İSTANBUL SENFONİSİ DÖKÜMANI
#İSTANBUL SENFONİSİ DÖKÜMANI * 1. Bölüm - NOSTALJİ * 2. Bölüm - TARİKAT * 3. Bölüm - SULTAN AHMET CAMİİ * 4. Bölüm - HOŞ GİYİMLİ GENÇ KIZLAR ADALAR VAPURUNDA * 5. Bölüm - HAYDARPAŞA GARINDAN ANADOLU'YA GİDENLER ÜZERİNE * 6. Bölüm - ALEM GECESİ * 7. Bölüm - FİNAL |
KOMŞUM VE YAKIN DOSTUM
ÇİĞDEM ERKEN'İN EVİNDE YAPTIĞIMIZ İLGİNÇ BİR BELGESELİ PAYLAŞMAK İSTERİM.
BU BELGESEL BİR NEVİ "TARİHE NOT DÜŞMEK" GİBİYDİ BİZİM İÇİN.
AYNI ZAMANDA BU ESERİ YÖNETECEK TÜM ORKESTRA ŞEFLERİNE DE YOLLADIK VE
YOLLAYACAĞIZ.
BU ESERİN BİR ÇOK BÖLÜMÜNÜ KENDİM PİYANO İLE ÇALDIM, KONULARI VE
ESERİN TEKNİĞİNİ, ORKESTRASYONU, TÜRK ENSTRUMANLARININ NİYE VE NASIL
KULLANILDIĞINI DETAYLI BİR ŞEKİLDE ANLATTIM.
MÜZİKOLOJİ İLE İLGİLENENLER İÇİN DE ÇOK İLGİNÇ BİR BELGESELDİR.
"YOYOM TV" KLASİK MÜZİK İNTERNET PORTALI KURUCUSU, AYNI ZAMANDA "GENÇ
KLASİKÇİLER FESTİVALİ"NİN DE YARATICISI DOSTUMUZ ŞAFAK TANER İLE BU
BELGESELİ ÖNCE EVDE; ERTESİ GÜN DE HAYDARPAŞA GARI, SULTAN AHMET
CAMİİ, ADALAR VAPURU GİBİ MEKANLARDA ÇEKMİŞTİK.
http://www.yoyom.tv/Video/229bf01c5b1145f2a563509a5f0d3d51/piyanist-fazil-say-istanbulun-senfonisini-anlatiyor.aspx?slct=1#piyanist-fazil-say-istanbulun-senfonisini-anlatiyor
İKİNCİ OLARAK, ALMAN TELEVİZYONU BİRİNCİ KANALINDA HABERLERDE ÇIKAN VE
DAHA SONRA DETSCHE WELLE KANALINDAN İMGİLİZCE OLARAK TÜM DÜNYADA
YAYINLANAN 4 DAKİKALIK HABER BÜLTENİNİ PAYLAŞMAK İSTERİM.
HEM İSTANBUL SENFONİSİNİ, HEM DE GEÇEN MART'TA DORTMUND'DAKİ FAZIL SAY
FESTİVALİNİ DAHA YAKINDAN TANIMA FIRSATINIZ OLACAKTIR. RÖPORTAJLAR VE
KONSER GÖRÜNTÜLERİ İLGİNÇ.
http://www.youtube.com/watch?v=Pxyd8OskOQQ
BU YOLLADIĞIM LİNK İSE İSTANBUL SENFONİSİ KONSER GÖRÜNTÜLERİ (SON BİR
KAÇ DAKİKASI) VE ARDINDAN GELEN EŞİNE ENDER RASTLANIR UZUNLUKTA SÜRMÜŞ
AYAKTA ALKIŞI...
http://www.youtube.com/watch?v=S3s0kN0rUNU&playnext=1&list=PL9E84AAA34FD31238&index=11
AŞAĞIDA İSTANBUL SENFONİSİ'NİN TAMAMININ, 13.3.2010 DORTMUND'DAKİ İLK
SESLENDİRİLİŞİNİN, AUDIO KAYDINI YAYINLIYORUM. PROGRAM NOTLARINI DA
EKLEDİM. BİR ÇOK DOSTUM NOTLARI OKUYARAK DİNLEMENİN ÇOK DAHA
AÇIKLAYICI OLDUĞUNU SÖYLEDİLER. BİLİYORSUNUZ, YOUTUBE ARTIK AÇIK. İYİ
DİNLEMELER...
FAZIL SAY
1. Bölüm - NOSTALJİ
http://www.youtube.com/watch?v=EGqdLj2M1h4
“Nostalji”
İstanbul Senfonisi, gecenin buğusunda Marmara denizi dalgalarının
kıyıda sakince hışırdaması ile başlar.
Nitekim, bu deniz seslerini, eserin en sonunda da tekrar duyacağız.
Şöyle belirtmek isterim;
“7 bölümlü Senfoni, denizden çıkıp İstanbul’u anlatacak ve biterken
denize tekrar geri dönecek.”
“Nostalji” bölümünde günümüzde değiliz. Denizin hışırtıları eşliğinde
hayallere dalmışız.
1940’lardayız belki? Orhan Veli İstanbul’u dinliyor…
Ya da , 1920’lerde?
Dalmış gitmişiz. Hayallerdeyiz…
Gecenin bir vakti, loş deniz hışırdıyor, ve Senfoni’nin “Hicaz
makamı”ndaki ağır “ana teması” başlıyor.
Ney ve kanun da uzaklardan dokunuyor Orkestra’nın şarkısına.
Müzik ve görüntüler kararmaya başlıyor...
Bizlerse, hayal içinde hayallere dalıyoruz bu sefer.
Karanlığın içinde gömüldüğümüzde, zamanda yolculuk gibi, 1453 yılına gidiyoruz.
“Fetih” günü!
Davullar,trompetler, gümbürtüler, patlamalar, etraf savaş alanı,
mehter takımı duyulmaya başlıyor;
Ceddin Dede! Kudümler vuruyor. Osmanlı, Bizans savaşıyor! İstanbul’un
yaşadığı en hareketli gün!
Sonra tekrar uyanıyoruz ve gecenin karanlığına hicaz şarkımıza dönmüşüz…
Deniz hışırdıyor.
Biz hayallerdeyiz. Hayaller içinde hayallerdeyiz…
2. Bölüm - TARİKAT
http://www.youtube.com/watch?v=dOobe9L7TMA
“Tarikat”
Tarikatların karanlık yüzü.
Fanatizm.
İşte, 30 yıldır Din’in siyasi emellere alet edilmesine duyduğum öfke
ve din sömürücüsü Tarikatların büyük otoritesi, bu hızlı bölümü
oluşturan karanlık ve gergin notaları oluşturdu.
Onların öfkeleridir.
Benim onlara kızgınlığımdır “Din ve para” konusu…
Ve bir ritm’den yola çıkar öfkemin müzikteki kurgusu;
“La ilahe illallah” diye “zikir” edenleri düşünün. Yüz kere, bin kere
tekrar eden “La ilahe İllallah”!
İlginç bir müziktir bu. Ritm müziğidir.
Ritm melodisidir.
Yüzyıllardan beri gelen ileri Mevlevi ve Bektaşi müzik kültürlerinin
çok gerisinde, “arkaik” diyebileceğim bir müziktir günümüz
zikirlerindeki ritm melodileri.
“La ilahe illallah” cümlesinin salt ritmini düşünelim. İşte bu bölümün
ana fikri o ritmdir.
3. Bölüm - SULTAN AHMET CAMİİ
http://www.youtube.com/watch?v=Plasfkxho6U
“Sultan Ahmet Camii”
Din’in Siyasi emellere alet edilmesini, “Tarikat” bölümündeki karanlık
notalarla duyduktan sonra, bu sefer “apaydınlık” bir İslam şaheserini
anlatıyoruz.
Bir Cami’yi.
Camilerin en güzelini, en huzurlusunu, en muhteşemini;
Sultan Ahmet Camii’ni.
Ben severim orda olmayı. Meditasyon gibidir.
Büyüleyicidir.
Çünkü; Metafiziksel boyut salt benlik uzlaşısıdır.
Ney ve kudüm başlar “Segah makamı”ndan.
Orkestra ardından genişleyerek büyür. Caminin hüzünlü bir teması vardır.
Evrene yükselmek ister.
Uhrevidir.
4. Bölüm - HOŞ GİYİMLİ GENÇ KIZLAR ADALAR VAPURUNDA
http://www.youtube.com/watch?v=Y9CCjRUw0ic
“Hoş giyimli genç kızlar Adalar Vapurunda”
Kanun, Adalar Vapuru güvertesindeki yakışıklı delikanlıdır.
Flüt, Obua, Klarinet ve Fagot, hoş giyimli genç kızlardır, yakışıklı
delikanlının ilgisini çekmeye çalışan.
Tuba, vapur düdüğüdür.
Mutlu ve güneşli bir yaz sabahıdır.
Kızlar, kavgaya bile tutuşur en sonunda delikanlı uğruna.
5. Bölüm - HAYDARPAŞA GARINDAN ANADOLU'YA GİDENLER ÜZERİNE
http://www.youtube.com/watch?v=eB9Onwtw2G8
“Haydarpaşa Garı’ndan Anadolu’ya gidenler üzerine”
Bir nevi, Nazım Hikmet’in “Memleketimden insan manzaraları” eserine
arka plan müziği gibi.
Gece treni yola koyulur. Tren yolculuğu yapanlar hayaller kurar.
Yolculuk hayallerdir.
Lokanta vagonunda, yeni evli bir çift. Hayallere dalmışlar…
Ötede, aşık bir adam vardır sanki. Dalmış gitmiş. Aşk’tır sezi.
Onları seyrederiz.
Sağımızda deniz, bir gece vakti bir trende…
Vurmasazlardan rayların seslerini duyarız.
Trompetler tren düdüğü seslerini verir…
Bir başka masada dertli bir adam vardır.
Ooo derdi büyük; Kanser? Cenaze?
Tronbon karanlıktan verir onun temasını.
Sonra tekrar diğer masalar. Yeni evli çift, arkalarında aşık adam…
Ray sesleri.
Ray ritmleri…
Hepsi bir arada, dertli adam, aşık adam, yeni evli çift…
6. Bölüm - ALEM GECESİ
http://www.youtube.com/watch?v=roLWOh2kGCs
“Alem Gecesi”
Gecenin ışıklarında bir İstanbul sokağında…
Kanun taksimi uzunca sürmeli. Yoğun bir Senfoni rahatlamalı…
Kanun bitince danslar başlar.
Bir yerde “dök zülfünü meydane gel” şarkısının bir benzerini işitir gibi oluruz.
Sonra tüm süratiyle bir “köçekçe”!
Köçekçe büyük bir gürültüyle kesilir. Sulukule’nin ışıklı sokaklarında
körkütük sarhoşuzdur.
Kanun, “dök zülfünü meydane gel”i çalamayacak kadar sarhoştur.
Gecenin ışıklarında bir İstanbul sokağında…
7. Bölüm - FİNAL
http://www.youtube.com/watch?v=c-fbYbCD_IE
“Final”
Ve günümüzdeyiz.
Bugün!
Dertli insanlar. 15 milyon nüfuslu mega-metropol İstanbul.
Romantizmin kalmadığı, yaşamın kalmadığı…
Stres. Sıkıntı. Bunalım.
Hayalsizlik…
3 kere kulak sağır edici mertebede patlar Orkestra.
Kasvettir sıkıntılı melodiler.
Müzik kaçmaya çalışır.
Patalojik enstantaneler gibi, Senfoni’nin tüm bölümlerinden temalar
geçer gözümüzün önünden, bir fotoflaş hızında;
“1453” kudümleri, “la ilahe illallah” ritmleri, “Cami’nin hüzünlü
teması”, “hoş giyimli bir genç kız”, trendeki dertli adam”…
Ve başladığımız noktaya, gecenin karanlığına hayallerimize döneriz
birden, hicazdır, şarkımızdır.
Nostaljidir.
Yine dalgalar hışırdamaya başlar.
Denizden gelen İstanbul Senfonisi bitmiştir ve denize döner kaybolur...
--
-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~
Yumuşak konuş ki, kalplerin kapıları açılsın; sıcak kalpli ol ki vicdanlar düşüncelerine "buyur! etsin; ihlaslı davran ki, tesirin sürekli olsun...!
Anonim Nasihat
oO-------------------------------------------------------------------Oo
http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder