Makaleler mükemmel şekilde kaleme alınmıştır.
Ne eksiktir ne fazladır.
Yanlış anlaşılacak bir tarafı da yoktur.
Ne yazıyorsa odur.
Okuduğunuz halde anlamıyorsanız, bunun için kendinizi suçlamalısınız.
Hala daha anlayamamış olanlara bu vakitten sonra ortaokul, lise, ve hiç değilse pozitif bilimlerde eğitim veren bir üniversitenin müfredatını anlatmakla mükellef değilim.
Bin kere yazdım, IKRA, IKRA, IKRA.
Bilmiyorsan bilmediğini bileceksin, öğreneceksin, öğretenlere de itibar edecek, teşekkür edeceksin, anlamıyorsan soracaksın, cevap verenlere de müteşekkür olacaksın.
Hala daha lafa teori diye başlayıp delilsizlikten, ispatsızlıktan bahsetmeyeceksin.
Yazanlara ve paylaşılmasına müsaade edenlere de özellikle teşekkür ederim.
Bunlar Türkiye gibi taş devri özentisi mürtecilerin eline düşmüş bir ülkede çok nadir çalışmalardır.
İntihal iddiasına gelince.
Ben hiçbir zaman kendi yazmadığım makaleleri sahiplenmedim.
Her zaman kendi yazdığım metinlerin altında adım,soyadım ve sonradan kolayca bulmak için eklediğim silik karmaşık bir karakter dizisi vardır.
Başkalarının yazılarını karışmasın diye, hemen her zaman iki yatay çizgi arasına koyarım.
Nadiren başkalararının yazıları arasına yorum yapacaksam bunu hangi farklı renkte karakterler kullanarak yaptığımı da yazarım.
Alıntı yaptığım metinlerin genellikle en sonunda, bazen de metinin en başındaki ilk resimde bir bağ olarak kaynak adresi belirtirim.
Eğer unuttuğum olurda, birileri itiraz ederse hemen özür diler, özür yazımı ilk yazıyı gönderdiğim bütün guruplara iletirim.
Aşağıdaki aktarılmış yazıya da baktığınızda çok açık şekilde bunları göreceksiniz.
Yazının en sonuda ve en baştaki ilk resimde bağ olarak kaynak belirtilmiştir.
Yazı içinde kaynağı refere eden bütün bağlar yerli yerinde durmaktadır.
Yazının yine en sonunda alıntı yaptığım sitenin açık adı vardır.
Ve bir kez daha tekrar ediyorum.
IKRA, IKRA, IKRA.
Anlayana kadar IKRA.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
On 06.11.2014 12:18, Grup Yönetici wrote:
--
---------- Yönlendirilmiş ileti ------------
Gönderen: <gtiecer@aol.com>
Tarih: 5 Kasım 2014 21:02
Konu: Kuantum Dalgalanma: Yoktan Var Olabilen Enerji ve Evrenin Var Oluşuna Etkisi
Alıcı:
Uc noktaya dikkat:
1. Kainatin olusu uzerinde bilimsel calismalar yapiliyor; ama, bunlar daha ziyade faraziye olarak kaliyor; cunku, bilimsel metot kullanilamiyor Bu yuzden, konuyu tam olarak anladigimizi iddia edemeyiz.
matematiğin bir sonucu olarak ortaya çıkan, henüz tam olarak anlaşılamamış bir konsepttir.
Bu parçacıklar, doğrudan yapılan gözlemlerle tespit edilememektedirler.
(Yazi da bunu kabul ediyor. Daha once dediklerime geliyor.)
2. Bu calismalar, belki kirk kere degisimden gecerek gittikce kuvvet kazanip kristallestikten sonra belki de Allah'in kainati nasil yarattigini kisaca anlatan asagidaki sozunu biraz daha iyi anlamis olacagiz.
Kuran'da ne diyor: "Biz kainati hic yoktan yarattik, ve kendi gucumuzle genisletiyoruz....zamani geldiginde eski haline getirecegiz." Iste budur isbatlanmaya caliisilan konu.
Butun bilimsel calismalar, Allah'in yarattiigini anlamak icindir. Kendisini cok ciddiye alip buyukluk kompleksine kapilan bazi bilim adamlari Ateist olabiliyor; lakin, bu onlarin karakter noksanliginin bir sonucudur.
3. Oraj Poyraz, boyle yazilar getiriyorsun, kaynak vermedigin icin sanki bunlari sen yazmissin gibi gostermis oluyorsun.
Bilerek veya bilmeyerek bunu yapiyorsun.
Bilerek yapiyorsan bu bir sahtekarliktir;
bilmeden yapiyorsan bilimsel calisma yapma, nesretme konularinda tecrubesizsin;
cunku, bunlari yapanlar mutlaka kendilerinin yazdiklari ile, baskalarinin yazdiklarini ayirt edilebilecek sekilde makale yazar.
Bu seferki yazin da aynen su kaynaktan alinma: http://www.evrimagaci.org/fotograf/35/6616
Ayip degil mi oglum?
Gunes
-----Original Message-----
From: T.C. Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net>
Sent: Wed, Nov 5, 2014 5:51 am
Subject: Kuantum Dalgalanma: Yoktan Var Olabilen Enerji ve Evrenin Var Oluşuna Etkisi
Kuantum Dalgalanma: Yoktan Var Olabilen Enerji ve Evrenin Var Oluşuna Etkisi
25 Eki, 20:55Kuantum Fiziği dahilinde Kuantum Dalgalanma (veya Kuantum Çalkalanma, Quantum Fluctuation), uzayın belli bir noktasında, Werner Heisenberg'ün tanımladığı Belirsizlik İlkesi dahilinde, enerji miktarındaki geçici değişmedir.
Bu olay, enerji korunumu ilkesinin ihlal edilebileceğini göstermektedir.
Ancak bu ihlal; sadece çok küçük zaman aralıklarında olabilmektedir.
Buna rağmen fizikçiler, bu ihlalin yapıldığı anda var olan koşullara bağlı olarak sürenin uzatılabileceğini ve hatta, Evren'i yaratabilecek bir baloncuğun yoktan oluşup genişleyebileceğini ileri sürmektedir.
Buradaki yazımızda, bunun her türlü evren modeli için mümkün olduğunun matematiksel kanıtının yapılıp Science dergisinde yayınlandığına dair bir haber çevirisi paylaşmıştık.
Peki ama kuantum dalgalanma nasıl hiçlikten enerji, dolayısıyla madde oluşumuna neden olabilir?
Bunun evren algımız açısından değeri ve önemi nedir?Kuantum Dalgalanma sonucunda sanal parçacıkların madde-antimadde çiftleri hiç yoktan var olabilmektedir.
Sanal parçacıklar, Kuantum Alan Teorisi dahilindeki matematiğin bir sonucu olarak ortaya çıkan, henüz tam olarak anlaşılamamış bir konsepttir.
Bu parçacıklar, doğrudan yapılan gözlemlerle tespit edilememektedirler.
Matematiksel hesapların gözlenebilir ve tespit edilebilir kısımları üzerinde etkileri olmadığı için, bunlara "sanal" parçacık denmiştir.
Ancak bu yapıların çok ilginç özellikleri vardır: ilk olarak, fiziğin temel ilkelerini ihlal edebilmektedirler.
Örneğin zamanda geriye hareket edebilmektedirler, enerji korunumuna tabi değilmiş gibi davranmaktadırlar ve hatta ışıktan hızlı hareket edebilmektedirler.
Bunların hiçbiri, gerçek parçacıklar tarafından yapılamaz.
Sanal parçacıkların bunu yapabilmesinin nedeni, varlıklarının madde ve enerji üzerindeki toplam etkisinin her zaman sıfır olmasındandır.
Gerçek bir madde, asla bu kuralları ihlal edemez, çünkü kendisinin sebep olduğu her şey, "bilgi değeri" taşır ve etrafındaki sistemi toplamda sıfır olmayacak şekilde etkiler.
Sanal parçacıklar ise, her zaman kendilerini iptal eden karşıt sanal parçacıklarla bir arada oluştukları için, fiziğin tüm temel ilkelerini ihlal edebilirler.
Burada uyaralım: sanal parçacıklar, anti parçacıklar ile karıştırılmamalıdır; ayrı konulardır.
Sanal parçacıklar olduğu gibi, sanal anti parçacıklar da bulunmaktadır.
Bunların etkileri, maddenin karşıtı olan antimaddeden farklıdır.Bu kulağa fantastik geliyor olabilir; ancak kuantum mekaniğinin en temel bulguları arasında yer almaktadır.
Üstelik, gerçek madde ve enerji üzerinde tekil etkileri de tespit edilmiştir.
Az önce, maddeye ve enerjiye etki edemeyeceklerini söylemiştik.
Ancak bu, sanal parçacıkların toplam etkisidir.
Sanal parçacık çiftlerinin tekil halleri, madde ve enerjiyle etkileşebilir.
Ancak sanal parçacıkların sistemin toplamına etkisi sıfırdır.
Sanal parçacıkların etkileri, sayısız defalar, çok çeşitli fiziksel araştırmalarda tespit edilmiştir.
Coulomb kuvveti, dipoller arası manyetik kuvvet, elektromanyetik indüksiyon, zayıf çekirdek kuvveti, kuarklar arası güçlü çekirdek kuvveti, fotonların spontane saçılımı, vakum polarizasyonu, Casimir etkisi, atomik düzeydeki Lamb kayması, Hawking radyasyonu gibi sayısız olguda, sanal parçacıkların etkisi tespit edilebilmiştir.
Kendileri doğrudan gözlenip tespit edilememektedirler; ancak doğru yere bakmayı bilirseniz, etkileri ayırt edilebilmektedir.
Hatta günümüzde, bu sanal parçacıkların muhtemelen Evren'in her noktasında her an oluştuğunu ve sonrasında hemen yok olduklarını doğrulamaktadır.Peki bunun evrenin var oluşuyla ilgisi nedir?
Bu çok kapsamlı bir konu ve üzerine cilt cilt kitaplar yazıldı, yazılıyor ve yazılacak.
Ancak çok kısa bir düşünce zinciri, bizi şu noktaya getirmektedir: evrendeki bütün maddenin ve enerjinin toplam enerjisi sıfırdır.
En azından birçok ayrı bilim insanının (Stephen Hawking ve Michio Kaku gibi) analizleri bunu göstermektedir.
Eğer ki toplam enerji sıfırsa evren, hiçlikten var olabilen kuantum dalgalanmanın bir ürünü olabilir!
Yani kocaman bir sanal parçacık içerisinde yaşıyor olabilir miyiz?
Ancak sanal parçacık çiftlerinin çok kısa bir süre için var olabildiğini, sonrasındaysa yok olmak zorunda olduğunu söylemiştik.
Bu ne olacak?Sorunun cevabı, Büyük Patlama Teorisi ve alt başlıklarında gizli.
Modern fiziğin anlaşmaya vardığı en temel noktalardan birisi, Büyük Patlama'nın bir noktada, müthiş küçük bir hacimde ve bir anda gerçekleştiği ve sonrasında müthiş hızlı bir genişleme (enflasyon) dönemine girildiğidir.
Bugün, Mikrodalga Artalan Işıması ve kütleçekim dalgaları gibi bulgular, bu görüşleri doğrulamaktadır.
Bir diğer önemli nokta da, bu genişlemenin başlaması için çok çok çok küçük bir miktar enerjinin yeterli olduğudur.
Tıpkı bir orman yangını gibi, ufacık bir "enerji", her şeyi başlatabilir.
Çünkü başlangıç çok küçüktür ve sonrasında var olan her şeyin toplam enerjisi sıfırdır.
Kuantum dalgalanma olayı Evren içinde de, muhtemelen Evren'in oluşmasından önce de, sürekli gerçekleşen bir olay olabilir.
Bir diğer deyişle, tıpkı Evren'imiz içerisinde var olduğu gibi, hiçlik içerisinde de kuantum dalgalanma durmadan süregeliyor olabilir.
Bunların enerji dengesi ve özellikleri her seferinde birbirinden farklıdır ve o kadar çok sayıda meydana gelir ki, içlerinden biri, doğru şartlarda meydana gelirse, Evren'in başlangıcını tetikleyecek genişlemeyi yaratabilir!Bunun mümkün olabileceğini de, yukarıda verdiğimiz haberdeki araştırmacılar matematiksel olarak göstermiş oldular: Wheeler-DeWitt Denklemlerinin özel bir alt küme çözümü...
Bu denklem, modern fiziğin iki mihenk taşı olan Kuantum Mekaniği ile Genel Görelilik Teorisi'ni birbirine bağlamaya çalışan bir denklemdir.
Eğer bu başarılabilirse, Kuantum Kütleçekim Teorisi inşa edilebilecektir.
Denklemin kendince sorunları vardır (zaman problemi gibi), ancak yine de önemli bir matematiksel ifade olarak görülmekte ve yaygın olarak kullanılmaktadır.
Çünkü, işe yaramaktadır!Kuantum dalgalanma sonucu hiçlikten oluşan varlık, Science dergisinde yayımlanan makaleye göre, evrenin herhangi bir şekil modelinde oluşabilmektedir.
Matematiksel olarak yapılan bu ispattan önce, evrenin sadece dümdüz olması halinde kuantum dalgalanmanın hiçlikten bir evren yaratabileceği, çünkü ancak o zaman sanal parçacıkların toplam etkisinin sıfır olabileceği düşünülüyordu.
Ancak yapılan araştırma, evrenin şekli ne olursa olsun (açık, kapalı veya düz), kuantum dalgalanmanın hiçlik içerisinden toplam enerjisi sıfır olan bir varlığı, kendiliğinden ve durup dururken yaratabileceğini doğrulamış oluyor.Buna kesin gözüyle bakmak çok doğru olmaz; halen doğrulanması, tekrarlanması ve gözlenebilir kanıtlarla desteklenmesi gerekiyor.
Bunları elde etmek için epey bir beklememiz gerekebilir.
Fakat ola ki bu hesap doğruysa ve deneysel olarak gösterilirse, evrenin nasıl var olduğunun sorusu nihai olarak çözülmüş olabilir.
En azından o yöne doğru büyük bir adım atmış olabiliriz.
Hatta bu keşfin, "Evren'in dışında ne var?" sorusuna da cevap veriyor olması muhtemel: kuantum dalgalanmalar ile örülü devasa bir hiçlik.
Bunun içerisinde, çok sayıda var olmuş ve var olan evren...
Bizim evrenimiz, hiçlik içerisinde sürekli yanıp sönen noktacıklar gibi olan kuantum dalgalanmalarının içinde var olabilmiş, sıradan bir genişleme olabilir.
Ancak o zaman neden bu kadar karmaşık ve girift bir içeriğe sahip?
Madde ile antimadde birbirinden nasıl ayrıldı?
Toplam enerji sıfırsa, belli lokalitelerde bu enerji nasıl öbeklendi?
Bu ve bunun gibi sorularla bu sahadaki bulgular bilim camiası tarafından heyecanla, merakla ve eşit derecede şüpheyle karşılanıyor.Son olarak...
Bu bulgu ve evrenin olası bu modeli, aslında bizim "yok olduğumuz" anlamına mı geliyor?
Hayır, bu hatalı bir yorum olurdu.
Çünkü biz, maddden oluşan varlıklar olarak, neysek oyuz.
Yani evrenin toplam enerjisinin sıfır olması veya hiçlikten var olduğumuz gerçeği, bizim "hiç" olduğumuz anlamına gelmiyor.
Çünkü nasıl var olduğumuzu keşfetmemiz, var olduğumuz gerçeğini değiştirebilen bir keşif değil.
Biz, evrenin pozitif madde-enerji tarafında bulunan yapılarız.
Bunu hiçbir bulgu değiştirmeyecek.
Ancak bu keşif, bizim varlığımızın "devasa" bir hiçlik içerisinde olduğunu doğrulayabilir.
Bunun sonucunda, hiçlik içerisinde sonsuz sayıda evrenler oluşabileceği fikrine de kapı aralanmış olur.
Zaten çoklu evrenlere yönelik bulguların ve bilgilerimizin giderek arttığı günümüzde (buradan ve buradan bakabilirsiniz), bunu keşfetmek de büyük bir atılım olurdu.Henüz bir yargıya varmak ve kesin gözüyle bakmak için çok ama çok erken.
Bu yaklaşımla ilgili olası sorunlar da (Doğallık Sorunu, Hiyerarşi Sorunu, vb.) ileri sürülüyor (bir örnek buradan okunabilir).
İleri sürülen bu sorunların hiçbiri, modeli yanlışlamıyor, sadece kapsamını daraltma potansiyeline sahip soru işaretleri ileri sürülüyor.
Bu konuda araştırmalar halen devam ediyor.
Ancak evrenin var oluşunun mekanistik bir modelle açıklanmasına yönelik atılan bu adımlar, bilimin gelecekte ne kadar güçlü bir yol gösterici haline geleceğinin sinyallerini veriyor.
Bekleyip göreceğiz.Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)Görsel: Ana görselde gördüğünüz çizim, konuyu güzel bir şekilde özetliyor.
En alt tabakadaki ızgaralar, aslında var olan şeyler değildir.
Hiçlik, hayali bir ızgara olarak tanımlanmaktadır (bilgisayar çizim eğitimi almış olanlar bunu iyi bilecektirler).
Bunun içerisinde durmaksızın ve her noktada dalgalanmalar olur.
Bu sırada hiçlikten var olan parçacıklar, anlık olarak var olup yok olurlar.
Bazen (eğer ki bu yaklaşıma yöneltilen eleştirileri dikkate alacak olursak, çok çok nadiren demeliyiz), bu dalgalanmalardan bir tanesi anlık olarak oluşup yok olmaz ve hızla genişlemeye başlar.
İşte Büyük Patlama anı, bu an olabilir.
Sonrasında ise, devasa bir "sıfır" şişip genişler ve kendi içinde madde ve anti-madde oluşmaya başlar.
Hayal etmesi her kuantum mekaniği konusunda olduğu gibi çok zor, farkındayız.
Ancak bu, gerçeklik değerini değiştiren bir sorun değil.Kaynaklar ve İleri Okuma:
Prof. Matt Strassler
Türkiye için el ele mail grubumuz https://groups.google.com/group/Turkiye-icin-el-ele
Gruba e-posta gönderme adresi turkiye-icin-el-ele@googlegroups.comErzincan Kemaliye Egin Grubum
Gruba e-posta gönder : erzincan-kemaliye-egin-grubu@googlegroups.com
Grub Admin M.İlaldı 0532 7269362 erzincanli.0024@gmail.comTüm dost ve arkadaşlarımı twitter sayfama bekliyorum : https://twitter.com/#!/MiLALDiFacebook Sayfamda Sizleride Bekliyorum.Teşekkür ederim.
Sayın "TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAİL GRUBU" grubu üyesi.
grubumuzla ilgili şikayetleriniz ve tavsiyeleriniz grup yönetimine " erzincanli.0024@gmail.com " adresimize bildirin,
Grubumuzda yayınlanan iletilerin yasalar karşısında tüm sorumluluğu yazarına ve iletinin üzerinde değişiklik yapıp yayınlayan üyeye ait olacaktır, İletilerin mutlaka konu başlıklarını yazınız. İletilerinizde Başka bir grubun tanıtımı, url adresleri yada benzeri ibareler bulunması halinde o iletiler yayınlanmayacaktır.. önemle duyurulur. saygılarımızla
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAİL GRUBU" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba yayın göndermek için, Turkiye-icin-el-ele@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu http://groups.google.com/group/Turkiye-icin-el-ele adresinde ziyaret edebilirsiniz.
--
Bir insan basarisizliklari icin baskalarini sucluyorsa,basarilarinin serefini de baskalarina vermesi iyi bir fikirdir.
Howard w.Newton
Lev i mahfuz
HADID 22.yeryuzunde vuku bulan ve sizin basiniza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan once, bir kitapta yazilmis olmasin.
Suphesiz bu, Allah a gore kolaydir.
SAFFAT 96.oysa ki sizi ve yapmakta olduklarinizi Allah yaratti, dedi.
BURUC 85/21-22.dogrusu sana vahyedilen bu kitap, levhi mahfuz da bulunan sanli bir Kur an dir.
EN AM 59.gaybin anahtarlari Allah in yanindadir; onlari o ndan baskasi bilmez.
O, karada ve denizde ne varsa bilir; o nun ilmi disinda bir yaprak bile dusmez.
O yerin karanliklari icindeki tek bir taneyi dahi bilir.
Yas ve kuru ne varsa hepsi apacik bir kitaptadir.
Zina yapan evlilerin taslanarak oldurulmesini emreden ayet, Ayse nin doseginin altindaki sahifede yazili bulunuyordu.
Peygamber olunce Ayse onun defin islemleriyle mesgul iken, evin acik kapisindan iceri giren bir keci o sahifeyi yedi ve boylece taslama cezasi Kuran dan cikti; ama hukmu devam ediyor.
Ibni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131, 132, 183; 6/269
Peygamberden ruyada izin aldigini, hadis kitaplarinda ve Kur an da Risale-i Nur kitaplarina dair isaretler bulundugunu soyler.
Kur an da, Risale-i Nur kitaplarindan bahseden ayetler varmis.
(Sualar 706)
Anadolu'yu bosaltmalari karsiliginda, Trakya Yunanlilara birakilabilir.
19.09.1921, Bakanlar Kurulu
Mutareke gununden beri Rum ve Ermenilerin, Itilaf Devletleri tesvik ve himayesi altinda nasil milli izzeti nefsimizi yaraladiklarini, ne suretle saltanat ve hukumet hakkini ayaklar altina aldiklarini ...
(17 Eylul 1919)
K.ATATURK
Uzun zamandir senato, meclis, hukumet binalari ve belediyelerin sahipleriler.
Hakimler arka ceplerinde.
Butun buyuk medya ve haber sirketlerinin sahipleriler.
Her sene milyarlarca dolari lobilesmek icin kullaniyorlar.
Onlar tek birsey istemiyorlar.
Elestirel dusunen vatandas istemiyorlar.
Iyi derecede bilgilendirilmis ve egitim gormus insanlar istemiyorlar.
Cunku onlarin cikarlarina aykiri.
George Carlin
"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"
(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE
Yahudi dininin temel ilkesi, Hasmadat Goyim yani Yahudi olmayanlarin imhasidir
Haham Rav Leor
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder