2 Kasım 2014 Pazar

Bilimsel açıklamalar, Evrim teorisi ve Tanrı


Bilimsel açıklamalar, Evrim teorisi ve Tanrı

Efendim, biz biliyoruz ki şu anda canlılık var.

Ve biliyoruz ki bir zamanlar yoktu.
Tam ne zaman oluştuysa o zamanın yakınlarına gidelim.
Şimdi diyebiliriz ki, beş dakika önce canlı yoktu ama şimdi var.
Evrim olgusu ilk canlıların çok daha basit oluşu, şimdiki düzeye evrile evrile gelişidir.
Bu evrilme sürecinde, bildiğimiz kimyasal etkilerin haricinde bir şeye rastlamak mümkün değildir.
Bu türden, bilinen etkilerle bilinmeyen bir zaman diliminde neler olduğunu söyleyen teorilere "bilimsel açıklama" denir.
Evrim teorisi bir bilimsel açıklamadır.

Yaratılış düşüncesi ise bilimsel olmaktan uzaktır çünkü bilinmeyen bir etkiyi işin içine dahil eder.
Bu fikrin savunucuları genellikle argüman olarak doğal süreçlerin canlı gibi kompleks bir yapıyı oluşturma ihtimallerinin düşük olduğunu öne sürerler.
Fakat, şu ana kadar gözlemlemediğimiz, bilinmeyen dış etkinin yalnız o zaman için varolma ihtimalini hesaplamazlar.
Bu bilinmeyen etkinin yaratıcı olduğunu öne sürmek, hele ki kutsal kitaplarda tariflenen yaratıcının bu olduğunu öne sürmek içinse hiçbir yeterli delil yoktur.

Bu bilinmeyen etkiye her seferinde bilinmeyen etki demek yerine "tanrı" diyelim.
Tanrının varlığını ve yokluğunu varsayarak ihtimal hesabını tekrar gözden geçirelim.

1.Tanrı var ise: Etki bilinmeyen birşey olduğundan tam olarak mahiyeti, ne işe yaradığı hakkında bir şey söylenemez.
Belki bu etki evrenin oluşumu esnasında bir kez işe müdahil olmuş ve evrim gibi düşük ihtimalli bir olayın gerçekleşmesini sağlamış, veya herşey seyrinde giderken olaya müdahil olmuş ve pat diye "Adem"i yaratmıştır.
Hangisini tercih edeceğini bilemediğimizden bu olasılıklardan hangisinin olduğu hakkında bu bilgilerle teorik olarak bir şey söylenemez.

2.Tanrı yok ise: Bu durumda herşey bildiğimiz etkilerle gerçekleşmiş ve o düşük ihtimalli durum olmuş demektir.
Ne gözlemsel açıdan ne teorik olarak sorun yoktur.

Bir benzetme yapacak olursak, Ali evde tek başınadır.
Evin ilk durumunu bildiğimizi farzedelim.
Eve geldiğimizde masanın üzerinde bir bardak görüyoruz ve evden çıkarken orada olmadığını biliyoruz.
Bu örnek için bilinmeyen etki olan tanrının varlığını ve yokluğunu varsayıp tekrar düşünelim.

1.Tanrı var ise: Ne düşündüğü ve olaylara nerede ne zaman karışacağı bilinmediğinden, Ali doğmadan çok önce evreni Ali'nin bardağı masanın üzerine koymasını olanaklı kılacak şekilde programladığı mı yoksa Ali evdeyken bizzat bardağı kendisinin mi masanın üstüne koyduğu hakkında bir şey söylenemez.

2.Tanrı yok ise: Ali bardağı masanın üzerine koymuştur.
Çünkü evde Ali'den başka kimsenin olduğu bilinmemektedir.
Peki neden Ali durduk yere bardağı masanın üzerine koysun?
Belki su içmiştir.
Veya başka bir şey de içmiş olabilir.
Belki de canı sıkılmış, veya içinden bardağı alıp masanın üzerine koymak gelmiştir.
Bunların hepsi olabilecek şeylerdir ve bilimsel açıklama sınıfına girer.
Şimdi sorsak, Ali'nin evde bu zaman zarfında yapabileceği pratikte sonsuz sayıda işten bardağı masanın üzerine koyma seçeneğinin tutma olasılığı kaçtır?
Çok düşük olduğu kesindir.

Bilimsel açıklamalarda olasılığı hesaplamanın yanlışlığı (istatistikteki bir şey olduktan sonra onun olasılığını hesaplamanın yanlış olduğu ilkesi) ortadadır.
Çünkü ne kadar düşük olursa olsun öyle bir şeyin olduğu durumların varlığı bir yerlerde hata olduğunu gösterir.

Bunun asıl nedeni teorik olasılık ve deneysel olasılığın işin içine girmesi, bir de yapılan hiçbir deneyin bir diğerinin olasılığını etkilememesi ilkesidir.

Teorik olasılıkta değişkenler bellidir, varsayımlar vardır.
Bunun üzerinden hesaplamalar yapılır.
Deneysel olasılıksa şakaya gelmez, bütün değişkenleri hesaba katar.
Çünkü o deneydir.
Ölçtüğümüz şeydir.
Yani, teorik olasılıkta ihmal edilen şeyler vardır.
İstatistik yapmak bu şeyleri bulmak yerine, birçok deneme yaparak sonuç olarak olasılığın ne olduğunu bilmeye yarar.
İstatistik bilimiyse kaç tane deney yaparsak, bulduğumuz sonucun ne kadar kesin olduğu gibi şeylerle ilgilenir.
Ali'nin masaya bardak koymasının gerçek ihtimalini bulmak için belki bin tane gözlem yapmak gerekecektir.
Bilimsel açıklamaların tipik özelliklerini gösteren bu örnekten de anlaşılacağı gibi olasılık hesaplamak faydasızdır.

Bunun ikinci nedeni, hesapladığımız olasılığın bir işe yaramamasıdır.
Çünkü diyelim ki çok geniş bir araştırma ile hileli bir zarın, belli bir odadaki 6 gelme ihtimalini 3/4 bulduk.
Sonra odanın tavanından bir delik açtık ve zarı içeri attık.
İhtimal kaçtır?
Hesapladığımız üzere 3/4'tür.
Ama biz ne geldiğini görmedik.
İçerde neler olduğunu bilmiyoruz.
İçeri girip baktığımızda 4 geldiğini görürsek bunu neye bağlayacağız?
Bilinmeyen bir etkiye yukarıdaki iki örnekte bağladığımız gibi aynı şekilde 4 gelme işini yükleyebilir veya doğal süreçlerle, 3/4'ten geriye kalan ihtimallerin bunu yaptığını öne sürebiliriz.

"Tanrı yok ise" seçeneğindeki olasılığın düşüklüğünün bir anlam ifade etmediğini gördüğümüze göre "tanrı var ise" seçeneğini inceleyebiliriz.
Herşeyden önce bu, tanrı gibi birşeyin varlığını kabul eder ki bu şey şu ana kadar kontrollü deneylerde karşımıza hiç çıkmamıştır.
Doğrudan gözlemlediğimiz vaki değildir bu mahiyeti ve keyfiyeti bilinmeyen etkiyi.

Eğer var ise seçeneğini ikiye böldük, birincisinde tanrının bardağın masaya intikal etmesi anında hiçbir etkisinin olmadığını ve diğerinde doğrudan etki ettiğini belirttik.
Eğer birinci seçenek doğru ise, bardağı masaya koyan yine Ali olmalıdır.
Tanrının olması olaya yalnızca anlam katar.
Tanrı, değişikliği işin başında yapmıştır.
Ne kadar başında dersiniz?
Ali masaya bardağı koymadan yarım saat önce olabilir mi?
Bunun ikinci seçecekten farkı var mıdır?
Yoktur, gene işlere doğrudan müdahil olan bir etkiden bahsedilmektedir.
O halde bu deistik tanrı, evrenin dışında, evreni yaratmış ve gerisini doğa yasalarına bırakmış bir tanrı olmalıdır.

Bu seçenekte, proses olarak, Ali'nin bizzat kendisinin bardağı alıp masaya koyması ve tanrının olmaması ile empirik açıdan çelişir bir yanı yoktur.
Eklenen şey olgusal olmadığından bilimsel olarak incelenemez ve varlığı ya da yokluğu hakkında bir şey söylenemez.
Varlığına gerek yoktur denir.

İkinci seçenekte eve gizlice girip bardağı masaya koyan bir tanrı vardır.
Bilimde, olan şeylerin sürekli olması beklenir ki "ben arkamı döndüğümde buzdolabı nanik mi yaptı" gibi sorular sorulamasın.
Esas olan ölçümdür, gözlemdir.
Eğer tanrı sadece biz evde yokken eve girip bardağı masaya koyuyorsa bu tanrı da sınanamazdır denir.
Sadece dolaylı etkisi sınanabilmektedir.
Doğrudan gözlemlenmemiş bir şeyin fiziksel gerekliliğinden bahsedilemez.
"Tanrı nedir?" diye sorulduğunda verilecek cevap empirik olmalıdır ki bu örnekteki tanrının bardağı masaya koymaktan başka bir işlevi yoktur.
O halde, tanrı biz evde yokken bardağı masaya koyan etkidir denir.
Bunun sınanabilir sonuçları nedir?
Bardağın masada olması.
Bakarız ve bardağın masada olduğunu görürüz, o halde tanrı vardır deriz.
Ama bir dakika!
Bu semantik bir probleme dönüştü bu haliyle.
Tanımı bu şekilde yapılmış bir tanrıya vardır demek, bardak masanın üzerinde demekten öte bir şey değildir.
Oysa ki biz bardağın oraya nasıl geldiğiyle ilgili prosesi öğrenmek istiyorduk.
Bu seçenekte de açıkca görüldüğü gibi, Ali'nin ismini
"tanrı"
olarak değiştirmekten ibarettir.

Tıpkı elmanın yere düşmesindeki etken meleklerdir demek gibi…
Eğer bizim yerçekimi dediğimiz şeye birileri melek demek istiyorsa desinler.
Bu, anlaşmazlıktan öte bir şeye neden olmaz.

Ali örneği bütün bilimsel açıklamalar için tipik bir örnektir.
Gördüğümüz üzere bilimsel olarak kabul edilebilecek tek yaklaşım tanrının yani bilinmeyen bir etkinin varlığının gereksiz olduğunu kabul etmektir.
Aynı şeyi ilk örnek olan evrime uygularsanız, pat diye "
Adem"in oluşmasının mı yoksa olasılığı düşük de olsa dış etkiye ihtiyaçsız olarak oluşumun mu daha olası olduğunu görürsünüz.

Kaynak: "Dehri Man"


http://pozitifateizm.wordpress.com/2014/08/03/bilimsel-aciklamalar-evrim-teorisi-ve-tanri/


a45UyF587661-141030162550-03
^^^^^ - vvvvv

 
--


Toplum icin tehlikeli olan, inancsizlik degil, inanctir.

George Bernard Shaw



Esli canli
ZARIYAT 49.her seyden de cift cift yarattik ki, dusunup ogut alasiniz.

 
Kolelik kalkti mi?
Resulullah (sav) buyurdular ki: hangi kole kacarsa, bilsin ki ondan zimmet (garanti) kalkmistir, donunceye kadar namazi kabul edilmez
Muslim, iman 122-124, (68, 69, 70); ebu davud, hudud 1, (4360); nesai, tahrimu d-dem 12, (7, 102)


Peygamberden ruyada izin aldigini, hadis kitaplarinda ve Kur an da Risale-i Nur kitaplarina dair isaretler bulundugunu soyler.
Kur an da, Risale-i Nur kitaplarindan bahseden ayetler varmis.

(Sualar 706)


Halifenin muttefiki olan Ingilizler Pinarbasi'na dogru geliyorlar.
Onlarla birlik olup Kuva-i Milliyecileri yenecegiz.

Delibas Mehmet -1920
Ingiliz Karadeniz Ordu Komutani General Milne'nin Londra'ya Ingiliz Genelkurmayi'na yazdigi rapor'dan


Esirlerin hastalik sebebiyle bile olsun elimizde olmeleri dini ve milli ahlakimiza uygun dusmedikten baska vatani cikarlarimizi da gercek bicimde yaralar.

(13 Nisan 1920)
K.ATATURK


Elbette benim dinsel inanclarim konusunda okuduklariniz yalandi, oyle bir yalan ki, sistematik olarak tekrarlaniyor.
Ben kisisel bir Tanri ya inanmiyorum ve bunu hicbir zaman inkar etmedim ve acik bir sekilde ifade ettim.
Eger bende dinsel olarak adlandirilabilecek bir sey varsa, o sadece, bilimsel cabamizin ortaya cikarabildigi kadariyla dunyanin yapisina duydugum sinirsiz hayranliktir.

It was, off course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated.
I do not believe in a personal God and I have never denied this but have expressed it clearly.

in a letter March 24, 1954; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p.43.


PEZEVENK
. . . . . .
Dunya ahvalinden haberi yoktur
Sohbeti din ile acar pezevenk
Komsusu ac iken kendisi toktur
Sanki melek olmus ucar pezevenk
. . . . . .
Karanlik islerde ziplama ister
Evine granit * kaplama ister
Dunya mektebinden diploma * ister
Insanlik dersinden kacar pezevenk
. . . . . .
Herkesin kabina cesmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komsusunun yuzune bakmaz
Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk
. . . . . .
Sanirsin Allah'la akde oturmus
Cennete giderken macun goturmus
Huriler'i dizip isi bitirmis
Simdi gilmanlari secer pezevenk
. . . . . .
Aydinliga dusman yobazin dolu
Hu cekerken sismis agzinda dili
Erbabi, ulkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini sacar pezevenk

Asik ERBABI


Gunumuzun Arap dunyasi, barbarlarin dunyasidir

Prof.Dr.Benny Morris, Israilli Tarihci
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder