9 Temmuz 2017 Pazar

SONER YALÇIN : ERMACHTİGUNGSGESETZ



SONER YALÇIN : ERMACHTİGUNGSGESETZ

11 Nisan 2017

Evet! Evet! Evet!

Diye bağırıyorlardı…

Karşılarında "Hayır" diyen kimseler yoktu.

"Hayırcılar" korkuyordu; "darbe girişiminde bulunan teröristlerle işbirliği yapmakla" suçlanıyorlardı.

Korkularının nedeni "evet" diyenlerin attığı şu slogandan belliydi:

"Yasa! Yoksa ateş ve katliam!"

Kahverengi gömlek giymiş faşistler, "Yasa'ya Evet" denilmesini istiyordu.

Yasa neydi?

Adı şuydu; "halkta ve imparatorlukta sıkıntının kaldırılmasına dair yasa!"

Gerçekte ise yasa, meclisi askıya alıp, şansölye Hitler'e geniş yetkiler veren "Ermachtigungsgesetz" idi.

Bu yasaya "evet" denilince, rejim artık parti-devlet modelini benimseyecekti.

Alman meclisi yasa yapma yetkisini, "Gleichschaltung" adı verilen Hitler'in seçeceği Nazi Hükümeti'ne devredecekti!

Tarih: 23 Mart 1933.

Almanya parlamentosu, yasa'ya/ermachtigungsgesetz'e "evet" ya da "hayır" demek için toplanmıştı.

Hitler yanlısı faşistler dışarıda bağırıyordu:

"Evet! Evet! Evet!"

"Yasa! Yoksa ateş ve katliam!"

Sesleri, Reichstag/Alman meclisi yakıldığı için parlamentoya ev sahipliği yapan devasa Kroll Opera binasının içine kadar geliyordu. Zaten binayı kuşatmıştı faşistler…

Soluklar tutulmuştu.

Meclis, Almanya'nın geleceğini oylayacaktı.

Genel kurul 81 milletvekili eksik toplandı; kimisi hapisteydi, kimisi canının derdine düşmüştü!

Mecliste 535 milletvekili vardı.

Bunun 196'sı Hitler'in vekiliydi. Yeterli sayıları yoktu.

Buna rağmen o gün meclisten istedikleri rejim kararını çıkardılar:

444 vekil yasaya "evet" dedi.

91 vekil yasaya "hayır" dedi.

Peki…

Hitler mecliste bu başarıya nasıl ulaştı?

Sır, yaklaşık bir ay önce yaşanan olayda gizliydi…

Darbe teşebbüsü

Adı; Marinus Van der Lubbe.

24 yaşındaydı.

Hollandalı duvar işçisi komünistti.

Gözünden rahatsız olup işinden olunca işsiz işçiler hareketinde aktif olarak yer aldı.

Hollanda Komünist Partisi ile yolunu ayrıldı. Almanya'da yeraltı komünist hareketine katıldı.

Tarih: 27 Şubat 1933.

Alman meclisi/Reichstag'ı yakarken yakalandı.

Hitler yangını fırsata çevirdi; "bu bir darbe teşebbüsüdür!"

Almanya'da büyük bir operasyona başladı. "Yangınla/darbeyle irtibatlı" diye önde gelen solcu muhalifler hapse atılmaya başlandı. (Bunlardan biri de, o tarihte Almanya'da bulunan TKP lideri Dr. Şefik Hüsnü idi.)

Hitler, meclisi de korkutmaya başladı; "teröristler darbeyle iktidara gelecek; bunu önlemenin tek yolu bana geniş yetkiler verilmesidir!"

Yasa'ya "hayır" diyen milletvekilleri ve gazeteciler hakkında Nazi basını "teröristlerle işbirliği yapıyor" diye yazıyordu. Uzatmayayım…

Reichstag yangını arkasından başlatılan yoğun "darbe yapacaklar" propagandası meclisteki merkez sağ partilerin, Hitler'e destek vermesine sebep oldu.

Sonuçta, "evet" diyenler kazandı.

Sonuçta, Hitler kazandı.

Sonuçta, Almanya kaybetti.

Hitler yasama gücünü eline alınca bir daha meclisi toplamadı.

Ardından, cumhurbaşkanı oldu.

Ardından, referanduma sonucunda aldığı "evet" oyuyla cumhurbaşkanı ile başbakanlığı birleştirip "tek adam rejimine" geçti.

Sonrasını biliyorsunuz…

Bir yangın nelere yol açmıştı!

Kılıçdaroğlu'nun şüphesi

Eylemi, Alman işçi sınıfının durumunu protesto etmek için tek başına yaptığını söyleyen Marinus Van der Lubbe idama mahkum oldu.

Suçu, kundaklama ve hükümeti devirmeye teşebbüstü. 10 Ocak 1934'de Leipzig hapishanesinin bahçesinde giyotinle idam edildi.

Bugün. Reichstag yangını tartışması hâlâ sürüyor.

Tüm tarihçilerin fikir birliği ettiği, Marinus Van der Lubbe'nin Reichstag'ı ateşe verdiği yönünde.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra, Marinus'un kardeşi Jan van der Lubbe tarafından gerçekleştirilen hukuk hamleleri başarılı olmadı.

Bir yargıç tarafından 1965'de cezası, darbe teşebbüsü değil salt kundaklama nedeniyle sekiz yıla indirildi. Keza. 1980'de Batı Almanya mahkemesi "suçsuz" kararına vardı. Buna da itirazlar oldu. Nihayetinde… Üç yıllık araştırma sonucunda Federal Almanya Adalet Divanı, Nazi rejiminin adaletsiz olmasını dayanak göstererek verilen cezayı haksız buldu. Yıl, 2008 idi.

Tüm bunları yazmamın nedeni şu:

Geçen hafta…

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz ile ilgili "kontrollü darbe girişimi" dedi.

Erdoğan, Binali Yıldırım, Bahçeli ateş püskürdü.

Aslında mesele şu:

Sanırım ülkede büyük çoğunluk, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin gerçekliğine inanıyor.

Sahi. TBMM binasının bombalanmasını yaşamadık mı; aynen Reichstag binası yangını gibiydi! Fakat…

İnsanların kafasını karıştıran; 15 Temmuz'u fırsat bilen AKP iktidarının, geniş yetkilerle donatılmış "tek adam rejimine" geçmek istemesidir.

Bu sebeple insanlar 15 Temmuz'u kurgu sanıyor; şüpheye düşüyor!

Oysa…

Reichstag yangını gibi FETÖ darbe girişimi de gerçek.

Ama. Yangından/darbe girişiminden faydalanmak isteyen politikacıların gizli amaçları da gerçek: Demokrasiden diktatörlüğe geçmek…

Sonuçta…

15 Temmuz FETÖ darbesine de…

16 Nisan referandumuyla parlamenter rejiminin yıkılmasına da…

"Hayır" demeliyiz.

Halkın kafasını karıştırmaya gerek yok.

* * * *

NAZİ'LERİN "HEİMTÜCKENGESETZ"; HİYANET/FESATLIK YASASI"

Önceki akşam Alman 2.Programı ZDF'nin "Kültür Kanalı"nda ZDF-History "Davon haben wir nicht gewusst. Die Deutschen und der Holocaust" başlıklı ve "Alman Halkı'nın Nazi döneminde Yahudi Soykırımı bilip bilmediği, biliyorsa neden protesto etmediği" konulu bir belgesel yayınlandı.

Belgeselde halkın tümünün değilse bile büyük bir bölümünün Almanya'nın doğusuna yapılan "Deportasyon'u/Yahudi Sürgünü"nü bildiğini ama bir bölümünün "korku"dan; bir başka bölümünün "Yahudilerin sürgün edilmesini doğru bulduğu"ndan ve bir bölümünün de "Deportasyon" olayını sadece Doğu'ya yapılan bir "sürgün" olayı olarak görüp Holokaust'u "Gaz Odaları"nı bilmemesi gibi değişik nedenlerden kaynaklandığı iddia edildi. "

"Yahudilerin Almanya'dan atılmaları doğru ama öldürülmeleri" yanlış diyenler de vardı.

* * *

SA mangalarının estirdiği terörden kaynaklanan "Korku" ve "sinme"nin yanı sıra "Halkın Birliği"nin verdiği "birliktelik" duygu ve çoşkusunun dışında kalmak, bu "çoşkulu" birliği bozmak düşüncesi de toplum üzerinde etkili oluyordu..

Korku ve sinmenin başlıca nedenlerinden biri olan SA denilen "Saldırı Mangaları" önce Yahudilere daha sonra da muhaliflere yönelttiği evlere dükkanlara baskın, bireylere dayak vb. gibi fiziksel terör pasifliğin başlıca nedeniydi..

Bir diğer neden de NSDP'nin iktidara gelip önündeki engelleri (Ermaechtigungsgesetz ile) kaldırdıktan sonra sözlük anlamı "Sinsilik, hiyanet, fesatlık, kahpelik, kancıklık" olan "Heimtücken" kelimesinden esinlenerek daha önce çıkarılmış olan "Heimtückegesetz"; yani "Fesatlık Yasası"na (Ve yanılmıyorsam "Kanun Hükmünde Kararname" ile ) 1934 yılında yaptığı değişikliklerdi .

Söz konusu yasa "Devlete ve partiye yapılan sinsice saldırılar" ve "Partinin (Nazi partisi NSDP'nin) uniformalarını koruma yasası" başlığıyla yürürlükteydi.

* * *

Yasa "Yürürlüğe konuluş nedeni"nden de anlaşılacağı gibi artık "Devlet'le kendisini özdeşleştiren NSDP"nin mutlak eğemenliğini sağlamayı, pekiştirip korumayı amaçlamakta; NSDP'ye "dokulmaz"lık statüsü vermekteydi.....

Yani NSDP'ye dokunanın eli yanacaktı.

Bu yasa toplumdaki"korku"nun yoğunlaşmasında ve yaygınlaşmasında etkili olmuş, bu yasayla bireyler iyice sindirilmişti..

Belgeselde yasanın halk üzerindeki etkisiyle ilgili olarak şöyle deniliyor.. "... ve insanların kendi düşünceleri artık tehlikeliydi: kim Yahudilere karşı alınan "önlemler"i eleştirirse veya sürgündeki "Gaz Odaları"ndan söz ederse "Sinsilik/İhanet Yasası"ndan kaynaklanan uzun yıllar sürebilecek bir hapislik süresini de göze almak zorundaydı:

Öyleki;

Würzburg kentinde bir kadın "Deportasyon/sürgüne götüren Yahudileri" görünce sadece "göz yaşlarını tutamadığı için" cezalandırılmıştı"..

(Almanca bilenlere Belgeselin video adresi https://www.youtube.com/watch?v=sGtN9FtlRXU )

http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/soner-yalcin/ermachtigungsgesetz-1785742/

 
a45UyF587661-170709195328 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/07/10  02:26 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

YALNIZLIGIM
. . . . . .
Ilik bir su gibidir icimde yalnizligim,
Yalnizligim, ruhumda uzak bir ses gibidir.
Her sabah ufuklardan mavi sarkilar gelir,
Ve her sabah urperir icimde yalnizligim
Gunesim aydan sari, yarinim dunden zorsa,
Sarsin artik omrumu tunc kandillerin isi
Usuyen ellerimden tutmaliydi birisi,
Eger benim gozlerim onlari gormuyorsa.
Bir camin arkasinda aciliyor gullerim,
Havuzum piril piril... yikar bakislarimi.
Isler temiz ziyalar suya nakislarimi;
Ruhumun dunyasindan eser tahayyullerim
Ruya ruzgarlarinda bir yaprak yalnizligim
Dusuncem bir neydir ki urperir perde perde
Belki bu misralarim esecek gonullerde
Fakat herkese uzak kalacak,yalnizligim.

Fazil Husnu DAGLARCA

Peygamberin izniyle ihramdan cikip Mina da bulunan kadinlarimiza yoneldik.
Zekerlerimizden meni damliyordu .

Buhari, Hac/81; Muslim Hacc/141

Bilim adamlarinin kesinligi yok ama delilleri var.
Yaratiliscilarin delilleri yok ama kesinligi var.

Ashley Montagu


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder