18 Kasım 2014 Salı

Re: [OzgurGundem] Finansal piyasalarımızın en büyük eksikliği-II

Sayın Kavik,
Siz anlamışsınız ama yanlış anlamışsınız.

Abi diyor ki, eğer döviz geliriniz varsa dövizle borçlanabilirsiniz.
Hatta döviz geliriniz varsa, dövizle borçlanma yerine göre iyi bir imkan da olabilir diyor.

Elbette gelirlerinin tamamı TL cinsinden olanın dövizle borçlanması ciddi bir tehlike.
Bu türden insanlar dövizle borçlanmaya asla ve de kat'a yanaşmasın diyor.

Ve uyarıyor, bir ülkede her türden ne kadar çok piyasa varsa, o kadar ekonomik hareketlilik, üretim ve zenginlik olur diyor.
Kısacası dövize dayalı konut kredisi herkezin harcı değildir, ama bazı insanlar için faydalı bir enstrümandır.
Benzer şekilde ülke içinde yetersiz olan tasarruflar nedeniyle ekonomik kalkınma için farklı farklı borçlanma yöntemleri üretilmeli halka sunulmalı diyor.

Benim kişisel düşüncem ise, varsın ekonomik kalkınma biraz geciksin, insanlar, kurumlar ve devlet önce tasarruf etsin sonra yatırım yapsın diyorum.
Bu şekilde insanlar ve devlet bazı imkanlara daha geç sahip olacaktır, bu durumda ortada sadece gecikmenin maliyeti olur.

Borçlanarak yatırım yapmak ise bildiğimiz faiz, hatta fahiş faiz maliyetini önümüze getirir.

Ki bizim bir sıkıntımız da, bizim borçlanmalarımızın en önemli sebebi yatırım ve üretim yapmak değil, doğrudan tüketim yapmaktır.
Borçlanarak tüketim yapmanın hiçbir şekilde açıklaması yoktur.
Bir çılgınlık, gaflet  ve yerine göre ihanet bile sayılır.


Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA



On 18.11.2014 15:00, Yunus Kavik ykavik@gmail.com [Ozgur_Gundem] wrote:
 
 
Dövizle borçlanmanın en büyük aptallık olduğunu insanlarımız ne zaman öğrenecekler, ne zaman akıllanacaklar bilmem ki?
İkinci bir aptallıkta bankalardan kredi alarak ev sahibi olmak.
Bankalara elini veren kolunu zor kurtaracağını insanlarımız ne zaman öğrenecekler bilmem ki?
Faizin ekonominin en büyük kanser hücresi olduğunu insanlarımız ne zaman öğrenecekler bilmem ki?
Faizle borçlanmanın en büyük aptallık olduğunu insanlarımız ne zaman öğrenecek bilmem ki ?
 
"Bir musibet bin nasihattan evladır"   sözünü sanırım bilmeyenimiz yoktur. Ama her ne hikmettendir bilinmez illa ki başına bir musibet gelmeden de hiç akıllanmazlar , ders almazlar. Hemencecik unutuverirler.
Yazık. Hem kendilerine ve hem de ülkeye yazık ediyorlar.
Aziz Nesin'i mi haklı çıkartmaya çalışıyorlar bilmem ki?
 
Yunus kavik
 
 

 
18 Kasım 2014 12:00 tarihinde 'T.C. Oraj POYRAZ' cimcime@neomailbox.net [Ozgur_Gundem] <Ozgur_Gundem@yahoogroups.com> yazdı:
 


Finansal piyasalarımızın en büyük eksikliği-II

Konut kredilerinden sorumlu direktör, çalıştığı finansal kuruluşun CEO'suna, "Merkez Bankası, dövize endeksli konut kredilerini az önce yasakladı; biz de hemen kredi vermeyi durdurduk" diye haber verdiğinde, CEO kararsız bakışlarla şu soruyu sormuştu: "Biz dövize endeksli konut kredisi mi veriyoruz?"

Merkez Bankası 2009 yılı Haziran ayında ani bir kararla dövize endeksli konut kredisi kullanımını yasaklayıp pazarın kapısına kilit vurduğunda birçok insan ne olup bittiğini anlamamıştı.
O an haberi öğrenen finans şirketinin CEO'su bile bu tür kredileri verdiklerinden haberdar değildi.
Yani her şey çok çabuk olup bitmişti.

Hikaye iki yıl önce başlamıştı.
Atlantik ötesinden gelen "ucuz ve kolay para" rüzgarlarının ülkemizi de etkisi altına aldığı yıllardı.
Konut kredileri yasaya bağlanarak büyük bir pazarın kapısı açılmıştı.
Türk finansal piyasaları 2007 yılında adeta kanat takmıştı.
Herkes konut sahibi olmak hayaliyle konut kredisi alıyordu.
Sabit faizli, değişken faizli, balon ödemeli, esnek ödeme planlı birçok farklı kredi türü, sözleşme koşulları tam olarak anlaşılmadan kullanılmaya başlanmıştı.
Fakat piyasa bir noktada takılıyordu.
Türkiye'deki faizler gelişmiş finansal piyasalardaki kadar düşük olmayınca bazı tüketiciler faiz yükünden korkarak konut alma kararlarını erteliyorlardı.
İşte o anda konut kredilerini pazarlayanların aklına dahice bir fikir gelir: Dövize endeksli konut kredisi.

Bu tür krediler birçok ülkede vardı ve oldukça da revaçtaydı.
Özellikle Japon yeni ve İsviçre frangının düşük değerli yapısı, bu paralara endeksli kredileri ucuz kılıyordu.
Türk lirası ile kıyaslandığında faiz yükü neredeyse yarı yarıya daha düşüktü.
İşte bu, fazla düşünmeden karar veren tüketiciler için bulunmaz bir fırsattı.
Şirket yöneticisinden şoförüne, devlet memurundan esnafına kadar birçok vatandaş bu düşük faizli krediye hücum etti.
Herkesten ucuza ev almak harika bir duyguydu.
Finans kuruluşlarının önlerine koyduğu sözleşmeleri imzalarlarken, görevlinin, "Kur yükselirse ödemeniz de yükselir" sözünü duymadılar bile.
Ne de olsa dünya artık "sıfır faizliydi"; bundan sonra faiz neden artsındı ki!

Dövize endeksli konut kredisi pazarı hızla büyüyordu.
2009 yılına gelindiğinde tüm konut kredilerinin %5'i dövize endeksli hale gelmişti.
Bu da 2,3 milyar liralık bir pazar oluştuğu anlamına geliyordu.
Fakat dondurucu soğuk Merkez Bankasından önce Amerika'dan gelmişti.
2008'de ülkemizi de etkisi altına almaya başlayan finansal kriz Japon yeni ve İsviçre frangının değerini yükseltiyordu.
Dövize endeksli konut kredisi kullananların taksitleri artmaya başlamıştı.
Sözleşmeyi imzalarken görevlinin söylediği şey gerçekleşiyordu.
Kur yükseliyor, ödemeler de yükseliyordu.
Merkez Bankasının müdahalesi gelmişti ama biraz geç kalmıştı.

Dövize endeksli konut kredisi kullananların %33'ü takibe intikal etmişti.
%50'si taksitlerini geç ödemeye başlamıştı.
%12'si kredisini kapatarak TL'ye geçmişti.
Bu süreçte sadece %5'lik dilim kredilerini düzenli ödemeyi başarabiliyordu.
Finansal kriz sosyal krize dönüşmüştü.
Kredi kullananların %45'i intiharı düşündüğünü söylüyordu.
%36'sı ise eşinden boşanmış ya da boşanma noktasına gelmişti.
Peki ama tüm bunlar başımıza neden gelmişti?
Hata nerede yapılmıştı?

Konuyu objektif bir gözle değerlendirdiğini düşünenlere göre iki suçlu vardı: Aşırı pazarlama düşkünü finans kuruluşları ile fırsat düşkünü müşteriler.
Kimse kimseyi zorlamamıştı.
Her şey karşılıklı rıza ile yapılmıştı.
Sonuçta taraflar ortaya çıkan sonuca itiraz etmemeliydiler.
Bu tartışma böyle uzayıp gidiyordu.
Fakat bir gerçek vardı.
Bir piyasa tamamen yok olmuştu.
Artık dövize endeksli kredi kullanmak isteyenler kullanamayacaktı.
Bu, geliri yabancı para üzerinden olan birçok kişi için büyük bir fırsat kaybıydı.
Gelişen bir ekonomi için ise oldukça önemli bir yara.
Peki ama hata nerede yapılmıştı?

Piyasanın yok olmasına giden temel hata finansal planlama eksikliğidir.
Dövize endeksli kredi kullananlar finansal olarak bulundukları yeri, gelecekte neye ihtiyaçları olacaklarını ve hedeflerine ulaşmaları için ne yapmaları gerektiğinin farkında değildiler.
Dövize endeksli kredilerin ne olduğu konusunda yeterli bilgileri yoktu.
Olası faiz ve kur değişikliklerinde ödemelerinin ne olacağını hesaplamamışlardı.
Kur ve faiz değişikliklerinde stratejilerinin ne olacağı belli değildi.
Değişikliklerin hayat standartlarında ne tür sonuçlar yaratacağını düşünmemişlerdi.
Ve hepsinden önemlisi finansal kararların sosyal ve psikolojik sorunlara dönüşebileceğini akıllarından bile geçirmemişlerdi.
Özetle söylersek, döviz kredisi kullananların büyük kısmı finansal planlama yapmamışlardı ve bunun sonucunda hem kendileri zarar görmüş, hem de finansal sistem için önemli bir piyasa emekleme dönemindeyken yok olup gitmişti.
Yani kayıp herkesin düşündüğünden daha büyüktü.

Bir ekonomiyi gelişmiş kılan farklı finansal ürünler ve piyasalardır.
Bunların sayısı ne kadar artarsa ekonomi de o kadar büyür ve finans merkezi olma yolunda o kadar ilerlenir.
Fakat son on yıl içinde piyasalar büyürken, finansal planlama eksikliğinin yarattığı sorunlar nedeniyle çeşitliliği ve derinliği attırma girişimlerimiz hep sekteye uğradı.
Gelinen nokta itibariyle değerlendirildiğinde, piyasalarımızın en önemli eksikliğinin finansal planlama olduğu açıktır.
Bundan sonra asıl odaklanmamız gereken konu sanıyoruz finansal planlama olacaktır.

 




a45UyF587661-141118114344-01
^^^^^ - vvvvv


 
--
a45UyF587661
^^^^^ - vvvvv



Desipere est juris gentium
Olcusuzluk insanlarin hakkidir.

Latin Atasozu




Gunesin balcikli suya batmasi
KEFH 86
Nihayet gunesin battigi yere varinca, onu kara bir balcikta batar buldu.
Onun yaninda (orada) bir kavme rastladi.
Bunun uzerine biz: ey Zulkarneyn!
Onlara ya azap edecek veya haklarinda iyilik etme yolunu sececeksin, dedik.

 
Resulullah sav buyurdular ki:
Icerisinde resim, cunub ve kopek bulunan eve rahmet melekleri girmez.

Kutubu Sitte 2172


Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur, Rahman ve Rahim olan Allah in bir indirisidir....
Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur un indirilisi, aziz ve hakim olan Allah tandir...
iste o nur, hem Kuran-i Kerimdir, hem de Risale-i Nur dur

Said-i Kurdi


Ankara'dakiler Kars'i almislar.
Demek ki islemedigimiz bir hata kalmisti.
Ermenistan'a taarruz ile onu da tamamladik...
Ankara yarani nihayet meramlarina erdiler.
Ermenistan'a yuruduler.
Kars'i isgal ettiler.

Yazar ve Nazir Ali Kemal - 11.11.1920


Ermeniler Van ve Bitlis i ele gecirince, Irak taki Ingilizlerle birleseceklerinden dolayi butun Yakindogu da Ingilizlerin yeri cok saglamlik kazanacaktir.

Rum, Ermeni gibi Bati emperyalistlerinin hizmetcisi olan uluslarla, bu cabalarinda direndikleri surece anlasma olanagimiz yoktur.

Yunanistan ancak Turk cogunlugunun yerle$ik bulundugu Izmir ve Trakya dan ve Ingiliz koleliginden vazgectigi zaman bizimle dost olabilir.

(1 Aralik 1920)
K.ATATURK


Butun dinlerin viruslerin salginina cok benzer bir akil hastaligi oldugunu dusunuyorum.
Din mukemmel bir kulturel yapi.
Ama bu onu gercek yapmiyor ve beni gercek ilgilendiriyor.
Cicek virusu mukemmel bir virus.
Isini cok guzel yapiyor.
Ama bu onun iyi oldugu, ve yok olmasini istemedigim anlamina gelmiyor

Richard Dawkins


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran


Yahudi dininin temel ilkesi, Hasmadat Goyim yani Yahudi olmayanlarin imhasidir

Haham Rav Leor
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


__._,_.___

Posted by: Yunus Kavik <ykavik@gmail.com>
Reply via web post Reply to sender Reply to group Start a New Topic Messages in this topic (2)
Guruptan ayrilmak icin, icin asagidaki adrese bos bir eposta gonderin:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

.

__,_._,___

--
a45UyF587661
^^^^^ - vvvvv



Bu benim inancim:
Mutluluk tek iyilik;
akil tek mesale;
adalet tek ibadet, insanlik tek din, ve sevgi tek rahip.

Robert Ingersoll




Onlari sarsmasin diye yere de sabit daglar yerlestirdik ve (varacaklari yere) yol bulabilsinler diye ondan gecitler, yollar meydana getirdik.

ENBIYA - 31

 
Karga fa$iktir.

Buhari 59/16; Hanbel 2/52


Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur un indirilisi aziz ve hakim olan Allahtandir....
iste o nur hem Kuran-i Kerim dir hem de Risale-i Nurdur...

Said-i Nursi


Padisahin izni olmadan, yabanci askerlere karsi duranlari, asker ve para toplayanlari tek tek veya topluca oldurmek islamin geregi ve gorevidir.
Milliyetcileri oldurenler gazi sayilir, bu yolda olenler sehit.

Seyhulislam Durrizade Abdullah'in Fetvasi - 1920
Seyhulislamin verdigi fetvalar Ingiliz ve Yunan ucaklariyla tum Anadolu'da atildi ve isbirlikci yandas gazetelerde yayinlandi


Medeniyet maskesine gizlenen Fransizlar ve onlarin oncusu olan Ermeniler, Urfa ve havalisinde Islam ahali hakkinda zalimane katliamlara baslamislardir.

(14 Subat 1920)
K.ATATURK


EINSTEIN ve TANRI
Bir kisisel Tanri anlayisi bana oldukca yabancidir ve hatta safca gorunuyor.
Ama kelimenin bildik anlami icinde bir Freethinker da degilim cunku goruyorum ki, bu, esas olarak salt saflik iceren batil inanca karsit olmaktan beslenmiyor.
Hissiyatim, doga yasalari olarak formule etmeye calistigimiz Evrenin derin uyumunu anlamak icin insan zinhinin yetersizliginin bilincine sahip oldugum olcude dinseldir.
The idea of a personal God is quite alien to me and seems even naive.
However, I am also not a Freethinker in the usual sense of the word because I find that this is in the main an attitude nourished exclusively by an opposition against naive superstition.
My feeling is insofar religious as I am imbued with the consciousness of the insuffiency of the human mind to understand deeply the harmony of the Universe which we try to formulate as laws of nature
Kaynak: Albert Einstein in a letter to Beatrice Frohlich, December 17, 1952; Einstein Archive 59-797; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p.217.


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran


Siyonist teroristler, Filistinli Musluman cocuklari, kafalarina sopalarla vura vura oldurduler

Prof.Dr.Walid Khalidi, Yazar
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder