12 Ağustos 2018 Pazar

EMİN ÇÖLAŞAN: PAPAZI VERECEK MİYİZ!

Ben de garanti vereyim, ABD'ye alçakça boyun eğerek sözde Rahip Bronson'u iade edersek, ya da bir takasda kullanırsak ekonomik kriz biter mi, bir rahatlama olur mu?

Olmaz, kesinlikle, asla olmaz.
Neden olmaz, çünkü ekonomik krizin dinamikleri farklı.

Çünkü cari açık sorunu ülke ekonomisinin sürekli döviz kaybı demektir.
Elde ettiğimiz ve harcadığımız döviz arasında olumsuz bir fark varsa ortaya bir açık çıkar.
Dış ticarette yaşanan bu döviz açığını yerine koymak gerekir.
Aksi halde ithalat yapamaz hale düşürsiniz.

Benzetmek gerekirse cari açık bu anlamda kan kaybı gibidir.
Anlık kısa süreli kan kayıplarına bedeniniz tahammül edebilir.
Ama az da olsa sürekli kan kaybına dayanmanız çok zordur.
Beden kan üretmek için olağan dışı çalışır.
Kaynaklarını tüketir.
Taa ki, üretemez noktaya gelene kadar.
Bu nedenle Cari Açığa ancak kısa sürelerle tahammül edebilirsiniz.

Bütçe açıkları da aynı örnekle açıklanabilir.
Kısa süreli bütçe açıklarına tahammül edebilirsiniz, ama sonsuza kadar tahammül edemezsiniz.

Ve açık veren sistemlerin ortak bir özelliği vardır.
O açık illa ki, bir şekilde başka dengelerin bozulmasıyla yerine konur.
Bu küçülmeyle sonuçlanır.

İşte Türk ekonomisinin bütçe açığı ve cari açık açısından durumu aynen böyledir.
Sürekli ve büyük hacimli bir kan kaybı..


Ülke varlıklarını yabancıların almasına karşı duruşumuzu eleştirenler var.
Ne olmuş yani yabancıların aldağı şirketler, fabrikalar yok olmuyor ki, alıp götürmüyorlar ki deniyor.

Bunu da algı ve yargısı bozuk insanlara şöyle anlatayım.
Sürekli kazandığından fazla harcayan bir aile sonunda borçlarını çeviremez, artık borç faizini dahi ödemekte zorlanır.
İşe o gün varlıklarını satmaya başlar.
Mesela içinde oturduğu evi satar.
Artık evi yoktur, ama sokakta da oturmaz, başkalarının evinde kiracı olur.
İşte bu küçülmedir, bu fakirleşmedir.

Evet, Türk halkı milli varlıklarını sattıkça bu varlıklara ve hizmetlere ek kira bedeliyle ulaşacak.
Netekim, yap-sat-işlet, ya da özlleştirmelerle satılan kamu hizmetleri daha ucuz değil daha pahallı olmuştur.

Akıllanmazsak, kolayca satılabilen, paraya çevrilebilen varlıklarımızı tükettiğimizden artık rahatsızlık verecek satışlar yapmak gerekecek.
Halkın kullandığı, hizmet aldığı pek çok iş imtiyaz şirketlerine dönüştürülerek satılacak.
Bunların içine devletin devletliği ile ilgili işler de girecektir.
YAni iç güvenlik, dış güvenlik, adalet, vergi alanlarında da bazı tuhaf satışlar gerçekleşebilir.

Netekim Osmanlı bu yollardan çok daha önce geçtiğinden bize en uygun örnek halka uzun yıllar büyük sıkıntılar vermiş olan Mültezim-İltizam sistemidir.

Aslında  Osmanlı batarken askerlik görevinin çok değişik şekillerde satılması gibi bu gün yeni icat zannedilen pek çok işi yapmıştır.

Misal, o meşhur Hicaz Demiryolu inşaatı da günümüzde yoğun şekilde kullanılan özel imtiyaz şirketi kurulması, devlet ricali ve padişahın da bu ballı lokma tatlısından büyük hisseler alarak yağmaya ortak olması, hazine garantileri, paketin tadını artırmak için içine konulan petrol arama imtiyazları.

Şimdi AKP'liler zannediyorlar ki, yap-işlet-sat ya da özel anonim imtiyaz şirketi yapmak ve borsada hissesini satmak, ya da kamu varlıklarını Varlık Fonu şeklinde teminat aracı haline sokmak gibi yöntemler kendi icatları.
Bunlar batan bir devletin son çırpınışlarıdır aslında.
Ve şimdi batan  Osmanlııyı yeniden keşfetmekle meşgulüz.

Bu yöntemlerin hepsi de aslında devlet riacalinin, yerli oligarkların, küresel oligarkların el birliği ile milli varlıkları yağmalamasından ibarettir.
Halk bunu keşfettiği anda çok kan akar ama onu da söyleyeyim.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



EMİN ÇÖLAŞAN: PAPAZI VERECEK MİYİZ!



Sevgili okurlarım içine düştüğümüz perişanlık ve çaresizlik ortamını hep birlikte yaşıyoruz.

Döviz acayip yükseldi zamlar birbirini izliyor enflasyon patlama aşamasında.

Peki çare nedir?

Papazı ABD'nin istekleri doğrultusunda derhal bırakmak mı?

Yakında bırakılırsa hiç şaşırmayın zira hükümetin elinde böyle bir olanak var!

Onu uygulamaya koyabilirler.

Peki papaz bırakılırsa döviz düşer mi soruna çare bulunmuş olur mu?

* * *

Ne yapacağımız bu badireyi nasıl atlatacağımız şu anda belli değil.

Bu soruları Recep Bey'e sorsanız o da bilmiyor. Yanıt veremez.

Şimdi siz de haklı olarak soracaksınız "Nedir bizimkilerin elindeki bu olanak"diye…

Kısaca ve çok basitçe anlatmaya çalışayım.

* * *

Yürürlükte olan bir kanun hükmünde kararname var…

25 Ağustos 2017 tarih ve 694 sayılı kanun hükmünde kararname…

Meclis tarafından onaylanmış ve yürürlükte.

Özetliyorum:

"Türk vatandaşları hariç olmak üzere (yabancı uyruklu) tutuklu ve hükümlüler milli güvenliğin veya ülke çıkarlarının gerektirdiği hallerde başka bir ülkeye iade edilebilir veya başka bir ülkede tutuklu veya hükümlü bulunan (Türk vatandaşları) ile takas edilebilir… Bu işlem Cumhurbaşkanı imzasıyla gerçekleşir. "

* * *

Bu kanun hükmünde kararname tam da papaz Brunson olayını tarif ediyor!

Yani bizimkiler uygun gördüğü takdirde ABD'nin ısrarla istediği tutuklu Brunson'ı ABD'ye iade edebilir.

Hatta Brunson şimdi ABD'de tutuklu olan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla veya başka Türk vatandaşları ile takas edilebilir.

Yani bu olayda hukuk çiğnenmiş yargının tahliye yetkisi söz konusu kanun hükmünde kararname ile yürütme organına devredilmiş durumda.

Cumhurbaşkanı istediği her yabancı uyruklu tutuklu veya hükümlüyü hapisten çıkarıp vatandaşı olduğu ülkeye gönderme yetkisine sahip.

Bu nasıl bir iştir anlayan beri gelsin!

* * *

Aslında bu hükmün yer aldığı kanun hükmünde kararnamenin ilginç bir geçmişi var Ondan da kısaca söz edeyim.

Bizim iktidar bu hükmü 2014 yılında "MİT Kanunu'nda değişiklik" adı altında gündeme getirmiş ve Meclis'ten geçirmişti.

Anayasa Mahkemesi bu kanunu inceledi…

Ve bu maddenin anayasa ve yasalarımıza aykırı olduğuna karar verip iptal etti.

Bizimkiler bu iptal sonrasında yeni bir "Uyanıklık (!)" yaptı.

İptal edilen bu maddeyi kanun hükmünde kararnameye dönüştürdüler!

Kanun hükmünde kararname için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunmak mümkün değil.

Dolayısıyla bu madde kesinleşmiş oldu.

Türkiye'de "Hukuk (!)" işte bu.

* * *

Çok önemli bir konuya daha dikkatinizi çekmek isterim.

Bu kanun hükmünde kararname onaylanıp kesinleştiği sırada papaz Brunsonİzmir'de tutuklu idi.

Acaba bizimkiler bu kanun hükmünde kararnameyi çıkarırken "Bu madde günün birinde Brunson olayında bizim elimizi rahatlatır" diye mi düşünmüştü?

Yanıtını bilemiyoruz!

* * *

Sevgili okurlarım işte size çok ilginç konular yumağından küçük bir parça!. .

Papazı bırakmış olsaydık bu işler başımıza yine açılır mıydı?

Bunun yanıtını kesin olarak bilmek de mümkün değil.

Ama bence bu ekonomik çöküşün döviz fiyatlarının tek sorumlusu papaz Brunson olayı değil.

Ekonomi zaten çöküşe gidiyor ve bunu bütün dünya biliyordu.

Papaz olayı bu çöküşün bahanelerinden sadece biridir.

Papaz olayı olmasaydı ekonomi yine çöküşe gidecekti.

* * *

Şimdi yine gelelim yukarıda sözünü ettiğim kanun hükmünde kararnameye…

"Hükümet eğer isterse milli güvenlik ve ülke çıkarları öyle gerektiriyorsa herhangi bir yabancı uyruklu kişiyi hapisten çıkarıp ülkesine iade edebilir ya da onun ülkesinde bulunan herhangi bir tutuklu Türk vatandaşı ile takas edebilir. "

Yargı kararları falan hikaye…

Şimdi hükümet bir karar alsa Cumhurbaşkanı onaylasa Brunson birkaç saat içerisinde tereyağından kıl çekercesine ABD'ye iade edilir.

* * *

Bizimkiler bu konuda ABD ile pazarlık masasına oturdu mu?

ABD bizim kanun hükmünde kararnamede yer alan bu hükmü acaba biliyor mu?

Unutmayın bu hüküm çıkarıldığı sırada Brunson tutuklu idi!

Sonuçta insanın aklına şu soru geliyor:

Papaz bırakılacak mı bırakılmayacak mı?

Mahkeme bundan sonraki duruşmada onu tahliye edecek mi etmeyecek mi?

Bence edebilir!

Bırakılırsa ekonomik çöküş duracak mı yoksa aynen devam mı edecek?

Ancak sözünü ettiğim kanun hükmünde kararname bizimkilerin elindeki son koz…Acaba pazarlık masasında devreye sokulacak mı?

Çok karışık günler yaşıyoruz…

Bekleyelim görelim!

Ama bir sabah "Papaz bırakıldı haydi bana eyvallah dedi ülkesine pırrr"haberiyle uyanırsak sakın ola ki şaşırmayalım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder