19 Ağustos 2018 Pazar

Güncel ve önemli gördüğüm haber ve yorumlardan bir buket 2018-0819 3

Çapa Tıp Fakültesi Dekanlığı'ndan skandal yazı: Hakkını arayan personele 'uyarı' adı altında tehdit

19.08.2018

Performansa dayalı ek ücretleri 2 aydır ödenmeyen ve hakkını arayan Çapa Tıp Fakültesi personeline dekanlık tarafından yasal işlem başlatılacağı yönünde yazı gönderildi. Sağlık çalışanları "Hak aramak suç değil" dedi

 Sevcan Akgül

İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nde görev yapan sağlık çalışanlarının performansa dayalı döner sermaye ek ücretlerinin 2 aydır ödenmediği ortaya çıktı. Fakülte Dekanlığı ise sağlık çalışanlarına 'uyarı' adı altında adeta bir tehdit yazısı gönderdi. Yazıda haklarını arayan personel hakkında 'yasal işlem' başlatılacağı bildirildi.

'Çapa'da emek hırsızlığı var'

Çapa Tıp Fakültesi'nde görev yapan personellerin döner sermaye ek ücretleri 2 aydır ödenmiyor. Buna karşın hastane personelleri seslerini duyurmak ve haklarını aramak için sosyal medya hesaplarından apa'da emek hırsızlığı var" diyerek tepki gösterdi. Bunun ardından ise Tıp Fakültesi Dekanlığı önlem almak için kliniklere anabilim başkanlıklarına ve bölüm başkanlıklarına yazı gönderdi. Uyarı adı altında gönderilen belgede "Bu tür izinsiz eylemlere Dekanlığımızca müsaade edilmeyecek ve katılan personel hakkında yasal işlem yapılacaktır" ifadeleri kullanıldı.

'Hak aramak suç değil'

Hakkını arayan sağlık personelinin yasal işlemle tehdit edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek tepki gösteren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve İstanbul Tabip Odası konuyla ilgili 29 Ağustos tarihinde basın açıklaması yapacağını açıkladı. Hakları gasp edilen ve haklarını aradıkları için tehdit edilen sağlık çalışanları "Hak aramak suç değil hastane yönetimi tarafından işten atılmakla tehdit edilmek suç" diyerek basın açıklamasına destek çağrısında bulundu.

https://www.birgun.net/haber-detay/capa-tip-fakultesi-dekanligi-ndan-skandal-yazi-hakkini-arayan-personele-uyari-adi-altinda-tehdit-227553.html



Hakan Kara : Çatılar boş mu kalacak?

19 Ağustos 2018 Pazar

Türkiye bir güneş ülkesi. İspanya'dan sonra Avrupa'nın en çok güneş alan ülkesi. Büyük bir potansiyele sahip. Günde ortalama 7.2 saat ve yılda 110 gün güneşle buluşuyor bu bereketli topraklar. "Araplar petrol zengini" derler ya Türkiye de güneş zengini...

Peki kullanabiliyor muyuz bu potansiyeli?

Son dönemde yapılan yatırımlarla Türkiye'de güneş enerjisi kurulu gücü 5 bin MW'ye (megavat) ulaştı. Bu elbette önemli. Türkiye'nin elektrikte kurulu gücü içinde 2016 yılında güneş enerjisi sadece yüzde 1'lik bir paya sahipti. Bugün yüzde 5.7'lik bir paya sahip.

Peki yeterli mi? Almanya Türkiye ile karşılaştırıldığında güneş fakiri bir ülke. En çok güneş alan bölgesi Bavyera'nın potansiyeli bizim Karadeniz bölgesi kadar bile değil.

Yani Almanya Türkiye ile karşılaştırıldığında "güneş fakiri. " Fakat Almanya'nın güneş enerjisinde kurulu gücü 43 bin MW. Türkiye'nin 7 katından fazla. Bir de bizim gibi güneş zengini olsalar kim bilir ne yapacaklar?

Almanya'yı ilginç kılan sadece bu değil.

Almanya'da yaklaşık 1.5 milyon evin çatısında güneş enerjisi üretiliyor. Merkezi değil dağınık bir sisteme sahipler. Üretim büyük tekellere terk edilmemiş. Güneş enerjisi halkın enerjisi. Almanya'da güneş enerjisinde demokrasi var.

Yurttaşlar kooperatifler kendi enerjilerini üretiyorlar. Üretim fazlasını devlete satıyorlar. Almanya bu konuda yaklaşık 20 yıldır "tutarlı" bir politika izliyor. Yurttaşlar kooperatifler destekleniyor. Halk da hükümetlerin güneş enerjisine yönelik politikalarını destekliyor.

Almanya'da her yıl "yenilenebilir kaynaklar" konusunda rekor haberleri gelir. Bu yıl da rekor kırmışlar. Rüzgâr güneş ve biyokütleden ürettikleri elektrik enerjisinde tarihte ilk kez kömürü aşmışlar. Oysa daha beş yıl önce kömürden elektrik üretimi yenilenebilir kaynakların iki katıydı. Almanya'da güneş enerjisiyle ilgili tartışmaları internet üzerinden izliyorum.

"Eğer Almanya'nın tüm enerji gereksinimini yenilenebilir kaynaklardan karşılamak istesek daha ne kadar güneş enerjisi santralı kurmamız gerekir ve bunlar ne kadar alan kapsar" diye bir soru atmışlar ortaya.

Verimli tarım arazilerine güneş santralları kuracak değiller ya. Peki nereye kuracaklar yeni sistemleri? Karayolları ve yaya yolları gelmiş akıllarına... Yollara güneş enerjisi panelleri döşeyebilir miyiz diye tartışıyorlar. Neden bu yollardan sadece araçlar geçsin ki. Hazır panelleri döşemişken çeşitli sensörler de koysak! Yani yolları dijital hale getirsek diyorlar. Şoförsüz araçlar çok daha rahat yol alabilir trafik kazaları azalır hız kontrolleri kolaylaşır trafik daha rahat yönlendirilebilir…

Fakat en önemli potansiyel çatılarmış. Oturup hesaplamışlar. Evlerin çatılarında güneş enerjisi sistemleri kurmaya uygun 2 bin 300 kilometrekarelik alan varmış hâlâ (Almanya yüzölçümünün yüzde 0.66'sı).

Yani? Çatıları değerlendirmek peşindeler.

Çünkü bir hedefleri var: Yüzde 100 yenilenebilir enerjili bir Almanya yaratmak.

Nasıl bir hedef ama... Peki biz ne yapıyoruz?

Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü'nü kapatmanın dışında termik santrallara hız veriyoruz.

Enerji Bakanlığı içinde kömür madenlerinin de bulunduğu toplam 616 maden sahasını aramalara açacağını duyurdu geçenlerde. Yani kömüre devam.

Çatılarda güneş enerjisi sistemlerini (GES) daha yeni yeni kurmaya başlamıştık. Çatı üstü küçük sistemler desteklenmeye başlanmıştı. Birden bu destek kesiliverdi. Yurttaşlardan alınan elektriğe verilen fiyatlar düşürüldü. Neden?

Tarife değişikliği bireysel kooperatif veya KOBİ gibi küçük ölçekli yatırımların hızını kesecek. "Güneşi doğmadan kararttılar" başlığıyla haberler çıktı gazetelerde.

Dünyada enerjide bir devrim yaşanıyor. Dünya yenilenebilir kaynaklara yöneliyor. Yeni teknolojiler geliştiriliyor maliyetler hızla düşüyor. Fosil yakıtların sonu geliyor. Barışın enerjisi güneş ve rüzgâr giderek yükseliyor. Çatılar mı? Onlar da elbette boş kalmayacak.

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1059567/Catilar_bos_mu_kalacak_.html#


MİNE G. KIRIKKANAT : MEHDİLERİN KERAMET ÜSSÜ UTAH!

kirikkanat@mgkmedya.com

19 Ağustos 2018 Pazar

ABD'de sivrilen müritleri sayesinde Amerikan Evangelist Kilise'nin güvenini ve tabii maddi desteğini kazanan Adnan Oktar'ın Harun Yahya takma adıyla yazmış gibi yaptığı Yaratılış Atlası 2006 yılında yayımlandı.

Her biri 5 kg 800 gr ağırlığında Yaratılış Atlası Türkiye'de tüm üniversitelere okullara hatta sokaklarda bedava dağıtıldı. Öyle ki Adnancıların İstanbul'da Şişli Meydanı'na çektikleri 2 TIR'dan gelene geçene Yaratılış Atlası dağıtmalarına bile tanık olduk!

Bir cilt maliyeti 100 TL'den aşağı olmayan kitapların kim tarafından niçin finanse edilip bedava dağıtıldığı MEB tarafından hiç merak edilmedi! Tam tersine. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik "Okullarda hem Evrim hem Yaratılış okutulsun" önerisiyle Adnancı postundaki Evangelist atağına göz kırpıyordu.

Mart 2006'da İstanbul Valiliği 1999 yılında Adnan Oktar'la birlikte tutuklanıp yargılanan Turgut Aksu'nun liselerde Adnancı 'yaratılış' konferansları verme talebini hemen onayladı!

Adnan Oktar'ın vakfı BAV'ın 'yaratılışçı' fosil sergilerini belediyeler valilikler destekledi.

Ankara'da Kızılay Metrosu'nda İstanbul'da Taksim Metrosu ve Halkalı Şişli Küçükçekmece Beylikdüzü Fatih Beyoğlu belediyelerinde fosil sergileri açıldı.

AKP milletvekili Ahmet Uzer Adnan Oktar'ın Yaratılış Atlası'nı TBMM'de dağıttı!

Oysa bedava dağıtımı her dilden çevirisiyle Avrupa ülkelerini de kapsayan ve on binlerce baskısı yapılan fasarya atlasın bugünlerde Türkiye'nin ekonomisini boğan Amerikancı Evangelizmin kültür istilası olduğundan kuşkulanmak için epeyce ipucu vardı!

Görmesi gerekenlerin görmediği ipuçlarını gördüm ve 4 Nisan 2007'de FETÖ ile Adnan Oktar suç örgütü arasında ilişki kurduğum ilk yazımı "Boyundan Büyük Oynayanlar" başlığıyla Vatan gazetesinde yayımladım:

***

Şu ABD'nin Utah'ında bir keramet var dostlar. Fethullah Gülen cemaatine atfedilen "TSK üstüne bilişim üssü" Utah'da. Raslantıya bakın ki kendisine Harun Yahya dedirten Adnan Oktar'ın 770 "kuşe" sayfalık Yaratılış Atlası'nın fosiller defilesi de tabii ki ABD'de başlıyor ve 42'den 180'inciye tam 138 sayfalık bu defileye katılan Amerikan fosillerinin 124'ü sıkı durun... Utah eyaletinde bulunmuş nedense!

Darwin'in Evrim Teorisi'ni çürütmeye yönelik 423 sayfalık fosil fotoğraflarının 138 sayfası ABD kaynaklı 285 sayfası ise 18 ülkeden dağınık yemleniyor!

Yaratılış Atlası'nın "meali" hepi topu 54 sayfalık bir metin. Notlar bölümünde bu cılız meale birkaç Türk hariç yazarlarının hepsi ya Amerikan ya da İngiliz 215 adet kitap kaynak gösterilmiş oysa "şaheserin" her sağ sayfasının altına Harun Yahya imzası atılabilmiş... Zaten kitapta namı diğer Adnan Oktar / Harun Yahya'nın kuşkusuz aynı oranda kendi yazdığı eser ve internet site listesi de 32 sayfa tutuyor iyi mi?

Keramet Utah'daysa hikmet de budur aziz okurlar. Ol hikmet ki Fransa'da kıyamet kopardı şubat ayında. Fransızlar bir sabah uyanıp baktılar ki ülkede ne kadar kolej lise ve üniversite varsa devasa Yaratılış Atlası'nın hem de Fransızca baskısıyla donanmış beleşten! Milli Eğitim Bakanı derhal bir genelge yayımladı tüm kitaplar toplatıldı. Türkiye nasıl basıldığını bile merak etmiyor elbet ama Fransız polisi bu kadar pahalı bir kitabın "hangi kaynak"tan boşalan parayla binlerce adet ve bedava dağıtılabildiğini araştırmaya başladı. Fakat asıl soruşturma konusu Fransa'daki eğitim kurumlarına gönderilen her kolinin (çünkü kitap kitap

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1059565/Mehdilerin_keramet_ussu__Utah_.html#


ABD DELEGASYONU KOBANİ'Yİ ZİYARET ETTİ DESTEK SÖZÜ VERDİ

ABD'li askeri ve siyasi yetkililerden oluşan bir delegasyon Kobani'yi ziyaret ederek destek sözü verdi.

19 Ağustos 2018 08:26

ABD Dışişleri Bakanlığı'nda siyasi danışmanlık yapmakta olan William Robak öncülüğündeki ABD heyeti Kobani'yi ziyaret etti. Dün yapılan ziyarete ABD'li askeri ve siyasi yetkililerin katıldığı aktarılıyor.

Kobani'de askeri bir hastaneyi ziyaret eden ABD delegasyonu Kobani Yönetim Konseyi Eş Başkanı Enver Müslim ile görüştü.

ABD'li delegasyon Kobani'ye tıbbi ekipman sözü verdi. Ayrıca Robak önderliğindeki heyet kenti ve kent yönetimini destekleyeceklerini açıkladı.

Kobani halen PYD'nin kontrolünde. Robak öncülüğündeki heyet daha önce Rakka'yı da ziyaret etmişti.

http://haber.sol.org.tr/dunya/abd-delegasyonu-kobaniyi-ziyaret-etti-destek-sozu-verdi-245715


--   a45UyF587661

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder