24 Aralık 2010 Cuma

ABDULLAH GÜL BU KAYSERİLİ’YE KEFİL OLUR MU

ABDULLAH GÜL BU KAYSERİLİ'YE KEFİL OLUR MU


'Hıristiyanlık kendini çok tanrılı (Pagan) dünyasının yıkıntıları üzerinde kurdu. Pagan kökenleri topraklarında gelişirken onun felsefesi, Oryantal mistizmi de bu gelişme içinde bir senteze uğradı. İlk kiliseler çoğunlukla pagan tapınakları üzerinde kuruldu. Genelde çoğunluk Hıristiyan dini bayramlarının kökeni pagan kaynaklı olup Hıristiyan görüntüsü içinde sunuldu. Özellikle Azizlik kültünün Hıristiyanlık da yaratılması bunun bir örneğidir. Azizler geçekte eski Pagan Yunan Kahramanları'nın tekrar hayat bulması idi. Yunan-Grek kahramanları aynı Aziz'ler gibi saygı gören öldükten sonra kutsallık mertebesine yükseltilen ve mezarları Hac görevi için popüler ziyaretgah haline getirilen yerlerdi. Sonradan Hıristiyanların, Hıristiyan Aziz zannıyla ziyaret ettikleri mezar yerleri muhtemelen eski Artemis veya Yunan Tapınağıydı.(1)

Anadolu'nun neresine gitseniz bir mezar köşesinde veli, evliya, yatır, dede adıyla oldukça çok sayıda kutsal bir şekle sokulmuş babaya rastlarsınız. Evliya inancı geleneği İslam'da yoktur. Bu Bizans da ki çok yaygın Aziz inancının etkisiyle 10. Yüzyıldan itibaren İslam'a girdi.

Kutsal mezar oluşturmayı engellemek için Suudi Arabistan'da birkaç istisna hariç mezarların belli ve kalıcı olmasına izin verilmez.  

Tanınmış Bizans Tarihçisi S.Runciman kendi tanık olduğu bir olayı anlatır; Suriye'de demiryolu için bir kazı yapılırken bir Müslüman Evliya mezarının kalkması gerekmiş…Ancak Evliya'nın bulunduğu yerde Müslüman Ermişi ile ilgili hiçbir şey çıkmamış. Biraz kazınca mezarda Hıristiyan ermişi ile ilgili bir takım eşya bulunmuş.Biraz daha kazınca bu kez çok tanrılı dinlerle ilgili boynuzlu bir Tanrı heykeli bulunmuş.'(2)

İstanbul'da meşhur 'Telli Baba'nın da bir Hıristiyan Papazı olduğu rivayeti vardır. Yine 'Tirne'de; Buğday Dede, Şile'de; Kum Baba, Kemal Paşa'da; Çitlenbik Dede … ziyaretleri bunların arasında sayılabilir'(3) Yine Anadolu'da Gaziantep şehrinin kuzeybatısında küçük bir köy olan 'Dülük' eski adı 'Doliche' olup Greko-Romen devirde 'Zeus Delichenos' adını alan bir Sami Tanrısı'nın önemli tapım merkezi idi. 'Bugünkü Dülük'ün hemen güneyinde Tell-Dülük adı verilen tepenin üstünde 'Dülük Baba Türbesi' vardır.Bu evliya Gaziantep, Kahramanmaraş ve sair illerden çok sayıda ziyaretçi çeker. Bu türbenin Zeus Dolichenos Tapınağı'nın yerinde olması çok muhtemeldir.'(4)

Yine Erzincan'la Erzurum arasında Tercan Kasabası'na bağlı Gökçe Köyü'nde saralıların bu hastalıklardan kurtulmak için ziyaret ettiği 'Kara Yakup' denilen ziyaretgah eski Hıristiyan azizinin yeridir. Ziyaretgahın 'çatısı olmayan giriş kapısının tam karşısında Hıristiyan'ların kutsal Hac İşareti bulunduğu bir taş, bu taşında tam karşısındaki duvarda Ermenice yazılmış 'Babamız Parseg' yazılı olduğu tespit edilmiştir.(5)

Bizans döneminde Anadolu en ücra köşelerine kadar Aziz mezarlarıyla doluydu. Devletten umudunu kesen halk bu azizlerin mezarlarını ziyaret edip onlardan medet umarlardı.

Bugün biz de çok yaygın olan bu inanışın biraz derinlerine giderseniz bu evliya mertebesindeki bir çok kişinin hayat hikayesinin çok sonradan uydurulduğunu görürsünüz.(6) Bunların bir kısmı da  gerçek kimlikleri bilinmeyen halk kahramanlarının, eski Hıristiyan azizlerin, hatta delilerin (Yedikule; Elekçi Baba…) bile evliya yapıldığını görürsünüz.  

KAYSERİLİ UYANIK HEMŞERİMİZ NASIL AZİZ GEORGE OLDU

Anadolu kökenli bazı Hıristiyan azizleri de Anadolu'dan Batı kültürüne doğru  değişik formlara sokularak ihraç edilmiştir. Bizim Anadolu'dan ihraç ettiğimiz en meşhur iki azizden biri şimdi Noel Baba olarak bilinen 270 yılında Anadolu'nun güneyinde antik Patara kentinde doğan (Aziz) St. Nikolaos ile İngilizlerin koruyucu azizi bizim Kayseri hemşerimiz St. George'dır.(7) Kapadokya'lı Gorgios ismiyle tanınan 4. yüzyıl civarında yaşamış olan muhtemelen bu en meşhur Hıristiyan azizin de gerçek yaşamı mucizevi anlatımlarla kaplıdır.

Aziz George, İngiliz Tarihçi Edward Gibbon'a (1737-1794) göre aslında sahtekar, üç kağıtçı, güvenilmez ve kötü şöhreti olan bir kişiydi. Kapadokya bölgesinde muhtemelen Kayseri'de salam sucuk işiyle uğraşıyordu. Kokmuş sucukları Romalı askerlere sattığı anlaşılınca kovuşturmaya uğradı. Gibbon'ın ifadesiyle ; 'Zenginliğini sanat haline getirdiği sahtekarlık ve üçkağıtçılık yoluyla yapmıştı. Kötü şöhreti o kadar yayılmıştı ki hukuki soruşturmalardan kurtulmak için Anadolu'dan kaçmak zorunda kaldı….O zaman ki hakim Hıristiyan görüşü Arius'cu yorumu benimsedi. Hıristiyanlık dini konusunda kendisini yetiştirdi ve Mısır İskenderiye'ye psikoposu oldu. Zulüm ve açgözlülüğü ile bu makamı da kullanarak büyük bir sömürü düzeni kurdu…Halkın ayaklanması sonucu 361'de yardımcıları ile birlikte öldürüldü.'(8)

Fakat sonradan sahtekar heşerimiz Georgis ermiş mertebesine yükseltilerek 'St. George' oldu. Haçlı seferlerinin başlaması ile de İngiliz Şövalyeleri'nin koruyucusu Azizi oldu. İngilizlerin iki milli bayrağından biri St. George ismini taşır. İngilizlerin çoğunun da aynen bizim gibi bu gerçeklerden haberi yoktur.

COCA COLA KAPİTALİZMİ NASIL NOEL BABA İMAJI YARATTI

Gelelim diğer hemşerimiz Noel Baba'ya( Santa Klaus/ St. Nikolaos) Kendisi hakkında kısaca bahsedilen  en eski belgeler 6. yüzyıla ait "Vita Sionitae" ile "Vita de Stratelatis" adlı eserlerdir . Fakat bu eserler detaylı bilgi vermez. Aziz hakkında detaylı bahseden en eski kaynak 750-800 yılları arasında İstanbul'da Stadion Manastırı baş keşişlerinden olan Michael tarafından yazılmış olanıdır. Bu azizin  hayat hikayesi uydurma senaryolar üzerine inşa edilmiştir. M.S 270'li yıllarda Patara'da doğan Aziz Nikolas antik adı Myra olan bugünkü Antalya-Kale/Demre'de kilisesi bulunan  yüksek rütbeli din adamı idi. Gerçek yaşamının detayları bilinmemesine rağmen yardımseverliği etrafında uydurulmuş efsaneleri kulaktan kulağa yayılınca  20 Nisan 1087'de İtalyan korsanlar, Noel Baba'nın (Aziz Nikolaos) mezarı olduğu bile şüpheli olan mezarı kazıp kemiklerini almak için lahdi kırmışlar, kemiklerini alarak Bari'ye götürmüşlerdir. Dünya en az 2 bin kilise kendilerinin Noel Baba kilisesi olduğunu iddia eder. Günümüzdeki Noel Baba /Santa Klaus, inancı İskandinavya ülkelerindeki iyilik sever çocukların koruyucusu ve sevindiricisi olan  efsane ile de bağlantılıdır. Gerçekte Noel Baba bugün anlatıldığı gibi çocuklara hediyeler getiren kırmızı başlıklı ve roblu beyaz sakallı bir tonton ihtiyar değildi.

Bu imaj 1924- 1940 yılları arasında ABD'de Coca Cola firmasında reklam grafikçisi olarak çalışan İsveç kökenli Haddon Sundblom tarafından yaratıldı.(9) Bu reklam grafikçisinin yarattığı imaj 1931'den sonra Coca Cola reklamlarında yer almaya başladı.

Bu imajı aslında ilk defa 19. yüzyılda Amerikalı şair Clement Clarke Moore{1779-1863} yılında yazdığı bir şiirde {The Night Before Chrsitmas}kullanmıştı. Haddon bu imajı bu şiirden çalarak Coca Cola rekamlarına aktardı.

Bunun sebebi yine ticariydi. Coca Cola ilk üretildiği yıllarda içinde kokain bulunduruduğu için çocukların içmesi yasaktı sonra 1930'lı yıllara kadar Coca Cola reklamlarında çocukları göstermek yasaktı. Bu yasağı delip çocukları Coca Cola içmeye alıştırmak için bulunmuş bir ticari pazarlama kurnazlığıydı.

Bu moda Avrupa'da 19. yüzyılda yayılmaya başladı. İngiltere Kraliçesi Victoria{1819-1901}

Döneminde moda oldu. Noel Baba imajı bugün kapitalist sistemde tüketimin artmasını sağlayan imajdır. Kapitalizm en ufak bir ihtimali bile değerlendirerek, icabında içi boş olsa da kutsallaşmış değerleri bile allayıp pullayarak kapitalist sömürüye ve düzene uygun hale getirmede çok başarılı olmuştur.

 Noel Baba ile bağlantısı olduğu bize inandırılan hemşerimiz Aziz Nikolas bugün kendisinin Hıristiyanlık ve kapitalizmin sömürü kisvesi altında nasıl bir ticari meta haline getirildiğini görseydi bu şaklabanlığa dayanamayarak  herhalde bir an önce Hz. İsa'nın yanına gitmek isterdi.

PAZAR GÜNÜ TATİLİ,  NOEL VE YILBAŞI KUTLAMALARININ KÖKENİ

Pazar gününün tatil olması geleneğinin ilk başladığı yer İstanbul (Konstantinopolis) şehridir. 22 Aralık gündüz ile gecenin eşit zaman birimlerinde olduğu gündür. Bu günden sonra 22 Mart'a kadar günler uzar sonra yeniden eşitlenir. Tarihte insanlar günlerin uzamasını çıplak gözle tam 23 Aralık'ta değil 24-25 Aralık'ta gözlemleyebilmişlerdir. Bu güneşin tekrar yükselişi ve günlerin tekrar uzamasını o dönemde insanlar güneşin doğuşu hayatın bir nevi tekrar canlanışı olarak yorumlamışlardır. Doğuda çok meşhur tanrılardan biri olan ışık-güneş tanrısı Mithra'nın doğuşunu 24-25 Aralık olarak kabul edip bu günlerde büyük kutlamalar yapıyorlardı. Anadolu'da Frigya'lıların Tanrısı Attis'in de doğumu 25 Aralık'ta yapılırdı.

 İstanbul'un kurucusu Bizans İmparatoru Konstantinos 321 yılında Pazar günlerini güneş günü {dies solis} ilan edip yasayla bu gün dükkanların kapalı olacağını kanunlaştırdı. İngilizce de Pazar güneş günü anlamına gelir. {Sunday}

 Hz. İsa'nın doğum ayı ve günü bilinmemesine rağmen kilise pagan inancından etkilenerek

Hz. İsa'nın doğumunu da 25 Aralık olarak tespit etti. Hz. İsa'nın doğum gününe istinaden bugün Hıristiyan dünyasında da Noel kutlamaları 24-25 Aralık'ta yapılır.

Yeni yılda Hıristiyan dünyası takvimi oluşturulurken tarih sıfırlandı. Hz. İsa'nın doğum yılı

1. yüzyıl kabul edildi. Doğumundan önceye İsa'dan önce {İ.Ö }ve İsa'dan Sonra {İ.S } denildi. Biz ise işin Hıristiyanlık yanını örtmek için bir milat lafı uydurduk. Milattan Önce, Milattan Sonra diye uyduruk bir şekilde isimlendirdik. Kelime oyunlarıyla bazı gerçekleri sakladık ama bu tüketim geleneğini ve yılbaşı kutlamalarını  aldık.

Hz. İsa'nın doğduğu ay Aralık'tan sonraki ayın birinci günü yeni yılın başladığı kabul edildi. Bir de yeni yıl için kutlamalar harcamalar yaratıldı. Kapitalist sistem bu kutlamayı da kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirip bu günü de hediyeler alma alışkanlığı altında tüketme geleneği içine sokup gereksiz tüketimi biraz daha artırdı.

Bizim Noel Baba'ya ihtiyacımız yok, bu memleket yüzyıllardır baba üretme merkezi gibi çalışıyor. Ülkenin altı üstü baba dolu. Kapitalist babalar, din baronu babalar, tarikat babaları, mafya babaları, kurtarıcı-politikacı babalar…bu liste uzar gider. Fakat babaların kendileri hariç kimseye hayrı yoktur. Yerin altıdakilerin fazla zararı yoktur fakat, yerin üstündekilerin biri gitse öbürü gelir. Bunlar hediye de getirmezler, akşama kadar içi boş nutuklarla palavra sıkıp halkın duygularını sömürerek, köşede kenarda biraz kalmış olanı da alıp götürürler.  Sonra bunları neredeyse kurtarıcı, evliya mertebesine çıkartırız. Bu ülkede şişirilmiş  sahte babalardan, bilmem ne efendilerden yol gösterici kurtarıcı diye umut hayal etmek yerine,  ülkede, bilimin,  sağ duyunun, aklın, gerçek  demokrasinin hakim kılınması ümidiyle herkese iyi yıllar.

İsmail Tokalak

Odatv.com

Dipnotlar:

1- David Scott Fox, Saint George, The Saint With Three Face, The Kensal Pres 1983, s.  44,45,46

2- Metin And , Oyun ve Büyü, İstanbul: 1974, İş Bankası Yayınları, s. 100

3- Burhan Oğuz, Türk Halkının Kültür Kökenleri, Cilt II, s.192

4- Burhan Oğuz, Türk Halkının Kültür Kökenleri, Cilt I, s.126)

5- Dr.Abdurrahman Küçük, II.Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri IV. Cilt , Gelenek ve Görenekler, s.317-318, 1982 Ankara: G.U.B.Y.Y. Okulu Bas.)

6- İsmail Tokalak, Bizans Osmanlı Sentezi, İstanbul: Gülerboy Yay. 2006, 2010)

7- Bazı kaynaklara göre de ailesi Kapadokya'dan Sicilya'nın Epifani şehrine göç etmiş St. George bu kent de doğmuştu.

8- Edward Gibbon, The History Of The Decline and Fall Of The Roman, Empıre – Toplam. III Vol. S. 901-902, Volume I, Londar: Penguin 1994

 Türkçe Tercümesi Asım Baltacıgil,  , 2.Cilt, B.F.S. Yayınları 1987, s 283-284

Sir David Scott Fox, Saint George;  The Saint With Three Face , The Kensal Press, 1983, ( Bu eserde de Aziz Georgeos'in sahtekarlıkları anlatılıyor.)

9- 1862'li yıllarda Thomas Nast adlı Amerikalı karikatürcü,  Harper's Weekly adlı  derginin baş sayfasında günümüze benzer Noel Baba resmini kullanmıştır. Bu yüzden Noel Baba'nın mucidi olarak Thomas Nast'ın da ismini zikredebiliriz. Fakat bizim bugün anladığımız anlamda bu imajın yaratıcısı Haddon Sundblom olmuştur.
Oraj POYRAZ
http://www.odatv.com/n.php?n=abdullah-gul-bu-kayseriliye-kefil-olur-mu-2412101200

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ İlimden başka her şey azaldıkça değeri yükselir.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder