Büyük Patlama konusunda en önemli şey şudur.
Bildiğimiz ve içinde olduğumuz evreni oluşturmuştur.
Zaman ve mekan içinde hiçlikten oluşmuştur.
Biraz daha açarsak, Büyük Patlama'dan önce yer yani mekan yoktu.
Dolasıyla patlama HİÇBİR YERDE(NO WHERE) olmuştur.
Zaman anlamında zaman patlamayla birlikte oluşmuştur.
Dolayısıyla Büyük Patlamanın öncesi yoktur.
Bu anlamda patlama HİÇBİR ZAMANDA(NO TIME) olmuştur.
Burada bahsedilen MUTLAK TEKİLLİK(SINGULARITY) durumu tasavvufta bahsedilen hiçlik durumuna benzer bir durumdur.
Bu nedenle Büyük Patlama NE ZAMAN VE NEREDE olmuştur sorusu anlamsızdır.
Çünkü Büyük Patlamanın öncesi ve olacağı bir mekan yoktur.
Ondan öncesi yoktur, onun olduğu bir yer de yoktur.
Hani şu bazı tanrıları anlatmakta kullanılan bazı kavramlar var ya.
Öncesiz olma, mekansız olma durumları.
İşte tam da bu işi anlatır.
Sanki evrenin kendisi bir tanrı gibi.
Biz buna Panteizm diyoruz.
Ve yine sanki, yazdıklarım dinden bahseder gibi oldu değil mi?
Evet, giderek fizikçiler ilahiyatçıları desteksiz attıkları alana girmeye başlamıştır.
Elbette, olmuş bazı gözlemler, deneyler vardır.
Ve zaten olduğu için bu fikirler ortaya çıkmış ve teori adını almıştır.
Bir de planlanmış deneyler vardır.
Milyar dolarlık onlarca deney.
Önümüzdeki birkaç on yılda sonuçlandığında çok şey söylemek mümkün olacaktır.
Ancak bir bilişte, ilahiyatçıların iddia ettiği gibi bütün soruların cevabını bilebileceğimizi ve öğreneceğimizi de sanmıyorum.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Büyük Patlama Nedir?
16 Nov, 03:38
Büyük patlama teorisi, yaklaşık 13.7 milyar yıl önce evrenin tek ve belirsiz bir hacme sahip bir noktadan (tekillikten) hızla genişleyerek bugünkü halini aldığını söyler.
İlk andan itibaren evren bu tekil yoğunluktan genişlemeye başlamış, hızla devam eden genişme sürecinde zamanla atom çekirdeklerinin (hidrojen, helyum ve çok az lityum) oluşabileceği kadar düşük yoğunluk ve sıcaklığa ulaşmış, yeterince genişledikten sonra ise bu hidrojen ve helyum gazlarının kütleçekimsel etkilerle kendi üzerlerine çökmeye başlaması sonucu ilk yıldızlar ve galaksiler oluşmuştur.
Aradan geçen milyarlarca yıl içinde bu ilk (ve büyük kütleli) yıldızlar patlayarak çekirdeklerinde oluşan ağır elementleri uzay boşluğuna saçtı.
Sonraki kuşak yıldızlar, bu ağır elementleri de içerdiği için daha küçük ve yaşamı destekleyebilecek gezegenler de içeren yıldızların oluşması mümkün oldu.
Teori, ilk oluşan galaksilerin içerdiği yıldızların ağır elementlerce (astronomlara göre hidrojen ve helyum dışındaki her element ağırdır, metaldir) fakir olduğunu, bugün bildiğimiz oksijen, silisyum, karbon gibi elementlerin bu yıldızların patlamaları sonrasında ortaya saçıldığını anlatır.
Buna göre, ilk yıldızlar büyük oranda hidrojen ve helyumdan oluşuyordu ve ağır elementler içermiyorlardı.
Peki bu kanıya, yani evrenin bir başlangıcı olduğu fikrine nereden vardık?
Uzak galaksi kümelerinden gelen ışığın "kırmızıya kayma"sının, "doppler etkisi" nedeniyle gerçekleştiği varsayımına dayanılarak bunları söylüyoruz.
Doppler etkisi, ışığın veya sesin, yani bir "dalga"nın uzaklaştıkça dalga boyunun büyümesi, yakınlaştıkça küçülmesidir.
Şöyle ki, bir ışık kaynağı sizden uzaklaşıyorsa, ışığın giderek kırmızılaştığını, yaklaşıyorsa mavileştiğini görürsünüz.
Tıpkı sesin uzaklaştıkça "pes"leşmesi, yakınlaştıkça "tiz"leşmesi gibi.
Bu da şu demek oluyor; uzak galaksi kümelerinin ışıkları hafifçe kırmızıya doğru kayıyorsa bizden uzaklaşıyor olmalılar.
Eğer gökyüzünün her yanındaki galaksi kümeleri bizden uzaklaşıyorsa, aslında evrenin genişlediğini düşünebiliriz.
Bu varsayım, -evrenin genişlemesi- temel alınarak; "madem genişliyor, çok eskiden bir zamanlar tüm evren tek bir noktada yoğunlaşmış olmalı" denilerek big-bang teorisi geliştirilmiştir.
1) Tekillik, sıfır hacme sahip ve alışık olduğumuz fizik kurallarının geçerli olmadığı oluşumlara denilir.
Örneğin karadelikler gerçekte kendi çaplarında küçük birer tekilliktir.
2) Teorinin adı "büyük patlama" olsa da, gerçekte patlayan bir şey yok, ani bir genişleme var.
Yani fotoğrafta gördüğünüz gibi bir durum söz konusu değil.
Big-bang teorisine bu "patlama çağrıştıran" ismini, teorinin kurucuları değil, teoriyle alay eden bir bilim insanı vermiştir.
Kaynak: Kozmik Anafor
Not: Kullandığımız görsel, Büşra Küçükay'a ait şu internet sitesinden alıntılanmıştır.
Görseldeki "3.000" yıl dilimini gösteren alanda "300 bin yıl" yazması gerekirdi, hata için özür dileriz.
^^^^^ - vvvvv
Muftu efendi bize kafir demis. Tutalim ben Ona diyem muselman. Lakin varildiktan ruz-i mahsere, Ikimiz de cikariz orda yalan. SAIR NEFI |
Insan neyden yaratildigina bir baksin. Bel kemigi ile kaburgalar arasindan gelip atilan bir sudan yaratildi. Suphesiz (Allah), onu yeniden dondurmeye kudretlidir. Tarik/ 5-8 |
Olum melegi Musa ya gelerek: Rabbine icabet et dedi. Bunun uzerine Musa olum meleginin gozune tokat vurarak onu cikartti. Melek hemen Allah a donerek Sen beni olmek istemeyen bir kuluna gondermissin, o benim gozumu cikardi dedi. Muslim 10/176 |
Tarikatci olmadigini soyler. Zamanin tarikat zamani degil, iman zamani oldugunu dile getirir. Ama kitaplarindaki gorusleri, tarikatci ve mezhepci goruslerden farkli degildir. Kendisi Safii mezhebine ve Naksibendi tarikatina mensuptur. Bunlarin goruslerini ictenlikle savunur. Bunlara olan sempatisi de bir cok yerde goze carpar. (Emirdag Lahikasi-1 67) |
Kendim, kabinedeki arkadaslarim, Sultan ve genis bir halk kitlesi adina katiyet ve ciddiyetle temin ederim ki, umumun arzusu Ingiltere tarafindan idare edilmektir. Hariciye Naziri Mustafa Serif Pasa - 16.12.1918, Ingiliz Ordu Komutani General Milne'ye.. |
Ermeniler Van ve Bitlis i ele gecirince, Irak taki Ingilizlerle birleseceklerinden dolayi butun Yakindogu da Ingilizlerin yeri cok saglamlik kazanacaktir. Rum, Ermeni gibi Bati emperyalistlerinin hizmetcisi olan uluslarla, bu cabalarinda direndikleri surece anlasma olanagimiz yoktur. Yunanistan ancak Turk cogunlugunun yerle$ik bulundugu Izmir ve Trakya dan ve Ingiliz koleliginden vazgectigi zaman bizimle dost olabilir. (1 Aralik 1920) K.ATATURK |
Din gercek sefaletin ifadesi, gercek sefalete karsi protesto, ezilen yaratiklarin ic gecirmesi, kalpsiz bir dunyanin duygusu, ruhsuz kosullarin ruhu... Insanlarin afyonudur. Karl Marx |
Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar. Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir. Saflari siklastirin cocuklar, Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir. Nazim Hikmet Ran |
Hicbir ulkenin hicbir bicimde kesin toprak mulkiyetini kabul etmiyoruz David Ben Gurion, Israil Basbakani Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER 0532 233 31 52 |
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder