KÖL TİGİN (KÜL TİGİN) YAZITI |
Bu yerde oturup Çin milleti ile anlaştım. Altını, gümüşü, ipeği ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor. Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin! Güneyde Çogay ormanına, Tögültün ovasına konayım dersen, Türk milleti, öleceksin! Orda kötü kişi şöyle öğretiyormuş: Uzak ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir diyip öyle öğretiyormuş. Bilgi bilmez kişi o sözü alıp, yakına gidip, çok insan, öldün! O yere doğru gidersen, Türk milleti öleceksin! Ötüken yerinde oturup kervan, kafile gönderirsen hiç bir sıkıntın yoktur. Ötüken ormanında oturursan ebediyen il tutarak oturacaksın. Türk milleti, tokluğun kıymetini bilmezsin. Açlık, tokluk düşünmezsin. Bir doysan açlığı düşünmezsin. Öyle olduğun için, beslemiş olan kağanının sözünü almadan her yere gittin. Hep orda mahvoldun, yok edildin. .................... |
Beyleri, milleti ahenksiz olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, aldatıcı olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti karşılıklı çekiştirdiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedi vermiş. |
Yukarıda Türk tanrısı, Tük mukaddes yeri, suyu öyle tanzim etmiş. Türk milleti yok olmasın diye, millet olsun diye babam İltiriş Kağanı, annem İlbilge Hatunu göğün tepesinde tutup yukarı kaldırmış olacak. Babam kağan on yedi erle dışarı çıkmış. Dışarı yürüyor diye ses işitip şehirdeki dağa çıkmış, dağdaki inmiş, toplanıp yetmiş er olmuş. Tanrı kuvvet verdiği için babam kağanın askeri kurt gibi imiş, düşmanı koyun gibi imiş. Doğuya, batıya asker sevk edip toplamış, yığmış. Hepsi yedi yüz er olmuş. Yedi yüz er olup ilsizleşmiş, kağansızlaşmış milleti, cariye olmuş, kul olmuş milleti, Türk töresini bırakmış milleti, ecdadımın töresince yaratmış, yetiştirmiş. ................ |
Batıda Kengü Tarmana kadar Türk milletini öyle kondurduk, öyle düzene soktuk. O zamanda kul kullu olmuştu. Cariye cariyeli olmuştu. Küçük kardeş büyük kardeşini bilmezdi, oğlu babasını bilmezdi. Öyle kazanılmış, düzene sokulmuş ilimiz, töremiz vardı. Türk, Oğuz beyleri, milleti, işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini töreni kim boza bilecekti? Türk milleti, vazgeç, pişman ol! Disiplinsizliğinden dolayı, beslemiş olan bilgili kağanınla, hür ve müstakil iyi iline karşı kendin hata ettin, kötü hâle soktun. Silahlı nereden gelip dağıtarak gönderdi? .............. |
Evet, ben de şüphe içindeyim.
Türk milletinin millet olma özelliğini yitirdiğini, yozlaştığını, soysuzlaştığını düşünüyor ve için için yanıyorum.
Genel manzaraya baktığımızda medeniyeti 1800'lü yıllarda tanımış kara Afrika ya da Borne Ormanlarında kendi halinde yaşarken birden karşısında beyaz adamı gören yamyam kabilelerden çok farkımız yok.
Kimse üzülmüyor, kimse rahatsız olmuyor.
Herkes çok doğal, çok normalmiş gibi karşılıyor.
Kürt kalkışması sorun değil, esas sorun biz kendi kendimizi imha ediyoruz.
Tarihe karışmış antik Türk boyları gibi kendi ayaklarımızla tarihin çöplüğüne koşturuyoruz.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Doğan Kuban/Cumhuriyet : Boşluğa Yuvarlanmak
14 Kasım 2014 Cuma
Bu toplumun bir 'namus' sorunu olduğuna kendi yaşamım kadar eminim.
Benim büyüklerim ve bizim kuşak için en kutsal insan özelliği 'namus' kavramı idi.
Tevfik Fikret, bizim gibi, sıkıntılı günlerde yaşayan bir Türk şairi idi.
O günlerde şunları yazmış: "Bugün özgürlüğünü, bağımsızlığını, ulusunun namusunu, umudunu yitirmediysen, ey ziyaretçi, bil ki senin kurtarıcıların bunlardır"
Toplumlar geçmişlerini anımsamadıkları zaman bugünlerini de anlamıyorlar.
Bu davranış yönetenler katında olursa bu o toplum için bir felakete dönüşebilir.
Sözcü gazetesinde 'Peşmerge Koridoru' adlı makalesinde Yılmaz Özdil, Mehmet Akif'in yazdığı İstiklal Marşının topluma önerdiği milliyetçi ve vatansever davranışları anımsatmış.
Kimilerine modası geçmiş gibi gelebilir.
Ama bana çok doğru geldi.
2200 yıllık Türk tarihinde dünyanın haklı bulduğu iki savaş var: Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları.
Bunlar son yüz yıl içinde oldu.
Oysa bugünkü hükümetin sözlü müdahaleleri bile dünya kamuoyunda olumsuz tepkilerle karşılanıyor.
İstiklal Marşı Hyung-Nu'lardan 2100 yıl sonra, Türkiye çağdaş bir devlet olarak kurulduğu zaman, Türk adını taşıyan bu ilk devletin arkasındaki ülke ve ulus bilincini vurgulayan büyük bir vatansever şairin yapıtıdır.
Bu gün ülkenin bunlara çok gereksinimi var.
Ancak böyle sözler birleştiricidir.
Bugünlerde, annemin bize Mehmet Akif ve Tevfik Fikret'ten şiirler okuduğu ilkokul günlerime yeniden döndüm.
Çünkü 1945'den bu yana Cumhuriyet idealinin içini boşaltmak için uğraşıyorlar.
Bu kemirilmeyi üniversite yıllarımdan bu yana biliyorum.
Bu söylemler İkinci Dünya Savaşı sonrasının Türkiye üzerine düşen gölgesinde gelişti.
Giderek geleceği tehdit eden bir amaç boşluğuna dönüştü.
Bugünlerde, alarm veren haberler halkı paniğe düşürüyor.
Toplum neden korkuyor?
Ülkenin parçalanmasından, ülkeyi saran terörizmden korkuyor.
Karnı ancak doyan, oraya buraya borçlu fakir, ya da orta halli halk işsizlikten, çocuklarını yetiştirememekten korkuyor.
Genel bir ekonomik krizden korkmaları için neden yok.
Çünkü zaten hep krizde yaşıyorlar.
Fakat toplumu sürekli olarak rahatsız eden iki olgu var.
Biri fakir halkın 'ucuz ölüm'ü olgusu, ikincisi Mehmet Akif'in büyük insan özelliği olan ve bize de çocukluğumuzda en çok anlatılan 'namus' kavramı.
Toplumsal yaşamın iki can acıtan yarası bunlardır.
Bunları iyi irdeler ve yorumlarsak fakir insanları köle gibi çalışmağa zorlayıp ölümlerine neden olmanın dindarlıkla ilgisi olmadığını, tanrısal rahmet ve insani yardım ve acıma kavramlarına hiç yaklaşmadıklarını görürüz.
İşverenlerin Afrika'dan Amerika'ya köle ticareti yapanlardan tek farkı, işçileri yurtlarından kaçırmamaları.
Ama topraktan kopmuş fakir insanlar çalışmağa mahkumlar.
Bu insanlar Çin'den de geliyorlar, Afganistan'dan da geliyorlar, Suriye'den de.
SÖMÜRÜNÜN DOĞASI AYNI
Ekonomik konjonktür deyince sömürünün doğası değişmiyor.
Bu ayrıntıları yeteri kadar biliyoruz.
Maden ve iş kazaları; Kürtlerin bağımsızlık istemeleri, hatta gökdelen ticareti ve toprak spekülasyonu, kamu malının ucuza elden çıkarılması ile ilgili değil.
Toplumun cahilliği ve beynini yıkanmışlığı, üniversite öğretiminin kalitesizliği ve adaletsizlik de birinci nedenler değil.
Türkiye 2000'e insan yetiştirmeğe sırt çevirerek gelmedi.
Bizi Kurtuluş Savaşı'nda Osmanlı dönemindeki kararsızlıktan ve geri kalmışlıktan kurtaranlar cahil ve köle kafalı insanlar, ya da ortaçağ otokratları değildi.
Ucuz ölüm, ilkel bir kapitalizm göstergesidir.
İnsan saygısı gelişmemiş, ona kul muamelesi yapan din toplumunun davranışlarını sergiler.
Uygarlık tarihi insana saygı tarihidir.
21.yüzyılda bunları tartışan toplum ilkel bir toplumdur.
Bütün geçmişini unutacak kadar yozlaşmış hiçbir toplum yoktur.
İçerden ya da dışarıdan aklımızı başına getirecek müdahaleler olacaktır.
Bütün bu eğrilikler, çekilen acılar, suçsuz insanların ölümleri bizim gibi geri kalmış ve geri kalmakta direnen toplumlara dayatılan neo-kapitalist tüketim hastalığının semptomlarıdır.
En ağır hastalar bizim gibi olan toplumlar.
Çünkü müşteri statüsünde kalmışız.
Cahil toplumlar en kolay aldanan, en kolay yönlendirilenlerdir.
Ama aramızda karun olanlar var.
80 milyonluk toplumda sayıları devede kulak ama, güçleri para ile orantılı.
Kapitalist mekanizma böyle çalışıyor.
Gerçi eskiden de böyle çalışırdı.
Fakat iletişim teknolojisi ve küresel ekonominin gelişmesine bağlı olarak büyük finans şirketleri devletler kadar güçlendiler.
Gücün zorbalığı, herhalde insanın yeteri kadar uygar olamaması nedeniyle, devam ediyor.
Her ülkenin nüfusunun yüzde biri kadar olan kapitalist sınıf, diğer sınıfları az ya da çok sömürüyor.
Artık bu bilgiyi bakkalların bile bilmesi gerekir.
Komünistlikle ya da dinsizlikle ilgisi yok.
Uygarlık sömürünün kesin ilacı değil ama, önemli bir bağışıklık sağlıyor.
BU TOPLUMUN BİR NAMUS MESELESİ VAR
Almanya'da madenciler toprak altında kalıp gömülmüyor.
İnşaat asansörleri düşmüyor.
Bilimsel araştırmalar dünya sıralamasında en arkadan gelmiyor.
Bizim öğrenciler yurt dışına gidiyor.
Onlarınki bize gelmiyor.
Yükselen Türkiye'yi Güney Kore'yle karşılaştırabiliyor musunuz?
Sevgili dostumuz Amerika'daki demokrasi neden bizde yok oldu?
Bu kadar açık farkları görememek için cahillik bile yetişmez.
Bu bir körleşmedir.
Bunun nedeni cahillik, onun da sonucu uygarlık düzeyinin alt basamaklarında oturmaktır.
Bu kadar basit mi?
Evet, bu kadar basit.
Tarihçiler nedenlerini anlatmak için araştıradursunlar, fakat sonuçları yaşıyoruz.
Sevgili Okuyucular,
Bu toplumun bir 'namus' sorunu olduğuna kendi yaşamım kadar eminim.
Benim büyüklerim ve bizim kuşak için en kutsal insan özelliği 'namus' kavramı idi.
Bu sözcük de Arapça kökenlidir.
İslam'da 'Namus-u Ekber' Cebrail'dir.
Çünkü Allah'ın sözünü peygambere iletir.
Bu olgudan şu düşünce silsilesi çıkar: Kuran ne kadar doğruysa Cebrail o kadar doğrudur.
Cebrail ne kadar doğruysa Peygamber o kadar doğrudur.
Doğru inanılması gerekli olandır.
Namus doğruluk demektir.
Temiz adam, lekeli olmayan adam, sözüne güvenilir adamdır.
Toplumun bir doğruluk daha doğrusu bir eğrilik sorunu var.
Eğriyi doğru sanana da cahil diyoruz.
Onların ağırlık oluşturduğu toplum cehalet toplumudur.
Tevfik Fikret, bizim gibi, sıkıntılı günlerde yaşayan bir Türk şairi idi.
O günlerde şunları yazmış: "Bugün hürriyetin, milliyetin, namus-u ümidin masun kaldıysa bil, zair, rehakârın bu heyettır" Bugünün dili ile "Bugün özgürlüğünü, bağımsızlığını, ulusunun namusunu, umudunu yitirmediysen, ey ziyaretçi, bil ki senin kurtarıcıların bunlardır"
Bugünkü boşluk, özgürlüğün, bağımsızlığın, namusun, umudun kalmadığını düşünmekten kaynaklanan boşluktur.
Sevgili Okuyucular
Kendi yaşantımda hissetmediğim için bana hâlâ şaşırtıcı geliyor ama, devletin yapısını kemire kemire Cumhuriyet idealini boşaltmışlar, seksen milyonluk koca ülke 1923 günlerine dönmüyor ama, ruh ve ahlak bakımından sönmüş bir balona benziyor.
Biz kimliğini koruyarak 2000 yıldan fazla yaşamış bir toplumuz.
Bu bir övünme değil, tarihi bir gerçek.
Çağdaş dünyaya eşit olarak katılma şansımız cahillerin tahminlerini boşa çıkaracak kadar güçlü.
Kurtarıcı ilkeleri de Tevfik Fikret yüz yıl önce söylemiş: Özgürlük, bağımsızlık, namus ve umut.
UMUDU YİTİRMEMEK GEREK
Özgürlük, bağımsızlık için savaşmak, namussuza direnmek, umudunu yitirmemek gerekli mücade ilkeleri.
Mücadele edeceklerimiz, içerde ve dışarıda.
Bu mücadelenin etkili olması için söyleminin toplumun cahil kesimine ulaşması, ve bunun için halkın anlayacağı bir dil ve kavramlarla yapılması gerek.
Halkın aydınlık kesiminin bu bağlamda mümkün olduğu kadar geniş bir 'consensus'a ulaşması gerek.
Bunlar kolay değil ama, temel bir uygarlık çabası gereğidir.
Eğer bu düzeye gelmedikse mücadele de daha uzun sürecek!
Bu arakesitte dünya konjonktürünün olumlu bir katkısı olabilir.
Binlerce yıl yaşayan bu toplumun başına bu dertler binlerce kez geldi.
Ama bu günlere ulaştık.
Umut yitirmemek, kurtarıcı eylem ilkelerinden biridir.
Son örneği de Kurtuluş Savaşıdır.
Not: Tevfik Fikret'in sözlerini Mustafa Nihat Özön'ün Osmanlıca-Türkçe Sözlüğünden aldım.
Yılmaz Özdil'e teşekkürler.
a45UyF587661-141116104319-{{SN}}
^^^^^ - vvvvv
Bizler yasamin tek standardi olan kutsal, vazgecilmez gorev fikrine inaniyoruz. Giuseppe Mazzini |
Yaratilis maddesi ALAK 2.o; insani pihtilasmis kandan yaratti. ABESE 19.bir damla sudan yaratti da onu bir olcuyle bicime soktu. MERYEM 67.insan dusunmez mi ki, daha once o hicbir sey olmadigi halde biz kendisini yaratmisizdir? SECDE 7.o (Allah) ki, yarattigi her seyi guzel yapmis ve ilk basta insani camurdan yaratmistir. RUM 20.sizi topraktan yaratmasi, o nun (varliginin) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayilan insanlar oluverdiniz. NUR 45.Allah, her canliyi sudan yaratti. Iste bunlardan kimi karni ustunde surunur, kimi iki ayagi ustunde Yurur, kimi dort ayagi ustunde yurur... Allah diledigini yaratir; suphesiz Allah her seye kadirdir. |
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: Sizden birinin icine onu bozacak irin dolmasi, siir dolmasindan hayirlidir. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: Hadis No: 2305 |
Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur, Rahman ve Rahim olan Allah in bir indirisidir.... Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur un indirilisi, aziz ve hakim olan Allah tandir... iste o nur, hem Kuran-i Kerimdir, hem de Risale-i Nur dur Said-i Kurdi |
General Paraskevopulos'un ordusu, simdi surat ve siddetle harekata devam eyleyecek olursa, birkac haftada Ankara onlerinde bulunacaktir. Yunan ordusunun basarisi icin dua ediniz! Yunan ordusunun ilerlemesi hukumetimizin programina uygundur. Bu ordu bizim ordumuzdur! Adliye Naziri (Medrese cikisli) Ali Rustu - 12.07.1920 |
Maras tan alinan saglam malumatta, Maras i isgal eden Fransiz kitalarinin yuzde yirmisi Fransiz Cezayirli olup, geri kalani Osmanli Ermenilerinden meydana gelen fedailerdir. Bunlar sehirde namuslu Islam kadinlarina taarruz etmekte ve Musluman ahaliye zulum ve iskence yapmaktadir. Dukkanlar butunuyle kapali, ahali heyecandadir. (7 Kasim 1919) K.ATATURK |
Din,insanligin asaletine edilmis bir kufurdur. O olsun ya da olmasin,hayatinizda iyi seyler yapan iyi insanlar ve kotu seyler yapan kotu insanlar her zaman olacak. Ama iyi insanlarin kotu seyler yapmasi icin din gerekiyor.... STEVEN WEINBERG |
PEZEVENK . . . . . . Dunya ahvalinden haberi yoktur Sohbeti din ile acar pezevenk Komsusu ac iken kendisi toktur Sanki melek olmus ucar pezevenk . . . . . . Karanlik islerde ziplama ister Evine granit * kaplama ister Dunya mektebinden diploma * ister Insanlik dersinden kacar pezevenk . . . . . . Herkesin kabina cesmesi akmaz Erkek sinekleri hareme sokmaz Fakir komsusunun yuzune bakmaz Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk . . . . . . Sanirsin Allah'la akde oturmus Cennete giderken macun goturmus Huriler'i dizip isi bitirmis Simdi gilmanlari secer pezevenk . . . . . . Aydinliga dusman yobazin dolu Hu cekerken sismis agzinda dili Erbabi, ulkede bunlardan dolu Durmadan zehrini sacar pezevenk Asik ERBABI |
Yahudi devletinin sinirlari, sonsuza dek kesinlesmeyecektir David Ben Gurion, Israil Basbakani Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER 0532 233 31 52 |
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Insan . . . . . . Ahlaki bozulmus vahsi LEHCET UL HAKAYIK (GERCEKLERIN DILI) |
Onlari sarsmasin diye yere de sabit daglar yerlestirdik ve (varacaklari yere) yol bulabilsinler diye ondan gecitler, yollar meydana getirdik. ENBIYA - 31 |
Hz.Aise radiyallahu anha ya bir zat misafir oldu. Adam sabahleyin, elbisesini yikamaya basladi. Hz.Aise ona: Sana, (meni) bulasan yeri (gorduysen) orasini yikaman kafi idi, goremedigin takdirde etrafini yikardin. Ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam in elbisesinden (meni bulasigini) ovalamak suretiyle cikardigimi biliyorum. O, (bir de yikamaksizin) onun icinde namaz kilardi. Bir diger rivayette soyle gelmistir: Iyi biliyorum kurumus meni bulasigini Resulullah aleyhissalatu vesselam in camasirindan tirnagimla kaziyarak cikariyordum. Muslim, Taharet 105, 109, (288, 290). Hadis No: 3490 |
Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur, Rahman ve Rahim olan Allah in bir indirisidir.... Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur un indirilisi, aziz ve hakim olan Allah tandir... iste o nur, hem Kuran-i Kerimdir, hem de Risale-i Nur dur Said-i Kurdi |
Padisah Yunanlilarla harp edilmesine razi degildir. Yunanlilar bizim dostumuzdur. Padisahin emir ve rizasi hilafina olarak, onlara silah cekmek kufurdur, isyandir. Padisah tarafindan pasalik verilen ve Izmit Mutasarrifligina getirilen Anzavur Ahmet -1920 |
Rum ve Ermeni komitacilariyla, bunlarin ileri gelenleri, devamli sekilde temasta bulunduklari Ingiliz subaylari ile bazi Amerikan memurlarindan cok yuz buluyorlar. (5 Haziran 1919) K.ATATURK |
Amerikan Devleti nin bize emrettigi ve ogrettigi gibi hissetmiyorum. Bakin soyluyorum. Benim aklim oyle calismiyor. Bir moron gibi yaptigim birsey var adi: Dusunmek. Kendi goruslerimi de olusturmayi sevdigim icin icin pek iyi bir Amerikali degilim. Bana soylendigi anda yere yuvarlanmiyorum. Ne yazik ki cogu amerikali emir verildigi anda yere yuvarlanir. Ben boyle degilim. Hayatimda uydugum kesin kurallarim var. Birinci kuralim: Devletin bana soyledigi hicbir seye inanmamak. Hicbir seye. George Carlin |
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir. Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir. Fakat bir hain, hain gibi gorunmez, kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder, butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur, ulusun ruhunu curutur Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir Bir katil daha az korkuludur. Marcus Tullius Cicero (M.O.106-M.O.43) |
Filistinliler, tipki cekirgeler gibi oldurulmelidir... kafalari kayalara ve duvarlara carpilarak parcalanmalidir Izhak Samir, Israil Basbakani Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER 0532 233 31 52 |
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder