21 Kasım 2014 Cuma

Maaşlı bir iş bulsam valla gidecem!


Maaşlı bir iş bulsam valla gidecem!

İş dünyası şu "liderlik" denilen kavramdan çektiği kadar hiçbir şeyden çekmemiştir herhalde.
Şirketlerin eğitim departmanları çalışanlarına nasıl lider olunacağını öğretmek için ders üstüne ders veriyor.
Satış görevlisinden gişe görevlisine, operasyon elamanından sigorta elemanına kadar herkese eğitimlerle liderlik aşılanıyor.
İyi bir liderin nasıl olması gerektiği harf harf öğretiliyor.
Bu kadar lideri nerede istihdam edeceğiz diye düşünen yok muhtemelen.

Bu eğitimlerde lider kavramına somut bir tanım getirilemiyor.
Nitelik standartları sıralanarak tanımlamalar yapılıyor.
Vizyonlu, tutarlı, sebatkar, risk alabilen, uzağı görebilen gibi ilk çağ savaşçısından modern erdemli insana kadar ulaşılan tüm insani değerler yüceltilerek sıralanıyor.
Hayatı boyunca satış görevlisi kalacağının bile farkında olmayan genç çalışanımız ise hayallere dalıp gidiyor.
Derken yönetici ile liderin farkı anlatılıyor.
Biri işi doğru yaptığı için aşağılanırken, öteki doğru işi yaptığı için göklere çıkarılıyor.
Aslında bir bütünün parçalarının postmodern bir retorikle nasıl yapısöküme uğratıldığı gözden kaçırılıyor.
Burada bir nokta koyalım.
Amacımız liderlik eğitimi denilen saçmalıkların yüzeyselliğini, komikliğini ve gerçekdışılığını ortaya çıkarmak değil.
Üzerinde durmak istediğimiz konu, bu eğitimleri alarak geleceğin lideri olacağını sananların nasıl bir düşünce hatası içinde olduklarını ortaya koymak.
Daha açık söylersek, dinlediği birkaç hikaye ve süslü söz ile kendini Bill Gates sananın hatası.

Finans sektörü birçok parlak gence istihdam olanağı sağlıyor.
Hepsi yüksek tahsilli olunca liderlik eğitimleri de artıyor.
Çünkü her gün sayıları artan finans kuruluşlarına lider gerek.
Öyleyse herkes eğitime!
Hayatı boyunca sigorta satacak kişiden, telefona bakacak kişiye kadar herkes!

Eğer liderliği öğrendiyseniz şimdi sıra size liderlik edeceğiniz bir şirket bulmaya geldi.
Büyük bankalarımızdan birini yöneteceğinize kanaat getirdik.
En fazla personeli olan bankalardan üçünü size uygun bulduk.
Kendilerini tanımladıkları kısımlarda, başarılı çalışanlarını ne kadar hızlı yükselttiklerine hayran kaldık.
Bu bankaların CEO'larının ne kadar sürede bir değiştiğini öğrenirsek size uygun bir pozisyonun ne zaman açılacağını buluruz diye düşündük.
Fakat gördüğümüz şeyden dehşete kapıldık.
Adını vermeyeceğimiz bu üç bankanın CEO'ları ortalama olarak 12 yıldır görevlerinin başındaydı.
Yani şirketlerini tam 12 yıldır yönetiyorlardı ve yaşlarına bakıldığı zaman muhtemelen bir 12 yıl daha yönetecek yaştaydılar.
Öyleyse bu şirketlerde lider olmanız pek mümkün gözükmüyor.
Peki ama size uygun bir liderlik işini nasıl bulacağız?
Bunca yıldır lider olmak için eğitim alıyorsunuz; ne zaman lider olacaksınız öyleyse?

Cevabı öğrenmek istiyorsanız hemen söyleyelim: Hiçbir zaman!

20 yüzyılın başlarında, Alman sosyolog Robert Michels eşitlik, işbölümü, uzmanlaşma gibi kavramlar üzerinden kendisini tanımlayan kurumsal yapıları ve liderlik sistemlerini inceliyordu.
Bir şey dikkatini çekmişti.
Bu kurumların hepsinde ortak bir davranış şekli vardı.
Bu yapılar içinde iletişimi sağlayan, karar ve denetim mekanizmalarını işleten kişilerin kendilerini olduklarından daha yetkin, temsil ettiklerinden daha seçkin ve feda edilemez görüyorlardı.
Bu kişiler kurumlar içinde hakim bir elit zümre yaratmışlardı.
Yönetim tarzları ise belirli bir grubun ülke yönettiği oligarşiden farklı değildi.
Robert Michels o gün insanlık tarihinin en önemli ve aşılamaz teorilerinden birini ortaya koyar: Oligarşinin Tunç Yasası.

İster bir şirket, isterse bir briç kulübü olsun, liderlik pozisyonuna tırmanabilen daima küçük bir azınlık olacaktır.
Geri kalanlar mevki ve rütbe bakımından daima takipçi konumunda kalacaklardır.
Ortam ne olursa olsun, az sayıda kişi "oligarşik" liderler haline gelecek, diğerleri de onları takip edecektir.
Liderler daha fazla para kazanırken kontrol güçlerini de ellerinde tutacaklardır.

İşte tüm hikaye bu kadar basittir.
Liderlik eğitimi diye sunulanlar Oligarşinin Tunç Yasasını gizlemekten başka bir şeye hizmet etmez.
Genç satış görevlisinin payına da liderlik eğitimi denilen kukla tiyatrosunu izlemek düşer.
Her şirketin kendi "yuvarlak masa şövalyesi" olduğu gözden kaçırılır.
Kişiler adil yönetimle liderlik koltuğuna otursalar da, kendi konumlarını sağlamlaştırdıktan sonra demokratik değerlerden ödün verdikleri dikkate alınmaz.
Yani kısaca liderlik tunçtan bir yasadır ve daima oligarşiye tabidir.

Liderlik denilen kukla tiyatrosuna hizmet eden büyük bir sektörün oluştuğu da gözden kaçırılmasın lütfen.
Liderin tanımında bile uzlaşılamamıştır oysa.
Neyse...

Lider sıfatını belki de en çok hakeden çalışan grubu olan esnafların şu klişesi (palavrası) liderin tanımını fazlasıyla ortaya koyuyor herhalde: "Maaşlı bir iş bulsam valla gidecem!"


a45UyF587661-141121105511-03
^^^^^ - vvvvv


 
--
a45UyF587661
^^^^^ - vvvvv



Her ciftci ailesinin gecinecegi ve calisacagi topraga sahip olmasi mutlaka lazimdir.
Vatanin saglam temeli ve bayindir hale getirilmesi bu esastadir.
1922.

K.Ataturk




ENFAL - 65 Ey peygamber inanlari savasa tesvik et.
Eger icinizden sabirli yirmi kisi bulunursa onlarin ikiyuzune galip gelir.
Ve eger sizden yuzkisi olursa, kafirlerin binini yener.
Cunku onlar hicbir seyden anlamaz guruhturlar.
***
ENFAL - 66 Simdi Allah yukunuzu hafifletti.
Bildi ki sizde muhakkak bir zaaf var.
Artik sizden sabirli ve metanetli yuz kisi olursa ikiyuzunu yenerler.
Eger sizden bin kisi olursa, Allah in izniyle ikibine galebe calarlar.
Allah sabir ve sebat edenlerle beRABerdir.

 
Mumin, keler deligine saklansa, ona, eza edecek biri musallat olur

(Beyhaki)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.


Risale-i Nur okumak veya yazmak alim olmak icin yeterlidir, baska bilgiye gerek yoktur

Said-i Nursi Nur Meyveleri adini verdigi yazisinda.


Ingiltere'ye direnip durmak gereksiz ve tehlikelidir.

Sadrazam Salih Pasa - 20.08.1921


Dusmanlarin butun calismasi, baris esaslarinin kararlastirilacagi su siralarda memleketimizi disarida ve iceride gucsuz bir durumda birakarak istedikleri her seyi kabul ettirmeyi amacliyordu.
Gelecege yonelik cikarlarini, cesitli baskilarla butun dis ulkeleri aleyhimize cevirmekte goren bazi kurulus ve unsurlar ise, tarafimiza yoneltilen bu akimi temelinden yikmak ve butun dis ulkelerin milletimiz lehine, dusuncelerinde degi$iklikler olmasina firsat vermemek icin, tumuyle yalan olan en son Ermeni soykirimi uydurmasini duzenlediler ve acikladilar.
Ingilizler, bir yandan dis durumumuzu yeni toplu oldurme iftiralari ile sarsarak tasarladiklari Istanbul isgalini kolaylikla uygulayabilecek bir ortam hazirliyorlardi
Anadolu da yerlesmis Ermenilerin ve Rumlarin hukumet emirlerine ve milli amaclara karsi gelmedikce her turlu saldiridan korunmalari ve tam anlami ile mutlu ve rahat bir hayat yasamalari oteden beri kabul edilmis bir ana konu idi.
Kilikya ve dolaylarinda ve dogu hududumuz disindaki resmi ve resmi olmayan Ermeni kuvvetlerinin dindas ve irkdaslarimiza karsi yapilan cinayete varan saldirilari karsisinda bile, ulkemizde yasayan Ermenilerin her turlu taarruzdan korunmasini saglamayi pek onemli bir medeni gorev kabul ettik ve Anadolu nun dis dunya ile iliskisinin ke$ik oldugu bu gunlerde yuce vatan cikarlarini amaclayan onlemler icinde Ermeni halkinin esenliginin korunmasi gerekliligini butun makamlara bildirdik.
Iste, Istanbul un yabanci kuvvetlerce isgalinden bu gune kadar gecen aci gunlerinde hicbir dis ulkenin fiili korumasina erisemeyen Anadolu Ermenilerinden hicbir kisinin, en kucuk bir anlamda bile, saldiriya ugramamis olmasi, bize her nedenle cinayet yukleyen ve medeni duyarliligi kendi tekelinde sanan entrikaci Avrupalilarin yuzlerini kizartacak ve milletimizin yaradilisindan sahibi bulundugu insanlik torelerinin yucelik derecesini ispat edecek cok onemli bir konudur.

(24 Nisan 1920)
K.ATATURK


Din gercek sefaletin ifadesi, gercek sefalete karsi protesto, ezilen yaratiklarin ic gecirmesi, kalpsiz bir dunyanin duygusu, ruhsuz kosullarin ruhu...
Insanlarin afyonudur.

Karl Marx


PEZEVENK
. . . . . .
Dunya ahvalinden haberi yoktur
Sohbeti din ile acar pezevenk
Komsusu ac iken kendisi toktur
Sanki melek olmus ucar pezevenk
. . . . . .
Karanlik islerde ziplama ister
Evine granit * kaplama ister
Dunya mektebinden diploma * ister
Insanlik dersinden kacar pezevenk
. . . . . .
Herkesin kabina cesmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komsusunun yuzune bakmaz
Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk
. . . . . .
Sanirsin Allah'la akde oturmus
Cennete giderken macun goturmus
Huriler'i dizip isi bitirmis
Simdi gilmanlari secer pezevenk
. . . . . .
Aydinliga dusman yobazin dolu
Hu cekerken sismis agzinda dili
Erbabi, ulkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini sacar pezevenk

Asik ERBABI


Parayla toprak almayacagiz.
Topraklari isgal edecegiz

David Ben Gurion, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder