Şimdi biliyorum ki, üzerine yorum yaptığım makale için, bazıları öne atılacaklar.
Vay dinimize küfrediliyor diyecekler.
Ben bunun önünü alayım.
Ve zaten söz konusu makaleye yönelik çok ağır hakaretlerle bezenmiş cevaplar var.
İnsanlıktan çıkmış, insan görünümlü vahşi canavarlar, akıl ve izan dışı işlere bulaşmış olanlar, her türlü değerini tüketmiş olanlar, kendini suçlu/mücrim ve pis/kerih ilan edenler, günahkar Yezit olanlar, dine düşmanlık besleyen mel'unlar diye başlayan uzun bir hakaret cümlesinden sonra Allahın lanetiyle lanetlemişler zavallı yazarı.
Evet, makalenin yazarı benim de paylaştığım fikirleri biraz daha sert tonda açıklamış, o kadar.
Küfretmiş mi, evet, bu kaçınılmaz.
Hakaret var mı, bana göre yok.
İnsanlar İslama karşı olabilirler, netekim ben de karşıyım.
İnsanlar İslamın sizce değer olan şeylerini değersiz bulabilir.
İnsanlar İslamın peygamberini makbul bir kişi olarak görmeyebilir.
Buna hakları yok mudur sizce?
Nasıl ki, bir çokları AtaTürk'ü sevmek zorunda olmadığını bağıra bağıra söylüyor.
Nasıl ki, bir çokları modern dünyanın bence çok değerli fikir ve bilim adamlarını sapkın, akıl ve izandan yoksun, ahlaksız, mel'un falan buluyor.
Başkaları da benzeri şekilde düşünemez mi?
Bütün dünya Hz.(Sırf Müslümanlara saygı olsun diye Hz.) Muhammed'i saymak ve sevmek zorunda mı?
Hz. Muhammedin kendisine, sözlerine, öğretisine itibar etmeyenler hakkındaki hükmünüz nedir?
Hükmünüz, katli vacipten ibaretse yandı gülüm keten helva..
Hani Osmanlının toleransı vardı, hani İslam devletleri başka dinden olanlara müsamaha göstermişti?
Misal Yahudiler, Hristiyanlar açısından Hz. Muhammed dört dörtlük bir kafirdir, başka türlü düşünmeleri mümkün mü?
Küfür bilinen ya da kabul edilmiş bir gerçeğin inkarıdır.
Arapçası bir şeyin üzerini örtmek demektir.
Bu nedenle, Müslüman olmayan herkes küfreder, küfretmek zorundadır.
Başka dinden olanlar için küfretmek bir zorunluluktur ve temel bir insan hakkıdır.
Sonuçta en akılsız Müslümanlar dahi başkalarını zorla inandırmak ya da inandığını ikrara zorlamak hakkının olmadığını bilir, bilmeli.
Dolayısıyla vay birileri benim dinime küfrettiler diye ortaya çıktığında bilmeli ki, Müslüman olmayanlar her zaman küfreder, küfretmek zorundadır, ve bu onların en temel insan haklarındandır.
Bir de hakaret, tahkir, küçük düşürme, alay etme konusu vardır.
Evet, Müslümanlar ya da başkalarının dinleri, kişilikleri, aileleri, haklı bir değer verdikleri hiçbir şey küçümsenemez, küçük düşürülemez, alay edilemez.
Bu da bir insan hakkıdır.
Bir de fikirler ve fikir özgürlüğü vardır.
Hakaretle fikir özgürlüğünün arasında çok az mesafe vardır.
Sınır çizmek çoğu zaman zordur.
Ancak, yine de bazı ölçüler vardır.
Adı üstünde fikir özgürlüğü dediğimizde bir fikir ve onun açıklanması ön plandadır.
Elbette bizzat tahkirin kendisi bir fikir değildir.
Bir de niyet önemli.
Elbette niyet okuyuculuğu yapmak kimsenin haddine değil.
Ancak kötü niyeti açığa vuran haller ve sözler de vardır.
Batı dünyasında politik doğruluk denilen bir kavram vardır.
Örneğin, zencilere asla negro diyemezsiniz, bu hakaret sayılır, kıyametler kopar.
Homoseksüellere ibne diyemezsiniz, bu hakarettir.
Kör, sağır, sakatlara engelli demek iyi bir tercihtir, tersi rahatsız eder.
Boyu kısa olana bodur demezsiniz, en azından nezaket dışı olur.
Türklere karakafalar diyemezsiniz, ırkçılık işaretidir..
Ve bunun gibi..
Evet, içinde fikir olmayan, salt küçük düşürme, alay etme anlamı taşıyan her şey hakarettir.
Örnek vereyim, genelev çalışanlarından bahsediyor olalım.
Belki bir iş nedeniyle, misal belediye encümen toplantısında konuşuyor olalım..
Bu kadınlarla ilgili bir şeyler anlatırken fahişeler, orospular diye biliriz, nezaket dışı olur, ama yine de böyle söylemek mümkün.
Genelev çalışanı desek politik doğruluk adına daha uygun olur elbette.
İletilen fikir sadece küçümseme, hakaret, tahrik, alay etme anlamı taşıyorsa bu elbette hakarettir.
Hoplayıp zıplayacak olanlar için en başta belirteyim.
Kulağınız ve beyniniz alışsın.
İslamiyet sizlere anlatıldığı kadar sağlam, faziletler sahibi değildir.
İslamiyet başta olmak üzere bütün dinler gerçek üstü, kanıtlanamaz, büyüklere masallar kabilinde şeylerdir.
Yaşlı başlı insanların ciddi ciddi bu konulara vakit ayırması, tartışması, bunları en sağlam gerçeklermiş gibi büyük bir özgüven içinde anlatmaları bana sadece ızırap vermektedir.
Şimdilerde kimselerin beğenmediği eski Roma, Yunan dinlerinden, Şamanizmden falan daha üstün olduğunu hiçbir zaman düşünmedim, ve bunu da her zaman açıkladım.
Ne ideolojik bir tercih olarak, ne de tanrıyla kişi arasında kişisel bir akit olma yönüyle hiçbir faydasının olmadığını, hiç bir sözünün kanıtlara dayanmadığını, açıklayıcı olmadığını, bir bilgi iletmediğini ben de sık sık söyledim.
İslamın ideolojik anlamda başarılı olmadığı çok açıktır.
2014 yılı itibariyle doğrudan askeri işgal altında, ya da idari, askeri, ekonomik vesayet altında olmayan tek bir Müslüman toplum yoktur. (O.P.)
Aslında Arap toplumlarında 1000'li yıllardan itibaren, Türk ve Farisi toplumlarda 1500'lerden sonra İslamiyetin bir çürüme, gerileme, toplumsal bir çözülmenin gerekçesi olduğunu görüyoruz.
Günümüzdeki haliyle milyarlarca insan tarafından paylaşılmış bir şizoid hal görünümündedir.
Bu konuda Ali Bulaçın tespitlerini de olduğu bir söyleşiyi size sunuyorum. http://timeturk.com/m/haber.asp?id=594669.
Erol İrdelmen : Dindarlığın psikiyatrik tetkiki. http://blog.milliyet.com.tr/dindarligin-psikiyatrik-tetkiki/Blog/?BlogNo=409335
İslamiyet için Şizoid diyorum, çünkü gerçekle bağını kopartmış bir söylence halindedir.
Elbette adına İslamiyet denilen bütün bu söylenceyi ortaya atan kişi için de benzeri şeyleri söylemek mümkün.
Sonuçta şimdi bile zaman zaman Allah ya da peygamberden ilham aldıklarını söyleyen kişiler vardır.
Bunların bazıları doğrudan psikiatri kliniklerinin salonlarında ve koğuşlarındadır.
Bazıları ise popüler ilahiyatçılar olarak kamuoyunun önündedir.
Adnan Hoca, Hasan Mezarcı hatta Fitnebaz Hoca ve bazı başka ilahiyatçıların Allahtan, peygamberlerden, evliyalardan ilham aldık dediklerini biliyoruz.
İlham almak ne demektir, vahiyden farkı nedir?
İlahi varlıklar halinde ortaya çıkan ruh, tanrı, ve diğer ilahi kişilikler kişinin kendi bilinci ve evrendeki bilinmezlikler için insan beyninin otomatik olarak ürettiği soyutlamalardır.
Otomatik olarak diyorum, çünkü insan beyni, bilinci ve zekası evrende ve kendinde bildiği ve bilmediği her şeyi kendi zihninde gerçeği temsil eden zihinsel bir örüntüyle temsil edecek şekilde evrimleşmiştir.
Bildiklerimizde bir sıkıntı yoktur, onları zihnimizde az çok gerçeğe uygun şekilde tanımlarız.
Ancak, kendi benliğimiz ve evrendeki diğer bilinmezlikleri zihnimizde temsil edecek kadar veriye sahip olmadığımızdan onları bilinmezlik, tanımsızlık ifade eden soyutlamalarla temsil ederiz.
Açıkçası ruh, tanrı, melekler, cinler, periler ve diğer her şey böyledir, bilmediğimizin ikrarı, bilmediklerimizi tanımlamakta kullandığımız metaforlardır.
Bildiğimiz her şeyin onun doğası, şekli ve özellikleriyle bağdaşan bir adı vardır.
Bilmediğimiz her şeyin ise onun doğası, şekli ve özelliklerinin bilinmezliğini, tanımsızlığını anlatan bir başka adı vardır.
İnsanlık artık kritik bir bilgi ve bilinç seviyesini aşmıştır.
İnsanlar artık kendi bilinci ve evren hakkında bilmediği şeyler için bir metafor kullanmak zorunda değildir.
Onun yerine basitçe cehaletin ikrar edilmesi yeterlidir.
Bilmiyorum, anlamadım, farkında değilim, cahilim demek artık bir meziyettir.
Evet, insanlık evrenin doğasını, başını, sonunu, özelliklerini tam olarak bilmiyor.
Bu cehaletimizi bilmek ve ikrar etmek bizi gerçek üstü bir Allah metaforundan kurtaracaktır.
Evet, insan bilincinin, benliğinin doğası hakkında da bilmediklerimiz, ya da gönlümüze uymayan şeyler vardır.
Bu konudaki cehaletimiz, ya da egomuza yönelik korkularımızı ikrar etmek bizi ruh safsatasından, metaforundan kurtaracaktır.
Ortalama bir insan için kendi bilincinin yüksek seviyede bir yazılım ve donanımla ifade edilmesi korkutucu, depressif etkisi olabilir.
Bununla artık yüzleşebiliriz.
Aynı şekilde ölüm konusunda da bilinmezlikler ya da duygusal anlamda sıkıntı veren gerçekler olabilir.
İnsan bilincinin bunlarla da yüzleşecek kadar güçlü olduğunu düşünüyorum.
Kısacası dine gerek yoktur.
Ne bir şeyleri açıklamak anlamında.
Ne rahatlatıcı olma anlamında.
Din özellikle ahlak üretme konusunda tam bir başarısızlık hikayesidir, dört dörtlük ayak bağıdır.
Sosyal gelişme ve ilerlemenin önünde kocaman bir baraj gibidir.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Abdurrahman Bolat Alp : Bir ateistin İslam hakkındaki düşünceleri
Açıköğretim Fakülteleri Öğrenci Birliği
Muhammed; ilkel, cahil, bir deha, bize felsefe yaparak Allah olduğunu iddia ediyor.
Allah var ve ben Allah'ın peygamberiyim diyor.
Fakir, yetim, çoban, saralı, (epilepsi hastası) meczub (Mağara Filozofu) Karısının zenginliğinden aldığı cesaret ile pey gamber olduğunu iddia ediyor.
Peygamberlik diye bir şey yoktur.
Peygamberlik diye bir şey olabilmesi için Allah olması gerekir.
Muhammed Allah var diyor.
İspat edemiyor.
Allah'ı insanlar ile tanıştırmıyor ?
Allah'ın niteliklerini tek tek anlatıyor ama bu niteliklerden tek bir tanesini bile ispat edemiyor ?
Anlattıkları sadece birer düşünce, birer söz.
Kaynağıda kendi beyni.
Düşünüyor, üretiyor.
Felsefe yapıyor.
Musa ve İsa gibi söz ler ile insanları etkiliyor.
İspat ettiği bir şey var mı ?..
-Yok.
Allah'ı algıladık ta hayır algılamıyoruz diyerek inkar mı ettik...
İslam Dini; sağlıksız şartlarda büyümüş psikolojisi bozuk bu ilkel dehanın hastalıklı beynine ait bir yaşam felsefesinin ürünüdür.
Siz hiç bir çocuğun ben Anne-Baba istemiyorum bana Allah yeter diyebileceğini düşünebiliyor musunuz ?...
Allah kim ya ? tanıyanınız, bileniniz, göreniniz var mı ?
Yaşamınıza bir katkısı olduğunu; ev alırken, otomobil taksidi öderken, çocukluğunuzda çok istediğiniz halde size bir futbol topu mu aldı ?
Yoksa bisiklet mi aldı ?
Aile bütçenize katkı mı sağladı yoksa, eğitiminize, sağlığınıza, yaşam şartlarınıza ne gibi bir katkısı oldu ?
İslam Dini ve Allah inancı yaşamımız boyunca üstümüzde sadece bir yüktür...
Bu yükü artık üstünüzden atın ve özgür bir yaşam kurun kendinize.
İnanın Allahsız ve dinsiz bir yaşamda çok daha mutlu ve çok daha iyi bir insan olacaksınız...
Bizleri yaratan, besleyen, büyüten, esirgeyen, koruyan, suçumuzda bağışlayan, iyi davranışımızı ödüllendiren, destek olan, ihtiyaçlarımızın karşılanması için tüm imkan larını seferber eden her zaman anne ve babamızdır...
Muhammed; Anne ve baba sevgisinden, ilgisinden, desteğinden, himayesinden uzak cahil ve kalabalık bir ailede üvey evlat olarak, cahiliye Arab toplumunda sevilmeden, ilgi gösterilmeden, değer verilmeden, itilip kalkılarak büyümüştür.
İslam Dini; sağlıksız şartlarda büyümüş psikolojisi bozuk bu ilkel dehanın hastalıklı beynine ait bir yaşam felsefesinin ürünüdür.
Siz hiç bir çocuğun ben Anne-Baba istemiyorum bana Allah yeter diyebi leceğini düşünebili yor musunuz ?...
Ruh varmış.
Ruh'u algıladık ta hayır yok diye inkar mı ettik.
Ruh Ölümsüzmüş.
Öldükten sonra dirilecekmişiz.
İnanmazsak cehennemde ateşinde sonsuza kadar yanacakmışız.
Tehdite bak ?
Halbu ki eko sistemim döngüsündeyiz ve doğaya karışacağız.
Şarzı bitmiş bir cep telefonu, kullanım ömrü bitmiş bir pil, bir ampulün tekrar geri dönüşüme tabi tutulması gibi bizde doğa ananın kollarındayız.
Eko sistem içinde besin kaynağı olacağız.
Tıpkı bizim başka canlıları kendimize besin kaynağı yaptığımız gibi.
Toprak; bitkilere; bitkiler; hayvanlara, hayvanlar ve bitkiler tekrar insanlara derken besin zinciri yaşamı devam ettirecek.
Dinlerin masalları her ne kadar bizleri mutlu etsede ölüm sonrasının gerçeği bu.
Kendimizi bu gerçe ğe göre hazırlamalı ve erdemli bir hayat yaşamalıyız...
Muhammed'in Ebu Cehil lakabını taktığı Ebul Hakem diyerekte anılan Kureyş Bilgesi Mekke önderi Amr Bin Hişam Muhammed'e her seferinde iddialarını ispat etmesini ister.
Madem söylediklerini, Allah sözleri dediğin ayetleri sana getiren bir Melektir.
O halde bizi bu melek ile tanıştır.
Bizde söylediklerinin Melek tarafından getirilen Allah sözleri olduğunu kabul edip sana inanalım diyerek sürekli Muhammed'i gerçeği itiraf etmeye zorlarmış.
Muhammed 12 yıl içinde artık Mekke'de bir din kurup Mekke'ye lider olamayacağını artık anlamış...
Muhammed 619 velinimeti/finans kaynağı Hatice'yi kaybetmiş.
Bir süre sonra Hatice'nin servetide bitmiş.
Yeni finans kaynağı (Hatice'nin serveti ile dost olduğu) 6 yaşında ki kızı ile nişanlandığı ilk halife Ebu Bekir.
Hicret; Mekke'deki başarısız lığın Medine'de silahlı mücadele ile başarıya dönüşmesi hikayesinin miladıdır.
Artık Medine' de dini tebliğ etmenin yerini savaşarak dini zorla kabul ettirme alır.
Allah var.
Ben Allah'ın peygamberiyim ya bana inanırsınız ya da savaşırız mantığı ile hareket edip Gaza/cihad- gazi- şehit-ganimet-köle-cariye-cennet-huri vaad eden Muhammed hızla güçlenir.
Mekke ve Medineye ulaşan yolları kontrolü altına alır.
Bulunduğu bölge liderliğini ve dinini kabul etmek zorunda kalır.
İslam; İşit'in yaptıkları gibi kafa keserek, korku ve dehşet ile din haline getirilmiştir...
Türk-İslam Alimi/Türk-İslam Cografyasının Muhammed'i ve İslam'ı aşamamış, dinin kendi üzerindeki etkisini fark edememiş, özgürleşmemiş beyinlerden oluşan söz de aydın yobazlardır.
Tarih boyunca İslam'ı sahiplenen hiç bir millet uygarlığa en ufak bir katkı sağlamamıştır.
İslam; İlkel Arab'ın yaşadığı çağda telif hakları yasası olmaması fırsatını değerlendirerek Musa'nın ve İsa'nın dininden faydalanarak kurduğu bir dindir.
İslam; felsefeyi kıçından anlayan bir cehaletin ve ilkelliğin ifadesidir.
Bir Arab yalanı, bir inanç dolandırıcılığıdır.
Tarihten, felsefe ve psikolojiden, sosyoloji ve man tıktan, bilim ve edebiyattan bir haber, okumayan, araştırmayan, şüphe etmeyen bir Türk Milleti hiç bir zaman kandırıldığının farkına varamayacaktır...
Cuma/cumartesi/pazar kutsal-mübarek değildir.
Musa'nın Sümeri, İsa'nın Musa'yı, Muhammed'in İsa ve Musa'yı taklit ederek bu günleri kurdukları dine özel gün ilan etmişlerdir.
Muhammed kurduğu İslam Dini, Musa yalanları ile oluşan Musevilik ve İsa yalanları ile oluşturulan İsaviliğin taklidi ile o çağda dünyada telif haklarının da olma ması fırsat bilinerek kurulmuş bir fason dindir.
İşin aslı Firavun Akheneton Mısır'da çok tanrı inancına sahip halkını tek tanrı Aton Dini'inde birleştirmek için tek tantı inancını ortaya atıyor.
Açık göz İbrani bu yalanı sahiplenip üstüne ilave ettiği diğer yalanlarla putlara tapan halkını tek tanrı inancına sokuyor.
Bizim İlkel Arab ondan geri kalır mı o da yine putlara tapan ilkel Arab'ları aynı şekilde tek tanrı inancına sokuyor.
Yani Allah felan yok.
Burada tek amaç halkı tek inançta toplamak...
Muhammed 7.yüzyılda, kabile kabile ayrılmış, Kabe'de 360 farklı puta tapan cahil Arapları, tek tanrı altında birleştirmek istiyor.
Onları Yahudi ve Hıristiyanlar gibi nispeten daha medeni bir millet haline getirmek istiyor.
Bunu yaparken yahudi ve arap masallarını kullanıyor.
Arapları birleştirmeyi başarıyor.
Kendi liderliğini Araplara zorla da olsa kabul ettiriyor.
Kendi liderliğini tanıyan herkes, müslüman olmuş, yani cennetlik olmuş sayılıyor.
Muhammed'i kabul etmeyen ise cehennemlik.
"Muhammed benim liderimdir, ne derse doğrudur'' derseniz cennete gidiyorsunuz, Muhammed'e karşı çıkarsanız cehenneme gidiyorsunuz.
Muhammed ne kadar taraftar bulursa o kadar güçleneceği için, cennete gitmenin tek şartını kendi liderliğini kabul etmek olarak belirliyor.
Ve bununla insanları kandırıyor.
Muhammed zamanı ve bugün İslam'ın hakim olduğu bir yerde yaşayan Yahudi ve hıristiyanların 3 seçeneği var.
1.Müslüman olmak.
2.Cizye vermek.
3.Ölmek.
Yani Muhammed'in liderliğini kabul etmiyorsanız ama İslam topraklarında yaşamak isteyen bir hıristiyan veya yahudi iseniz, bu 3 seçenekten birini kabul etmek zorundasınız.
Putperest veya müşriklerin zaten islam topraklarında yaşama hakları yok.
İslam şeriatında, Tüm mezheplerde, Bir müslümanın dinini değiştirip başka bir dine geçmesi veya dinsiz olmasının cezası idamdır.
''Kim dinini değiştirirse onu öldürünüz.'' Buhari, Cihad 149
Yani Muhammed'in liderliğini kabul etmiyorsanız cezanız idamdır.
İslam aslında bir din değil, faşist bir ideolojidir.
Muhammed tanrı inancını kullanıp, kendi diktatörlüğünü ilan eden bir Arap lideridir.
Muhammed bugün de hayalet diktatör olarak müslümanlara önderlik etmektedir.
Istemek yetmez, amacimiza ulasmak icin siddetle arzulamamiz gerekir. Ovidius |
Insan neyden yaratildigina bir baksin. Bel kemigi ile kaburgalar arasindan gelip atilan bir sudan yaratildi. Suphesiz (Allah), onu yeniden dondurmeye kudretlidir. Tarik/ 5-8 |
Resulullah sav buyurdular ki: Biriniz yemek yeyince, yalamadikca veya yalatmadikca elini mendile silmesin. Buhari, Et ime 52; Muslim, Esribe 129, 2031 Ebu Davud, Et ime 52, 3847 |
Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur, Rahman ve Rahim olan Allah in bir indirisidir.... Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur un indirilisi, aziz ve hakim olan Allah tandir... iste o nur, hem Kuran-i Kerimdir, hem de Risale-i Nur dur Said-i Kurdi |
Padisahin izni olmadan, yabanci askerlere karsi duranlari, asker ve para toplayanlari tek tek veya topluca oldurmek islamin geregi ve gorevidir. Milliyetcileri oldurenler gazi sayilir, bu yolda olenler sehit. Seyhulislam Durrizade Abdullah'in Fetvasi - 1920 Seyhulislamin verdigi fetvalar Ingiliz ve Yunan ucaklariyla tum Anadolu'da atildi ve isbirlikci yandas gazetelerde yayinlandi |
Ermeni sorunu denilen ve Ermeni milletinin gercek olmayan isteklerinden cok, dunya kapitalistlerinin ekonomik yararlarina gore cozulmek istenilen sorun, Kars antlasmasi ile, en dogru sekilde cozume ulastirilmis oldu.(Alkislar) Yuzyillardan beri dostluk icinde yasayan iki caliskan halkin iyi iliskileri memnuniyetle yeniden kuruldu. (1 Mart 1922) K.ATATURK |
Politikacilar bu kelimeyi bilirler. Sizin uzerinizde kullanirlar. Politikacilar geleneksel olarak uc seyin arkasina saklanmislardir: Bayrak-Incil ve cocuklar. Ancak bir sebebi var. Bunun bir sebebi var. Egitimin rezil olusunun bir sebebi var. Asla duzelmemesi ile ayni sebep. Asla duzelmeyecek. Bosuna beklemeyin. Elde ettiginizle mutlu olun. Cunku bu ulkenin Sahipleri bunu istemezler. Gercek sahiplerinden bahsediyorum: Buyuk ve Zengin. Gercek Sahipleri: Her seyi denetleyen ve her seye karar veren buyuk ve zengin is hissedarlari. George Carlin |
Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar. Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir. Saflari siklastirin cocuklar, Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir. Nazim Hikmet Ran |
Bizim verecegimiz bir kurban karsiligi, 1000 Filistinli oldurulmelidir Michael Kleiner, Israil Herut Partisi Genel Baskani Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER 0532 233 31 52 |
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder