30 Aralık 2010 Perşembe

BALYOZ İDDİANAMESİNİ POLİS Mİ YAZDI - Kerameti kendinden menkul karşı darbecinin(!) Aristo mantığı

BALYOZ İDDİANAMESİNİ POLİS Mİ YAZDI

Tarihi Balyoz Davası önceki gün başladı. Kimi medyada "darbelerle yüzleşiyoruz" sesleriyle sunulan davanın iddianamesinin bir özelliği var.

İddianamenin içerisinde askeri darbelerin uzun bir değerlendirmesi bulunuyor. 60 darbesi, 71 muhtırası ve 80 darbesi uzun uzun irdelenmiş. 28 Şubat'ın eleştirisi bile iddianamede bulunuyor. Türkiye'nin son 60 yılına damga vuran olayların birer birer irdelendiğini görüyorsunuz. İddianame bugüne kadar örneği görülmemiş bir şekilde savcıların siyasi tarih üzerine derin bir çalışma yaptığını düşündürüyor. Ancak ek klasörleri incelemeye başladığınızda ve 17. ek klasöre geldiğinizde hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.

17. Klasör 123 sayfadan oluşup tamamı ülkemizde yaşanan darbe süreçlerini tanımlayan bir klasör. Bu klasörün önemli bir özelliği var, bu klasör Kolluk Kuvvetleri(Polis Memurları) tarafından hazırlanmış.

1960 DARBESİ

Doğru ya da yanlış bilinmez ancak bu ülkenin en tartışmalı Askeri Müdahalelerinden biri 1960 müdahalesidir. Üzerine onlarca kitap yazılmış bu müdahale ile ilgili aralarında saygın akademisyenler de dahil bir çok kişi Darbe yerine Devrim kelimesini kullanırken 80 darbesinden ayrı bir yere koyarak, sonrasında açtığı özgürlük ortamına da dikkat çekmiştir. Kanımca da 68 kuşağı bu özgürlük ortamından beslenmiş ve Anayasa’da yer alan haklarını korumak üzere örgütlenmiş bir topluluktu. Sonuç olarak İddianameye de aynen geçen ifadelerde Kolluk Kuvvetleri 1960 Askeri Müdahalesini şöyle tanımlamaktadır.

Görüldüğü üzere ne DP’nin basına uyguladığı baskıdan ne halka uyguladığı despotluklardan ne de muhalefete yaptığı baskıdan söz edilmemiş adeta her şey güllük gülistanlık giderken ‘bazı güç odakları’ (bu tabir son zamanlarda sözde Ergenekon örgütü için sıkça kullanılmakta) tarafından düğmeye basılarak darbe yapıldığı söylenebilmektedir. Şimdi yarın bu sözler mahkemede de bu şekilde okunacak ve zabıtlara böyle geçirilecek. İşte yakın tarihin baştan ve birilerinin istediği gibi yazılmasından kastım budur.
Bakın sıradaki örnek ise devamında yer verilen 6-7 Eylül olayları ile ilgili tespit o da şöyle geçiyor;

Oysa kimse MİT mensubu olduğu ortaya çıkan Oktay Engin adlı kişiyi ve Demokrat Partili Milletvekillerinin kurucusu olduğu Kıbrıs Türk Cemiyeti’nin olaylardaki sorumluluğundan bahsetmiyor. Tüm suç çeşitli gençlik örgütleri, meslek kuruluşları ve İstanbul’a (kim tarafından belli değil) dışarıdan getirilmiş olan kitlelerinmiş bunu Emniyet tespit etmiş yıllarca saklamış bu dava için tespitini ortaya koyuyor.
Bir tespit örneği de Polis tarafından dönemin medyası için yapılıyor:


Şu tespitler aynen Başbakan Erdoğan’ın ‘ülkede her şey iyi gidiyor yaşanan olaylar medyanın abartması’ yorumlarına benzemiyor mu? Yani medya haber verme görevini yerine getirmemiş aslında Darbe ortamı oluşmasında önemli rol oynamış tabii buradan da Balyoz Klasörlerinde yer alan -sözde- ‘yararlanılacak gazeteciler listesine’ gönderme yapılmakta.
Bu tespitler son olarak şu cümleler ile taçlandırılıyor Emniyet tarafından.

1980 DARBESİ

Aynı şekilde tarihin yeniden yazılması 12 Eylül 80 darbesi için de yapılmış. Burada özellikle dış güçlerden hiç bahsedilmemeye özen gösterildiği açık.

Gene medyanın rolü üzerinde durulmuş ve açık açık ülkede olaylar yaşanırken medya bunu neden yazıyor şeklinde suçlama yapılmış.

Sonucu gene Emniyet memurlarının tespitinden örnekle bitirmek istiyorum. Emniyet mensupları, Aristo mantığının tavan yaptığı bir tespit tutanağı adını verdikleri Yakın Tarih yazma girişimiyle çalışmalarıyla son vermiş. Ya biz bağımsız ve birbirinden farklı görüşlerde olan kitaplardan yakın tarihimizi yanlış okuduk ya da ortada bir oyun var ve bu oyunun bir parçası da yakın tarihi baştan yazıp hesabı kapatmak ve yeni ülkeyi yeni bir düzene hazır hale getirmek.

Karar sizin...

Serkan Günel

Odatv.com

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ BEN BİR YILDIZIM  Ben bir yıldızım yıldızlar ortasında, Sağa bakarım, sola bakarım, eyvah, Yapayalnızım yıldızlar ortasında. Bir bitmez düzelikte akşamla sabah.  Alabildiğine bana vermişler, ?al! ? Dayanılmaz boşluğuyla bu evreni ?Bu gerçek, bunu al! Bu düş, bunu da al! ? Ne ki varsa, bana yazılmış nedeni.  Mutluyum, bu güzel, bu tek yıldızlıkta; Milyonlarca sunu, adak sana, tanrım! Ama kalbim çatlayacak yalnızlıkta, Hiç olmazsa bir ayna ver bana, tanrım!   Ahmet Muhip DRANAS  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder