Özelde islam, genelde dinler bütünleştirmez, tam tersine böler.
Esasen, AKP'nin şeriatçı, hadi bilemediniz mütedeyyin bakışı çoktan ülkenin harcını eritmeye başlamıştır.
Bugün itibariyle yerel meclislerde de, genel meclisde de şeriatçılar, işbirlikçiler(liboşlar), bölücüler işbirliği içindedir.
Herşeyden önce tek bir islam yoktur.
Bu bir aldatmacadır.
Bir sürü din vardır, hepsi de birbirini gırtlaklamak için fırsat kollar.
Bir sürü mezhep vardır, hepsi de birbiriyle kanlı bıçaklıdır.
Bir sürü imam ve cemaat vardır, onlarda birbiriyle husumet, rekabet içindedir.
Eğer meydan din penceresinden bakan insanlara kalırsa, siz o zaman ötekileştirme neymiş görürsünüz.
Din böler, laiklik iyi bir uygulama tarzıyla birleştirir.
DİN BÖLEEEEER..
Bunu anlayın artık.
On 28.02.2012 15:02, Abudeyam wrote:
SAyin Poyraz,Turkiye insani bir kulturler mozayigidir.Bu Allah'in takdiri ve yaratmasiyladir.Bu insanlardan bir ulus cikarmak, sosyoloji bilimi acisindan "missiom impossible"dir. Bunu dayatmak, manyak diktatorlerin harci olabilirdi.Oyle oldu.Bu insanlar, birlikte yasama arzularini kaybetmek uzereyken, Islamin butun kulturlere saygili yaklasimiyla karsilastilar ve bir arada yasama arzularini guclendiriyorlar.Bundan en cok rahatsiz olanlar ise, Turkiyenin bir yeni mutabakatla butunlesmeye basladigini goren Emperyalistlerdir.Abudeyami
2012/2/28 Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net>
Prof.Dr.Yusuf Ziya İrbeç,
23.Dönem AKP Antalya Milletvekili..
1959 Antalya doğumlu..
İktisatçı, Dış Politika Uzmanı ve Öğretim Üyesi; Viyana İktisat Üniversitesi'ni bitirdi.Yüksek lisans ve doktorasını aynı üniversitede tamamladı.
Viyana Diplomat Akademisi'nde ihtisas yaptı.
Doçent ve Profesör oldu.Birçok üniversitede öğretim üyesi olarak ders verdi.
Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde Dekan Yardımcılığı, Çankaya Üniversitesi'nde Bölüm Başkanlığı, Beykent Üniversitesi'nde Dekanlık, Rektör Yardımcılığı ve Rektörlük, Bahçeşehir Üniversitesi'nde Uğur Eğitim Kurumları Başkanvekilliği, Uluslararası Balkan Üniversitesi'nde Kurucu Rektörlük görevlerinde bulundu.
TOBB ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda; KEİPA, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Ankara Ticaret Odası'nda yönetici ve danışman olarak görev yaptı.
Yurtiçi ve dışında 100'ün üzerinde bilimsel makalesinin yanı sıra 3 kitabı yayınlandı.
23.Dönem'de Türkiye-AB KPK Üyesi oldu.
Çok iyi düzeyde Fransızca, Almanca, İngilizce, İtalyanca ve Arapça, orta düzeyde Rusça bilen İrbeç'in yurt içi ve yurt dışında 100'ün üzerinde bilimsel makalesinin yanı sıra 3 kitabı yayınlandı.Prof.Dr.Yusuf Ziya İrbeç, 21 Ocak 2011 günü, yaptığı bir basın toplantısıyla partisinden istifa etti.
Basın açıklamasını tek kelimesini değiştirmeden aynen aşağıya alıyorum:
*** Bildiğiniz gibi, 22 Temmuz 2007'den beri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde AK Parti Milletvekili olarak bulunmaktayım.
Milletvekilliğinden önce, birçok üniversitede hem akademisyen, hem de rektör olarak çalıştım.
Türkiye ve dünyadaki ekonomik ve politik gelişmeleri yakından takip eden, 7 yabancı dil bilen bir milletvekili olarak; AK Parti Ekonomik İşler Başkan Yardımcılığı ile TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkan vekilliği görevlerinde bulundum.
Bu görevlerim sırasında, birçok uluslararası temaslarım oldu ve ülkemi en iyi şekilde temsil etmeye ve menfaatlerini korumaya çalıştım.Vatanına, milletine ve manevi değerlerine bağlı bir milletvekili olarak; içinde bulunduğum partinin özellikle iç politikada takip ettiği stratejinin ülkemize getireceği zararlar konusunda endişelerim arttı.
Çünkü takip edilen politikalar ile ülkemin ve milletimin sosyolojik, psikolojik ve coğrafik yönden bölünme sürecine sürüklendiğini üzüntü içinde görmekteyim.
Bu endişelerimi, hem milletvekili arkadaşlarım arasında ferden, hem de parti toplantılarında defalarca ve alenen dile getirdim.
Ancak, yaptığım görüşmelerin ve konuşmaların, keza ikazların hiçbir fayda getirmediğini üzüntüyle müşahede ettim.
Bu kaygılarıma sebep olan hadiselerin başında, Başbakanın her konuşmasında toplumu ayrıştırmaya yönelik söylemleri gelmektedir.
Şöyle ki; Sayın Başbakan 4 Ocak 2011 tarihli grup konuşmasında aynen şu cümleleri kullanmıştır: "Ama biz, bu ülkedeki tüm etnik unsurları, dedik ya, Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abaza'sıyla, Roman'ıyla, aklınıza ne gelirse hepsiyle, bunlar birer alt kimliktir ve bunlar kesrettir ve vahdette biz bunları topluyoruz."
Sayın Başbakan bu tür söylemleri, milletimize verdiği zararları hesap etmeden alışkanlık haline getirmiştir.
Davranışlarından da, bu alışkanlıklarından vazgeçmeyeceği açık bir şekilde görülmektedir.Buna karşın önceki başbakanlardan hiçbiri, devlet adamı sıfatı ve ciddiyetiyle, böyle bir söylemi benimsememiştir.
Vatanına, milletine ve manevi değerlerine bağlı ve aynı zamanda milletinin fertleri arasında hiçbir ayırım gözetmeyen bir milletvekili sıfatıyla, Başbakana şahsen şu soruyu yöneltmek istiyorum: "Sizden evvel bu milleti kim böldü de, siz bütünleştirmeye çalışıyorsunuz?"
Şahsen, milletin ismini telaffuz etmekten kaçınan bir tutuma karşı tepki vermek zorunluluğunu hissediyorum.
Ülkemizin anayasal adı Türkiye'dir ve üzerinde vatandaş sıfatı ile yaşayan herkes Türk'tür.Bu bir alt kimlik değildir.
Oysa Başbakan söylemlerinde milletimizi bütünleştirici bir unsur olan Türklüğü sürekli ve anlaşılmaz bir biçimde alt kimlik haline getirme çabası ve gayreti içindedir.Ben, aynen Başbakan gibi, İmam Hatip Lisesinden mezun olmuş bir kişi olarak; Başbakanın benimsediği bu davranış ve söylemi sonucunda ortaya çıkan ayırımcılığın yüce dinimizde de yerinin olmadığını ifade etmek istiyorum.
Şimdiye kadar, AK Parti içinde birlikte çalıştığım arkadaşlarımla ve AK Parti'ye oy vermiş vatandaşlarımızla hiçbir sorunum olmamıştır.
Ancak, AK Partiye oy vermiş, aynı endişeleri taşıyan çok sayıda milletvekili arkadaşlarımın ve vatandaşlarımızın olduğunu da biliyorum.
Tepkim, parti yönetiminin endişelerimi tetikleyen birlik yerine bölünmeye taşıyan baskıcı politikalarınadır.Açılım politikalarının milletimizin yüreğinde Habur ve benzerleri ile açtığı yara, hepimizin malumudur.
Seçim sonrası yapılacak anayasal değişiklikler ile milletimizin ve ülkemizin birlik ve bütünlüğünün bozularak, bu yaranın daha da derinleşeceği endişesini taşımaktayım.Şu anda gösterilen yoğun çaba, her türlü hassasiyeti göz ardı ederek halk oylamasına ihtiyaç bırakmayacak bir milletvekili sayısına ulaşmayı hedeflemektedir.
Vatanın ve milletin bütünlüğü üzerinde hiçbir şekilde parti politikası kabul edilemez.
Burada asıl olan, milletin birliğini ve bütünlüğünü korumaktır.Bu duygu ve düşüncelerle, şimdiye kadar mensubu bulunduğum AK Parti'den istifa ediyorum.
Bu vesileyle bana oy vermiş veya vermemiş olan bütün Antalyalı hemşerilerime şahsıma gösterdikleri itimat, güven, destek ve teveccühlerinden dolayı şükranlarımı sunar, görevimi bundan böyle de bir nefer olarak aynı hassasiyet içinde sürdüreceğimi bilmelerini isterim.Saygılarımla.
Ankara, 21.01.2011.
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tum inisiyatif ve yaratma eylemleriyle ilgili bir tek basit gercek vardir kisi kendini gercekten adadigi anda, Kader de harekete gecmektedir. GOETHE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder