20 Ağustos 2018 Pazartesi

SİNAN MEYDAN: ÇANAKKALE’DE İKİ DEFA İSTANBUL’U KURTARAN MUSTAFA KEMAL PAŞA BU DEFA DA VATANI KURTARACAKTIR

SİNAN MEYDAN: ÇANAKKALE'DE İKİ DEFA İSTANBUL'U KURTARAN MUSTAFA KEMAL PAŞA BU DEFA DA VATANI KURTARACAKTIR

Atatürk'ün anakkale kahramanı" olmadığını iddia edenler… Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'ndaki "kurtarıcı" rolünü reddedenler… Azılı Atatürk düşmanları… Yalancı tarihçiler… Neredesiniz? Bakın! 21 Ağustos 1921 tarihli Tevhid-i Efkâr Gazetesi burada!


Türkiye bugün siyasal kültürel toplumsal ekonomik her bakımdan zor günlergeçiriyor. Çünkü Türkiye iyi yönetilmiyor. Bugün Türkiye'yi uçurumun kenarına getirenler her şeyden önce "tarih" bilmiyorlar. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının sayıklamalarını "tarihsel gerçek" diye sahipleniyorlar. Sabah akşam "dış güçler" edebiyatı yapıyorlar. Fakat Atatürk'ün tarihimizdeki en büyük "dış güç saldırısını" nasıl bertaraf ettiğini "emperya

Bugün burada Çanakkale'den Sakarya'ya Atatürk'ün "kurtarıcı" rolünü inkâr edenlere bu amaçla tarihi gerçekleri eğip bükenlere tam 97 yıllık bir belgeylecevap vereceğim.

ANADOLU İŞGAL ALTINDA

22-25 Temmuz 1921'de Türk orduları Sakarya'nın doğusuna çekildi. Afyon Bilecek Kütahya ve Eskişehir Yunan ordularınca işgal edildi. Yunan ordularıAnkara'nın 80 km yakınlarına kadar geldi. Meclisin Kayseri'ye taşınması için hazırlıklara başlanıldı.

Kurtuluş Savaşı'nın artık kaybedileceğinin düşünüldüğü o zor günlerde TBMM Atatürk'ün ordunun başına geçmesini istedi.

Atatürk 5 Ağustos 1921'de üç ay süreyle olağanüstü yetkili başkomutanseçildi. Türk ordularının ve Türk milletinin tüm sorumluluğu artık onun omuzlarındaydı.

Atatürk başkomutan seçilir seçilmez millete gitti: 8 Ağustos 1921'de Tekâlifi Milliye Emirlerini (Milli Yükümlülükler) yayımladı. Ordunun ihtiyaçlarınıtamamlamak için -savaştan sonra geri verilmek üzere- çarıktan çoraba çividen silaha halkın orduya yardım etmesini istedi. Halk elinde avucunda ne varsaorduya verdi. Büyük bir milli seferberlik başladı.

14 Ağustos 1921'de Yunan orduları Eskişehir ve Afyon'dan Ankara'ya doğruharekete geçtiler. 15 Ağustos 1921'de Sivrihisar'ı işgal ettiler.

16 Ağustos 1921'de Atatürk Türk cephesinin sol kanadını denetlerken İnler Katrancı yakındaki tepede atından düşerek yaralandı. Ankara'ya dönünce bir kaburgasının kırık olduğu anlaşıldı. Ancak 17 Ağustos 1921'de yeniden cepheyedöndü. Malıköy yakınındaki Alagöz karargâhına gitti.

ZOR GÜNLERİN DOĞAL LİDERİ

Atatürk başından beri Kurtuluş Savaşı'nın "doğal lideri"ydi: Amasya Genelgesi'ni hazırlarken Erzurum ve Sivas kongrelerine "başkan" seçilirken Temsil Heyeti liderliğine getirilirken Ankara'da TBMM açıldıktan sonra "meclis başkanı"olurken Sakarya Savaşı öncesi "başkomutan" seçilirken ve daha sonraları önder-lider hep Atatürk'tü. Çerkez Ethem'i ve Enver Paşa'yı Kurtuluş Savaşı'nın lideri olarak görenler çok geçmeden yanıldıklarını anlayacaklardı. Silah arkadaşları zaman zaman Atatürk'ü eleştirseler de Kurtuluş Savaşı'nın sonuna kadar Atatürk'ün liderliğini kabul edip onun liderliğinde birleştiler. Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı liderliği sonradan Kema

Özellikle Sakarya Savaşı öncesi günler gerçekten çok zordu. Yenilginin artık kaçınılmaz olduğunun düşünüldüğü kahredici günlerdi. Halide Edip'in ifadesiyleTürk Milleti'nin "ateşten gömlek" giydiği o işgal günlerinde lider olmak herkesin harcı değildi.

Falih Rıfkı (Atay)'ın ankaya"daki anlatımıyla:

"Nihayet Temmuz sıcaklarında Kral Konstantin zarını attı. Umumî seferberlik yapmıştı. Pek ciddî İngiliz yardımı da görüyordu. Bizim ordumuz taarruz edecek Yunanlıların üçte biri kadar bir şeydi. Kral orduları ile Ankara'ya gidecek ve zaferini orada Mustafa Kemal'e dikte edecekti! Yine kara günler geldi. İlk çarpışmalarda ordumuzu yendiler. Eskişehir düştü. Rum gazetelerine göre artık hiçbir dayatış imkân kalmamıştı. Hürriyet ve İtilâfçıların da fikri bu idi. Saray yeniden bir Damat Ferit hükümeti kurmak için Kral Konstantin'in Ankara'ya ayak basmasını bekliyordu. (…) Hilâl-i Ahmer'e koşuyorduk. Başlangıçtan beri burası bir vatansever ocağı idi. Gizli Anadolu haberlerini hep oradakilerden alırdık. Hiç kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. (…) Yalnız Anadolu'dan geldiğini duyup görüştüğümüz bir erkân-ı harp miralayı: 'Benim bildiğim Mustafa Kemal Anadolu'nun son tepesine kadar gider yine teslim olmaz 'diyordu. Son tepe… Son tepe… Ona da razı idik. (…) Ne gazete açabiliyor ne sokağa çıkmaya katlanıyorduk. İlk mütareke günlerinden de azgın şımarık ve boğucu bir hava idi…"

İşte o boğucu günlerinde zafere inananların en büyük umudu Atatürk'tü. O erkân-ı harp miralayının dediği gibi "Mustafa Kemal Anadolu'nun son tepesine kadar gider yine teslim olmaz" diye düşünülüyordu.

Bu nedenledir ki Atatürk 1919-1922 arasında Anadolu'da her gittiği yerde büyük kalabalıklarca büyük bir umutla büyük bir coşkuyla karşılanıyordu. Örneğin 27 Aralık 1919'da Ankara'ya giderken yapılan karşılama "kurtarıcılara has" bir karşılamaydı.

İşgal altında kan ağlayan bu topraklar Atatürk'ü "kurtarıcı" olarak görüyordu.


Sakarya Zaferi'nden sonra hazırlanıp bastırılan 'Gazi Mustafa Kemal Paşa hazretleri' yazılı kartpostal…

İŞTE O BELGE

Peki ama Atatürk'e duyulan bu büyük inancın bu büyük güvenin kaynağı neydi?

O zor günlerde Atatürk'ü Kurtuluş Savaşı'nın "doğal lideri" yapan şey neydi?

Cevap basit!

Hiç tartışmasız Çanakkale Savaşları…

Bakmayın siz bugün kalemini satan Atatürk düşmanlarının yalanlarına! O zor Kurtuluş Savaşı günlerinde Atatürk'ün Çanakkale'de verdiği zor cesur ve doğru kararlarla savaşın kaderini değiştirdiği böylece İstanbul'u kurtardığıbiliniyordu. 1921 Ağustos ayı itibarıyla Çanakkale'nin üzerinden çok değil daha 6 yıl geçmişti. Anafartalar Kahramanı Sarı Paşa belleklerdeki yerini koruyordu. 1915'te Çanakkale'de düşmanı durduran Atatürk'ün 1921'de Sakarya'da da düşmanı durduracağına inanılıyordu.

Örneğin Sakarya Savaşı öncesinde 5 Ağustos 1921'de Atatürk "başkomutan" seçilince Bursa Mebusu Muhittin Baha Bey mec

Örnekleri çoğaltmak mümkün… Ancak elimizde öyle bir belge var ki başka bir örneğe gerek kalmadan Atatürk gerçeğini gözler önüne seriyor.

İşte o belge!

Bundan tam 97 yıl önce 1921'de İstanbul'da yayımlanan Tevhid-i Efkâr Gazetesi adeta Çanakkale'den Sakarya'ya bir "Atatürk köprüsü" kurup çok şaşırtıcı bir öngörüyle Çanakkale'de İstanbul'u kurtaran Atatürk'ün Sakarya'da da vatanı kurtaracağını yazıyordu.

Velid Ebüzziya'nın Tevhid-i Efkâr Gazetesi Ankara'ya Yunan ilerleyişininbaşladığı 21 Ağustos 1921'de Sakarya Savaşı arifesinde ilk sayfaya madalyon biçiminde bir Atatürk fotoğrafı yerleştiriyor. Onun hemen üstüne siyah kalın harflerle "Mustafa Kemal Paşa mutlaka muzaffer olacaktır" diye yazıyor. Hemen altına da -daha küçük harflerle- bunun gerekçesini belirtiyor: "Çanakkale'de iki defa İstanbul'u kurtaran Mustafa Kemal Paşa bu defa da vatanı kurtaracaktır. Çünkü Mustafa Kemal Paşa bütün bir ümmetin ve bütün bir milletin azm-i istihlas ve i'tilasını (kurtuluş ve yükselme azmini) temsil etmektedir. "

Fotoğrafın altına ise şöyle yazıyor: "Milletin azim ve irade-i istihlas ve necatini (kurtuluş iradesini) temsil eden ve ürkünç düşmanları Anadolu'nun harim-i ismetinde boğacak olan Mustafa Kemal. "

Yazının devamında da Atatürk'ten söz ediliyor onun Çanakkale'de; Arıburnu'nda ve Anafartalar'da stanbul'u iki defa kurtardığı" belirtiliyor. "Savaşın ve tesadüfün akla gelmeyen garip cilvelerinden biri ortaya çıkmadıkça Mustafa Kemal Paşa Sakarya'da mutlaka galip gelecek ve bu zaferiyle yalnız düşmanı değil milletin makûs talihini de yenecektir" deniliyor.

Belli ki Tevhid-i Efkâr Gazetesi Sakarya Savaşı öncesinde anakkale ve Atatürk" vurgusu yaparken "21 Ağustos" tarihini de bilerek seçiyor. Çünkü Atatürk 6 yıl önce 21 Ağustos 1915'te Çanakkale'de II. Anafartalar Zaferi'ni kazanmıştı.

Atatürk Çanakkale'de 24 Nisan 1915'te Arıburnu'nda 9 Ağustos 1915'te Anafartalar'da 10 Ağustos 1915'te Conkbayırı'nda ve 21 Ağustos 1915'te ikinci defa Anafartalar'da düşmanı durdurarak en az iki defa İstanbul'u kurtarmıştı.

İnsanların Kurtuluş Savaşı'nın artık kaybedildiğini düşündüğü umutsuzluğunkol gezdiği Sakarya Savaşı öncesinde 21 Ağustos 1921'de Tevhid-i Efkâr Gazetesi çok iddialı bir şekilde manşetten "Mustafa Kemal Paşa mutlaka muzaffer olacaktır" diyordu. Tevhid-i Efkâr haklı çıktı. 22 gün 22 gece süren Sakarya Savaşı sonunda Mustafa Kemal muzaffer oldu. Tevhid-i Efkâr'ınifadesiyle "Mustafa Kemal Paşa düşmanları Anadolu'nun harimi ismetinde boğdu. " Böylece vatan kurtuldu.

Atatürk'ün anakkale kahramanı olmadığını" iddia edenler… Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'ndaki "kurtarıcı" rolünü reddedenler… Azılı Atatürk düşmanları… Yalancı tarihçiler… Neredesiniz?

Bakın! 21 Ağustos 1921 tarihli Tevhid-i Efkâr

Gazetesi burada…

--   a45UyF587661

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder