DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
‘Aksırıncaya, Tıksırıncaya Kadar...’
Son zamanlarda sürekli vatandaşları kamplara böldüğünden kimilerince “Bir Bölen” olarak nitelenen Tayyip Erdoğan, kendi yaşam biçimini zorla kabul ettirme çabalarına karşı çıkanları suçlarken, “aksırınca tıksırıncaya kadar içiyorlar” buyurdu.
Başbakan şiire ve edebiyata çok düşkün görünüyor, ama her yarım bilgi sahibi gibi sıkça yanlışa düşüyor. Nitekim, yaptığı benzetme de, Tevfik Fikret’in “Hanı Yağma” şiirinden alınmıştır.
Alınmıştır alınmasına da bu alıntı maksada uygun olmamış. Çünkü Tevfik Fikret “Hanı Yağma”sında içki içenleri değil, halkın ekmeğine göz dikenleri, rüşvet yiyenleri, ihaleye fesat karıştırarak, resmi evrakta sahtekârlık yaparak, yakınlarını kayırarak, yoktan servet yapanları kastetmektedir.
Başka bir deyişle, “Hanı Yağma” şiirinde kastedilen, kendi günahının kefaretini yüklenip, haram içenler değil, yoksul halkın lokmasını çalarak haram yiyenlerdir. Dilerseniz hep birlikte okuyalım şiiri:
***
“Hanı Yağma
Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - şu milletin hayatıdır
Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir
Şu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı zi-safa sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var
Bu sofra iltifatınızdan işte ab ü tab umar
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı can-feza sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür-neva sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin”
***
Maalesef dili çok eski olan Fikret’in günümüz diline çevirileri olmasına karşın, (ki örneğin Sait Maden’in çevirisi son derece ilginç. Google’da bulabilirsiniz.) herhangi bir anlam kayması kuşkusunu önlemek amacıyla, özgün şekliyle aktardım.
Evet Sevgili okurlarım şiiri okudunuz.
Şimdi söyler misiniz bana, bu şiir, içenler için mi yazılmış, yoksa halkın kanını emenler ve yiyenler için mi?
Görüyorsunuz olur olmaz alıntılar, uymayan benzetmeler, olmadık, belki söyleyenin de hiç istemediği hatta isteğinin tam tersine, çağırışımlar yapıyor.
Evet bir kez daha okuyun şiiri ve söyleyin Allah aşkına Fikret bu şiiriyle kimleri kast ediyor?
“İçenleri mi?”
Yoksa?..
asirmen@cumhuriyet.com.tr
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Her davranışın atası, bir düşüncedir. EMERSON oO-------------------------------------------------------------------Oo http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder