ÜMİT ZİLELİ : SİVAS'IN UTANCINI ŞEYH SAİT İLE SİLMEK!.
5 Temmuz 2017
Geçtiğimiz 2 Temmuz, 1993 Sivas Katliamı'nın 24. Yıldönümü idi…
Şairlerin, edebiyatçıların, ozanların, gencecik aydınlık suretlerin hunharca yakıldığı, tarihimize silinmeyecek bir utanç sayfası ekleyen alçak, barbar, ilkel bir namussuzluğun neredeyse çeyrek asıra ulaşan unutulmaz acısıydı…
O gün yine acı, yine hüzün, yine matem vardı bu ülkenin aydınlık, yurtsever insanlarında… HDP de katıldı bu matem buluşmasına… Ve Osman Baydemir, partisi adına Madımak Oteli'nin önüne üç adet karanfil bıraktı ve bu karanfillerin kimler adına bırakıldığını da şöyle açıkladı:
-Karanfillerden bir tanesi Şeyh Said'in torunları, bir diğeri Seyit Rıza'nın torunları adına, sonuncusu ise Hacı Bektaş'ın ve Pir Sultan'ın torunları adına bırakılan karanfildir.
Okurken utandım, yazarken de utanıyorum; Osman Baydemir ise hiç utanıp sıkılmadan "Çok iyi biliyoruz ki canlar bir olduğumuzda, mazlumlar bir olduğumuzda karanlığı yeneceğiz, aydınlığı bu coğrafyaya hakim kılacağız" dedi, diyebildi…
Baydemir Efendi'nin "canlar" diye selamladıklarından Şeyh Said, şeriatçı bir Nakşibendi şeyhiydi… İngilizlerin desteğinde "Şeriat isterük" diye Cumhuriyet'e isyan etmiş, binlerce insanın ölümüne neden olmuş ve sonunda yakalanıp Diyarbakır çarşısında yardımcılarıyla birlikte asılmıştı!..
Bir Nakşibendi şeyhinin Alevilere hangi gözle baktığından bile habersiz Baydemir, hiç sıkılmadan Madımak'ta can verenlerin ruhlarını taciz etmek, yakınlarının yüreklerini yakmak pahasına o kapının önüne bu işbirlikçi adına karanfil koymaktan çekinmemiştir ne yazık ki!..
İskilipli Atıf'ı niye unuttunuz?!.
İkinci karanfil de Seyit Rıza adınaydı!..
Kimdi Seyit Rıza?
Dersim İsyanı'nın önderi, İngiliz Dışişleri Bakanı'na "himmetinize sığındık" diye mektup yazacak kadar alçalan, Said gibi binlerce insanın kanına giren, o coğrafyada onulmaz acılara neden olan bir başka eşkıya, bir gerici yobazdı…
Şeyh Said'den 12 yıl sonra, 6 aşireti peşine takarak Cumhuriyet'e başkaldırdı ve sonu da tıpkı Said gibi şehir meydanında asılarak ölmek oldu.
HDP'nin özellikle Cumhuriyet ve laiklik düşmanı, hilafet ve saltanat yanlısı Şeyh Said'e sırf Kürt olduğu için sahip çıkması, araya Seyit Rıza'yı da karıştırması, kimliği konusunda gayet açık ve net bilgi veriyor… Zaten Hizbullah ve onun siyasal kolu Hüda-Par'ın da sahip çıktığı bu işbirlikçinin heykelini de HDP'li Belediye Diyarbakır'ın en büyük meydanlarından birine dikmişti!.. O zaman şu soruyu sormak gerek.
-Madem tüm Cumhuriyet düşmanlarını sahipleniyorsunuz, İskilipli Atıf Hoca'nın ne günahı var; onun da diğerlerinden eksiği yok fazlası vardı!..
Şeyhülislam Mustafa Sabri'nin en değerli elemanıydı. Haa, bakın
150'lik hainlerden Mustafa Sabri'yi unutmanız da acıklı; Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ölüm fetvasnı kaleme alan, Cumhuriyet'e en iyi küfür eden, Yunanistan'da çıkardığı gazetede "Allah'ım beni Türklükten azat et" diyen böyle bir değere(!) bir karanfili çok görmüşsünüz!..
Genç bir yazarın verdiği büyük ders!..
Madımak önüne bırakılan üç karanfille ilgili söyleyeceğim çok şey var…
Ancak internet gazetesi ABC'de Alev Doğan öyle bir yazı yazmış, öylesine büyük bir ders vermiş ki, o yazının üstüne yazı yazmak içimden gelmedi. Aşağıdaki satırlar bu genç kardeşime ait…
"…35 insanın gericiler eli ile diri diri yakıldığı bir günü, gerici bir işbirlikçi olan Şeyh Said ile anamazsınız… Eğer anarsanız, Sivas gibi daha onlarca katliama kapı aralarsınız… Eğer anarsanız, bu ülkeyi gericilerin eline teslim edersiniz… Eğer anarsanız, töre cinayetlerinde daha çok kadının ölmesine göz yumarsınız… eğer anarsanız, kız çocuklarının çocuk yaşta evlendirilmelerine razı olursunuz…
Bu ülkede tarikat yurtlarında erkek çocuklarına tecavüz ediliyorsa, insanlar oruç tutmadığı için öldürülüyorsa, eli kanlı cihatçı çeteler bombalı eylemlerle yurttaşlarımızı yüzer yüzer katlediyorsa, Diyanet 'baba öz kızına şehvet duyabilir' diye sapkınca fetvalar veriyorsa, taciz-tecavüz kronik hale gelmişse, laiklik anayasadan çıkartılıyorsa, ez cümle Türkiye freni boşalmış araba gibi uçurumun kenarına sürükleniyorsa, insanlığın yakıldığı o günü Şeyh Said ile anamazsınız!..
Şey Said, adlı adınca söylemekten çekinmeyelim, Cumhuriyet düşmanı bir İngiliz işbirlikçisidir. Bugün onun neden asıldığını anlamak için Türkiye'nin dört bir yanında yuvalanan tarikatlara, Suriye'yi parçalamaya çalışan emperyalizmin taşeronu Selefi yapılara bakmak yeterlidir. Şeyh Said'in bu ülkeye olduğu kadar, bu ülkenin kurucu unsuru olan Kürtlere de büyük zararı dokunmuştur. Şeyh Said'in uğruna ayaklandığı şey, hacıların hocaların önderliğinde; kafa kesen, kadınları recmeden, kız çocuklarını yaşlı hacı ve hocalara peşkeş çeken bir toplum arzusudur!
Tam da bu nedenlerle; Yaşar Kemal'in işaret ettiği, Türkiye'nin alnındaki kara lekeyi silecek olanlar, bu ülkenin Türk'ü ile, Kürt'ü ile, Laz'ı ile, Çerkez'i ile, Arap'ı ile ilericileridir. Şeyh Said ya da İskilipli Atıf gibi gerici, işbirlikçi şarlatanlar değil!.."
Kalemine sağlık Alev kardeşim…
a45UyF587661-170708154053 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/07/08 23:31 2 65 alelma@yahoogroups.com
Dogru sarsilir, ama yikilmaz.
Anonim
Hz.Peygamber (a.s.) soyle buyurmustur:
Sizler horozun otmesini isittiginiz zaman Allah in fazlindan isteyiniz.
Cunku o melek gormustur.
Merkebin anirmasini isittiginizde de seytandan Allah a sigininiz.
Cunku o seytan gormustur.
Ebu Hureyre den (r.a.) bildirildigine gore:
Hadis No: 4908
Hainlere Hiyanet
Antigonos, bir sehrin askerlerini kandirip kendi rakibi olan komutanlari Eumenes e ihanet ettiriyor; ama askerlerinin ihanetiyle adami oldurdukten sonra kendisi tanrisal adaletin uygulayicisi olmaya kalkiyor, hainleri sehrin valisine teslim edip hepsini diledigi bicimde temizlemesini emrediyor. Oylesine yaptiriyor ki dedigini, sayilari bir hayli cok olan bu askerlerin bir teki bile Makedonya ya donmuyor. Askerler kendisine ettikleri hizmetin buyuklugu olcusunde kotuluk etmis ve cezayi ha ketmis oluyorlardi. Efendisi Sulpicius un saklandigi yeri haber veren kole, Sylla nin vermis oldugu soz geregi serbest birakiliyor; ama devlet hikmeti geregi Tarpeion kayaligindan atiliyor. Bizim kral Clovis de, Cannacre in hizmetcilerine altin silahlar vadederek efendilerine ihanet ettiriyor. Sonra ucunu de astiriyor. Kimi yerde de hiyanet edenlerin boyunlarina ihanet karsiligi aldiklari keseyi takip asiyorlar. Kendi isteklerini yerine getirdikten sonra kamu istegini de yerine getirmis oluyorlar boylece. Fatih Sultan Mehmet, soyunun adeti uzere, taht kiskancligi yuzunden kardesini ortadan kaldirmak isteyince onun adamlarindan birini kullaniyor bu iste: Adam da fazla su yutturarak boguyor sehzadeyi. Is olup bitince Padisah bu cinayetin kefareti olarak katili olen kardesinin anasina (yalniz babadan kardestiler cunku) teslim ediyor o da padisahin gozu onunde katilin karnini yardiriyor, kendi elleriyle yuregini bulup sokerek sicak sicak kopeklere yediriyor. Kendileri hic de iyi olmayanlar, kotu bir eylemden cikar sagladiktan sonra, rahat yurekle, ise biraz iyilik dogruluk karistirmaktan hoslanirlar, bir karsilik oduyormus, vicdanlarini temizliyormus gibi. Kaldi ki, bu korkunc kotuluklere alet ettikleri kimseler kendilerini sucluyormus gibi gelir onlara. Olmelerini isterler ki bu yuz karasi islerin bilinci, tanikligi silinsin gitsin.
Michel de Montaigne : Denemeler
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder