ARSLAN BULUT: ABD "EŞ"İNE KARŞI NEDEN KİRALIK KATİLLER TUTUYOR?
Türkiye-ABD ilişkileri hakkında "hiç bu kadar kötü olmadı" yorumları yapılıyor ama 16'ncı yılına giren AKP iktidarının başlangıçta önder kadrosu içinde yer alan Abdüllatif Şener "Türkiye-ABD ilişkileri gergin. . Bu bir görüntü mü yoksa gerçek mi? Herkes gerçek olduğu inancında. . Ben hariç. . Sn. Erdoğan evet dostlarını hep değiştirmiştir. Ama gürültüler ayyuka çıksa da ABD ve İsrail'le stratejik ortaklığı hiç değişmedi. Gizli veya açık. . Ama değişmedi!" diye bir mesaj yayınladı.
***
Birkaç gündür AKP iktidarının 2006 yılında ABD ile "Stratejik Ortaklık Vizyon Belgesi" imzaladığını Millî Güvenlik Kurulu'nun son toplantısında da stratejik müttefikliğe atıfta bulunduğunu bu sebeple hatırlatıyorum. Çünkü AKP iktidarı her ne zaman ABD ile bir sorun çıksa bir taviz vermiş ve sorun çözülmüştür!
Nitekim Cumhurbaşkanlığı sistemini referanduma sunan kazandıktan sonra ise kendisine "başkan" denilmesini isteyen Tayyip Erdoğan'ın sağ kolu Hazine ve Maliye Bakanı ve Yüksek Askerî Şûra üyesi Berat Albayrak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile görüşmesine ilişkin bilgi aldığını söyledi.
Albayrak "İki ülkenin geçmiş hukukuna yakışır düzeyde güçlü irade masada ortaya konulmuş. Bu önemli bir adım. İki ülke dışişleri bakanı da yetkili şekilde toplantıda çözüm yönünde irade koymanın neticesini almış bu da önemli. İki ülke arasındaki potansiyel ve mevcut krizlerle alakalı nasıl bir yol haritası belirleneceği noktasında pozitif irade ortaya konularak bu görüşme gerçekleşmiş. " diye bilgi verdi.
Albayrak Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde iplerin hiçbir zaman kopmayacağını belirterek "Bugün gayet yapıcı olumlu bir süreç var. İki ülkenin menfaatine olacak şekilde yapıcı bir iletişimin devam etmesi yönünde güçlü irade masaya konulmuş. Bu çerçevede bunu korumaya devam edeceğiz. " dedi.
Albayrak "Aynı evin içindeki iki kardeş bile aynı konuda anlaşamayabiliyor 40 yıllık karı koca eşler bile her konuda anlaşamıyorlar bazen tartışıyorlar sonra barışıyorlar. Böyle bakmak lâzım... Biz hep böyle bakıyoruz stratejik müttefiklik hukuku da bu şekilde. " sözleriyle de ilişkilerin ne boyutta olduğunu apaçık sergilemiş oldu.
Pompeo ile görüşmesinden sonra Mevlüt Çavuşoğlu da "Sorunların çözülmesi için bundan sonraki süreçte de yakın iş birliği diyalog içinde yakın çalışma konusunda mutabık kaldık. " dedi.
***
Aslında iki ülkenin ilişkisini evliliğe benzetenlerden biri 12 Eylül'de ABD Başkanı'nı uyandırarak "Bizim çocuklar başardı" diyen CIA'nın Türkiye raportörü Paul Henze idi.
Paul Henze 2003 yılında Galatasaray Üniversitesi ve Dışişleri Bakanlığı'nın birlikte düzenlediği "Uluslararası Kafkasya Konferansı"nda "Türkiye-ABD arasındaki ilişkiler çok derindir. Böyle basit şeylerden etkilenmez. 50'lerin sonunda 70'te 80'lerin sonunda da Türk-ABD ilişkileri ciddi krizler geçirdi. Hem de bu krizler şimdikinden çok daha büyüktü. Ama hiç de bu kadar abartılmadıydı. Ayrıca Kennedy'nin füze krizi Johnson mektubu askeri müdahaleler Kıbrıs sorununu da bunlara ekleyebilirim. Ama tüm bunlar telafi edildi. Biz evli çiftiz. Yani Türkiye-ABD evli gibidir. " demişti.
***
Şimdi asıl sorun ABD'nin PKK FETÖ ve IŞİD'i tepe tepe kullandıktan sonra PYD'yi bölgedeki kara kuvvetleri olarak ilân ederek Türkiye'nin canına kast etmesidir.
Türkiye-ABD ilişkisi evlilikse ABD Türkiye'ye karşı neden kiralık katiller tutuyor?
Ve Türkiye neden canına kast eden eşine her defasında geri dönüyor?
Nese Ye Sone
Yakin gozlugumu yitirdim
Yitirince seni kadin-
Dogumun ardindan
Catladi kapi sanki
Oyle uzak bir dogu ki her sey
Gorunmuyor burnumun ucundan
Cignenecekmis gibi geliyor hep
Gecerken kitadan kitaya
Ters bir dizeye rastladim demin
Taburcuymus, oyle dedi
Cikisini yaptiriyormus acundan
Lf!
Ne sen ne ben sevgilim
Oldukse olumden degil
Sevismenin acisindan
Can Yucel
--
Necip Fazil KISAKUREK : AMERIKA, DUNYA VE BIZ
Bugun dunya, milletlerin olus istikameti ve tekevvun hakki bakimindan iki vahide ayrilmistir. Sonunda kaba ve basit iki vahid... Ya Amerikayi tutacaksiniz, ya Sovyet Rusyayi; ya demokrasiyi, ya komunizmayi...
Bunlardan birine temayul derhal ve kat i olarak oburune aykirilik manasina gelir. Onun icin, en kucuk Amerikan aleyhtarligi, hangi zaviyeden olursa olsun, Sovyetleri desteklemek diye anlasilir. Bu yuzden komunizmaya zit bir dunya gorusu kerhen de olsa, Amerikan politikasini korumakla mukelleftir.
Ikinci Dunya Harbinden sonra Avrupa medeniyetinin buyuk mumessilleri, bir nevi iktisadi ve teknik tabiiyet yuzunden dunya goruslerindeki istiklallerini kaybetmisler ve mecburi olarak Amerikan hegemonyasi altina girmislerdir.
Imparatorlugunu ve dunya siyasetindeki basbuglugunu kaybeden sahsiyetli Ingiltere, simdi butun aksiyonunu ve soz hakkini kaybetmis mahzun bir ulke halindedir. Almanya, topyekun varligiyla odemek mevkiinde bulundugu harp felaketini telafi icin, harika capinda bir kalkinmadan gayri hicbir gaye sahibi degildir. Avrupa nin diger milletleri de, Garp medeniyetini mechul bir yarina ceken sinsi sartlara karsi, butun guclerini, kendi kabuklari icinde, ruhi ve iktisadi gunu birlik bir ferahliga yoneltmis ve dunya politikasi uzerinde muessir olmak politikasini unutmus bulunuyorlar.
Yalniz Fransa (Do Gol) tecrubesinden sonra bir sahsiyet hummasina dusebildi; ve (frenk) isminin eski temsil hakki uzerinde yepyeni bir istikamet kolladigini belli etti. Dis politikada ilk defa olarak (Do Gol)un; Amerikan hava uslerini Fransadan tasfiyeye kalkmasi, iste bu istiklal ve sahsiyet davranisinin en bariz isaretidir. Bu isaret, Fransanin artik bir alet mevkiinden cikip, Garp medeniyetini yuguran sahsiyetli milletlerden biri olmak sifatini her sahada gostermek ve butun ic ve dis buhranlarini yenmek istemesinden baska bir maksada yorulamaz.
Hakikat sudur ki, Amerika sadece iktisadi ve teknik ustunlugu yuzunden, ayrica hic bir payi bulunmiyan Garp medeniyetini butun haklari ve imtiyazlariyle ve acikgozce nefsine yamamis; ve cihanin komunizma dehsetine karsi kendisini biricik tutamak haline getirmegi bilmistir. Bu tutamaga el atanlar da, onun iradesine boyun egmege, dunya capinda hicbir temsil tavri takinmamaya, sahsiyetsiz yasamaya ve Amerikalilara mahsus basit ve dupeduz dunyanin bekciligini etmege mecburdur.
Bu ne bogucu, $ikici dunya! Yukariya tukursem biyigim, asagiya tukursem sakalim...
Nazariyede materyalist Rusyaya karsi Amerika, cihana oyle ablak bir cehre vermistir ki, ikisi arasinda $ikisip kalan Avrupa, evvela birincisine, sonra ikincisine karsi (spiritualist) bunyesini koruyabilmek icin ne yapacagini bilememektedir. Birinden korunmanin oburune siginmak seklinde tecelli eden caresi, gercek korunmayi ve sahsiyet mudafaasini busbutun iflas ettirici bir durum arzetmektedir.
Bize gelince:
Halk Partisi devrinden beri, mutlak ve mecburi Amerikan siyasetini tutmak, Turkiye hesabina biricik dogru yol... Buna suphe yok... Cihanin olum ve dirim halinde iki yolundan dirim istikametini secmek milli irade ibresi yalniz bu istikameti gosterdigine gore, her halde Halk Partisi hesabina buyuk bir kesif degil...
Evet, dirim yolu secildi; fakat bu yolda diri bir anlayis ve sahsiyetli bir tavir gosterilmedi. Vaziyet o turlu idare edildi ki, Amerika bizi cebinde keklik bildi; ve mevzuumuzda, idraksiz kekliklere mahsus fedakarliklardan ileriye gitmedi.
Mesele, Amerikan yardiminin azliginda coklugunda degil; Amerika nin karsisinda, yalniz kendi milli tekevvun gayesine bagli, sahsiyetli bir millet tavrini takinmakta ve ona gore hurmet ve itibar sahibi olmakta...
Cografya ve tarihimiz, bizi, kapitalizma ve komunizma sistemleri arasindaki nihai muhasebenin ana rakamini temsil edecek kadar nazik bir makamda bulundurduguna gore, Amerika dan bu makamin dolgun hakkini istemek ve nazli bir sevgili muamelesi gormek biricik dikkatimiz olmaliydi. Olmadi; sanki Amerika tarafindan bos bir araziye sevkedilmis ve hudut bekciligi almis bogaz tokluguna calisir bir millet olduk.
Hele lisaniyle, uslubiyle, tipiyle, ruh haletiyle ve kendine gore kulturu veya kultur iddiasiyle Amerikalinin icimize nufuzu korkunc bir seydir. Dolar kuvvetine dayanan ve sade Turkiye de degil, dunyanin her tarafinda kendisini hissettiren bu maddi ve ayni zamanda manevi nufuz belki Avrupa nin ruhi sahada bas derdidir.
Zira Amerikali, eski bir kok ve sahsiyet damarina bagli olmaktan uzaktir.Garbin milletler katisigindan oyle bir melezdir ki, o milletlere ait ruh uktelerini dibinden tiras etmis; ve meselesiz, davasiz, dertsiz, iztirapsiz, yalniz madde hesaplarina bagli ve bes hasse planinda yasar bir yeni insan tipi getirmistir. Bu yeni insan, elektrigin ne demek oldugunu dusunmez veya dusunmekte bir fayda gormez; onu bir ampul icinde zaptetmegi kafi bulur. Bu yeni insanin hurriyet fikrinden, daha dogrusu insiyakindan baska hicbir ruhi sistemi yoktur. Basi bostur, ilcalarina tabidir, her kayittan ve olcuden azadedir, manevi sulta ve disiplin boyunduruklarindan hic birinin hukmu altina giremez; hasili tam manasiyle tabiat ve madde insanidir.
Tarih, sahsiyet, ruhi hayat ve mesele sahibi milletler icin de boyle bir tip, ancak bozucu ve curutucu olabilir. Hele yeni bir hayat ve tekevvun arayan ve henuz olamamis bulunan milletler Amerikaliyi ornek aldiklari gun, meydana, butun lugatcesi 10-15 kelimeden ibaret, her an ciklet cigneyen ve homurtu halinde konusan ve anlasan, hicbir ruhi mueyyideye kiymet vermeyen basi boslar toplulugundan baska birsey cikamaz. Amerikali tipi, kendi vataninda belki her turlu ictimai emniyet ve murakabeye malik olabilir; fakat taklitcilerinin dunyasinda sadece felakettir. Amerikaya gidip Amerikali olmak belki iyi; fakat milleti icinde Amerikalilasmak mumkun oldugu kadar kotu...
Basinizi kaldirip buyuk sehirlerde soyle bir halimize bakacak olursaniz, Amerikanizm denilen afetin, kiligimizda, mesrebimizde, uslubumuzda, edamizda bizi kendimizden ne kadar uzaklara goturdugunu, yahut goturmek istedigini sezersiniz.
Mekteplerimize, genclerimize, zuppelerimize, zevk-u safa hayatimiza; ve oradan muesseselerimize, evet butun muesseselerimize dikkatle bakiniz yeter!
Bir Amerikan gemisinin Istanbul a geldigi gun, sehrin gecirdigi telasin, (Noel) babanin cikini etrafinda cocuklar gecirmez.
Eger arada bir kendilerinden su veya bu tarzda, hatta bayragimiza kadar uzanan kabaliklar goruyorsak, bunu, Amerikalinin mizacinda degil, kendi ruhi zebunlugumuzun muhatabimiza verdigi gururda aramaliyiz.
Iktisat recetelerine kadar her seyi sonsuz comertliginden bekledigimiz bir millet fertlerinin bize karsi ulvi hareket etmesini beklemek ve boyle bir istidadi da Amerikalidan ummak, yerinde sayilamaz.
Bize dusen, kendi kendimize sahip olarak, Amerika nin ebedi muttefiki, Amerikalinin da Sen sensin, ben de ben tarzinda dostu olmaktir.
Amerikaliyi da boylece kendimiz icin bir saadet unsuru kilmak... Yoksa bela haline getirmek degil...
Bunu en kucuk milletler yaparken biz yapamazsak hazin olur. Amerika da ancak boyle bir sahsiyete maddi ve manevi itibar bicebilir. Yoksa, gelip gecici menfaatleri bakimindan alakadar oldugu; ve bir Amerikan bahriyelisinin iki yana acik bacaklari arasindaki perspektif icinde mutalea ettigi kadrodan ileriye gecemeyiz.
Dis siyasetimizde Amerikan ve ic bunyemizde Amerikanizm politikasini, kendimizde tecezzi kabul etmez bir sahsiyet vahidine gore ayarlamakta, devlet ve millet capinda kalkinisimizi kusatacak derecede buyuk ve her ise hakim bir mana gizlidir.
Bu mana ta merkezinden ele gecirildigi gun, Turk ve Amerikan bayraklari, biri su kadar yildizli ve oburu sadece ay ve yildizli, iki ayri dunyanin iki ayri ve fakat daima beraber mumessilleri halinde yanyana gondere cekilebilirler.
Necip Fazil KISAKUREK
Buyuk Dogu Dergisi / Sayi 20 /17.7.1959
--
Halkla carpisan er-gec yenik duser.
Anonim Nasihat
--
Bin kapidan, yuz bin kaleden iceri girebilirsin de kucucuk bir gonulden iceri giremezsin.
Hz.Ali
a45UyF587661
--
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder