Abi hem kibar hem de entellektüel olunca açık seçik yazmamış.
Entellektüel dediğimizde artık küfür gibi anlaşıyılor.
Geçen birine söyledim, ben öyle entel, dantel işlerden anlamam, umursamam da dedi çıktı işin içinde.
Entellektüel hem inteligent yani zeki, hem de lektüel yani ders görmüş, kitap okumuş demek.
İyi birşey yani.
Karagöz ile Hacıvat'a baktığımızda entelllektüel olan Hacıva'dır, nüktedan, katip, efendi.
Karagöz ise bildiğin Osmanlı'nın karnını kaşıyan adamı, kolayca öfkelenen, hiddet ve şiddete düşkün.
Didişir durular.
Tıpkı zamanımızdın aydınlarıyla halk gibi.
Türk halkı bu kadar dolanbaçlı lafları anlayamaz.
Tıpkı Yılmat Özdil gibi işi on satırda bitirmek lazım.
Ben tercüme edeyim, abi demiş ki, Türkiye artık farklı bir ligde.
Bir demokrasi değil, bir tek adam rejimi.
Eskiden parmakla gösterip güldüğümüz üçüncü sınıf ülkelerle aynı ligde.
Geçen zaman içerisinde demokrasimizi daha ileriye taşımadık, tam tersi geriye taşıdık diyor.
Elbette durmak yok, yola devam.
Bundan sonrası taş devri rejimlerine geçiş.
Mutlak Orman Kanunu Rejimi.
L2fSIJNoA0xfSNxA
AHMET İNSEL : YENİ-PATRİMONYALİZM ÜZERİNE
04 Ağustos 2018 Cumartesi
Max Weber'in geleneksel hükmetme yöntemleri arasında saydığı patrimonyalizmden esinlenen Eisenstadt kolonyalizm sonrası bağımsız Afrika devletlerinin birçoğunda gözlemlenen yönetim sistemini 1973'te yayımlanan kitabında neo-patrimonyalizm olarak tanımlamıştı. Bu kavramı daha sonra birçok siyaset bilimci özellikle Afrika devletleri için 1980 ve 1990'larda kullandı.
Neo-patrimonyalizm veya geleneksel patrimonyalizmin modern biçimi olarak yeni-patrimonyalizm modern devlet örgütlenmesi görünümü altında geleneksel hükmetme biçimlerine dayanan bir melez hükmetme biçimidir. Patrimonyalizmin bir alt türü olan sultanizmde olduğu gibi devlet hükümdarın şahsi mülkü olarak resmen kabul edilmez. Ama hükümdar kurumsal olarak mülkün sahibidir. Kamu alanı ile özel alan arasındaki fark fiilen ortadan kalkmıştır. Otokratik veya oligarşik bir hükmetme yöntemi yürürlüktedir.
Yeni-patrimonyalizmde de siyasal olan iktisadi olanı belirler hale gelir. İktisadi ve siyasal rollerin bir kişiyle özdeşleşen bir merciide birleştirildiği bu yönetim biçiminde devlet sermaye birikiminin önde gelen alanıdır. Sadece iktisadi sermaye birikimi değil siyasal sermaye birikimi de devlet alanı içinde gerçekleşir. Eğer toplumda bir kültür savaşı yaşanıyor ve seçilmiş ya da darbeyle iktidara gelmiş hükümran bu kültür savaşının bir tarafıysa kültürel sermaye birikiminin el değiştirmesi mücadelesi bir o kadar öne çıkar. Hiper-başkanlık sisteminin yürürlükte olduğu birçok Afrika ülkesinde yeni-patrimonyalizmin en önemli toplumsal meşruiyet kaynağı kolonyalizmin kültürel mirasından arınma söylemi olmuştur. Otokratların toplumda kolonyalizme karşı tepkiyi yönlendirip araçlaştırmaları çok yaygın bir hükmetme biçimidir.
Kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığı bu rejimlerde iktidarın şahsileşmesi kurumlaşmanın önündeki en büyük engel olur. Başkanın kişisel iktidarı birçok Afrika ülkesinde ordudan partiye kamu kurumlarından devlet güdümlü STK'lere kadar bütün örgütlerin kurumsal içeriklerini boşaltır. Bütün devlet kurumları ve kamu görevi verilmiş kuruluşlar patrimonyal gücün hizmetlilerine özel kurumlar da bu gücün bağımlılarına dönüşür. Kayırmacılık eş-dost kapitalizmi öne çıkar.
Hukuk devletinin yerini şahsileşmiş keyfi yönetimin aldığı bu rejimlerde bir tür geleneksel Big Man (Büyük Adam) konumuna sahip olan muktedire karşı her türlü eleştiri devletin bekasına yönelik tehdit açık ve yakın tehlike olarak sunulur. Big Man'in meşrebine göre şiddet derecesi değişen bir bastırma ve susturma politikasına gerekçe oluşturur.
Yeni-patrimonyalizmde kamu mülkünün tasarrufu yetkisinin tek bir mercii ve kişiye verilmesi mülkün sultanın şahsıyla bütünleştiği geleneksel patrimonyalizme benzerlikler gösterir. Big Man'in iktidarda kalma süresi uzadıkça hükümdarın şahsı ve hükümdarlık kurumu arasındaki fark da giderek ortadan kalkar. İktidar kan evlilik ve arkadaşlık bağlarının önde geldiği klanik bir nitelik alır.
Yeni-patrimonyalizmin özelliği başta yargı olmak üzere bütün kamu kurumlarının rollerini ve davranışlarını öngörülemez hale getirmesidir. Bu öngörülemezlik genelleşmiş bir güvensizlik yaratır. Birçok Afrika ülkesinde bu genelleşmiş güvensizlik ortamı hem otokrat yönetimlerinin bir sonucu hem de bu yönetimlerin iktidarlarını yeniden üretmelerinin bir aracıdır.
Her türlü iç denetim ve karşı gücün ortadan kalktığı veya gayri meşru ilan edildiği hükümdarın bütün kamu kaynaklarının tasarrufunu kendi elinde topladığı bu rejimde hükümdarların kamu kaynaklarını şahsi servetleri gibi kullanma eğilimleri çoğu zaman baskın çıkar. Bu sadece kullanma ile sınırlı kalmaz bir servet edinme yöntemi olarak da çalışır.
Afrika ülkelerinde yeni-patrimonyal rejimlerde muktedir genellikle iç savaş ve darbe gibi yöntemlerle değişti. Muktedir değişti ama rejim aynı kaldı. Birkaç sınırlı örnekte ise yeni- patrimonyal sistem kendini yeniden üretme imkânlarını tükettiği için olduğu yerde çöktü ve göreli demokratik bir rejime geçilebildi.
Yeni-parimonyalizm kavramının içerdiği eleştirel dozdan hoşlanmayan Afrikalı devlet aydınları ve Batı'da bazı post-kolonyalizm akımı savunucuları bu kavramın oryantalist olduğu iddiasını ileri sürdüler. Halbuki yeni-patrimonyalizm kolonyalizm sonrasına ve Afrika'ya özgü bu kıtayla sınırlı bir kavram değildir.
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1045539/Yeni-patrimonyalizm_uzerine.html#
Mehmet Akif : Sark
"Ne gordun, sark'i cok gezdin?" Diyorlar. gordugum: yer yer,
Harap iller, serilmis hanumanlar, bassiz ummetler;
Yikilmis kopruler, cokmus kanallar, yolcusuz yollar;
Burusmus cehreler, tersiz alinlar, islemez kollar;
Bukulmus beller; incelmis boyunlar, kaynamaz kanlar;
Dusunmez baslar, aldirmaz yurekler, pasli vicdanlar;
...
Orumcek baglamis, tutmez ocaklar; yanmis ormanlar;
Ekinsiz tarlalar, ot basmis evler, kuflu harmanlar;
Cemaatsiz imamlar, kirli yuzler, secdesiz baslar;
'Gaza' namiyla dindas olduren bicare dindaslar;
Ipissiz asiyanlar, kimsesiz koyler, cokuk damlar;
Emek mahrumu gunler, fikr-i feda bilmez aksamlar!
Odama girdim; kapiyi kapadim,
Aglamaya basladim:
O gun basladim. o gun aksama kadar islamin garipligine,
Muslumanlarin inhitatina
Agladim, agladim.
Gecerken, agladim gectim; dururken, agladim durdum;
Duyan yok, ses veren yok, bin perisan yurda basvurdum."
Mehmet Akif'in Balkan Harbi'nden itibaren turkiye icin 10 yil surecek olan buyuk ve kanli savas boyunca Anadolu'da karis karis gezerek vaazlar verdigi sirada, Anadolu cografyasi ve halkinin nasil perisan bir vaziyette oldugunu vurguladigi siiri
--
(Mehdi seyyiddir, ben seyyid degilim risaleler mehdilik vazifesi yapiyor) diyor.
(Sualar s.364)
Said Nursi den zirvalar.
--
Quod nocet, saepe docet
Zarar veren sey genelde ogretir de.
Latin Atasozu
--
EHRAM
. . . . . .
Ey asilmaz daglarin ardinda,
Ulasilmaz beldelerden uzak,
Hasretin dallarini tutan sak,
Mavi, sonsuz bir takin altinda!Ey gulusu sabahlardan guzel,
Dunyasi dusuncelerden genis!
Ey gogsunde ilahi gerinis,
Ruyalarima hukmeden guzel!Nerde iginlen dalindan yere
Portakallarin dustugu cardak,
Kadehe duyarak degen dudak,
Sevgile bakan goz, gecelere;Yanmis ruhu titreyen ilahi,
Yapraklarda billurlasan seher;
Nerde cam kokan tahta testiler,
Geyik sesiyle cinliyan vadi?Yaldiz dallarda cicek yerine
Yildiz acmaz mi artik agaclar,
Yanmaz mi bin ruya ile saclar
Kapanip gunun eteklerine?Ey gulusu sabahlardan guzel
Dunyasi dusuncelerden genis!
Ey gogsunde ilahi gerinis
Ruyalarima hukmeden guzel!Hakikate olmaz mi acap ram
Yillardir besledigim dusunce?
Cikilmaz daglardan da mi yuce
Hasretlerin tirmandigi ehram?
Orhan Veli KANIK
a45UyF587661
--
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder