17 Aralık 2010 Cuma

ENSEYE TOKAT, YUMURTAYA PARMAK



-------- Original Message --------
From: osman akgun <ossmanakkgun@gmail.com>


 

Sene 2005. Ankara Esenboğa Havaalanı'nda Macaristan seyahatine çıkacak olan Tayyip Erdoğan bekleniyor..

Seyahate refakat edecek olanlar araında o dönem "Başbakan'ın tercümanı" olarak anılan, ancak kendisi bu sıfatı her seferinde, "Ben tercüman değil, dış politika danışmanıyım" diye düzelten Egemen Bağış da var...

Esenboğa VIP salonuna biraz gecikmeli gelen Erdoğan, o gün çok neşelidir. Bir kaç kişiyle el sıkıştıktan sonra kendisinin gelişini farketmeyen ve yanındakilerle sohbet eden Egemen Bağış'a arkadan sessizce yaklaşır ve "N'aber Egemen" sorusu eşliğinde ensesine okkalı bir şamar atar.

Olay gülüşmelerle karşılanır, çünkü Başbakan şaka yapmıştır... Tokadın kimden geldiğini anlayamayan Bağış, sertçe arkasını döndüğünde Erdoğan ile karşı karşıya gelir ve tabii tepkisini hemen geri çekip sessizce boynunu eğer.

Burada "padişahların" eğlenme biçimleri konusunda benzetmeler yapmayacağız...

Olay, Egemen Bağış'ın değil ama o dönem henüz "Ergenekon" icat edilmediği için "sade vatandaş" olan Yalçın Küçük'ün tepkisini çeker. Küçük, Cumhuriyet Savcılığı'na Başbakan hakkında suç duyuırusunda bulunur. Gerekçe, "Benim vekilimi ensesine tokat atmak suretiyle küçük düşüremez"dir.

Bu soruşturma takipsizlike sonuçlanır. Yargı, bu şekil bir şakalaşmada "milletin vekilini" küçük düşürecek bir durum görmez...

Gel zaman git zaman Egemen Bağış, gönlünde yatan derin arzuları kısmen gerçekleştirip "Başmüzakereci ve AB'den Sorumlu Bakan" olur. "Kısmen" diyoruz, çünkü gönlünde yatan asıl aslanın Dışişleri Bakanlığı olduğu bilinmektedir. (İnşallah bu arzusuna da nail olacaktır).

Her fırsatta "Batı demokrasisinden" örnekler vermekte, AB'nin Türkiye'deki komiseri edasıyla dolaşmaktadır. New York'ta Beş Minare filminin senaryosuna "katkıda bulunup", Mustafa Sandal'ın canlandırdığı karakterin repliğine "Bilindiği gibi ülkemizde AB'ye uyum yasaları çerçevesinde insan hakları garanti altına alınmış olup, işkenceye son verilmiştir" şeklindeki cümleyi bile eklemiştir.

İşte bu Egemen Bağış şimdi ekim ayında Ankara'da kendisine yumurta atan üniversite öğrencisi hakkında "şiddet gördüğü ve ceketinin kirlendiği" gerekçesiyle dava açtı.

Milletin vekilinin enseye tokat yemesini "küçük düşürücü" bulmayan savcılar, öğrencinin attığı yumurtayı "siyasetçiyi küçük düşürücü bir davranış" olarak gördüler. Öğrenci hakkında 2 yıla kadar hapis cezası isteniyor...

Soru BİR: Egemen Bağış, tarihe yumutalı protesto için 2 yıl hapis isteyen ilk "AB sevdalısı" olarak geçtiğini biliyor mu?

Soru İKİ: Egemen Bağış, ensesine kameralar önünde tokat atan Erdoğan hakkında "küçük düşürüldüm, şiddet gördüm, ensem kirlendi" diye dava açmayı hiç düşündü mü, yoksa böyle şeyler düşünmediği için öğrencilerin yumurtayla kirlettiği ceketi Erdoğan'a mı borçlu?

SORU ÜÇ: Bu soru da Bağış'ın şikayeti üzerine öğrenci hakkında 2 yıl hapis isteyen savcılara:

Yumurta atmak "şiddet"tir de, enseye tokat atmak neden "şiddet" değildir? Ayrıca, yumurta ile elbise kirlenir de tokatla ense kirlenmez mi?

Yoksa kalınlaşır mı?

__._,_.___
Oraj POYRAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder