AKP döneminde de vahiy alıyorlar mı?
Bir dernek vardı. Adı, “Dünya Kardeşlik Birliği” idi. Bunların başında çok yaşlı bir kadıncağız (Vedia Bülent Önsü Çorak) bulunuyor ve kendisine “yazdırılan” kutsal kitabı (!) çevresine dağıtıyordu.
Çevresindekilere “mürit” demiyor, galiba “kardeşler” filan diyordu.
Bu kadıncağız, kalın bir kitap yazmış (kapağı galiba mor renkli idi), girişinde “Bu kitap, diğer kutsal kitapların indirildiği kanaldan indirilmiştir” gibi bir safsata ileri sürüyordu.
Kendi hallerinde olsalar, “inanç özgürlüğü” diyerek normal karşılanabilirdi. Ama, çok sayıda insana bunun propagandasını yaparak, üstelik örneğin Kur’an-ı Kerim gibi kutsal bir kaynak olarak göstermek hem etik değildi, hem de dinimize hakaret sayılabilirdi.
Kitapta “bilgi alınan kaynağın uçan daireler” olduğu açıklanıyordu. Yani, daha basit bir anlatımla, neredeyse “uçan dairelerden vahiy alıyorlardı!..”
***
Ben bunları ve faaliyetlerini konu alan birkaç Ceviz Kabuğu programı yapmıştım. Yıl 2002 idi. Henüz AKP iktidara gelmemişti.
Din bilginleri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve İlahiyat Fakültelerinden aldığım raporlarda haklarında çok ağır ifadeler yer alıyordu..
Zor durumda kalınca bana ve o tarihte program yaptığım ATV Televizyonu ile program konuklarına dava açtılar.
İstedikleri toplam para 500 bin TL (o zamanın parasıyla 500 milyar) idi. Bir avukat dava metni hazırlamış, tüm şubelerine fakslamış (imlâ yanlışlarıyla birlikte aynı şikâyet idi) onlar da, şube yöneticilerinin adlarını dilekçe üstüne ekleyerek davalar açmışlardı.
Yurdun çeşitli bölgelerinden açılan davaların toplamı sanırım 18 idi.
***
Diyeceksiniz ki, “Şimdi bunları niçin yazıyorsun, bunlar da nereden çıktı?”
Şunun için:
Birçok okuyucu ve izleyicimden e-postalar alıyorum. Diyorlar ki, “Bu dernek her yerde ve internet sitelerinde size karşı açtıkları davaları kazandıklarının propagandasını yapıyor, faaliyetlerini sürdürüyor. Siz ise tersini söylüyorsunuz. Hanginizin söylediği doğru?”
Tabii ki benim söylediğim doğru.
Açtıkları 18 davanın 17’sini kaybettiler, Yargıtay onayladı. Yalnızca bir tanesi, Tekirdağ şubesinin açtığı dava ise gözden kaçmış. (Çünkü, ben bildiğiniz gibi ATV’den ayrıldım, ATV el değiştirdi, aradan yıllar geçti, başka sıkıntılar yaşandı, vs.)
Takip edilemeyen bu davayı kaybettik. Yargıtay aşamasında haberimiz oldu. Temyize gittik ama Yargıtay “tazminat miktarı çok düşük” diye bu davaya kanunen bakılamayacağını söyledi. Dünya Kardeşlik Birliği Derneği’nin Tekirdağ şubesinin 5 üyesinin (biri de avukattı) istediği toplam 5.000 TL’lik tazminatı ödedik.
Şimdi, “uzaydan vahiy aldığını” ileri süren bu dernek (!), “Hulki Cevizoğlu aynı zamanda lânetlendi. Bakın o günden bugüne hakkımızda hiç konuşamıyor” diyormuş.
500 bin TL’lik tazminat davalarının 495 bin liralık kısmını kazanmışız (18 davanın 17’sini), daha sonraki Ceviz Kabuğu programlarında yeri geldikçe anlatmışız, ama onlar hâlâ yalana devam ediyorlar..
İşte gerçekler bunlar.
***
Şimdi merak ediyorum.
Acaba,son 9 yıllık AKP döneminde de uçan dairelerle, uzaylılarla temasları devam ediyor mu? Uçan dairelerden kendilerine kutsal kitap yazdırılıyor mu, vahiy alıyorlar mı?..
Ve buna AKP Hükümeti nasıl bakıyor?..
Ben de uzaylılardan vahiy alıp, bunun propagandasını yapıp, cemaat kurabilir miyim? Dernekler Yasası’na da uygun mudur, vesselâm?
İyi pazarlar..
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler. oO-------------------------------------------------------------------Oo http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder