Kaynak : http://www.hanifmurat.com/hukum-allahindir/83-hadislerin-yazilmasi-bir-asir-boyunca-yasakti
HADİSLERİN YAZILMASI BİR ASIR BOYUNCA YASAKTI
Bize Haddûb b. Hâlid El-Ezdî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hemmam, Zeyd b. Eslem'den, o da Ata' b. Yesâr'dan, o da Elû Saîd El Hudrî'den naklen rivayet etti ki, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) “Benden bir şey yazmayın. Her kim Kuran’dan başka benden bir şey yazarsa, onu hemen mahvetsin.” [1]
“Ata b. Müslim'den[2] Bişr b. Kays'a: "Şu hadisi bana yaz" dedim. Ata: "Hayır yazmam çünkü İbrahim en-Nehai[3] şöyle söyledi: "Hadisleri yazıp da ona güvenir ve hadis öğrenimini bırakırsınız. Bunun için yazmayın." Sonra Muaz b. Cebel’in' şöyle dediğini söyledi: "Bizler hadislerden bazı şeyler yazarken Resulullah yanımıza çıka geldi ve: "Bu nedir ey Muaz?" diye sordu. Ben: "Biz senden işittiklerimizi yazıyoruz ya Resulullah" dedik. O ise: "Bu Kuran size başka şeylerden yeter" dedi ve bundan sonra hiçbir şey yazmadık”[4]
Ebu Berde'den, Ubeyde bir kitap yazdı bana: "Eğer Allah'ın kitabından bir ayet bu yazdıklarımda olmasaydı hepsini yakardım." Sonra içinde su olan bir kap istedi ve onu yıkadı sonra da şöyle dedi: "Benden işittiklerini iyi şekilde ezberle ve koru çünkü ben Resulullah’tan hiçbir şey yazmadım. Sen babanı nerede ise helak edecektin.[5]
Halid b. Artafe'den: “Ben Ömer'in yanında otururken, Abdulkays oğullarından Süveyş'te oturan bir adam getirildi. Ömer ona:"Sen filan oğlu filan mısın?" diye sordu. Adam: "Evet" deyince Ömer asasıyla ona vurdu. Adam: "Ne yaptım ya Emir el müminin" dedi. Ömer: "Otur" dedi ve adam oturunca Kuran’dan şu ayetleri okudu: (12:1-3)"Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla E.L.R. bu apaçık bir kitabın mucizeleridir. Akledesiniz diye onu Arapça olarak indirdik ve biz sana en güzel hikâyeleri anlatırız…" Ömer bunu üç defa okudu ve her üç defasında da adamı dövdü. Adam: "Ne yaptım ya Emir el müminin" diye tekrar sordu. Ömer: "Danyal’ın[6] kitabını çoğaltan sen değil misin?" dedi. Adam: "Bana bir şey emret onu yerine getireyim" dedi. Ömer:"Git ve o yazdıklarını beyaz bir yün ve sıcak su ile sil sonra ne sen ne de Müslümanlardan hiçbirisi onu okumasın. Eğer senin okuduğunu veya Müslümanlardan birine okuttuğunu işitirsem sana şiddetli bir ceza veririm" dedi. Sonra ona: "Otur" dedi ve adam onun önünde oturdu. Ömer şöyle anlattı:"Ben Resulullah'ın yanından ayrılıp bir deri parçası üzerine yazılmış ehl-i kitabın bir kitabını aldım. Resulullah bana: "Elindeki nedir ya Ömer?" diye sordu. Ben: "Ya Rasulallah ilmimizin daha da artması için ehl-i kitabın kitabının bir nüshasıdır" dedim. Resulullah buna öyle bir şekilde kızdı ki gözleri kızardı, sonra insanları namaza çağırdı Ensar "Peygamberimizi kızdırdınız yanınıza silahlarınızı alınız." dedi. Hepsi gelip Resulullah'ın minberinin etrafını kuşattılar. Resulullah: "Ben size bu kitabı bembeyaz ve net olarak getirdim. O kitaptan şaşmayın ve şaşanlar da sizi aldatmasın" dedi. Ömer topluluğun arasından kalkarak şöyle dedi:"Rab olarak Allah'a, din olarak İslam'a ve senin de Allah'ın elçisi olduğuna razı oldum ve şahit oldum." Resulullah da minberden indi.[7]
Muttalib b. Abdullah b. Hantab'tan rivayet olunmuştur; dedi ki: (Bir gün) Zeyd b. Sabit, Muâviye'nin[8] yanına gitmişti. (Muâviye ona, Hz. Peygamber'den rivayet ettiği) bir hadisi sordu. (Zeyd ona bu hadisi rivayet edince Mûaviye orada bulunan) bir adama bu hadisi yazmasını emretti. Bunun üzerine Zeyd ona: Resulullah (s.a) bize kendi sözlerinden hiçbirini yazmamamızı emretti, dedi. (O adam da yazmış olduğu) bu hadisi sildi. [9]
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a)'dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Biz Kur'an ve şahadet kelimesinden başka bir şey yazmadık.[10]
Merasil bin Ebi Melikeden şöyle naklediyor: Ebu Bekir, Hz. Peygamber (s.a.v)in vefatından sonra halkı toplayıp şöyle dedi: “Siz Peygamberden, hakkında ihtilafınız olan bazı hadisler naklediyorsunuz; halkın sizlerden sonra o hadisler hususunda ihtilafları daha çok olacaktır. Binaenaleyh Resulullah’tan bir şey nakletmeyiniz! Eğer bir kimse sizden soru sorarsa, Allahın kitabı bizimle sizin aranızdadır, onun helâlını helal, haramını da haram bilin.” [11]
Ebû Saîd el-Hudrî'den: Bazen arkadaşlarla oturur ve Hz. Peygamber'den duyduklarımızı yazardık. Bir keresinde Resûlullah yanımıza geldi ve "Ne yazıyorsunuz ?" diye sordu. Biz de:''Senden duyduğumuz şeyleri yazıyoruz dedik. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu: "Allah'ın Kitabı ile birlikte başka bir kitap mı yazıyorsunuz?'' Biz sadece senden duyduğumuzu yazıyoruz."Allah'ın Kitabını yazın! Allah'ın Kitabı ile birlikte başka bir kitap mı yazıyorsunuz, sadece Allah'ın Kitabını yazın! Sadece onu yazın!"Bunun üzerine biz de onları bir tepede topladık ve hepsini yaktık. [12]
İkinci halife Hz. Ömer, sünen[13] yazmak istedi. Bu konu hakkında ashaptan görüş alışverişinde bulundu. Bir ay boyunca ALLAH’tan hayır bir yol talep etti. Nihayet bir şey yazmamak için karar alıp şöyle dedi: Ben, sizden önceki bir kavmi [14] hatırladım, onlar birçok kitaplar yazdılar, sonra o kitaplara önem vererek ALLAH’ın kitabını terk ettiler. ALLAH’a ant olsun ki, ben ALLAH’ın kitabını başka bir şeyle kesinlikle karıştırmayacağım.[15] Daha sonra şehirlere şöyle bir genelge gönderdi. Kimin yanında Peygamberden (s.a.v) bir hadis varsa onu derhal yok etsin.[16]
Müminlerin annesi Ayşe şöyle naklediyor: Babam[17] Peygamberden (s.a.v) beş yüz hadis yazmıştı,[18] bir gece sabaha kadar uyumadı, sabah olunca bana şöyle dedi: Kızım, yanında olan hadisleri getir. Ben de onları getirdim, derken onları yaktı ve şöyle dedi: Ölüp de onların senin yanında kalmasından korktum. [19]
Zeyd bin Sabit kendi sahifesini[20] (kitabını) suyla yıkadı. Daha sonra onu yakarak şöyle dedi: Eğer başka sahifelerin de uzak yerlerde olduğunu öğrenmiş olursam, tüm çabayla oraya gidip onu mahvederim.[21]
Abdullah bin Mesut da sahifeleri yok etmek için çaba sarf edip şöyle diyordu: Bu kalpler, adeta bir kaptır; öyleyse onu Kuran’la işgal edin (doldurun), başka bir şeyle değil.[22]
Hz. Ömer, Abdullah bin Huzeyfe, Ebu Derda, Ebuhureyre, Ka’b el Ahbar ve Ukbe bin Amir gibi birçok hadis ravilerini kendi yanına çağırtıp onları, hadis nakletmekten alıkoymak için hapse attı. Hz. Ömer şehit edilince bu kişiler yeni halife Osman’ın vasıtasıyla serbest bırakıldılar.[23]
Kurza bin Kab şöyle naklediyor: Irak’a seyahat etmeyi düşünüyordum. Ömer beni Sırara (Medinenin yakınlarında bir yerin ismi) kadar yolcu etti. Daha sonra: “Sizinle birlikte buraya kadar ne için geldiğimi bilir misiniz?” diye sordu. Cevaben: “Bizi yolcu etmek ve bize ikramda bulunmayı kastetmişsin.” dedim. Ömer bu sözüme karşılık şöyle dedi: “Başka bir kastım da vardır; siz öyle bir şehre gidiyorsunuz ki, o şehrin bütün halkı Kuran okumakla meşguldür, onları hadisle meşgul etmeyiniz; Kuranı güzelleştirin, Resulullah’tan hadis rivayet etmeyin.” Kurza Irak’a vardığında, halk ondan hadis söylemesini rica etti, o da cevaben: “Ömer hadis nakletmeyi yasaklamıştır.” dedi.[24]
Amr bin Meymun şöyle diyor: Bir yıl, İbn-i Mesut’la[25] gidiş gelişimiz vardı, onun kesinlikle Resulullah (s.a.v)den bir hadis naklettiğini görmedim. Bir gün konuşuyorken ağzından kale Resulullah (ALLAH’ın elçisi dedi ki) lafzı çıktı, bundan dolayı çok sıkılıp gama büründü, öyle ki alnından ter akmaya başladı.[26]
Buhari, Said bin Zeyd’den naklediyor: Benim Talha bin Ubeydullah, Sad bin Ebi Vakkas, Mikdad bin Esved ve Abdurrahman bin Avf [27] ile sohbetim oluyordu. Onların hiçbirinden Resulullah’tan (s.a.v) bir hadis naklettiklerini görmedim; sadece Talha Uhud savaşından söz ediyordu.[28]
Zeyd bin Erkam’a; Bize hadis söyle denildiğinde; Kebirna ve nesiyna (İhtiyarladık, unuttuk) diyerek geçiştiriyordu.[29]
Örneklerden de anlaşılacağı üzere hadis yazımı hususunda Resulullah ve sahabe, gayet katı bir tutum almıştır. Bu tutumun en bariz göstergesi ilk hadis kitabı Muvatta’nın H.159 yılında yazılmış olmasıdır. Tavrın hadislerin söylenmesine değil, yazılmasına karşı alınması manidardır. Amaç, hadislerin dinleşmesinin önüne geçilmesidir. Ne yazık ki, peygamberden 150 yıl sonra sözlü hadis üretim fabrikaları yazılı bir boyuta ulaşarak, İslam dinini şirk dinine dönüştürmüşlerdir.
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hayatta neyin önemli olduğunu keşfetmek için bir felaket beklememek gerekir. H.JACKSON BROWN oO-------------------------------------------------------------------Oo http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder