1450 yılından 19uncu yy'a kadar
KÜÇÜK BUZUL ÇAĞ
y a ş a n m ı ş
Global ısının iniş ve çıkışları…
Buzul çağı dönemlerinde daha küçük hava ve ısı değişimleri de oluyordu. Bu değişimler, bazen artı ve eksi 1-2 derece oynuyordu. Son Buzul Çağı'ndan sonra, 2500 yılda bir buzların geri geldiği görüldü. Bu küçük buzul dönemin en yenisi 1450 civarında başladı ve 19. yüzyılda son buldu. Bu 400 yıllık dönemde bazı kışlar o kadar sertti ki, Kuzey Denizi donmuş, Amerikalılar, Staten Adasından Manhattan Adası'na yürüyerek geçebilmişlerdi.
Önce kötü haber...
Eğer, buzul çağları arasındaki 10 bin yıllık devreler geçerliyse, 2000–3000 yıl sonra yeni bir buzul çağına gireceğiz. İngiliz iklimbilimci Hubert Lamb, bunun iyimser bir tahmin olduğunu, önümüzdeki 2 yüzyıl içerisinde de global bir kışa hazırlanmaya başlamamız gerektiğini söylüyor.
MS. 5.yy belgeleri "güneşin solduğunu" ve "karanlığın 18 ay sürdüğünü" yazıyor
Dünyada ısının azalmasıyla başımıza nelerin geleceğine dair bilgileri de bize yine tarih veriyor. M.S. 5. yüzyıldan itibaren dünyayı vuran soğuk dalgası 15 yıl sürmüştü. O dönemden kalan belgeler, "güneşin solduğunu" ve "karanlığın 18 ay sürdüğünü" yazıyorlar. Ne var ki, o dönemdeki soğukluğun nedeninin, en yakın olasılıkla volkanik bir patlama veya dünyaya düşen bir meteor olduğuna inanılıyor.
401 yılında İstanbul Boğazı 20 gün buzlarla örtülü kaldı
Nedeni ne olursa olsun, o soğuğun uygarlık üzerinde çok derin etkileri oldu. İstanbul da, miladın 401. yılında bu şiddetli kıştan payını aldı; Boğaziçi 20 gün buzlarla örtülü kaldı... Asya ve Avrupa'da ürün büyümedi ve açlıkla hastalıklar başladı. Çin'de nüfusun yüzde 80'inin öldüğü bölgeler vardı ve M.S. 534'te Çin'in başkenti neredeyse boşalmıştı. İstanbul'un yarı nüfusunu öldüren "bubonik veba" da bu döneme rasgelir. Bu hastalıkların nedeni, iklimdeki küçük değişikliklerdi.
608 yılında İstanbul Boğazı tamamen dondu
Çok geçmedi, 608 yılının aralık ayında bir soğuk daha yaşandı İstanbul'da... Boğaziçi tamamen dondu, birçok balık karaya vurdu, insan ve hayvan öldü, hemen ertesi yıl da büyük bir kıtlık yaşandı.
763 yılı Ekimi’nde Galata’dan Üsküdar’a yürüyerek geçildi
155 yıl sonrasının ekiminde bir dondurucu soğuk daha geçti İstanbul'dan... Bu kez Boğaziçi 30 metre derinliğine kadar donmuştu. İnsanlar, hayvanlar ve arabalar Anadolu'dan Rumeli'ye, Galata'dan Üsküdar'a yürüyerek geçtiler.
Buzlar Sarayburnu surlarından daha yüksekteydi
Kış o kadar şiddetliydi ki, Sarayburnu'ndaki buzlar oradaki surlardan daha yüksek olduğundan bazı surlar hasar gördü ve bütün bunlar kayıtlara geçirildi. 968,1010 ve 1232 yıllarında Boğaz yine dondu ve kıtlık çekildi.
1621 yılı Aralık ayında Haliç dondu
Tarihte çok daha dondurucu soğuklar da oldu; bunlardan biri 1450-1850 arasında, özellikle de 1550-1700 arasında oldu. 1621 yılı aralık ayında Boğaziçi bir kez daha buzlarla doldu, bu kez Haliç dondu. Padişah 2. Osman'ın saltanatı zamanına raslayan bu olayı, Şair Seyyid Haşimi:
"Yol oldu Üsküdar'a bin otuzda Akdeniz dondu"
diyerek tarihlemişti.
Haliç, 1657'de bir kez daha dondu
Sütlüce'yle Defterdar iskelesi arasını halk yürüyerek geçti. O kış, Edirne de görülmemiş yükseklikte kar yığınları altında kalmıştı. İstanbul'da denizin tamamen donması olayı herkesi heyecanlandırmış, devrin şairleri şöyle şiirler yazmışlardı:
Buz üstünden geçen geldi bana, yaz dedi tarihin,
Deniz altmış sekizde dondu buzdan, bendeniz geçtim.
Küçük Buzul çağının Dünyadaki etkileri
Bu küçük buzul çağı, Brueghel'in resimleri ve odun satıcıları için nimetti ama gerisinden hastalık ve soğuk ölüm geldi. 1410'dan sonra Grönland'ın etrafındaki buz, bu son Viking adasının bağlantılarını kesti ve 1500'e gelindiğinde adadaki herkes açlıktan ölmüştü. Donmuş bedenler üzerinde yapılan otopsilerde, bu insanların bir yüzyıl önce yaşayan insanlardan 20 cm. daha kısa oldukları ve kadınların vücudunun çocuk doğuramayacak kadar çarpık olduğu ortaya çıktı. Hubert Lamb'e göre İskoçya'nın 1707'de İngiltere idaresini kabul etmesinin de nedeni, bu ülkede 18. yüzyıl başlarında süren inanılmaz kış nedeniyle ortaya çıkan açlıktı...
Mini buz çağı Kuzey Amerika'nın kültürlerini de etkiledi. 1850'de İskandinavya'daki soğuk 100 bin Norveçli'nin ölümüne neden olmuş, binlerce insan da açlıktan kaçmak için Atlantik'i aşmıştı. 1860–1890 arasında iki milyon İsveçli Yeni Dünya'ya göç etti. Bütün bu nüfus hareketleri ısının sadece 1-1.5 derece düşmesiyle oluşmuştu. Gerçek bir buzul çağında olacaklar ise çok daha ürkütücü. 5000-10 bin yılda buzlar Kanada'yı, bütün İskandinav ülkelerini, İngiltere'yi, Hollanda'yı ve Rusya'nın büyük bir bölümünü kaplayacaklar. Ama daha öncesinde, topraklarını buza kaybedecek olan ülkeler kendilerine güneyde yer açmak için çok yeni bir tür yayılmacılığı başlatabilecekler.
Ortaçağdaki ılık dönem
Bu el yazmasında görüldüğü gibi
Orta Çağ İngiltere'sinde şaraplık üzüm yetiştiriliyordu.
1600'ler: 16. yüzyılda, Thames nehri düzenli olarak donuyordu.
1700'ler:
Thames üzerinde yapılan festivaller yüzyıl boyunca sürdü.
1800'ler:
Soğuk yüzünden Kuzey Avrupa'dan binlerce insan Amerika ve Güney Avrupa'ya göç etti.
Buzul çağını ertelemek için (bu gün tuhaf karşılayacağımız) bir öneri:
Atmosfere şimdi gönderdiğimiz karbondioksitin iki katını yollamak...
Şimdi de bu kadar kötü olmayan haber... Gelecek buzul çağı, sonsuza kadar ertelenebilir de... Sürekli petrol kullanarak atmosfere karbondioksit pompalıyoruz. Bu durum da havadaki sera etkisini arttırıyor ve iklimin soğuma eğilimini tersyüz ediyor. Buzul çağının olmamasını sağlamak için yapabileceğimiz bir şey var; atmosfere şimdi gönderdiğimiz karbondioksitin iki katını yollamak...
Bu durumdan herkes memnun olur mu?
Yine de dünyanın ısısıyla oynamak aynı derecede herkesin işine gelmeyebilir. Bir ülkedeki buzul çağı, bir başka ülkenin cenneti olabilir. İngiltere buzulların istilasına uğradığında, Kuzey Afrika çöllerinde çiçekler açabilir veya Kuzey Amerika'nın ısısının artması Çin'de kuraklık yaratabilir.
Global ısıyı arttırmak, Antarktika'daki buzlanmayı daha da hızlandırmakla sonuçlanabilir. Son yüzyılda dünyanın ısısı 0.6 derece artarken Antarktika'da buzlanma sınırının düştüğü de gözlemlenmiş bulunuyor.
Kontrol elden kaçarsa
Atmosfere göndereceğimiz karbondioksitle hava ısınırken, bu defa da ısınmanın kontrolünü elimizden kaçırabiliriz. Çünkü iklimsel değişiklikler birçok faktörün bir araya gelmesiyle oluşuyor. Isınmanın dozu kaçtığı zaman da Londra, New York, Shanghai ve daha bir sürü şehrin sular altında kalmayacağını kim garanti edebilir?
Isınmayı durdurmak, başlatmaktan daha zor olabilir. Atmosferin fazla karbondioksitten kurtulmasının 1000 yıl sürebileceği gibi, dünyaya yansıyan fazla ısıyı uzaya geri göndermek de gerekebilir. Böyle bir zorunluluk durumunda önerilen, yolları beyaza boyamak, denizlerde dev "polystyrene" ısı depoları inşa etmek ve atmosferin üst tabakalarına ısı emici partiküller göndermek gibi yöntemler de pek işlerliği olan yöntemler değil.
Her neyse, belki de gelecek buzul çağı üzerine düşünüp üzülmemek gerekiyor. Buzul çağlarını da hesaba katarsak, geçmişimiz bizi bugünkü halimize getirdi; çalışkan, yardımsever, yaratıcı ve saldırganız.... Bu nedenle, doğanın dengesiyle oynamak yerine, belki de geleceğimizi onun muhteşem ritimlerine bırakmak en doğrusu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder