12 Ağustos 2020 Çarşamba

MUSTAFA SOLAK : HİLAFET KURULABİLİR Mİ ???




MUSTAFA SOLAK : HİLAFET KURULABİLİR ???

Ayasofya'nın camiye çevrilmesi sonrası Ayasofya çevresinde ve ilk namazın kılınacağı 24 Temmuz günü yapılan gösterilerde kimileri püsküllü sırmalı Osmanlı askeri kıyafetlerini giydiler. Kimileri Atatürk'ü koruma kanunu olan 5816 sayılı yasanın iptal edilmesini ve hilafetin geri getirilmesini savundu. Hatta Gerçek Hayat dergisi ve Abdurrahman Dilipak gibi bazı isimler Hilafet çağrısında bulundu.

Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik bunun üzerine "Türkiye Cumhuriyeti demokratik lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Bu nitelikleriyle Cumhuriyetimiz hepimizin ortak çatısıdır" diyerek rejim tartışması yapılamayacağını ve Cumhuriyet'e olan bağlılıklarını ifade etse de bu kamuoyunun kaygılarını yeterince önlemedi.

GERÇEKTEN DE YETERİNCE KAYGILANMALI MIYIZ? HİLAFET GELEBİLİR Mİ?

Bu soruya tarihe bakarak ve insanımızın sosyolojik yapısına bakarak yanıtlayalım.

17. yüzyıldan itibaren kapitalizmin gelişmesiyle köylünün işçileştirileceği mal ve hizmetlerin satılabileceği alan tasarlandı ve buna vatan dendi.

Önceden feodal sınırlar vardı ve bu topraklar feodal beyin veya hükümdarındı. Halk ise tebaaydı. Etnisiteler vardı ama bugünkü anlamda millet kavramı yoktu ve kapitalizmin vatan kavramıyla o vatanda yaşayanlara da millet denmeye başladı. Atatürk de "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir" demişti. Siyasal bir tanımdı ve aynı Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan her inan ve etnisiteyi kapsıyordu.

HALİFE MİLLİ ÇIKARLARI BASTIRABİLİR Mİ?

İmparatorluklar feodal beylikler değil milletler çağında yaşıyoruz. Ne demektir bu?

Her milletin kendi çıkarını en azami notaya taşımak istediği bir çağdayız.

Millet kimliği ümmete ve diğer kimliklere baskındır. Dolayısıyla çeşit çeşit milletlere hakim olacak bir halifenin varlığının varlığı geride kaldı.

Bu bakımdan "tüm Müslümanların biat edeceği halife olsaydı müslümanlar birlik olurdu" söylemi gerçekçi değildir. İslam devletleri örneğin Filistin

Esad'ın desteklenmesi Kıbrıs PYD/PKK gibi meselelerde farklı farklı düşünüyor. Halife bu çıkar farklılıklarını zorla ortadan mı kaldıracak?

Hristiyan dünyasının ağırlıkta olduğu NATO milli çıkarları bastıramıyor.

Halife "PYD/PKK vatanını savunan bir örgüttür" "Türkiye Kıbrıs'ta işgalcidir boşaltsın" "Akdeniz'de sondaj çalışması yapmayın" derse kabul mü edeceğiz?

Bu konular siyasi halife sadece dini konulara bakacak dersek yüzyıllardır yaşananın siyasi olduğunu görürüz.

DİYELİM HALİFEMİZİ SEÇTİK.

Ülkemizde hilafet bunu isteyen % 15'e rağmen diyelim ki oybirliğiyle olanaklı olsun. Hepimiz aramızdan birini halife seçelim. Hangi Müslüman devlet kabul edecek?

Çıkarlarımızın farklı olduğu devletler bunu kabul eder mi? Etse de yarın çıkarlarımız farklılaşırsa vazgeçmez mi?

Bu halife bizim değil de müslüman dünyasının genel çıkarını savunacaksa halife cumhurbaşkanı bakanlar arasındaki uyum nasıl sağlanacak?

Bu uyumsuzluğu ortadan kaldırmak için halife başka ülkeden olacaksa milli çıkarlarımızı tamamen ona tabi kılmak mantıklı mı?

Halife seçimle mi gelecek yoksa Kureyş kabilesinden mi olacak?

HALİFELİK DİNİ DEĞİL SİYASİ BİR KAVRAMDIR

Hz peygamberin cenazesi halifenin belirlenmesi için ortada kalmıştı. Daha o dönemden başlayarak halifelik için Emevi-Abbasi Memlük-Osmanlı çekişmesi oldu. Çeşit halifeler ortaya çıktı İslam dünyasında. Birinin halife kabul ettiğini diğeri kabul etmiyordu. Biz hilafeti ilan ettiğimizde başka devletlerden de hilafet ilanları olacaktır. Dahası 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı halifesinin cihat çağrısına Müslümanlar uymadı.

Bu yaşananlar halifeliğin hem birliği sağlamadığını hem de dini değil siyasi bir kavram olduğunu gösterir.

ÇAĞIMIZ MİLLET VE MİLLİ EGEMENLİK ÇAĞI

Peki neden?

Başta da belirttim. Çağımız ümmet değil millet tek adam değil milli egemenlik çağı. Araplar kendilerinin ayrı bir millet olduğunu düşündükleri için cihat çağrısına kulaklarını tıkadılar. Hatta emperyalizmle işbirliği içinde Osmanlıdan koparak kendi devletlerini kurdular. Osmanlılık kavramı gibi ümmet kavramı da birleştiremedi ama Türk milleti Anadoluya dayanan bir milli mücadeleyi imkansızlara rağmen başarıya ulaştırdı. Anadolu halkı millet gerçeğine yaslandı. Türk milleti olduğunun farkına vararak başka toprakları değil vatan bildiği toprakları savunma kararlığı gösterdi. Bu kararlık üstün silah teknolojisini ezdi geçti.

HİLAFET NEDEN KALDIRILDI?

Cihat çağrısında görüldüğü gibi hiçbir işe yaramayan Müslüman ülkeler arasında çekişmeye neden olan hilafet kaldırıldı. Dahası hilafet emperyalizm için kullanışlı bir kavramdı. Çeşitli krallara hilafet vaat ederek

MÜSLÜMANLARI BİRBİRİNE KARŞI KIŞKIRTABİLİYORDU.

Bu sebeplerden anlaşılacağı üzere hilafet kimilerinin iddia ettiği gibi islama karşı değil tersine İslam ülkelerinin birbirine karşı saldırısının komplosunun önüne geçmek emperyalizmin aracı olmaktan çıkarmak için kaldırıldı.

HİLAFETE DEĞİL MİLLİ POLİTİKALARA YOĞUNLAŞALIM

Oybirliğiyle dahi seçsek hem milletimizin hem halifemizin bu sorunlarla karşı karşıya kalmak isteyeceğini sanmam. Dahası ülkemiz rahat bir coğrafyada değil. Ekonomik kriz salgın PYD/PKK FETÖ Kıbrıs Ege adaları ve silahlandırılması patrikhanenin ekümeniklik iddiası Libya ve bu sorunları yaratan emperyalizm ile uğraşıyor. Odaklanacağımız husus bu sorunlara milli çözümler getirilmesidir.

Halifelik gibi gereksiz emperyalizmin müslümanlar arsında kavga yaratacağı bir kavramı ele almayalım emperyalizme karşı milli birliği sağlamaya çalışalım.

Araştırmalara göre en fazla % 15'lik kesimin talebi olan hilafet şeriat çağrılarına bakarak kaygılanmak gereksiz. Dün de bu talepte bulunuyorlardı.

Mücadelemizi verelim ama "şeriat geliyor" diyerek mücadele edenlerin sinmesine milletten vazgeçmesine neden olmayalım. Aksine Türk Tarih Kurumu başkanının istifası gibi mücadelenin başarıları üzerinde durarak mücadele edenlere moral verelim. Gözlerimizi gelişmelere kapamayacağız ama mücadelenin de olumlulukları öne alarak verileceğini bileceğiz.

Laik cumhuriyet hepimizin ortak çatısıdır ve bu çatıyı korursak müslümanlığı Müslümanların çıkarını da korumuş oluruz.

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Yeni kusak en buyuk cumhuriyetcilik dersini bugunku ogretmenler toplulugundan ve onlarin yetistirecekleri ogretmenlerden alacaktir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

141. RUHBAN HEYETININ USTUN IHTIRASLARI VE CINAYETLERI

Ruhban heyeti, sozde Allahlarinin ve dinin yardimiyladir ki, ihtiraslarini tatmin etmisler ve cinayetlerini islemislerdir. Din imamlari, Allah'larindan, korkunc, kararsiz, degisken bir zorba yapmaya buyuk bir ozen gostermislerdir. Bu sekilde, degisebilecek cikarlarina Allah'in uygun olmasi, kendi cikarlari gibi, Allah'in da gerekli zaman ve duruma gore "degisken" olmasi gerekiyordu.

Hoppaliktan ve arabozuculuktan arinmis, adil ve iyi bir Allah, hep temiz bir adamin, ya da ilgisiz bir hukumdarin niteligine sahip olan bir Allah, din adamlarinin isine hic yaramazdi. Allah'larinin karsisinda herkesin titremesi, rahipler icin, hocalar icin, hahamlar icin yararlidir. Allah, korkunc olmalidir, ta ki, korkularindan kurtulmak ve rahatlamak icin, halk, kendilerinin araciliklarina, sefaatlerine basvursun. Eger Allah'a, kahhar (yok edici), sedidulikap (azap ve eziyet verici) sifatlari verilmemis olsaydi, kimse hocalardan dua istemezdi, kimse "Sefaat ya Resulallah!" diye bar bar bagirmazdi. Kimse dunyanin her yerinden "Kudusu Serif"e, "Mekkei Mukerreme"ye, "Medinei Munevvere"ye ve Papa'nin pabucunu opmek icin "Roma"ya gitmezdi.

Papazlar, hocalar, hahamlar, halkin sirtindan gecinerek semizlenmezdi. Kimse kendi "vale do sambr"inin gozunde bir kahraman degildir.

Rahipleri tarafindan, baskalarini fazlasiyla korkutacak bicimde giydirilen bir Allah'in, rahiplere ender olarak korku vermesine ya da bunlarin yaratilislari, hatta hareketleri uzerinde ancak cok az etkide bulunmasina sasilmaz. Dolayisiyla butun ulkelerde bunlarin cok duzenli olarak hareket ettiklerini goruruz. Allah'larinin san ve serefi bahanesiyle, her yerde milletlerinin kanlarini emerler, ruhlarini asagilarlar, sanayi ve ticareti gevseklige ugratirlar, nifak sacarlar. Acgozluluk ve cekememezlik, hep, ruhban heyetinin ustun ihtiraslari olmustur. Her yerde, rahipler, hukumdarlarin ve yasalarin ustune cikar. Her yerde, gururunu, acgozlulugunu, guc ve kudretini zorbaca ve oc alircasina kullanirlar. Cikarlarindan baska bir seyle ilgilenmedikleri gorulur. Her yerde, kefaretleri, kurbanlari, esrarengiz ibadet yerlerini ve hareketleri, sozun kisasi, kendisi icin kazancli olan uydurma ve yakistirma seyleri, yararli ve toplumsal erdemlerin yerine ikame ederler.

Ruhlari tasfiye etmek ve Allah'i milletlere uydurmak icin, her ulkede tanrilarin gostericilerinin icat ettigi gulunc ibadet yerleri ve "merhamet dagitan" araclari karsisinda zihin karisikliga ugramistir, dusunce yasaklanmistir.

Burada Allah'in iyiligini kazanmak icin, bir cocugun sunnet derisinin bir kismi kesilir. Orada, henuz yapmadigi gunahlardan temizlenmesi icin, cocugun basina su dokulur. Baska bir yerde, cocuga, sulari butun pislikleri yok etme kudretine sahip bir irmaga dalmasi soylenir. Baska bir yerde, kullanilmasi semavi gazabi kiskirtacak olan bazi besinler yasaklanir. Baska ulkelerde, gunah isleyen insana, kendisinden daha gunahkar olan bir rahibe zaman zaman gidip itirafta bulunmasi emredilir, vb. vb. vb.

- - - - - - - - - - - - -
Peki, bu durum, Doganin bir yasasi midir?
Ulkemiz, topraklarinda yasayanlara duzgun bir hayat sunamayacak kadar yoksul mudur?
Hayir, yoldaslar, asla!
Ingiltere topraklari bereketlidir, havasi suyu iyidir yurdumuz, bugun bu ulkede yasayan hayvanlardan cok daha fazla bol yiyecek saglayabilir.

George OrwellHayvan Ciftligi

- - - - - - - - - - - - -
HIRISTIYAN Yeni Ahit'in, komsusunun ruhsal ihtiyaclarina hayranlik uyandiracak bicimde uygun, kutsal ve ilham dolu bir kitap olduguna inanan kisidir.

BIERCE,AMBROSE (1842-1914) ABD'li yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 282 Suctan kaynaklanan malvarligi degerlerini aklama 1

1) Degisik 26 6 2009 – 5918 5 md. Alt siniri alti ay veya daha fazla hapis cezasini gerektiren bir suctan kaynaklanan malvarligi degerlerini yurt disina cikaran veya bunlarin gayrimesru kaynagini gizlemek veya mesru bir yolla elde edildigi konusunda kanaat uyandirmak maksadiyla cesitli islemlere tabi tutan kisi uc yildan yedi yila kadar hapis ve yirmibin gune kadar adli para cezasi ile cezalandirilir.
2) Ek 26 6 2009 – 5918 5 md. Birinci fikradaki sucun islenmesine istirak etmeksizin bu sucun konusunu olusturan malvarligi degerini bu ozelligini bilerek satin alan kabul eden bulunduran veya kullanan kisi iki yildan bes yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilir. 1 3 Bu sucun kamu gorevlisi tarafindan veya belli bir meslek sahibi kisi tarafindan bu meslegin icrasi sirasinda islenmesi halinde verilecek hapis cezasi yari oraninda artirilir.
4) Bu sucun suc islemek icin teskil edilmis bir orgutun faaliyeti cercevesinde islenmesi halinde verilecek ceza bir kat artirilir.
5) Bu sucun islenmesi dolayisiyla tuzel kisiler hakkinda bunlara ozgu guvenlik tedbirlerine hukmolunur.
6) Bu suc nedeniyle kovusturma baslamadan once suc konusu malvarligi degerlerinin ele gecirilmesini saglayan veya bulundugu yeri yetkili makamlara haber vererek ele gecirilmesini kolaylastiran kisi hakkinda bu maddede tanimlanan suc nedeniyle cezaya hukmolunmaz.


- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder