21 Ocak 2011 Cuma

Banu Avar Yazdı: NATOCU PAŞALAR, SOROSCU STKLAR ILIMLI İSLAMCILAR!

Uzun lafın kısası, Tunus'da ki hareket batı yanlısı, batılı güçlerin örgütlediği, toplumsal basıncı kullanarak elde edilmiş, bir dönüşüm hareketidir.

Hareketin içinde bulunan şeriatçı unsurlara bakarak batı karşıtı olduğunu düşünmek hata olur, esasen ılımlı islam projesinin ana ekseninde şeriatçı unsurlar yer alır.
Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi.

Gerçekte Bin Ali'yi deviren ordunun başında bulunan ABD akordlu halef-selef her iki genel kurmay başkanıdır.
Yani hareketin yakıtı halktan, kumandası ise ABD'den olmuştur.

Aldanmayın. Sanki solcu bir kalkışma varmış gibi, halkların kardeşliği mesajları verdiğiniz takdirde açığa düşmeniz büyük olasılıktır.


Banu Avar Yazdı: NATOCU PAŞALAR, SOROSCU STKLAR ILIMLI İSLAMCILAR!

20 Ocak 2011

Tunus bağımsızlığını kazanırken, Atatürk’ü ve devrimlerini örnek almıştı. Bir çok mazlum millet gibi sıkı sıkı Cumhuriyet’e sarıldı… Müslüman bir ülkeydi… Batıda eğitilmiş elitlerin ‘batı modeli’ , halka deli gömleği gibi giydirilince afalladı!

Önce Fransız sonra ‘global’ sermayenin ağlarına dolaştı…Uzun zamandır tüm kılcal damarlarında, uluslar arası sermayeye bağlı örgütlerin zehiri dolaşıyor…

Yarım asırdır sadece 2 lider gördü. Tüm seçimlerde iktidar partisinin oyu hiç yüzde 80’in altına inmedi (!) Çoğulcu demokrasi dendi ama seçime giren partilerin oy oranları yüzde 1 ile 3 arasında gitti geldi…

İktidar partisi, ‘demokrasi’ yaftalıydı ama ağzını açan ‘terör’ listesine alındı, zindana atıldı.

Arap dünyası içinde ‘laik’ rejimi olan ve Amerikan politikalarına karşıtlık oranı en yüksek ülkeydi.

Ve her 3 gençten biri işsizdi. Temizlikçi kadınlar, seyyar satıcılar, taksiciler hepsi master dereceli bazen çift diplomalı üniversite mezunları!

İşsizlik açlık, yoksulluk tavan yaptı…

Derken düdüklü tencere patladı!


Soru 1: Bunca yıldır ‘bekleyen’ Tunus’da kitleler nasıl sokağa çıktı?

Soru 2: Tunus’da kargaşa başladığında Ordu ne yaptı?

Soroscu sendikalar ve Natocu Paşalar

Halk sokağa döküldü. Bin Ali ülkeyi terk etti… Akla yakın geliyor mu?

Bir: 90’lardan beri Tunus’un kılcal damarlarına yerleşmiş batılı örgütler, öncelikle sendikaları özellikle de Eğitim sendikalarını denetleyip dönüştürmüşlerdi.. İnsan hakları ‘aktivistleri’ Tunus’un her yanındaydı.. Halkın sokağa dökülmesinde batı denetimindeki sendikalar büyük rol oynadı… Halkın öfke ve isyanı belli kurumlarca denetlendi ve yönlendirildi.

İki: Devlet başkanı Zeynelabidin Bin Ali kendi kendine gitmedi, Tunus Genel Kurmayı tarafından koltuktan indirildi… Bin Ali, kargaşa ilk başladığında, silahla bastırılması için orduya emir vermiş, Genelkurmay başkanı General Raşid Ammar emre itaat etmemişti. İstifa edip ülkeyi terk eden Ammar’ın yerine gelen Genel Kurmay başkanı da sokağa müdahale etmedi. Bin Ali bu koşullarda sanki bir anlaşma sonucu ülkeden ayrıldı. Tutuklanmadı hesap sorulmadı..

Bin Ali ülkeden ayrılır ayrılmaz General Ammar Tunus’a dönecek, ABD ile irtibat halinde kaosu idare edecekti! Üstelik halkına silah çekmeyen komutan olarak ‘kahraman’ ilan edilecekti!

General Raşid Ammar, NATO, Mossad İsrail ve Africom ile yakından münasebetli…


Sürgünde Bir Cemaat Lideri

Kargaşa sürerken yeni bir hükümet Bin Ali’nin sağ kolu tarafından oluşturuldu. Muhalif sendika liderleri ve ‘ILIMLI’ İslam temsilcileri ile pazarlıklar yapıldı.

Batı istihbaratına yakın sürgündeki cemaat lideri Raşid Gannuşi pazarlıklara katıldı…Yıllardır Londra’da yaşayan ve Batılı İslam uzmanlarının kaleminden, adına methiyeler düzülen Gannuşi, hükümette yeralma teklifine sıcak bakacağı mesajı yolladı…

Sivil örümceğin Ağında!

Tunus’un son on yıldır sivil ağlarla kaplanması, birçok ülkede aynı. Bu ülke, 2002’de Bush tarafından başlatılan Ortadoğu İşbirliği Girişimi (Middle East Partnership Initiative)nin bölgesel ofislerinden birine ev sahipliği yapıyor. Diğer ofisler Lübnan, Mısır ve Filistin’de bulunuyor. Yemen Bahreyn Girişim’e katılıyor. Carnegie Enstitüsünden Lutfi Hajji Girişim’in Sivil örümcek faaliyetlerini şöyle özetliyor:

‘ABD 2002 de başlattığı Ortadoğu İşbirliği Girişimi’nin (Middle EastPartnership Initiative) hedefi, Sivil toplum örgütlenmesiyle, ülkelerde demokrasiyi ve kalkınmayı yaymaktı. Tunus bu girişimin en önemli ayağıdır. Tunus’daki ofisin başında Peter Mulrean vardır. Ve işinin zorluğunun altını çizerken, Arap dünyası ve özellikle Tunus’daki anti-Amerikan atmosfere dikkat çekmiştir.’

ABD ‘Girişimi’!

2002 den beri Girişim, ekonomi, eğitim, kadın hakları, politik özgürlükler, ve özellikle politik İslam konusunda kurumları fonlamaktadır. Ayaklanmadan az önce, Girişim’in başındaki Mulrean, işinin çok zor olduğu konusunda bir rapor derlemiş ve Tunus’da temasta olduğu elitleri sınıflandırmıştır:

‘1) Bir kısım Tunus eliti ABD politikalarına karşıdır. Özellikle ABD’nin İsrail yanlısı politikaları eleştirilmektedir.

2) İkinci grup, özellikle insan hakları savunucuları, ABD zorlamasıyla demokratik reformlara ulaşılacağına inanmakta ama ABD tarafından fonlanmaya karşı çıkmaktadırlar…

3)Üçüncü grup, ABD fonlarını kabul etmekte ama bu kategoriye girenler sayıca çok az ve insan hakları konularına ilgi duymamaktadırlar.

Anlaşılan, ABD istihbaratı Tunus’da belli bir süre içinde becermesi gereken ‘demokrasi operasyonunu’ gerçekleştirememiştir.

Mulrean raporuna şöyle devam edecektir:

‘Ortadoğu İşbirliği Girişimi Tunus’da engellenmektedir. Tunus hükümeti, Sivil toplum kuruluşları konusundaki çağrılara açık değildir. İnsan hakları, basın özgürlüğü, siyasi parti oluşumları ile ilgili rahat çalışılamamaktadır.

Tuhaf olan, bağımsız Tunus STK’ları ABD fonlarını reddederken, hükümete yakın örgütler fonları kabul etmektedir.’

Bu rapor Tunus’un neden birden karıştığına da açıklık getirmektedir.

Ortadoğu merkezli Avrasya kuşatması 2011’de tamamlanmak zorundadır. Vakit kalmamıştır

KUZEY AFRİKA PROJESİ hayata geçmek zorundadır.

Tunus, zengin gaz ve petrol yataklarına sahip, rejimleri çoktandır sallanan Cezayir ve Libya’nın tam ortasındadır. Kuzeyde Akdeniz’e uzanan çıkıntısı, İtalya’daki NATO üslerine bakmaktadır. Bu haliyle Akdenizin doğusunu kapatacak bir kapıdır ve Kuzey Afrika projesinde en stratejik noktadır!

Son kargaşa ile ılımlı islamın geldiği, daha az eğitimli, söyleneni yapan, ABD/NATO üslerine ve ‘demokrasi projesine ’ kucak açan bir Tunus istenmektedir!

Böyle bir Tunus, iki yakasındaki enerji zengini ülkelerin ‘bölünme’ sürecinde faydalı olacak, İsrail ve ABD çıkarlarını tehdit edebilecek muhalif hareketleri susturmak için kullanılacak, Kuzey Afrika’daki enerji boru hatlarını sağlama alacak, füze kalkanı projesinde önemli bir işlevi olacaktır..

Akdenizin güneyden kontrolü Tunus’un denetimi ile tamamlanacaktır.

ABD/ NATO planları içinde Tunus’un yeri böyle…

Gürcistan’a yığılan NATO silahları ile Kafkasları karıştırıp Karadeniz ve Hazar kıyılarına el koymaktan, Lübnan’daki bir kıvılcımın tüm bölgeye ve sonunda İran’a bir saldırıya dönüşeceği üzerine çeşitlemeler küresel çetenin yayın organlarında dillendiriliyor

Dünya 3. kez paylaşılıyor! Tarih bize, pervasız saldırganların, hiç umulmadık bir anda, saldırırken çöktüklerini de hatırlatıyor!

Banu AVAR/banuavar@superonline.com
İLK KURŞUN



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder