http://dumanol.blogspot.com/2010/10/alevilik-uzerine.html
ALEVİ'LİK ÜZERİNE
ALEVİ'LİK ÜZERİNE
Samimi olan her türlü kabul ve uygulama açık ve alenidir!
Herkesin katılımına da açıktır.
Üstelik katılımlara da memnun olurlar ve desteklerler.
Alevilik ise kapalı ve gizli olarak muhafaza edilme geleneğine sahip olduğu için çoğu pisliklerin de zula yeri haline gelmiştir.
Alevilikle hiç alakası olmayan bir çok ırk, ritüel, gelenek ve uygulama Alevilik (Bektaşilik, Mevlevilik, Melamilik ve benzer cemaatlerde de olduğu gibi...) içinde tam siper yapmışlar ve arazi olmuşlardır.
Kendilerini rahatsız edenlerden uzak olarak geliştikleri ve serpildikleri bu ortamda güçlerini artırmış bulunan gizli yapılanmalar, günümüz Türkiyesi siyasetinde de giderek daha etkili olmaktadırlar...
Kendilerini rahatsız edenlerden uzak olarak geliştikleri ve serpildikleri bu ortamda güçlerini artırmış bulunan gizli yapılanmalar, günümüz Türkiyesi siyasetinde de giderek daha etkili olmaktadırlar...
Hacı Bektaş Veli Resmindeki Aslan ve Geyik Sembolünün Yahudi Versiyonu
Hakikat budur !
Sızma harekatı o kadar başarılı olmuştur ki;
Gerçek ve kadim Türk Aleviliğini, İslam Aleviliğini asıl sahiplerinden alıp, toptan ele geçirme boyutlarına ulaşmıştır.
Kürt milliyetçiliği yapan Alevilerden tutun da, Ermeni aşığı Alevilere kadar, Ateist Alevilerden tutun da, gizli Yahudici ve Dönmeci Alevilere kadar birbirine çok uzak ve alakasız hizipler oluşmuştur...
İspatını, bu toplulukların içindeki lider kılıklı "sahte kişilikler"deki çatışmacı ve saldırgan profillerde rahatça görebilirsiniz.
Aleviliğin içine kimler sızdı?
Kimler sızmadı ki!
Savaştığımız ve savaşmadığımız, aleni ve gizli düşmanlarımızın çoğu buralarda tırnak tuttular.
Tek tek sayamaya gerek var mı bu hazreti kriptoları?
Anlayacağınız yok yok…
Gözlerden uzak kalmak isteyen "herkes" Alevi oldu.
Bunların içindeki sapkınlar uygunsuz vaziyetlerde yakalanınca da, gerçek kimliklerini saklayarak bizler Aleviyiz çamurunu attılar!
Böylece Türk-İslam Aleviliği de (Hatta Kadim ve Okült Alevilik de) derin yaralar almış oldu.
Bu çamurların içinde "MUM SÖNDÜ" en büyük rezalettir.
Ne yazık ki,
"Sahte ve Kripto Dedeler" bu eşsiz geleneğe derin ve kalıcı yaralar vermeye devam etmektedir.
Peki "mum söndü" nedir?
Anadolu da ve İslam coğrafyalarında mum değil kandil kullanılır.
Böyle bir iftira hakikat olsa idi "mum söndü" yerine "kandil söndü" denilmesi gerekirdi.
"Kandil Söndü" diye bir şey hiçbir zaman yaşanmamış ve duyulmamıştır.
Bu asla göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir ayrıntıdır.
Türklerde, İslam'da, ve Türk/İslam/Arap/Fars Aleviliği coğrafyalarında mum kullanılması hiçbir zaman gelenek olmamıştır.
Velhasıl-ı kelam, "mum"ları kim(ler) yakıyorsa (kullanıyorsa) onlar söndürürler. (!!!)
Güncel bakış:
Anadolu'yu ele geçirmek, yalnızca top, tüfek ve asker gücüyle mümkün olamaz...
Olamadı da...
Ancak gizlice, içten ve derinden yürüyerek kontrol altına alabilirsiniz.
Bunun için de Elli yıllık, yüz yıllık planlar yapmak zorunda kalırsınız.
Zaten Babadan oğla geçen bir sistemde "baba genetiğine" sızabilmeniz başka türlü gerçekleşemez değil mi efendim?
Bektaşiliğimizin, Mevleviliğimizin, Melamiliğimizin ve benzeri ocaklarımızın öyle bir iki günlük, haftalık, aylık hatta yıllık çalışmalarla ele geçirilemeyeceğini herkes bilir.
Ama maalesef hepsine de sızıldı sonunda…..
Halen tüm bu evrensel öğretileri dejenere edip içlerini boşaltmaya ve özlerini yok etmeye (kendileştirmeye) çalışmaktadırlar.
Günümüzün bir çok derneği ve cemaati bu açıdan da doğru kişiler tarafından mercek altına alınmalıdır.
Ayrıca Aleviliğin nerden geldiği konusunu Alevilik kelimesinin içindeki;
[AL-EVİ], [ALEV-İ], [ALİ-EVİ]
Gibi türetmeler de nafile saptırmalardan başka bir şey değildir.
Hayır bunlar gerçektir diyenler olur ise, ben de onlara (biri kayıp 12'li kümeyi de izahlayan) [A-LEVİ]türetmesini sunarım ki, o zaman işler fena karışır.
(Yahudi dansçı dindarlar)
Son sözler;
Alevilik kesinlikle İslam içinde yer alan ve Ali'yi çok daha fazla sevip önemseyen bir Müslüman gruptur o kadar.
Gerisi ise laf-ı güzaftır.
Böylece;
Bir yazımda daha suya ve sabuna dokunmuş bulunmaktayım.
Asılların değil ama, "sızmacı sahtelerinin" bu yazımdan sonra derleşip toplaşıp gizli gizli üzerime gelmeleri de muhtemeldir…....;
Yahudi Mezar Taşındaki Bektaşiliğin "Aslan ve Geyik" Sembolü
Hacı Bektaş Müzesindeki Taş Kabartma
Arnavutluktaki Bektaşi Tapınağı
Bir Çok Okült İnacın Sembolü: Aslan ve Kuzu
Amerika Detroit'teki Bektaşi Mabet Duvarındaki Hacı Bektaş Veli
Bir Yahudilik Sergisi Salonu Köşesi
Dans Eden Bir Sufi Dervişi
Yahudi Dervişler
Toplu Zikr Ayini
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ILK ASKLAR Felek ne kadar kahretse kalbimize, Zaman zaman hatirladigimiz olur, Hangi dilber ilk aski tattirdi bize; Bir bahtiyarla yasadigimiz olur. Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz! Balkonundan gul atan comert sevgili! Askinla deli divane oldugumuz, Sarmasiga tirmandigimizdan belli. Belki bugun bu yasta tekrar olunmaz, Ilk ask gecesinin masum yeminleri, Fakat nerde ilk opusun verdigi haz? Saadet bilmiyorum o hazdan gayri. Cahit Sitki TARANCI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder