahsetmesi MHP'lilerin ayaklanmasına yol açarken tartışma TBMM tutanaklarına şöyle yansıdı:

- Ahmet Duran Bulut (MHP/Balıkesir): Sayın Bakan Ege'de 16 Türk adasında Yunanlıların hâkim olduğu bayraklarını astıkları; İzmir'in karşısındaki kayalıklara yine bayraklarını diktikleri Türk hava sahasını ihlal eden Yunan askerî helikopterine karşı müdahale etmeme emrinin verildiğini basından okumaktayız Genelkurmay'ın internet sitesinde görmekteyiz. "Dışişleri Bakanlığı'nın talimatıyla bizim bilgimiz dâhilinde o Adalar onlara verildi' ifadesi neticesinde bu hava ihlalinin Genelkurmay'ın internet sitesinden kaldırılması resmî olarak talep edilmiştir. Bu konuyu açıklar mısınız Genel Kurul'a?

"ÇİLLER KADAR OLAMADINIZ"

- Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz: Ege adalarıyla ilgili Lozan Barış Antlaşması 12'nci maddesi ve Paris Barış Antlaşması madde 14 hükümleriyle egemenliği devredilenler dışında hiçbir adanın egemenliği antlaşmalarla Yunanistan'a devredilmemiştir. Bu ada adacık ve kayalıkların egemenliği Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne halefiyet yoluyla intikal etmiştir. Hukuken EGAYDAAK Türkiye Cumhuriyeti'nin hâkimiyetindedir. Antlaşmalarla gerçekleştirilen bu düzenlemeye karşılık EGAYDAAK'ların bir kısmı üzerinde başından beri ama ta Osmanlı'dan bugüne gelinceye kadar bir Yunanistan'ın fiilî uygulamaları vardır. Ancak fiilî devlet uygulamaları onların yasal hukuki statülerini değiştirmez. Bu uluslararası mahkemelerin de vermiş olduğu karardır. Dolayısıyla bu durumda EGAYDAAK'lar hukuken Türkiye Cumhuriyeti egemenliğindedir. EGAYDAAK'ların üzerindeki mevcut olan fiilî Yunan uygulamaları hukuki statüyü değiştirmez.

- Özcan Yeniçeri (MHP/Ankara): Tansu Çiller kadar olamadınız.

- Yılmaz: Yine Dışişleri Bakanlığı'nın bahse konu araştırmasının 1997 yılında... (MHP sıralarından gürültüler) Dolayısıyla aramızdaki fark şu: Siz 'Burayı Yunanistan'a verdi' diyerek Yunanistan lehine görüş bildiriyorsunuz. Çok şükür ki siz iktidarda değilsiniz.

- Oktay Vural (MHP/İzmir): Yuh lan sana be!

- Bülent Belen (MHP/Tekirdağ): Yazıklar olsun sana sıvışma bakanı!

- Yılmaz: Eğer iktidarda olsaydınız sizin bu sözlerinizi alarak Yunanistan uluslararası mahkemelerde kullanırdı.

"DAHA NE İSTİYORSUNUZ"

- Yılmaz: Hayır çok net şekilde siz diyorsunuz ki: 'Buralar Yunan toprağı oldu' Ne diyorsunuz? E Yunan toprağı değilse? Tamam biz de diyoruz ki: 'Fiilî uygulamalar egemenlik durumunu değiştirmez'. Uluslararası antlaşmalar bunu söylüyor hakem kararları bunu söylüyor. Daha ne istiyorsunuz? Daha ne istiyorsunuz? (MHP sıralarından gürültüler)

- Mehmet Günal (MHP/Antalya): Ama adamlar çıktı adaya orayı işgal ediyor.

- Bulut: Bakın ben o adaların kenarından geçiyorum Yunan hücum botları teknemin önünü kesiyor yanaştırmıyor adaya.

- Erkan Akçay (MHP/Manisa): Sen Millî Savunma Bakanı olarak o adalara girebilir misin şimdi?

"SIVIŞMA BAKANI"

Gerginliğin doruğa çıkması üzerine TBMM Başkanvekili Sadık Yakut birleşime ara vermek zorunda kaldı. Verilen arada tutanaklar devre dışı kalırken Bakan Yılmaz'ın komisyon sıralarından ayrılmasına MHP'liler "Kaç kaç işin gücün kaçmak zaten. Adı sıvışma bakanı" diye laf attı. MHP sıralarından Yılmaz'a "Vatan toprağı işgal edilmiş sen bu durumu kabul ediyorsun. Sesin çıkmaz. Şaka gibi toprağım işgal edildi diyor 'fiili işgal var' diyor hukuken bir şey ifade etmiyor diyor' diye bağırdı.

Vural Yılmaz'ın derhal açıklama yapması gerektiğini belirtirken "derhal bu bakan azledilmeli" dedi. CHP'liler de Yılmaz'ın skandal bir açıklama yaptığını ve bunun kabul edilemeyeceğini dile getirdi.

MHP Manisa Milletvekili Ekran Akçay "Sen niye fiilî uygulama yapamıyorsun da Yunanistan yapıyor fiilî uygulamayı? Yeni Yunan hükümeti kuruldu Millî Savunma Bakanı'nın ilk ziyareti o Türk adalarına Eşek Bulamaç adalarına oldu. Senin Millî Savunma Bakanı olarak o adayı ziyaret etmen gerekir Yunan askeri var orada. Bu fiilî uygulamaya bu oldu bittiye niye izin verdiniz siz iktidardınız o zaman?" diye konuştu.

16 ADACIK

Yunanistan'ın işgal ettiği öne sürülen 16 ada ve 1 kayalığın isimleri şöyle: "Koyun Hurşit Fornoz Eşek Nergizcik Bulamaç Kalolimnoz Keçi Sakarcılar Koç

https://www.haberler.com/milli-savunma-bakani-16-turk-adasinda-yunanistan-7127650-haberi/

===============================

LAUSANNE'DA İMZALANAN SENETLER

30 OCAK VE 24 TEMMUZ 1923

I. BARIŞ ANDLAŞMASI

24 TEMMUZ 1923 TARİHİNDE İMZALANMIŞTIR

Bir yandan

İNGİLİZ İMPARATORLUĞU FRANSA İTALYA JAPONYA YUNANİSTAN ROMANYA SIRP - HIRVAT - SLOVEN DEVLETİ

Ve öte yandan

TÜRKİYE

1914 yılından beri Doğu'nun huzurunu bozan savaş durumuna kesin bir son vermek için aynı istekle duygulu olarak

Uluslarının ortaklaşa refah ve mutluluğu için gerekli olan dostluk ve ticaret ilişkilerini aralarında yeniden kurmak özlemi içinde

Ve bu ilişkilerin Devletlerin bağımsızlığına ve egemenliğine saygı temeline dayanması gerektiğini düşünerek

Bu amaçla bir Andlaşma yapmayı kararlaştırmışlar ve Tamyetkili Temsilcilerini aşağıda belirtildiği üzere atamışlardır:

MAJESTE BÜYÜK-BRİTANYA VE İRLANDA BIRLEŞİK-KRALLIĞI VE DENİZLER ÖTESİ İNGİLİZ ÜLKELERİ KRALI HİNDİSTAN IMPARATORU:

Çok Sayın Sir Horace George Montagu RUMBOLD Baronet G. C. M. G. İstanbul'da Yüksek-Komiser;

FRANSA CUMHURBAŞKANI:

Korgeneral Sayın Maurice PELLE Fransa Büyükelçi Cumhuriyet'in Doğu'da Yüksek-Komiseri LYgion d'Honneur Ulusal Nişanın Grand Officier rütbesi;

MAJESTE İTALYA KRALI:

Sayın Marki Camile GARRONI Krallık Senatörü İtalya Büyükelçisi İstanbul'da Yüksek-Komiser Saints Maurice et Lazare Nişanlarıyla Couronne d'Italie Nişanının Grand-Croix rütbesi;

M. Jules CYsar MONTAGNA Atina'da Olağanüstü Temsilci ve Tamyetkili Ortaelçi Saints Maurice et Lazare Nisanlarinin Commandeur rütbesi Couronne d'Italie Nişanının Grand Officier rütbesi;

MAJESTE JAPONYA İMPARATORU:

M. Kentaro OTCHIAI Jusammi Soleil Levant Nişanının Birinci Sınıf rütbesi Roma'da Olağanüstü ve Tamyetkili Büyükelçi;

MAJESTE YUNANLILAR KRALI:

M. Eleftherios K. VENISELOS eski Başbakan Sauveur Nişanının Grand-Croix rütbesi;

M. DYmètre CACLAMANOS Londra'da Tamyetkili Temsilci Sauveur Nişanının Commandeur rütbesi;

MAJESTE ROMANYA KRALI:

M. Constantin I. DIAMANDY Tamyetkili Ortaelçi;

M. Constantin CONTZESCO Tamyetkili Ortaelçi;

MAJESTE SIRPLAR HIRVATLAR VE SLOVENLER KRALI:

M. Dr. Miloutine YOVANOVITCH Bern'de Olağanüstü Temsilci Tamyetkili Ortaelçi;

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ HÜKÜMETİ:

İSMET Paşa Dışişleri Bakanı Edirne Milletvekili;

Dr. RIZA NUR Bey Sağlık İşleri ve Sosyal Yardım Bakanı Sinop Milletvekili;

HASAN Bey eski Bakan Trabzon Milletvekili.

BU TEMSILCILER yetki belgelerini gösterdikten ve bu belgeler usulüne uygun ve geçerli kabul edildikten sonra aşağıdaki hükümler üzerinde anlaşmaya varmışlardır:

BÖLÜM I

SIYASAL HÜKÜMLER

MADDE 1.

İşbu Anlaşmanın yürürlüğe girişi tarihinden başlayarak bir yandan İngiliz İmparatorluğu Fransa İtalya Japonya Yunanistan Romanya Sırp-Hırvat-Sloven Devleti ve öte yandan Türkiye arasında olduğu kadar bunların uyrukları arasında da barış durumu kesin olarak kurulmuş olacaktır.

Taraflar arasında resmi ilişkiler kurulacak ve Tarafların ülkelerinde diplomasi ve konsolosluk görevlileri (agents diplomatiques et consulaires) yapılacak özel anlaşmalara halel gelmeksizin Devletler hukukunun genel ilkeleri uyarınca işlem göreceklerdir.

KESIM I

i. ÜLKEYE İLİŞKİN HÜKÜMLER

MADDE 2

Karadeniz'den Ege Denizi'ne kadar Türkiye'nin sınırları aşağıdaki gibi saptanmıştır

(I sayılı Haritaya bakılması):

1. Bulgaristan ile:

Rezvasya'nın denize döküldüğü yerden Türkiye Bulgaristan ve Yunanistan sınırlarının birleştikleri noktada Meriç'e kadar:

Bulgaristan'ın Güney sınırı şimdiki durumuyla saptanmış olduğu gibi;

2. Yunanistan ile:

Buradan Arda ve Meriç'in birleştikleri yere kadar:

Meriç'in akım yolu;

Buradan Arda kaynağına doğru (vers l'amont de l'Arda) bu nehir üzerinde ve Çörek Köy'ün hemen yakınında olmak üzere arazi üzerinde saptanacak bir noktaya kadar:

Arda'nın akım yolu;

Buradan Güney-Doğu doğrultusunda Bosna Köy'ün nehrin denize döküldüğü yönde (en aval) 1 kilometre uzaklığında bulunan bir noktaya kadar:

Bosna-Köy'ü Türkiye'de bırakan belli olacak ölçüde düz bir çizgi Çörek Köy 5 nci maddede belirtilen Komisyonca nüfusunun (halkının) çoğunluğunun Türk ya da Rum olarak kabul edileceğine göre Türkiye'ye ya da Yunanistan'a verilecektir; 1 Ekim 1922 den sonra bu köye göç etmiş olanlar hesaba katılmayacaklardır;

Buradan Ege Denizi'ne kadar;

Meriç'in akım yolu.

MADDE 3

Akdeniz'den İran sınırına kadar Türkiye'nin sınırı aşağıdaki gibi saptanmıştır:

1. Suriye ile:

20 Ekim 1921 tarihli Türk-Fransız Andlaşmasının 8 nci maddesiyle saptanmış olan sınır;

2. Irak ile:

Türkiye ile Irak arasındaki sınır işbu Andlaşmanın yürürlüğe girişinden başlayarak dokuz aylık bir süre içinde Türkiye ile İngiltere arasında dostça bir çözüm yoluyla saptanacaktır.

Öngörülen süre içinde iki Hükümet arasında bir anlaşmaya varılamazsa anlaşmazlık Milletler Cemiyeti Meclisine götürülecektir.

Sınır çizgisi konusunda alınacak kararı beklerken Türk ve İngiliz Hükümetleri kesin geleceği [kaderi] bu karara bağlı olan toprakların şimdiki durumunda herhangi bir değişiklik yapacak nitelikte hiç bir askeri ya da başka bir harekete bulunmamayı karşılıklı olarak yükümlenirler.

MADDE 4

İşbu Andlaşmada belirtilen sınırlar Andlaşmaya eklenmiş 1/1 000 000 ölçekli haritalar üzerine çizilecektir. Andlaşma metni ile haritalar arasında uyuşmazlık çıkarsa Andlaşma metni üstün tutulacaktır.

MADDE 5

İşbu Andlaşmanın 2 nci maddesinin 2 nci paragrafında tanımlanmış sınırı toprak [arazi] üzerinde çizmekle bir Sınırlandırma Komisyonu görevlendirilecektir. Komisyon Türkiye ile Yunanistan'in -her Devlet için birer temsilci olmak üzere- temsilcilerinden ve bunların üçüncü bir Devletin uyrukları arasında seçecekleri bir Başkan'dan kurulacaktır.

Sınırlandırma Komisyonu her yerde yönetsel sınırlarla yerel [mahalli] ekonomik çıkarları elden geldiği ölçüde göz önünde tutarak Andlaşmalarda verilmiş tanımlamaları en yakından izlemeye çalışacaktır.

Komisyonun kararları oyçokluğuyla alınacak ve bu kararlar ilgili Taraflar için bağlayıcı nitelikte olacaktır.

Sınırlandırma Komisyonunun giderleri ilgili Taraflarca eşit olarak yüklenilecektir.

MADDE 6

Bir nehrin ya da bir ırmağın kıyılarıyla değil de akım yollarıyla tanımlanan sınırlar bakımından işbu Andlaşmadaki tanımlamalarda kullanılan "akım yolu" (mecra "cours" ya da "chenal") terimleri şu anlama gelmektedir: Bir yandan gemilerin gidiş-gelişine (ulaşıma) elverişli olmayan nehirlerde akar suyun ya da ana kolunun ortay çizgisi (ligne mYdiane) ve öte yandan gemilerin gidiş-gelişlerine (ulaşıma) elverişli nehirlerde ana gidiş-geliş yolunun ortay çizgisi (ligne mYdiane du chenal de navigation principale). Bununla birlikte akım ya da gidiş-geliş yolunda değişiklikler olması halinde sınır çizgisinin bu biçimde tanımlanmış olan akım yoluyla gidiş-geliş yolunu mu izleyeceğini yoksa bu yolun işbu Andlaşmanın yürürlüğe giriş anındaki durumunda olduğu gibi kesin olarak saptanmış mı kalacağını kararlaştırmaya işbu Andlaşmada öngörülen Sınırlandırma Komisyonu yetkili olacaktır.

İşbu Andlaşmada aykırı bir hüküm bulunmadıkça deniz sınırları kıyıya üç milden daha yakın bulunan adaları ve adacıkları da içine alacaktır.

MADDE 7

İlgili Devletler Sınırlandırma Komisyonuna görevlerini yerine getirmesi için gerekli her türlü belgeleri özellikle şimdiki ya da eski sınırların saptanmasına ilişkin tutanakların doğruluğu onanmış örneklerini elde bulunan en büyük ölçekli bütün haritaları geodezik verileri yapılmış fakat yayınlanmamış yerölçmesi [mesaha] haritalarını (levYs) sınırdaki akar suların yatak değiştirmelerine ilişkin bilgileri vermeyi yüklenirler. Türk makamlarının elinde bulunan haritalar geodezik veriler yayınlanmamış olsa bile yerölçmesi [mesaha] haritaları işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından sonra en kısa süre içinde İstanbul'da Sınırlandırma Komisyonunun Başkanına teslim edilecektir.

İlgili Devletler bundan başka bütün belgeleri özellikle planları kadastrolarla tapu kütüklerini ve Komisyon isterse mülkiyet durumuna ve ekonomik akımlara ilişkin bilgilerle gerekli her çeşit bilgileri Komisyona iletmeleri için yerel makamlara yönergeler [talimat] vermeyi de yükümlenirler.

MADDE 8

İlgili Devletler Sınırlandırma Komisyonuna görevlerini yerine getirebilmesi için gerekli olan ulaşım konut işgücü ve malzemeye (direkler ve sınır işaretleri) ilişkin her türlü yardımı gerek doğrudan gerekse yerel makamların aracılığıyla yapmayı yükümlenirler.

Özellikle Türk Hükümeti Sınırlandırma Komisyonunun görevlerini yerine getirmesinde gerekli görünürse teknik personel yardımında bulunmayı yükümlenir.

MADDE 9

İlgili Devletler Komisyonca konulmuş nirengi noktalarını sınır işaretlerini taşlarını kazık ya da direklerini korumayı yükümlenirler.

MADDE 10

Sınır işaretleri [taş kazık ya da direkler] birbirinden gözle görülecek uzaklıklarda konulacaktır; bunlara sayı verilecek ve yerleriyle sayıları bir haritaya işlenecektir.

MADDE 11

Sınırlandırmaya ilişkin kesin tutanaklar bunlara ekli haritalar ve belgeler her biri de asıl nusha sayılmak üzere üç nusha olarak düzenlenecektir; bunlardan ikisi sınırdaş Devletlere üçüncüsü de doğruluğu onaylanmış birer örneğini işbu Andlaşmayı imzalamış Devletlere gönderecek olan Fransa Cumhuriyeti Hükümetine verilecektir.

MADDE 12

İmroz (Imbros) adası ile Bozcaada (Tenedos) ve Tavşan adaları (Iles aux Lapins) dışında Doğu Akdeniz adaları ve özellikle Limmi (Lemnos) Semadirek (Semendirek Samothrace) Midilli (MitylYne) Sakız (Chio) Sisam (Samos) ve Nikarya (Nicaria) adaları üzerinde Yunan egemenliği konusunda 17/30 Mayıs 1913 tarihli Londra Andlaşmasının 5 nci ve 1/14 Kasım 1913 tarihli Atina Andlaşmasının 15 nci Maddeleri hükümleri uyarınca alınan ve 13 Şubat 1914 tarihinde Yunan Hükümetine bildirilen karar bu Andlaşmanın İtalya'nın egemenliği altına konulan ve 15 nci Maddede belirtilen adalara ilişkin hükümleri saklı kalmak üzere doğrulanmıştır. İşbu Andlaşmada aykırı bir hüküm bulunmadıkça Asya kıyısından 3 milden az bir uzaklıkta bulunan adalar Türk egemenliği altında kalacaktır.

MADDE 13

Barışın sürekli olmasını sağlamak amacıyla Yunan Hükümeti Midilli Sakız Sisam ve Nikarya adalarında aşağıdaki tedbirlere uymayı yükümlenir:

1. Bu adalarda hiç bir deniz üssü kurulmayacak hiç bir istihkam yapılmayacaktır.

2. Yunan askeri uçaklarının Anadolu kıyısı toprakları üstünde uçmaları yasak olacaktır.

Buna karşılık Türk Hükümeti de askeri uçaklarının bu adalar üstünde uçmalarını yasaklayacaktır.

3. Bu adalarda Yunan askeri kuvvetleri askerlik hizmetine çağrılmış ve bulundukları yerde eğitilebilecek normal asker sayısında çok olmayacağı gibi jandarma ve polis kuvvetleri de bütün Yunan ülkesindeki jandarma ve polis kuvvetlerine orantılı bir sayıda kalacaktır.

MADDE 14

Türk egemenliği altında kalan İmroz adasıyla Bozcaada yerel [mahalli] yönetim ile can ve mal güvenliği bakımından Müslüman-olmayan yerli halka gerekli bütün güvenceyi sağlayan yerel unsurlardan kurulu bir özel yönetim örgütünden yararlanacaktır. Bu adalarda düzenin korunması yukarıda öngörülen yerel yönetim örgütünün aracılığıyla yerli halktan seçilmiş ve bu örgütün emrinde bulunan bir polis kuvvetince sağlanacaktır.

Rum ve Türk halklarının mübadelesine ilişkin olarak Türkiye ile Yunanistan arasında kararlaştırılmış ya da kararlastırılacak olan hükümler İmroz ve Bozcaada adaları halkına uygulanmayacaktır.

MADDE 15

Türkiye aşağıda sayılan adalar üzerindeki bütün haklarından ve sıfatlarından İtalya yararına vazgeçer: Bugünkü durumda İtalya'nin işgali altında bulunan Stampalia (Astropolia) Rodos (Rhodes Rhodos) Kalki (Calki Khalki) Skarpanto (Scarpanto) Kazos (Casos Casso) Piskopis (Piscopis Tilos) Miziroz (Misiros Nisyros) Kalimnos (Calimnos Kalymnos) Leros Patmos Lipsos (Lipso) Simi (Symi) ve İstanköy (Cos Kos) adaları ile bunlara bağlı adacıklar ve Meis (Castellorizo) adası (2 sayılı Haritaya bakılması).

MADDE 16

Türkiye işbu Andlaşmada belirtilen sınırlar dışında bulunan topraklar üzerindeki ya da bu topraklara ilişkin olarak her türlü haklarıyla sıfatlarından ve egemenliği işbu Andlaşmada tanınmış adalardan başka bütün öteki adalar üzerindeki her türlü haklarından ve sıfatlarından vazgeçmiş olduğunu bildirir; bu toprakların ve adaların geleceği [kaderi] ilgililerce düzenlenmiştir ya da düzenlenecektir.

İşbu maddenin hükümleri Türkiye ile sınırdaş olan ülkeler arasında komşuluk durumları yüzünden kararlaştırılmış ya da kararlaştırılacak olan özel hükümlere halel vermez.

MADDE 17

Türkiye'nin Mısır ve Sudan üzerindeki bütün haklarından ve sıfatlarından vazgeçisi 5 Kasım 1914 tarihinden başlayarak yürürlüğe girmiş olacaktır.

MADDE 18

Türkiye Mısır vergisiyle güvence altına alınmış Osmanlı borçlanmaları -başka bir deyimle 1855 1891 ve 1894 borçlanmaları- konusundaki bütün yükümlerinden ve borçlarından aklanmıştır [ibra edilmiştir]. Bu üç borçlanmanın hizmetleri için Mısır'ın yaptığı yıllık ödemeler bugün Mısır Devlet Borcu hizmetlerinin ödenmesinin bir parçasını oluşturmakta olduğundan Mısır Osmanlı Devlet Borcuna [Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'ye] ilişkin olarak başka her türlü borçlardan aklanmıştır.

MADDE 19

Mısır Devletinin tanınmasından doğan sorunlar ilgili Devletler arasında saptanacak şartlar içinde sonradan kararlaştırılacak hükümlerle çözüme bağlanacak ve işbu Andlaşma uyarınca Türkiye'den ayrılan topraklara ilişkin olarak sözü geçen Andlaşmanın hükümleri Mısır Devletine uygulanacaktır.

MADDE 20

Türkiye İngiliz Hükümetince 5 Kasım 1914 tarihinden ilan edilen Kıbrıs'ın [İngiltere'ye] katılışını tanıdığını bildirir.

MADDE 21

5 Kasım 1914 tarihinden Kıbrıs adasında yerleşmiş bulunan Türk uyrukları yerel kanunun saptadığı şartlar içinde İngiliz uyrukluğunu edinecekler ve bu kimseler Türk uyrukluğunu yitireceklerdir. Bununla birlikte işbu Andlaşmanın yürürlüğe girişinden başlayarak iki yıllık bir süre içinde Türk uyrukluğunu seçme yetenekleri olacaktır; bu durumda seçme hakkını (option) kullandıkları tarihi izleyecek oniki ay içinde Kıbrıs adasından ayrılmaları zorunlu olacaktır.

İşbu Andlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihte Kıbrıs adasında yerleşmiş olup da bu tarihte yerel kanunun öngördüğü şartlar içinde yapılmış başvurma üzerine İngiliz uyrukluğunu edinmiş bulunan ya da edinmekte olan Türk uyrukları da bu yüzden Türk uyrukluğunu yitireceklerdir.

şurası kararlaştırılmıştır ki Kıbrıs Hükümetinin Türk Hükümetinin rızası olmaksızın Türk uyrukluğundan başka bir uyrukluk edinmiş olan kimselere İngiliz uyrukluğunu reddetme yeteneği olacaktır.

MADDE 22

Türkiye 27 nci Maddenin genel hükümlerine halel gelmemek şartıyla 18 Ekim 1912 tarihli Lausanne Andlaşması ve bu Andlaşmaya ilişkin senetler uyarınca ne nitelikte olursa olsun Libya'da yararlandığı bütün haklarının ve ayrıcalıklarının kesin olarak sona erdiğini tanıdığını bildirir.

 Antlaşmanın devamı ve ekleri ektedir.

http://www.abchukuk.com/arsiv/lausanne.html

--

"INTERNATIONAL COVENANT ON CIVIL AND POLITICAL RIGHTS"

(Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme)

19'uncu maddeyi şöyle açıklar:

Herkes engel olmaksızın fikirlere sahip olmalıdır.

Herkesin ifade özgürlüğü hakkı olmalıdır; bu hak her türlü bilgi ve fikirleri sınır olmaksızın sözlü yazılı basılmış sanat veyahutta herhangi dilediği bir medya ortamıyla öğrenme alma ve verme hakkıdır.

2'inci bölümdeki haklar özel haklar ve sorumluluklar getirir. Bu doğrultuda bazı limitler kanunlar tarafıyla uygulanabilir:

a) Başkalarının haklarına ve şöhretine saygı;

b) Ulusal güvenlik halk düzeni veyahutta halk sağlığı ve huzuru.

20'inci madde de; şiddet propagandalarını yasaklar.

19'uncu maddenin üçüncü bölümünde belirtilen iki bend gerek monarşik gerek militarist gerek muhafazakar rejimlerin talepleri doğrultusunda eklenilmiştir.

ÜLKEMİZİN İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNÂMESİ TERCÜMESİNİN 19'UNCU MADDESİ ŞÖYLE DER:

"Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak elde etmek veya yaymak hakkını içerir. "

1982 ANAYASASI'NDA DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GENEL ÇERÇEVESİ

1982 Anayasası'nda düşünce özgürlüğü ile ilişkili iki madde bulunmaktadır. Bunlardan ilki 1982 Anayasası'nın 25. maddesi olup; bu madde "Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz" şeklindeki düzenleme ile ifade özgürlüğünü güvenceye almıştır. 25. madde düşünce özgürlüğü konusunda herhangi bir sınırlama sebebi düzenlememiştir.

Ancak 26. madde düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti başlığı altında "Herkes düşünce ve kanaatlerini söz yazı resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü radyo televizyon sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

(Değişik: 3/10/2001-4709/9 md. ) Bu hürriyetlerin kullanılması millî güvenlik kamu düzeni kamu güvenliği Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması suçların önlenmesi suçluların cezalandırılması Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması başkalarının şöhret veya haklarının özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. (Mülga: 3/10/2001-4709/9 md. )

Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler bunların yayımını engellememek kaydıyla düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.

(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/9 md. ) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil şart ve usuller kanunla düzenlenir" şeklinde düzenlemiş ve düşünceyi yayma ve açıklamanın bazı durumlarda kısıtlanabileceğini söylemiştir.

Anayasa'da yapılan değişiklikle daha önce 13. maddede sayılan genel sınırlama sebepleri kaldırılmış ancak oradaki sınırlama sebepleri 26. maddenin 2. fıkrasına eklenerek esas olarak düşünce özgürlüğünün geliştirilmesi için bir değişiklik meydana getirilmemiştir.

Temel hak ve özgürlükler konusunda kritik olan konulardan birisi de sınırlamanın sınırının ne olacağıdır. 2001'de yapılan değişiklikten önce sınırlamanın anayasal sınırı "demokratik toplum düzeninin gerekleri" ölçütü iken değişikle birlikte 13. maddede "Temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar Anayasanın sözüne ve ruhuna demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. " denilerek "demokratik toplum düzeninin gerekleri" ölçütü dışında "öz güvencesi" "ölçülük ilkesi" ve " laik cumhuriyetin gerekleri" gibi yeni ölçütlerle de sınırlamanın sınırı genişletilmiştir.

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINDAN YAPILAN SON DAKİKA AÇIKLAMASINDA

"Türkiye Cumhuriyeti Devletine yönelik; 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki güçler tarafından gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal barışını iç huzurunu birliğini ve ekonomik güvenliğini hedef alan ekonomik saldırılar kapsamında; bu amaca hizmet eder mahiyette her türlü yönlendirici haber yazılı ve görsel yayın operasyonel amaçlı sosyal medya hesapları ile birlikte ekonomik güvenliği tehdit içeren eylemlerde bulunan kişi ya da kişiler hakkında TCK'nın bankacılık Kanunu SPK mevzuatı ve ilgili kanun maddeleri uyarınca soruşturma başlatılmıştır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur"

denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının da benzer bir soruşturma başlattığı bildirilldi.

TÜRK CEZA KANUNU : SUÇTA VE CEZADA KANUNÎLİK İLKESİ

Kanun No. 5237 Kabul Tarihi : 26. 9. 2004

MADDE 2.

(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz

Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz.

Suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.


---
a45UyF587661

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder