24 Ocak 2011 Pazartesi

İŞTE ERDOĞAN'IN HAPİSHANE KOŞULLARI


Başbakan önceki gün TÜSİAD'da yaptığı konuşmada kendisinin de hapis yattığını anımsatarak adalet vurgusu yaptı.

Peki hangi fiziki koşullarda gerçekleşmiş bu hapis yatma?

Tayyip Erdoğan’ın cezası kesinleşir kesinleşmez, birlikte cezaevine girebilmek için, sike suç isleyip, kendi isteği ile hapis cezasına çarptırılan Hasan Yeşildağ, o günleri kaleme aldığı kitabında, yaptığı koğuş hazırlıklarını nasıl anlatıyor.

Birlikte okuyalım:

PINARHİSAR’IN TARİHİ KONUĞU

Erdoğan’la hangi hapishanede yatacakları konusunda ihtimaller gözden geçirilir: Erdek, Karamürsel, Çorlu, Akyazı derken, Pınarhisar Cezaevi kesinlik kazanır. Hasan Yeşildağ, önceden gidip cezaevini gezer. Yapılacak işlerin bir listesini çıkarır.

Yönetimden gerekli izinleri aldıktan sonra kendilerine tahsis edilen koğuşu bir güzel temizletir. Duvarları kağıt kaplatır, zemine, boydan boya halı döşetir. Elektrik ve sıhhi tesisatı yeniler. Sıcak su temini için şofben taktırır. Koğuşun bahçeye ve koridora açılan kapılarını boyatıp yalnızca içeriden açılabilen ilave sürgüler yaptırır. Çatıya manyetik bariyerler, bahçeye elektronik sensörler yerleştirir. Gerekli gördüğü kör noktalara kamera sistemi kurdurur.

Sıra mobilya ve beyaz eşyaya geldiğinde keseye davranmak Erhan Şenol’a düşer. Derin donduruculu büyük boy bir buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi, toplantı ve çalışma masaları, deri koltuklar, oturma grupları ve büyük ekran bir televizyonla, kalacakları koğuşu ve cezaevi kütüphanesini, sıkıcılıktan uzak bir yaşam ve çalışma alanına dönüştürürler.

Bu arada mahkum ve gardiyanlar da unutulmamıştır. Herkese pantolon, gömlek, ayakkabı ve eşofman takımı alınır. Hasan Yeşildağ, ağalığın ‘vermekle kaim’ olduğunun farkındadır.

Son kez İsviçre’ye gittiğinde, işlerini bir arkadaşına, eşini ve çocuklarını Allah’a emanet edip geri dönmüştür. Dışarıdaki işlerini bitirip, Reis’ten üç gün önce Pınarhisar Cezaevi’ne teslim olduğunda, mahkumlar ve gardiyanlar tarafından krallar gibi karşılanır. Yanında getirdiği hediyeleri dağıtırken, ortalık bayram yerine döner. Koğuşu ve aldığı güvenlik önlemlerini son kez gözden geçirir. Her şey yerli yerindedir. T.C. Pınarhisar Kapalı Ceza ve Tevkif Evi, ‘tarihi misafir’ini beklemektedir.

Nasıl, beğendiniz mi?

İşte günümüz Başbakanı Tayyip Erdoğan bu koşullardaki cezaevi günlerini TUSİAD üyelerine anlatıyor.

Sadece onlara anlatsa iyi. Bunu Bush'a. Obama'ya, AB üyesi ülkeleri başbakanlarına anlattı.

Onlar da Erdoğan anlattıkça Gece yarısı Ekspresi’ndeki Türk hapishane koşullarını

göz önünde tutarak "vah vah, yazık olmuş" sözleriyle kendisini teselli ediyorlardı herhalde.

Aslında koşulları okudunuz.

Sözün özü, Tayyip Erdoğan’ın yattığı cezaevi günleri tam bir siyasi kamp günleridir.

 

Siz siz olun duyduğunuz "Ben de hapis yattım." sözlerinin ardından, "Yattın da nasıl yattın?" diye sorun. Sorun ki günümüz Silivri ve diğer cezaevleri koşullarıyla karşılaştırmayı daha sağlıklı yapabilin.

Fatih Özbatur

MR



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder