Ahmet Bey.
Ben Allah yok diyorum.
Ama tanrı var diyorum.
Deistik tanrı Allahtan çok farklı bir tanrıdır.
Bunlar çok farklı şeyler.
Misal siz Zeus, Jüpiter, Kibela var diyor musunuz?
Demiyorsunuz.
Neden?
Çünkü Zeus ile Allah aynı tanrı değildir.
İnsanlar hiç düşünmez ve yanılır.
Bütün insanlar aynı tanrıya inanıyor zannederler.
Hayır bütün insanlar asla aynı tanrıya inanmaz.
Elohim, Yehova, Allah hep farklı tanrılardır.
Hristiyanların, Musevilerin, Müslümanların tanrıları da farklı farklıdır.
Hepsine de aynı tanrıdır derseniz bende söylemesi siz küfre sapmış olursunuz.
Ahmet Bey,
Ben kesin bildiğim şeyler hakkında kesin konuşurum.
Hiç çekinmem.
Söylediğim her sözün ya ardında, ya da kamuya açık kaynaklarda referansı vardır.
Ben desteksiz atmam.
Kesin bildiğime de nereden ve nasıl karar veririm?
Sadece kendi sezgilerim yetmez.
Pozitif kanıtlar var mı yok mu ona bakarım.
Elbette ben tek başıma her şeyi bilemem ve araştıramam.
İnsanlığın ortak hafızasına bakarım.
Bilenlerin gözlemlerini, deneylerini, yaptıklarını, anlattıklarını okur ve anlamaya çalışırım.
Bildiklerimle sınamasını yaparım.
Bu sizlerin ilahiyatçıların peşine mota mot takılması gibi değildir.
Ben diğer bilim adamlarına mutlak bir itaat içinde değilim.
Ben sorgularım, başkaları da nasıl demiş ona bakarım.
Bilim adamlarını getirdikleri kanıtları, deney ve gözlemleri sorgularım.
Herkesin sözünü, kanıtlarını birbiriyle test ederim.
Kendi elimde imkan varsa kendim denerim.
Sağduyu ve sezgilerimle de sınarım.
Ama asla kendimi kimseye tam olarak teslim etmem.
Hep şüphe ederim.
Haklısınız Müslümanlar çok kötü durumdadır.
Kafirlerin elinde zelil olmuşlardır.
Hele hele son üçyüz yıla baktığınızda görülen manzarayı tarif etmek için kelimeler yetmez.
Yenilgi falan değildir, rezalet, hezimet, zillet falan gibi daha sert kelimeler gerekir.
Ve ben işte buna kafa yoruyorum.
Bu böyle gitmez, gitmemeli.
Müslümanlar adaletsizlikler karşısında en azından maymunlar kadar feraset ve ilke sahibi olmayı öğrenebilmeli.
Müslümanlar akıllarına vurulan prangalardan kurtulmalı.
Bu uğurda Müslümanlıklarından feragat etmeleri gerekiyorsa onu da yapmalılar.
Yok yeni bir sentez bulacaklarsa onu da bir an önce bulmak zorundalar.
Aksi halde birkaç yüzyıl sonra dünyada İslamiyet ciddi şekilde marjinal, ötekileşmiş, ilkel ve zararlı kabul edilen bir fikir olarak görülecektir.
İnsanlar kendiliklerinden ve kitlesel olarak dinden çıkacaklar, belki de İslamiyet tarihe karışacaktır.
Artık tarih hızlanmıştır.
Olaylar yüzyıllar içinde değil on yıllar içinde başlayıp bitmektedir.
Kültürler, milletler, dünya haritası on yıllar içinde korkunç değişikliklere maruz kalmaktadır.
Kimsenin beklemeye tahammülü yoktur.
Bütün Müslümanların ve en başta da sizin dikkatinizi çekmek isterim.
Söylediklerimin yalan olmadığını siz de biliyorsunuz.
Suudi Arabistan fiilen Suudi Amerikanistan olmuştur.
Dahran gibi, bazı Arap kentlerinde sokaklarda Amerikan inzibatı kolluk faaliyeti yürütmektedir.
Afganistan, Irak, Ürdün, Mısır, Türkiye batılı güçlerin sürekli olarak asker bulundurduğu İslam ülkeleridir.
Pakistanın nükleer silahlara sahip olması onu Amerikan hava araçları tarafından serbestçe bombalanmasını engelleyememiştir.
Bütün İslam ülkelerinde batı yanlısı, işbirlikçi rejimler ve iktidarlar vardır.
Bizde de durum farklı değildir.
Bütün İslam ülkelerinde devletlere ve halklara ait bütün varlıklar batılı küresel zenginlikte ailelere satılmıştır.
Halk bu satışları gururla içine sindirecek şekilde aldatılmıştır.
Bknz: AKP-AKP seçmeni.
Evet, İslamiyet bütün bu sömürü hikayesinde batılara karşı en ufak bir engelleyici, zorlaştırıcı güç olmamıştır.
Tam tersine batılılar İslamiyeti kendi lehlerine çok rahat kullanmıştır.
Günümüz imamları, hoca efendilerinin çok büyük bölümü de batılı gizli servislerin elinde oyuncaktır.
Her gün cemaatlerden birilerinin aslında nasıl batının tetikçisi, ajanı durumuna düştüğünü görüyoruz.
Aslında bana göre bu yaşananlar asla gizemli olaylar değildir.
Ancak, aklı İslamla dumanlanmış kitleler önünde duranları görmekte çok zorlanmaktadır.
Allah, şeytan, melekler, cinler, cennet, cehennem, arafat ve bu eksende anlatılanlar İslamın mitolojisidir.
İslam mitolojisinin gerçekliği Yunan, Roma, İskandinav mitolojilerinden daha güçlü, üstün değildir.
Thor ne kadar gerçek bir ilahsa Allah da öyle bir ilahtır.
Ahuramazda/Ehrimen ne kadar gerçekse Gabriel/Cebrail de o kadar gerçektir.
Siz Thor filmini izlediğinizde neler hissediyor ve düşünüyorsanız, ben de sizin çok ciddiye aldığınız Allaha ilişkin sözleri işitince aynı şekilde hissediyorum.
Totemin etrafında zıplayan yerlileri gördüğünüzde siz ne görüyorsanız, ben de sizleri dinin ritüelleriniz, konuşmalarınız sırasında hissediyorum.
Ramazanlarda iftar saatlerinde ak sakallı bilge yaşlıların, bilmiş gençlerin dini sohbetleri dışarıdan bakınca hem komiktir, hem de iç burkucu, acıtıcı manzaralardır.
Sizlerin de ciddi ciddi dini savunmalarınız, sanal kahramanlar üzerinden dünyayı ve evreni bana ve başkalarına anlatmanız aynı şekilde hem komik, hem de iç acıtıcıdır.
Lütfen bir an için bir durun, olayın dışına, kendi dışınıza da bir çıkın, uzaklaşın, büyük resmi görmeye çalışın.
Kendinize, konuşmalarınıza, duruşunuza bir az dışarıdan bakmayı deneyin.
Korkunç ve komik bir manzaradır.
Evet, ben bazen çok kesin laflar ediyorum.
Siz de öyle bazen çok kesin laflar ediyorsunuz.
Ama sizin kesin laflarınızın ardı hiç kuşkusuz tamamen boşluktan ibaret.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Deizm konusu 2
Sayın Güneş Bey.
Oraj Bey, Allah'ın var olduğuna da hayal mahsulü diyor.
Kendisi bir askeri tabip olduğunu söylüyor. Yazılarında en çok psikolojiyi, hem de kendine has çizdiği sınırlar içindeki düşünce tarzı ile, çok iddialı ve tavizsiz işlediğine göre, hiç acabaları olmayan otomatik hüküm verme yargı robotu gibi çalışan bir kafa yapısına sahip olduğunu düşündürüyor. Terk boyutlu düşünceyi doğru düşünce zannediyor olmalı. Komplike düşünemiyor. Uluslar arası derin ve gizli ilişkiler. Casuslar arası sessiz sedasız kanlı ve kansız savaşlar. çok toplu biler de masasından hangi topa vurulursa topların tamamı bir birlerine vurup deliğe tıkılır diye düşünen muhataplarımızın düşünce hız ve yeteneğini kavraması imkansız bir şekilde sadece siyah beyaz düşünüyor.
İyi ki muharip bölümden değil, yoksa Aslan kaplan değil tek başına bir tilki bile bunu ve birliğini paralayıp yerdi.
Sayın Oraj Bey
Bunları gayet ciddi söylüyorum. Ya anlamadığınız konuları silin gitsin. Ya konular üzerinden sohbet edin belki düşünme boyutunuz sıkıştığı dar alandan çıkmak için genişlemeye başlar. Ya da kendinizin gerçekten bildikleriniz ile sınırlı kaldığınızı ve bilgi dünyanızı genişletmek için ne yapılması gerektiğini düşünmeye çalışın.
İngiliz çocukları daha ilkokuldan başlayarak polisiye komlike olayların kitaplarını hem detektif hem de Arsen Lüpen gibi dolandırıcı hırsız kahramanlar üzerinden okuyup deneme yanılma yolu ile hiç tahmin edilmeyen figürleri ortada delil yokken konuşmalar davranışlar gizli ilişkiler üzerinden mantıksal işaretlere bakarak ipuçlarından delillere ulaşmaya çalışarak büyürler. Biz kahramanlık hikayeleri ile Arslanlar kaplanlar gibi savaşçı ve yüksel moral ile yetişiriz. Onlar ise cılız adamların filleri aslanları kaplanları nasıl tuzağa dürüp hayvanat bahçesine satacaklarını kapatacaklarını öğrenirler. Kıytırık bir ada devleti iken Yahudileri kullanıp Avusturya veliahdını masadaki bilardo topu gibi bir Sırplı idealisti isteka olarak kullanıp Bosna da vurdurdular. Tek vuruşla birinci dünya savaşını başlattılar. Dünyanın en güçlü iki imparatorluğunu dünya haritasından silip atarken sizin gibi neler olabileceğini anlatmaya çalışanları dinlemeyen adamları kullandılar. Osmanlıyı talan edip yağmalarken, Rus çarlığını da komünizme esir edip Asya Türklerini de onların esaretine teslim ettiler ve Rusyayı dünyanın diğer bölgelerine karşı sopa ve ABD'yi de havuç yaparak İsraili kurup Dünyayı her ülkede ki Yahudiler ile birlikte yönettiler. .Sizin gibi dinleyip anlamaya çalışmak yerine boş konuşuyor diye bilenlere kulak tıkayanları kullanarak Sultanları Çar ları tahtlarından indirip halklarını ve ülkelerini soyarlarken de sopa ile özgürlük türküleri söylettiler. Dünyanın en güçlü orduları bir kaç tilkinin oyuncağı haline düşerek kendi halkları ile savaştırıldılar, bir birlerine yedirildiler bitap düşünce de gelip kendileri paylaştılar. Siz bakmayın batıyı yönetenlerin ateizm kominizim deizm. Kainatın sözde ulu mimarının ve Hiram ustanın büyüsündeki masonluk hikayelerine falan. Dalıp bitmeyecek binbir gece masalları dinlemeye alıştırdılar.
Onları yönetenler tıpkı Şeytan gibi Allah'ı gayet iyi bilirler. asla inkar etmezler. Sadece Allah katında Şeytanlık hizmeti vererek kendilerinin diğer insanlardan daha üstün oldukları kanıtlayıp Allah'ın gözüne girmeye çalışırlar. Çünkü Allah kullarının zannınca tecelli eder. Aslanlara aslanlık tilkilere tilkilik ilahı gibi görünür de müşrik olduklarının farkında bile olmazlar. Onlarda Allah'ı kendi zanları ile sınırlanmış olarak sadece dünya hırsına kapılırlar. Onların insanları avlamak için geliştirdikleri ve sizinde mensubu olduğunuz deizm gibi felsefeler insanların boş tartışmalar ile meşgul edip kafalarının ve düşünce yapılarının sizin gibi sınırlı kalmasını ve dünyaya hak ve adaleti getirmeyi hedefleyecek dünyaya düşkün olmayan Allah iman edenleri oyalamakta kullanmak istemelerinden dir. Yani ellerini yakmadan sizleri maşa olarak kullanırlar.
Siz bir kere daha yeni baştan düşünseniz kendinize ve çevrenize çok daha yararlı olabilirsiniz. Tabii eğer yararlı olmaktan yüksünmüyor ve zararlı olmaktan keyif almıyorsanız.
Sağlık ve Esenlikler dilerim.
A.D.Şimşek
26 Kasım 2014 12:37 tarihinde Grup Yönetici <erzincanli.0024@gmail.com> yazdı:
--
---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Gönderen: <gtiecer@aol.com>
Tarih: 26 Kasım 2014 00:44
Konu: Ergün Diler Yazıları hakkında (A.D.Şimşek)
Alıc
Bazıları tamamen hayal mahsulüdür.Kesin ve net bir soz;
Yani, biliyorsun hayal mahsulu oldugunu.
Neye dayanarak bunu iddia ediyorsun, merak ediyorum.
Kendisinin ismini veremeyecegi, verdiginde kuruyacagini bildigi, kaynaklari olamaz mi?
Aslinda, hic bir net bilgi olmamasi da normal; cunku, adi ustunde "covert operasyon" (gizli operasyon)lardan bahsediyor.
Gizli operasyonlar oldugu ise kesin; cunku, sadece CIA, MOSSAD, MI6 gibi gizli servisler her sene bu cesit operasyonlar icin 100 milyar dolar para harciyorlar. Bunlara Siyonist baronlarin emrindeki milyarlari da eklemek lazim; ama miktarlari bilinmiyor. Bir cogu Israil'in hayatini surdurebilmesi icin harcanan para.
Bu kadar para ile, karsindakini zor durumda birakmak icin, hayal edebildigin her tur komployu kurabilirsin.
Sadece, siyasileri, onemli kisileri dinlemekle kalmiyorlar, bu paralarla ulkemizde gazeteciler, Internet serviscileri, sokaklari karistiran provokatorler, ajanlar kiraliyorlar.
Bizim, isbirlikci hain kadro ise her zaman bunlarin kuklasi olmak icin, emir-firsat bekliyor zaten.
Butun davranislari, Batili ulkelerin, yer alti zenginiklerini ucuza satin almak, kontrol etmek, somurmek icin verdikleri savasin bir parcasi yonundedir.
Ulkelerin siyaseti konusunda ellerindeki en onemli koz gizli komplolardir. Kontrol edemedikleri siyasetcileri tehdit altinda tutmak icin her turlu duzenbazligi yapabilirler.
Turkiye, elinde petrol olmamasina ragmen, enerji yolunun merkezindedir.
Dolayisiyle Rusya'ya bir alternatiftir; lakin, Rusya ile sicak iliskiler kurmaktadir.
Ayrica, Arap dunyasinda soz sahibidir.
Bu bakimdan, gizli paranin en cok harcandigi bir ulke olmasina sasirmamak lazim.
Ulkemiz, kendi ozgur politikalarini guderse Avrupa, ve dolayisyle Amerika ve Israil tehlikeye duser.
El altindan yurutulen gizli komplolari, dis goruntulerindeki delilleriyle gorup yorum yapmak, ve boylelikle olasi tuzaklara dusmememizi saglamaya calismak icin yapilan analizleri bu kadar kolayca yok saymaya calismak, Turkiye aleyhinde bir tutumdur.
Benzer sozleri daha once de yazdim; baskalari da gazetelerde yaziyorlar.
Haberinizin olmadigini, bilmediginizi iddia edemezsiniz.
Bilerek Turkiye'yi kotuluyorsaniz, bilin ki karsi tarafa yardim ediyor olursunuz. Bu durumda, sizi satilmis olarak goruruz.
Kaldi ki asagidaki yorum, full-time Turk halkinin sectigi hukumeti her konuda kotuleyen, secilmemis her turlu serseriyi destekleyen birisinin yorumudur.
2 + 2, dort eder, bence.
Gunes
-----Original Message-----
From: T.C. Oraj POYRAZ <murti@emaildodo.com>
Sent: Tue, Nov 25, 2014 2:12 am
Subject: Ergün Diler Yazıları hakkında (A.D.Şimşek)
Ergun Dilerin yazılarının tamamı desteksiz atış kıvamındadır.
Söylediği şeylerden bazıları doğrudur.
Bunların doğru olduğunu ancak, biz başka kayıtlardan daha önce öğrenmiş olduğumuz için biliyor ve sesimizi çıkarmıyoruz.
Ancak yazarın, bu lafları destekleyen kaynaklarla ilgili tek bir satır yoktur.
Bazıları tamamen hayal mahsulüdür.
Bunlara ilişkin ne yazarın makalesinde, ne de bilinen yazın aleminde bir kayıt yoktur.
Bunların doğrulanması söz konusu olmadığından yanlışlamaya dahi teşebbüs etmiyoruz.
Bazıları yanlıştır.
Ancak, bunların yanlışlığının tartışmasına girmek devenin sadece boynunu eğri oluşunu tartışmak gibidir.
Yazar en kötüsün yapıyor.
Doğruyla yanlışı, gerçek bilgiyle dedikodulu harman ediyor.
Oysa doğrunun içinde tek bir yanlış, gerçek bilginin içinde tek bir dedikodu dahi bütüne zarar verir.
Tıpkı bir saman yığını içine atılmış bir avuç dikiş iğnesi gibidir.
Artık onu öküzlere dahi yediremezsiniz.
Mürteci kesimin geleneksel bir hastalığıdır bu.
Adnan Hocasından, Müslim Gündüz'üne, Hasan Mezarcıdan, Recep Tayyip ERDOĞAN(RTE)'a aklınıza kim gelirse.
On yıllarca kapalı kapılar ardında itiraz edebilecek kimselerin olmadığı meclislerde ulu orta atılıp tutulmuştur.
Milyon kere tekrarlanan laflar artık tartışmasız gerçekler halinde zihinlerde yer tutmuştur.
Son on yıldır, mürtecilerin iktidara gelmesi sayesinde eskiden kapalı kapılar ardında konuşulan saçmalıklar, komplo teorileri başbakanların, bakanların ağzından dökülür olmuştur.
Ve artık kamuoyu önünde konuştukları için itirazlar baş göstermiştir.
Toplum bir kesim insanın ne kadar inanılmaz yalanlar, abartılar, küçültmeler, çarpıtmalar içinde olduğunu gördükçe şokdan şoka girmektedir.
Mürteci kesimin fikir önderlerinin hemen her ağızlarını açtıklarında bir yanlış, bir yalan, bir abartma, bir küçültme, bir çarpıtma görülmekte ve itirazlar dağları sarmaktadır.
Ve mürteci kesimde inanılmaz bir utanmazlık, bir arlanmazlık hali.
Gerçeğin duvarına her tos vurduklarında yeniden başka bir duvar arama halleri.
Elbette gerçeğin duvarlarına toslaya toslaya tükenecek bir süreçtir bu.
Gerçek yorulmaz, yalan yorulur.
Bu sadece bir zaman meselesidir. (O.P.) L2fSIJNoA0xfSNxA
Benim tahminim, mürtecilerin topluma yaşattıkları bu inatçı cehalet devri bittiğinde ülkede din kurumu da bitmiş olacaktır.
Birkaç on yıl sonra ilahiyatçılar ağızlarını her açtığında toplum bunları üstüne çullanacak KAPAYIN ÇENENİZİ denecektir.
Toplum tıpkı batıda olduğu gibi ilahiyatçıları döve döve asla kapısından dışarı çıkmamak üzere camilere kovalayacaklardır.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
On 25.11.2014 08:43, Numan Duman wrote:
Hayır,sadece senin işine gelen kofti boş hayali haşhaşi abuk sabuk şeyler yazdığı için hoşuna gidiyor. Bu zavallı tahmin değil geçmişe dayalı duyumlarını sanki yeni bir şeymiş gibi sunuyor. senin gibi çoğunluk peşinde hak arayan koftilerde bunu bir şey yazmış zannediyor. Senin bu açıklamaların da abuk sabuk yarışma programı tarz benimdeki sunucu yorumları gibi. Uzun yıllar uyutulduğunuz için yeni masallar hoşunuza gidiyor. Gündem belirleyiciler iyi afyonlamış sizi afyonlu rüyalarda böyle yapıyor demek ki insanı.
25 Kasım 2014 08:25 tarihinde ahmet dogan Simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> yazdı:
--Ergün Diler Yazıları hakkındaBazıları benim pek çok yazar arasından neden Ergün Diler yazılarını gruplarda paylaştığımı sorguluyorlar. Diğer yazarlarında önemli bulduğum yazılarını paylaşıyorum. Ama insanlar geçmişi ve günü tartışmaktan vakit bulup geleceği tartışmak ve yeni şeyler oluşturmak için ciddi bir gayret göstermiyorlar. Ergün Diler Zaman merkebine doğru binmiş bir yolcu intibaı bırakıyor bende. Arkada kalanları hafızasında tutarak ama önüne bakarak yürümeye çalışan bir kişi. Belki bu tür bir yazar olmasından dolayı bazı doğru ve yönlendirici yanlış bilgiler de ona gönderiliyor olabilir. Gittikçe haber kaynakları artıyor. Benim gönderdiğim pek çok arkadaş da dikkate alarak sonuçta kendi değerlendirmelerinde işe yarar bir şey varsa alıyorlar. Yoksa okuyup geçiyorlar. Ama düşünmeye zorlayan bir yönü ile analiz kabiliyetini geliştiren bir rolü olduğunu da düşünüyorum. Zaten pek çok yazar gibi günlük yazı yazmak için farklı konular bulup işlemiyor. Belli konular ile ilgili mevcudun analizini ve geleceğin yorumlarını yapmaya çalışıyor. Bu yüzden de her gün yazamıyor ya da laf olsun köşe boş kalmasın diyerek yazmıyor.Konuya geçiyorum.Dünya egemenlerinin dünyayı yönetimlerini ve yönetirken kullandıkları çok sayıda farklı kesimleri nasıl kullandıklarını kısmen ve ya tamamen öğrenmiş ve ya anlamış olanların bir sonraki ve onun ardından yapacakları sayısız olası hamlelerden hangisini uygulayacaklarını bilmek hiç de kolay değildir.Bu konularda bilgi sahibi olanlarda kahin değillerdir. Hatta kahin olup da her şeyi doğru ön görseler idi dahi kesin ön görülerin ilahi kader tarafından son anda farklı bir şekilde tecelli edeceği ya da etmeyeceğini kesin olarak bilmek Allah dan gayri kimse için mümkün değildir. Peygamberler melekler şeytanlar dahil her şey sadece Allah'ın kendilerine gösterdiği kadarını görürler. Hz. Ali (Ra) Akıllı kişinin tahmini aynı keramettir demiştir. Lakin akıllı ve basiret sahiplerinin de dahi aslında gaip olan gelecek anı en doğru tahmin etse dahi ilahi takdirin tüm tahminlerin en kesinlerine göre alınan tüm tedbirleri önemli oyun kuruculardan birinin merdivende ayağını kaydırıp düşürmeye benzer bir kaderi rüzgar ile alt üst etmesi ihtimali daima mümkündür. Bu gün Cumhurbaşkanı hala hem hayatta hem de işinde devam ediyorsa bunun başka türlü izahı da mümkün değildir. Bu yüzden Müminler her ciddiye alınacak bilgi istihbari yorumu ciddiye alıp pek çok benzeri yorumlar ile karşılaştırıp analizler yaparlar ama son hükmün Allah ait olacağını da asla unutmazlar. Ergün diler yorumları benim içinde çok uzun yıllar yaşayarak öğrendiğim diplomasi içindeki oyun kurma ve oyunları çözme analizleri açısından yabana atılamayacak kadar ciddiye alınacak siyasi oyun teorileridir. Ama sadece teoridir. Yazarların çoğu olmuş bitmiş olayları kendi açılarından yorumlayıp yazmaktadırlar. Yani, Nasrettin Hocanın Eşeğe ters binerek anlatmaya çalıştığı geçmişe Arkada kalana) bakarak önlerindeki pek çok imkan ve tehlikeyi görmeden Zaman merkebine (eşeğine) ters binmiş olarak yürürlerken sadece geride kalanları yazarlar. Bu yüzden yorumları farklı olsa da olay olmuş bitmiş ve bilinen olaylardan birisidir. Bazı düşünürler yazarlar geçmişi geleceğin olasılık teorilerinde kullanarak düşünürler ve yazarlar. Bu ön görü teorilerini olmasın yada olsun talepleri olanlar öfkelenip olmaz olmayacak diye ve olmasını isteyenlerde tabii öyle olacak diye ele alırlarsa sıradan avami düşünce sisteminin içinde kapalı kalırlar. İşimize gelse de gelmese de teorileri ve ön görüleri, kısmi bilgilerde içerdiği için bu gibi konular ile ilgili görevliler ve düşünürler danışman fikri olarak daha pek çok farklı teoriler ile birlikte mukayeseli düşünmekte kullanırlar. Bence akılcı olan düşünce tarzı da bu olsa gerektir. Daha önceki öngörülerinden çoğu gerçekleşti.Kimin beğenmeyip beğendiği konuları analiz edenlerin umurunda değildir. Çünkü orada başka bilgilerin mütemmimi olan ama tek başına ele alındığında bir anlamı olmayan pek çok bilgi ve ön görü kaynakları vardır.Selamlar.A.D.Şimşek
--
Türkiye için el ele mail grubumuz https://groups.google.com/group/Turkiye-icin-el-ele
Gruba e-posta gönderme adresi turkiye-icin-el-ele@googlegroups.comErzincan Kemaliye Egin Grubum
Gruba e-posta gönder : erzincan-kemaliye-egin-grubu@googlegroups.comTüm dost ve arkadaşlarımı twitter sayfama bekliyorum : https://twitter.com/#!/MiLALDiFacebook Sayfamda Sizleride Bekliyorum.Teşekkür ederim.
Sayın "TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAİL GRUBU" grubu üyesi.
grubumuzla ilgili şikayetleriniz ve tavsiyeleriniz grup yönetimine " erzincanli.0024@gmail.com " adresimize bildirin,
Grubumuzda yayınlanan iletilerin yasalar karşısında tüm sorumluluğu yazarına ve iletinin üzerinde değişiklik yapıp yayınlayan üyeye ait olacaktır, İletilerin mutlaka konu başlıklarını yazınız. İletilerinizde Başka bir grubun tanıtımı, url adresleri yada benzeri ibareler bulunması halinde o iletiler yayınlanmayacaktır.. önemle duyurulur. saygılarımızla
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAİL GRUBU" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba yayın göndermek için, Turkiye-icin-el-ele@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu http://groups.google.com/group/Turkiye-icin-el-ele adresinde ziyaret edebilirsiniz.
--
a45UyF587661
^^^^^ - vvvvv
Bilgin olse de yasar; cahil ise yasarken de oludur.
Hz.Ali
Allah in intikami
A RAF 136.biz de ayetlerimizi yalanlamalari ve onlardan gafil kalmalari sebebiyle kendilerinden intikam aldik ve onlari denizde bogduk.
Abdullah ibni Omer ( Radiyallahu Anhuma ) soyle dedi : Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
Cennet ahalisi cennete vardigi , Cehennem ahalisi de Cehenneme vardiginda olum alaca bir koc suretinde vucut verilerek getirilir. Ta Cennet ile Cehennem arasinda yatirilir. Sonra kesilir. Sonra bir munadi :
− Ey Cennet ahalisi ! Artik olum yoktur. Ey Cehennem ahalisi ! Artik olum yoktur , diye nida eder. Bu hadise sebebiyle cennet ehlinin ferahi bir kat daha ziyade olur , Cehennem ehlinin huzun ve kederi ise bir kat daha artar buyurdu
(Muslim - Buhari - Ibni Mace - Tirmizi )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.
Risale-i Nur un 129 parcasi Kuran dan uzanan elektrik telinin ucuna takilan 129 elektrik lambasi gibidir...
Bu oyle bir kitaptir ki insanlari karanliktan isiga cikarsin diye sana indirdik (Secde suresi ) ....
Said-i Nursi ye gore bu ayetlerdeki nur , yani ISIK sozuyle anlatilmak istenen yine Risale-i Nur dur..
Bu oyle bir kitaptir ki sen onunla insanlari Risale-i Nur un isigina cikarasin diye sana indirdik Allah a cagiran , guzel isler yapan ve ben muslumanlardanim diyen kimsenin sozunden daha guzel ne olabilir (Fuss.
suresi 33.ayet)
Said-i Nursi
Gogsumde iman, basimda kurari ve elimde padisah fermani olarak geliyorum.
Basta Kemal olmak uzere Kuva-i Milliyeci subaylarin hepsini kesecegim,
Kemal'in kafasini padisaha goturecegim.
Anzavur Ahmet (Kuva-i Muhammediye Birlikleri Komutani) - 1.10.1919
Osmanli tebaasindan olan Ermeni unsurlari, gordukleri tesvik ve yardimin neticesiyle de, milli namusumuzu yaralayacak taskinliklardan baslayarak, nihayet hazin ve kanli safhalara girinceye kadar kustahane tecavuzlere koyuldular.
Vatanin parcalanmasi soz konusu ve karar olarak, Dogu Vilayetlerimiz de Ermenistan , Adana ve Kozan havalisinde Kilikya adi ile yine Ermenistan; bu milletin, esarete, kolelik payesine indirilmesi ve nihayet bu devletin tarih sayfasini kapatarak ebediyet mezarina defnetmek gibi, insaniyet ve medeniyetle ve hele milliyet esaslariyla bagdasmayan emeller kabul ve onay yeri bulmus ve goruluyor ki, tatbikat devresi de baslamistir.
Bir istila fikri besleyen Ermeniler, Nahcivan dan Oltu ya kadar butun Islam ahaliye baski ve bazi mahallerde katliam ve yagma yapiyorlar.
Sinirlarimiza kadar Islamlari mahva mahkum ve goce mecbur ederek Dogu Vilayetleri miz hakkindaki emellerine dogru emniyetle yaklasmak ve bir taraftan da 400 bin oldugunu iddia ettikleri Osmanli Ermenisini bir dayanak olmak uzere memleketimize surmek istiyorlar.
Memleketimizde kulliyetli yabanci parasi ve bircok propagandalar cereyan ediyor.
Bundaki gaye, pek a$ikardir ki, milli hareketi neticesiz birakmak, Yunan, Ermeni emellerini ve vatanin bazi muhim kisimlarini isgal gayelerini kolaylastirmaktir.
(23 Temmuz 1919)
K.ATATURK
Ben anlamiyorum! Ya sen?
Cehennemliklerin sucu seks ve icki idi.
Cennetliklerin mukafati da seks ve icki...
Gelecektekiler bizim safligimiza guluyorlar.
Sen anliyor musun?
Ben anlamiyorum!
Huri ve fahisenin farki nedir?
Biri Allahin calisani, digeri kulunun...
Inananlarina rusvet olarak huri veren Allah ve genelev olan cennet!
Hangisi gunahsiz?
Caresizlikten karnini boyle doyuran fahise mi?
Yoksa vucudunun hazzi, kullarin iyi islerinin mukafati olan huri mi?
Sen biliyor musun?
Ben bilmiyorum!
Sadik Hidayet
17 Subat 1903 te Tahran da dogdu,
9 Nisan 1951 de Paris te 48
yasinda canina kiyip bu dunyadan goctu...
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.
Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
Gunumuzun Arap dunyasi, barbarlarin dunyasidir
Prof.Dr.Benny Morris, Israilli Tarihci
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder