29 Aralık 2010 Çarşamba

51 İNCİ HAFTA

51 İNCİ HAFTA

2010 yılı bitmek üzere.

51 inci haftayı da tamamladık.
Sondan bir hafta önce; haberlere, olaylara baktım. Neler var neler… Hepsi ayrı ayrı yazmalık.
Gözüme ve aklıma takılanlardan bir derleme sunuyorum.

– CHP, yeni MYK’yı oluşturdu. Diyarbakır Barosu eski başkanı Tanrıkulu, İNSAN HAKLARINDAN SORUMLU Gn.Bşk.Yrdc.lığı ile görevlendirildi.
“İnsan hakları” denince, Kürt hakları anlaşılan ülkemizin genel gidişine uygun olmuş.

– Manisa CBÜ rektörü, badem Pakdemirli, Bülent Arınç’ı protesto etmek isteyen öğrencileri “Atatürk cumhuriyeti koruma görevini size vermedi!” diye azarlayıp tehdit ederek dağıttı.
Üniversitenin seçmediği, AKP’nin atadığı rektör başka ne yapabilirdi? Kendi biatta, öğrenciden de onu istedi.
- Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı GÜL, yabancı devlet başkanlarına şoförlük yaptı.
İkisine de pek yakıştı. Ense kulak yerinde. Endam desen ala. Bıyıklar badem. Ülkemiz, ŞOFÖR AÇISINDAN en iyi şekilde temsil edildi. İçimiz rahat.
– Gece klubünde Kürtçe şarkı isteğini karşılayamayan şarkıcı, Kürt kökenli vatandaşımız tarafından öldürüldü.

İki dilli ülke ve Kürt hakları açısından bakınca eylem normal. Bütün ülke de normal karşıladığı için hiç tepki olmadı. Ölen ne Kürttü, ne Ermeni, ne Hrıstiyan. Sadece Türktü.
- İki dil konusuna tepki gösterdiği için Gnkur.Bşk.’na kızan AKP’lilerin lideri ve ülkenin başbakanı, nihayet iki hafta sonra fikrini açıklayabildi.
Seçimden önce sesini çıkarmasına gerek yoktu, acele etti.
– Kürt Çalıştayı’ndaki yapılan sadece tartışma imiş. Cengiz ÇANDAR ve arkadaşları öööle diyo.
Hele durun canım adamlar daha tartışıyor. Özerklik, Anayasada iki dil, öz savunma gücü ilan etmediler ya. Etsinler bir de; siz o zaman görün liberal aydınlarımızı, AKP’li yöneticilerimizi. Yalnız lütfen acele etmeyelim.
– Mam Celal nam TALABANİ, ” Kürt sorununa barışçı çözüm, özerklik, federasyon konusunda tecrübelerimi aktarmaya hazırım” dedi.
Aşiret reisi, SİYASİ DANSÖZ sıfatlı, Iraklı bölücü bile AKP’lileri akıl verilmeye muhtaç görüyorsa biz ne diyelim.
-Yolsuzlukları tefrikaya dönüşen Kayseri Belediye Başkanı’na Cumhurbaşkanı kefil oldu.
Devletin trilyonunu götürmekten mahkum ve suç ortağı Erbakan’ı affederek Türk siyasetine yeniden kazandıran Cumhurbaşkanı, tökezleyen arkadaşına da elbet destek olacaktır. KIZILCAHAMAM kararlarındandır. Şaşılacak yanı yoktur.
– Deniz Feneri e.V. davasının Türkiye ayağının soruşturulması için iki yıl geçmesine rağmen adım atılamadı. Almanya’nın, savcılara davet talebinin, hangi makamda olduğu bilinmiyor.

ERGENEKON ve BALYOZ davalarında ise, isim benzerliğinde bile, cesur savcılar gözünü kırpmadan adamı sanık sandalyesine oturtuyor. Adil yargıçlar da üç yıldır hiç bir sonuca ulaşılmamasına karşın tutuklu yargılamaya devam ediyor. ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR deyişi boş değildir. Mülkü yönetenlerin adaleti yargıya da geçmiştir.
– Cumhurbaşkanlığına 35 milyarlık yat yapılıyor.
Bir eli yağda bir eli balda cumhurun, başına da öyle bir yat yakışır. Tek merakım, sıkma başlı baş bayanlarımız yattan denize nasıl inecekler…
– AYİM üç generalin terfi ettirilmesine karar verdi. AKP’liler kararı Anayasa’ya aykırı bulduklarını ve kendi karalılıklarını sürdüreceklerini açıkladılar.
Aynı mahkeme generallerin açığa alınmaya itirazlarını reddettiğinde;
Karara ne dersiniz? sorusunu, Erdoğan’ın buldoğu( Wikileaks) ,”ALLAH DERİM” diye yanıtlamış ve mahkemeye övgüler yağdırmıştı.
Adı ADALET’le başlayan partinin adalet anlayışına taze bir örnek daha…“BENİM İSTEDİĞİM KARAR ÇIKARSA, ADALET İYİDİR. MAHKEME KARARLARI İŞİME GELİRSE, UYGULARIM!”
- Seçimlerde AKP’ye yeterli oyu vermeyen İzmir, burnu akan pis bir çocuğa benzetildi.
Bütün ülkeyi pis kokulara boğan burnunun dibindeki pisliği, halka ESANS diye yutturmaya çalışan birilerine, öyle demek düşer.
– TBMM’nde torba yasa geçirmeye devam eden AKP, bu alanda dünya rekoru kırıyor.
Halk oylamasında da bu yola başvurarak Meclisi ve halkı en kolay atlatma yolunun çorba yapmak olduğunu gördüler.
İşte, ülkemizde bir haftadaki gelişmelerden bazıları ve düşüncelerim.
Vatandaş olarak rahat uyu kolaysa.
Türk vatandaşları, bunları kendine yaşatanları er veya geç hak ettikleri yere gönderecektir.
Umut demokrasidedir. Sahte İLERİ DEMOKRASİ’de değil…

Naci BEŞTEPE
İLK KURŞUN

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Bilgi bir işık gibidir. Onu kullanırsanız daha parlak olur, kullanmazsanız söner.   Alexander everett  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder