Varlığına ilişkin tek bir gözlem yoktur.
Gerçekliğinden söz etmek imkansızdır.
Bu söylenen bütün sözler ise desteksiz atış niteliğindedir.
En iyimser ihtimalle suyun suyu cinsinden üçüncü derecede rivayettir.
Ve aşağıdaki hadislerin her birisi bir dünya harikasıdır.
Ben derhal bunları bir düzene sokup her epostamın altında ileteceğim.
Çünkü İslamla ilgili bundan daha olumsuz bir yazıyı ben kaleme alamam.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
On 12.11.2014 11:35, Marvan Oğuz wrote:
--Cehennemle İlgili Bir Kaç Hadis ( Hadisler Sahihtir )..
Nu'mân İbnu Beşir radıyallahu anhüma anlatıyor : Resûlullah
( Aleyhissalâtu vesselâm ) buyurdular ki :
" Cehennemliklerin azab cihetiyle en hafif olanı , ayağında ateşten bir nalı...n ve nalın bağı olan kimsedir ki , ayağındakiler sebebiyle , tıpkı tencerenin kaynaması gibi , başında dimağı kaynar. Öyle tahammülfersa bir azam duyar ki , azabca insanların en hafifi olduğu halde , kendinden şiddetli azab çeken olmadığını zanneder."
( Buhari - Müslim - Tirmizi )
............................
Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) şöyle buyuruyor :
" Cehennem ehlinin çoğu kadınlardır. " ( Nesei )
Cabir bin Abdullah ( Radiyallahu Anh ) şöyle dedi :
" Bayram günü Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) ile namazda beraberdim. Hutbe okumadan önce ezansız ve kametsiz namaza başladı. Sonra Bilâl ( Radiyallahu Anh )'a yaslanarak ayak üstü durup Allah'a karşı takvalı olmaya , ona itaatli olmaya teşvik ederek halka vaaz ve nasihatte bulundu. Sonra kadınların olduğu yere geldi. Onlara da vaaz ve nasihat etti ve :
'' Sadaka verin , zira siz kadınların çoğu cehennem kütüğüdür '' buyurdu. Kadınların en hayırlılarından yanakları kırmızı olan bir kadın ayağa kalkıp :
− Ya Rasulallah ,niçin dedi. Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ):
− Çünkü siz halinizden çok şikâyet eder , kocalarınızın ihsanına karşı nankörlük edersiniz' buyurdu. Bunun üzerine kadınlar kendi ziynet eşyalarını tasadduk etmeye başladılar. Bilâl ( Radiyallahu Anh )'ın elbisesinin içine küpelerini ve yüzüklerini atıyorlardı.
( Müslim - Ahmed )
..............................
Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor : " Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki :
" Cehennem ehline açlık musallat edilir. Bu , içinde bulundukları azaba eşit dereceye ulaşır. Açlığa karşı yardım talep ederler. Onlara besleyici olmayan ve açlığı gidermeyen darî' ( denen dikenli bir ot ) verilir. Tekrar yiyecek isterler, bu sefer de boğazda tıkanıp kalan bir yiyecekle imdat edilir. ( Bu da boğazlarında takılır kalır , ne ileri geçer , ne de geri gelir.) Derken , dünyada iken , bu durumda , bir içecekle takılan lokmaları kaydırdıklarını hatırlarlar ve bir içecek talep ederler. Kendilerine demir kancalar bulunan kaplarda kaynar sular verilir. Bu kaplar , yüzlerine yaklaştırılınca , yüzlerini dağlayıp atar. Su karınlarına girince , içerilerini param parça eder. Bu sefer de :
" Cehennemin bekçilerini çağırın , ola ki azabımızı biraz hafifletir ! " derler. Onları çağırırlar. Onlar gelince :
" Size peygamberleriniz bu halleri açıklayan haberleri getirmemiş miydi " derler. Onlar :
" Evet getirmişti ( ama dinlemedik) " derler. Bunun üzerine , bekçiler :
" Siz isteyin durun! Kâfirlerin istekleri ( burada ) boşadır ! " derler.
Cehennemlikler bekçilerden ümidi kesince :
" ( Cehenneme müvekkel melek ) Mâlik'i çağırın ! " derler. ( Mâlik gelince ):
" Ey Mâlik , ( söyle de ) Rabbin bizim hakkımızda ölüme hükmetsin ! " derler. Mâlik de onlara :
" Hayır ! ( Siz burada canlı olarak ebedi ) kalıcılarsınız ! " diye cevap verecek .
( Hadisin ravilerinden ) A'meş rahimehullah der ki :
" Bildirildi k i, cehennemliklerin Mâlik'e yalvarmaları ile Mâlik'in onlara verdiği cevap arasında bin yıllık zaman geçecektir. Cehennemlikler , bu sefer aralarında :
" Rabbinize dua edin, sizin için O'ndan daha hayırlı kimse yok ! " diyecekler ve elbirlik şöyle yakaracaklar :
" Ey Rabbimiz , bedbahtlığımız bize galebe çalmıştı , biz gerçekten sapıtmış kimselerdik. Ey Rabbimiz bizi bundan çıkar. Eğer ( yine ) küfre dönersek artık hiç şüphesiz ki zâlimlerden oluruz " ( Mü'minûn Süresi /106-107 ).
Allah'u Teâla, onlara :
" Cehennemin içine yıkılıp gidin ! Bana bir şey söylemeyin ! " diyecek.( Mü'minûn Süresi / 108 ).
Resûlullah devamla dedi ki :
" Bu cevap üzerine , Cehennem ehli her çeşit hayırdan ümidlerini keserler ; hıçkırmaya , nedâmet etmeye , dövünüp yırtınmaya başlarlar." ( Tirmizi )
...................................
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor :
" Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki :
" Cehennemliklerin tepelerine kaynar su dökülür. Bu su , vücudlarının içine nüfuz eder , öyle ki karınlarına kadar ulaşır ; içlerinde ne var ne yok , söker atar ve ayaklarını delip geçer. Bu hâdise
" Bununla karınlarının içinde ne varsa hepsi ve derileri eritilecektir " ( Hacc / Süresi / 20 ) ayetinde zikri geçen eritme ( es-Sahru ) hâdisesidir. Sonra ( eriyen cesedleri ) eski haline iade edilir. "
( Tirmizi )
....................................
Usame ( Radiyallahu Anh ) şöyle dedi : Nebi ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
'...Lakin ateş ehli ateşe girmeye emrolunmuşlardı. Ben cehennemin kapısı önünde de durdum. Oraya girenlerin çoğunun kadınlar olduğunu gördüm '' buyurdu." ( Buhari - Tirmizi )
.............
Enes bin Malik ( Radiyallahu Anh ) şöyle dedi :
" Bir adam :
−Ya Rasulullah ! Kâfir kıyamet günü yüzü üzerinde nasıl haşrolunur diye sordu.
Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) şöyle cevap verdi :
−Dünyada onu iki ayağı üzerinde yürüten Allah kıyamet gününde yüzü üzerinde yürütmeye kudretli değil midir.. buyurdu.
( Buhari - Müslim )
........
İbni Abbas radıyallahü anh anlatıyor :
Peygamber aleyhisselâm zamanında güneş tutulmuştu. Allah'ın Resulü namaz kılıp uzun uzun kıyamda kaldı. ..Bundan sonra Peygamberimiz şöyle buyurdu :
— Muhakkak güneş ile ay Allah'ın âyetlerinden birer âyettir. Hiç bir kimsenin ölümü ve yaşaması için tutulmazlar ; şu halde tutulduklarını görünce Allah'ı zikrediniz.
İnsanlar dediler ki :
— Ey Allah'ın Resulü , durduğun yerde bir şey almaya uzanmış olduğunu , sonra da irkilip geri çekildiğini gördük. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm :
— Katî olarak Cenneti gördüm de , bir salkım üzüm yakaladım. Koparmaya muvaffak olsaydım , dünya durduğu sürece ondan yiyebilecektiniz. Bana Cehennemde gösterildi. Şu anda gördüğüm manzaradan daha kötü hiç bir manzara görmedim. Cehennemdekilerin çoğunu da kadınlardan gördüm, buyurdu.
— Ey Allah'ın Resulü , ne sebeble onların çoğu kadınlardandır.. diye sordular da , Peygamber ( Aleyhisselâm ) :
— Küfürleri sebebiyle , cevabında bulundu.
— Allah'a mı küfrediyorlar.. diye yine sordular. Peygamber aleyhisselâm :
— Kocalarına ve kendilerine yapılan nimete küfrediyorlar ; onlardan birine dünyayı versen , yahud ömrü boyunca iyilikte bulunsan , yine senden hoşlarına gitmeyen bir şey görünce , senden hiç bir zaman hayır görmedim , derler , buyurdu. ( Buharî - Müslim - Neseî )
........
Abdullah ibni Ömer ( Radiyallahu Anhuma ) şöyle dedi : Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
'' Cennet ahalisi cennete vardığı , Cehennem ahalisi de Cehenneme vardığında ölüm alaca bir koç suretinde vücut verilerek getirilir. Ta Cennet ile Cehennem arasında yatırılır. Sonra kesilir. Sonra bir münadi :
− Ey Cennet ahalisi ! Artık ölüm yoktur. Ey Cehennem ahalisi ! Artık ölüm yoktur , diye nida eder. Bu hâdise sebebiyle cennet ehlinin ferahı bir kat daha ziyade olur , Cehennem ehlinin hüzün ve kederi ise bir kat daha artar' buyurdu." ( Müslim - Buhari - İbni Mace - Tirmizi )
.................
Numan bin Beşir ( Radiyallahu Anh ) şöyle dedi : Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
'' Şüphesiz kıyamet gününde ateş ehlinin en hafif azaplısı şöyle bir adamdır ki , onun iki ayağı altının çukurlarında iki ateş parçası vardır da , bunların sıcaklığından onun beyni bakır tencere ve kumkuma adındaki madeni kabın kaynaması gibi kaynayacaktır '' buyurdu.
( Buhari - Tirmizi )
...............
Semuretu'bnu Cundeb ( Radiyallahu Anh ) şöyle dedi :Nebi ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
'' Onlardan kimi vardır ki , ateş onu iki topuğuna kadar yakalar. Kimi vardır ki , onu dizlerine kadar yakalar. Kimi vardır ki , ateş onu beline kadar yakalar. Kimi de vardır ki , ateş onu boynuna kadar yakalayıp yakar '' buyurdu. ( Müslim )
................
Usame bin Zeyd (Radiyallahu Anh) şöyle dedi : Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
'' Kıyamet gününde bir kişi getirilir ve cehennemin içine atılır da orada onun barsakları derhal karnından dışarı çıkar. Sonra o kişi barsakları etrafında değirmen eşeğinin dönüşü gibi döner. Bunun üzerine cehennem ahalisi o kişinin başına toplanırlar da :
– Ey filan ! Senin bu halin nedir. Sen bize dünyada iyiliği emreder ve bizleri kötülükten nehyeder değil miydin. derler.
O da :
– Evet , ben size iyiliği emrederdim , fakat onu kendim yapmazdım. Yine ben sizleri kötülükten nehyederdim de onu kendim işlerdim diye cevap verir. '' buyurdu. ( Buhari )
..............
Ebu Hureyre ( Radiyallahu Anh ) şöyle dedi : Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
'' Cehennemde kâfirin iki omuzu arası , sür'atli bir süvari yürüyüşü ile üç günlük mesafedir '' buyurdu. ( Müslim - Buhari )
....................
Ebu Hureyre ( Radiyallahu Anh) şöyle dedi : Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
'' Kâfirin dişi yahut köpek dişi Uhud dağı gibidir. Derisinin kalınlığı da üç günlük mesafedir '' buyurdu. ( Müslim - Tirmizi - İbni Mace )
...........................
Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Nebi ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
'' Bir kavim , kendilerine Cehennem ateşi dokunduktan sonra simaları kırmızımsı siyah bir renkte olarak Cehennemden çıkacak ve Cennete girecekler de Cennet ehli bunlara " Cehennemlikler " diye isim vereceklerdir '' buyurdu ( Buhari )
..............................
Enes bin Malik ( Radiyallahu Anh ) şöyle dedi : Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
''…Cehennem de nefsin arzularıyla kuşatılmıştır '' buyurdu.
( Buhari - Müslim - Tirmizi )
..............................
Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor : Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki :
" Cehennem ateşi bin yıl yakıldı. Öyle ki kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı , öyle ki beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakıldı. Şimdi o siyah ve karanlıktır." ( Tirmizi )
..............................
Hasan Basri rahimehullah anlatıyor :
" Utbe İbnu Gazvân ( Radıyallahu anh ), Basra'da minberde ( hutbe esnasında ) dedi ki : Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bize şöyle buyurmuşlardı :
" Cehennemin kıyısından büyük bir taş bırakıldı. Bu taş yetmiş yıl aşağı doğru düştü de henüz dibe ulaşmadı."
( Utbe İbnu Gazvân , devamla ) der ki : Hz. Ömer ( Radıyallahu anh ) :
" Ateşi çok zikredip hatırlayın. Zira onun harareti pek şiddetlidir; derinliği çok fazladır, çengelleri demirdendir" buyurdu. " ( Tirmizi )
............................
Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh anlatıyor : Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki :
" Veyl , Cehennemde bir vadidir. Kâfir orada , kırk yıl batar da dibine ulaşamaz." ( Tirmmizi )
GRUBUMUZA KATILMAK İÇİN :
yorumcumm@googlegroups.com ADRESİNE BOŞ MAİL ATINIZ .
FACEBOOK SAYFAMIZA KATILMAK İÇİN :
www.facebook.com/BayYorumcu LİNKİ TIKLAYINIZ .
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Grup Yorumcum" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba yayın göndermek için, yorumcumm@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu http://groups.google.com/group/yorumcumm adresinde ziyaret edebilirsiniz.
Bu tartışmayı web'de görüntülemek için https://groups.google.com/d/msgid/yorumcumm/CAJ55vTyFiTUmvHkoLQyEEidT9AZajQLWoA0pnW37Ox%3Daz0xM-w%40mail.gmail.com adresini ziyaret edin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.
--
GOLGEM
. . . . . .
Biktim usandim suruklemekten onu,
Senelerdir, ayaklarimin ucunda;
Bu dunyada biraz da yasayalim,
O tek basina,
Ben tek basima.
Orhan Veli KANIK
NISA - 89 Onlar sizin kendileri gibi kafir ve boylece es olmanizi isterler.
Allah yolunda goc etmedikce onlardan dost edinmeyin.
Bunu kabul etmez de yuz cevirirlerse onlari tutun, buldugunuz yerde oldurun...
TEVBE - 5 Hurmetli aylar cikinca Allah a es kosanlari nerede bulursaniz oldurun.
Yakalayip hapsedin.
Gelip gececekleri butun yollari tutun.
Fakat tovbe ederler, namaz kilarlar ve zekat verirlerse onlarin pesini birakin...
Suikast
Resulullah (sav) yahudi ebu rafi e, ensar dan bir grup adam gonderip, baslarina da Abdullah ibnu atik i koydu.
Ebu rafi resulullah (sav) a eza veriyor ve aleyhinde calismalar yapiyordu.
Ebu rafi hicaz bolgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu.
Kaleye yaklastiklari zaman gunes batmisti.
Halk artik suruleriyle donuyordu.
Abdullah arkadaslarina: siz burada oturun ve yerinizden ayrilmayin.
Ben gidip, kapicilara biraz iltifat edip, iceri girme imkani arayacagim dedi ve ilerledi.
Kapiya kadar geldi.
Kazayi hacet yapiyormus gibi elbisesini toparladi,i insanlar iceri girmisti.
Kapici seslendi ey Allah in kulu, girmek istiyorsan gir.
Kapiyi kapatacagim (cabuk ol)! dedi.
Ben de girdim ve (bir koseye) gizlendim.
Halk tamamen girince kapiyi kapatti.
Sonra da anahtarlari bir kaziga takti.
Ben (musait bir anda) kalkip anahtarlari alip kapiyi actim.
Ebu rafi evinde gece sohbeti yapiyordu.
Ve hususi bir koskte idi.
Sohbet arkadaslari dagilinca, yanina ciktim.
Her bir kapiyi acip girdikce iceriden uzerime kapadim eger halkin haberi olur da beni oldurmeye azmederlerse, ben ebu rafi i oldurmeden ona ulasamasinlar diye boyle yaptim.
Sonunda yanina kadar geldim.
Koskun ortasinda yer alan karanlik bir odadaydi.
Ancak, odanin neresinde oldugunu bilemiyordum ebu rafi diye seslendim kim o? dedi.
Sese dogru yoneldim.
Heyecan icerisinde bir kilic darbesi indirdim, ama bosa gitti.
Adam bir ciglik atti.
Hemen odadan ciktim.
Azicik bekleyip tekrar girdim, [sesimi degistirip, yardima gelmis gibi:] o ses de ne?
Ey ebu rafi dedim kahrolasi, odada biri var az once bana kilic vurdu dedi.(yerini iyice kesfetmistim), bir darbe daha indirdim.
Yaraladim, fakat olduremedim.
Sonra kilicin ucunu karnina sapladim, sirtina kadar dayandi.
Oldurdugumu anladim.
Geri donup, kapilari teker teker acmaya basladim.
Merdivene kadar geldim.
Ayagimi bastim.
Yere kadar ulastigimi zannettim.
Ay isigiyla aydinlik bir gecede dustum.
Bacagim kirildi.
Sarigimla sardim.
Sonra gidip kapinin onune oturdum.
Onu gercekten oldurdum mu, ogreninceye kadar bu gece kaleden disari cikmayacagim dedim.
Horozlar otunce, surlarin uzerinden olum ilan edildi.
Olum habercisi: hicaz ahalisinin tuccari ebu rafi in olumunu duyuruyorum! diye bagiriyordu.
Ben hemen arkadaslarimin yanina gittim zafer! dedim, Allah ebu rafi in canini aldi! resulullah (sav) a geldim, olup biteni anlattim.
Bana: uzat ayagini! buyurdular.
Ben de ayagimi uzattim.
Meshediverdi.
Sanki hicbir sey olmamis gibi hicbir rahatsizlik kalmadi.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4232 ravi: bera
Resulullah (sav), ebu rafi e bir heyet gonderdi.
Abdullah ibnu atik, geceleyin evine girerek, onu uyurken oldurdu.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4231 ravi: bera
Kalem (Nun) Suresi nin 32.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus...
Ayetin anlami:
Belki Rabbimiz, daha hayirlisina cevirerek bundan daha iyisini bize verir
Said-i Nursi ye gore; Risale-i Nur un yazilmasi ve yayilmasi sirasinda cok olaganustu olaylar oldu.
Yazarina, yani Said-i Nursi ye buyuk $ikintilar verildi.
O sirada, Kucuk bir Mescidi ne de ilisildi! Iste o zaman Risale-i Nur sakirtleri Guclu bir rica ve yakarisla Allah a yalvardilar: Ya Rab!
Bu korkunc Ruyayi hayra cevir! dediler.
Herkes umutsuz bulunurken, Risale-i Nur sakirtleri, umud lu oldular ve Muslumanlarin morallerini guclendirdiler.
Onun icin de Allah dileklerine gore daha hayirlisini verdi.
Iste ayette, bu olaya isaret ediliyor
Buna gore ayetin anlami su oluyor:
Risale-i Nur sakirtleri dediler ki; Umariz ki Rabbimiz, bundan daha iyisi, hayirlisini bize verecek
Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.
Kuva-i milliyeciler kudurmus haydutlardir.
Medrese Hocalari Dernegi (Cemiyet-i Muderressin)
Ve gerek Rus gerek Garb istatistikleri bu hususta kanit olarak yeterlidir.
Birkac asirdan beri Sark Vilayetlerimizin hicbir kisminda hicbir vakit bir Ermeni cogunlugu olmamistir.
Ve Carlik idaresi veya Garb emperyalistleri tarafindan tesvik edilen Turk ve Ermeni halklarinin girismis olduklari kanli mucadeleler bir tarafa oldugu kadar, oteki tarafa da can kaybina malolmustur.
1917 de Ruslarin cekilmesinden sonra Ermeni cetelerinin Sark vilayetlerimizi ne halde biraktiklari bunun kafi derecede bir ispatidir.
Ermenistan i Mezopotamya da yerlesmis Ingilizlere yaklastiracak surette uzatmak, Moskova ve Ankara hukumetlerine pek cok nahos surprizler yaratmak demek olur.
(27 Aralik 1920)
K.ATATURK
Amerikan Devleti nin bize emrettigi ve ogrettigi gibi hissetmiyorum.
Bakin soyluyorum.
Benim aklim oyle calismiyor.
Bir moron gibi yaptigim birsey var adi: Dusunmek.
Kendi goruslerimi de olusturmayi sevdigim icin icin pek iyi bir Amerikali degilim.
Bana soylendigi anda yere yuvarlanmiyorum.
Ne yazik ki cogu amerikali emir verildigi anda yere yuvarlanir.
Ben boyle degilim.
Hayatimda uydugum kesin kurallarim var.
Birinci kuralim: Devletin bana soyledigi hicbir seye inanmamak.
Hicbir seye.
George Carlin
Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.
Nazim Hikmet Ran
Siyonizm, bir tur irkcilik ve irkci ayrimciliktir.
Dunya barisina tehdit olusturan Siyonizm i siddetle kiniyor ve tum ulkeleri bu irkci ve emperyalist ideolojiye karsi cikmaya cagiriyoruz
Birlesmis Milletler Genel Kurul Karari No: 3379, 10 Kasim 1975
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder