ÖLÜMÜNE PUŞTLUK!..
Serdar Ant
“Gay”, Fransızca gai kökünden gelen bir kelime… Anlamı, eşcinsel kişi… Sözlükler, bu sözcüğün 1960’lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlandığını söylüyor. “Gay” sözcüğü erkek eşcinseller tarafından kullanılırken, kadın eşcinseller için ise “lezbiyen” sözcüğü, hem de 1800’lerden beri, kullanılmaktaymış!
Görüldüğü gibi Batı, özellikle de AB, bu konuda bizden fersah fersah ileride… Demokrasi bu alanda bile nasıl da almış yürümüş! Kimlik sorununu adamlar nasıl da benimsemişler! Kimse kimseyi reddetmiyor, çıkıp açıkça söylüyor:
-Ben “gay”im…
-Yaşa! Ben de lezbiyen!
Gerçi bu tür bizde de mevcut, ama gay ve lezbiyen sözcükleri daha yeni girdi dilimize… Hoş, biz hâlâ AB’ye giremedik, ama AB uygarlığının “nimetlerini” çoktan benimsedik!
Oysa Türkçede “gay”e, gay denmez.
Ya nedir?
Kulampara, luti, oğlan, oğlancı, puşt, sevici, ablacı, assolist, beş yıldız, beşlik, Bursalı, çocukçu, düğme, dümbelek, esnaf, kova, kovan, kuzu, lağımcı, soluğan, şapçı, şişeci, tayıncı, tekerlek, tünek, veren, yatık, yavşak, ibne…
Ama “uygarlık” da böyle bir şey işte… Standardizasyonu dayatıyor! Laf kalabalığına ne gerek var? Artık erkek eşcinselsen gay, kadın eşcinselsen lezbiyen… Ama halkımızın gözünde hepsi bir:
- Sapık!
* * *
Birkaç yıl önce Meclis’te, DTP Grubu’nu ziyaret eden Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eş Başkanı Daniel Cohn-Bendit, “Eğer Türkiye’nin AB’ye katılması söz konusu olacaksa, günün birinde Paris, Berlin gibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın eşcinsel olabileceğine şimdiden kendinizi hazırlayın" demişti.
O zamanlar DTP adı altında toplanan PKK temsilcilerini desteklemek için, TBMM’de DTP grup toplantısına katılan şair Murathan Mungan da, fırsat bu fırsat diye düşünmüş olsa gerek, hemen atılmıştı:
-Ben adayım!
Yaşa!
Eğer puştsan, puştluktan utanmak niye? Çıkıp açıkça söyleyecek, hatta aday olacaksın!
“Puştluk” söz konusu olduğunda hiçbir fırsatı kaçırmayan Ufuk Uras da Murathan Mungan’ı onaylamış ve “Keşke olsa... Murathan Mungan’ı sol da destekler" demişti! Dahası hızını alamayan o günlerin ÖDP Genel Başkanı Uras, DTP milletvekili Sırrı Sakık’a dönüp sormuştu:
- DTP desteklemez mi?
“Puştluk” olur da DTP desteklemez mi hiç? Sırrı Sakık da şevkle yanıtlamıştı:
-Ölümüne destekleriz!
“Puştluk” konusunda bile “ölüm” kavramını işin içine sokan Sakık’a helal olsun! “Ölümüne puştluk” ayrılıkçı Kürtçülerin uzmanlık alanı değil mi zaten?
***
Dün sabah Taraf gazetesindeki haberi okuyunca birkaç yıl önceki bu “puştluk muhabbeti" geldi aklıma… Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili Micheal Cashman da Türkiye’nin AB’ye üye olması durumunda kimseye ırkı, dili, cinsiyeti ve cinsel eğilimine göre ayrımcılık yapılamayacağına vurgu yapmış ve “gay milletvekili Türkiye’nin imajını olumlu yönde etkiler” diye buyurmuş! (Taraf, 17.1.2011)
Şimdi bilmem ki ne demeli?
Biri çıksa “İyi de kardeşim, bizim Meclis’te zaten yeteri kadar puşt var” dese, Meclis’in manevi şahsiyetine hakaret olacak! “Herif ibneliği özendiriyor” diye tepki gösterse, geri kafalı bir “demokrasi” düşmanı diye eleştirilecek! Kısacası aşağı tükürsen “puşt” yukarı tükürsen “gay”…
Oysa şu AB’ye girmek için on yıllardır vermediğimiz şey kalmadı! Ekonomide, siyasette, dış politikada, hukukta, ticarette, kültürde, kısacası her alanda taviz üstüne taviz verdik. Artık elde bir tek “dötümüz” kalmıştı sağlam, şimdi ona da itibarımız artsın göz dikti puştlar!
17.1.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder