16 Kasım 2018 Cuma

RIFAT SERDAROĞLU: NE DİYECEKTİK Kİ?

RIFAT SERDAROĞLU: NE DİYECEKTİK ?

06 Eylül 2017'de "Reis ve Tayfası" başlıklı bir yazı yazmıştım.

Yazıdan 14 ay sonra Ankara Cumhuriyet Savcılarından Ömer Ziyaettin Aydın tarafından gönderilen talimatla 10 Aralık 2018 günü ifadeye çağrıldığım tebligat geldi! Sayın Savcının dava açılması için hangi mahkemeye müracaat ettiği ise gönderilen yazıda şimdilik belli değil!

Tebligat geldi! Hoş geldi sefa geldi!

Peki Sayın Savcının bize yüklediği suç ne?

"Şüpheli Rifat Serdaroğlu'nun sosyal paylaşım sitesi hesabından herkesin görebileceği şekilde yaptığı paylaşımlarda T. C Cumhurbaşkanına yönelik onur şeref ve saygınlığına saldırı içeren ifadeler kullanmak suretiyle Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediği…"

Avukat arkadaşlarımızla saatlerce yazıyı inceledik. Yazının neresinde hangi hakaret ifadelerini kullanmışız aradık taradık maalesef bulamadık!

Duruşma sırasında suçumuzu biz de öğreneceğiz…

Yazıyı Google hazretlerinden bulur ve okursanız ne demek istediğimizi daha net anlayacaksınız.

Yazıda 15 Temmuz öncesi Reis'in yanındaki tayfaları isim-isim yazmıştım.

-Belediyeden beri Reisin yanında olan Bay Binali 15 Temmuz gecesi tünelde saklanarak darbe ile kahramanca mücadele etmedi mi? Etti!

Biz de aynı şeyi söylüyoruz. Bunun neresi hakaret?

-Hulusi Akar çocukluktan beri Abdullah Gül ve Fehmi Koru ile birlikte olmuş. Yanlış mı?

-15 Temmuz'u yapan Tümgeneral Dişli ile rüşvetçi AKP Milletvekili Dişli (Şimdi Büyükelçi) kardeş değiller mi?

-AKP milletvekili emekli Tümgeneral Şirin Ünal 15 Temmuz'da saat 16.00 da Hulusi Akar'ı 18 10 da ise Hakan Fidanı ziyaret etmedi mi?

-Emekli Tümgeneral Adnan Tanrıverdi hem SADAT adlı örgütün başkanı hem de Reis'in Başdanışmanı değil mi?

-TBMM zabıtlarına giren kayıp 106 binden fazla otomatik ağır silah Türk Milletinin malı değil mi? Ancak yüz kamyonla taşınması mümkün olan bu silahlar kime karşı ve kimler tarafından kullanılacak? Silahlar kime zimmetliydi?

Bu kişiler için neden dava açılmadı?

Değerli Okurlar;

Yazdıklarımın eksiği var fazlası yok! Hepsi kamuya açık bilgi ve belgelerle doğrulanmıştır.

İzninizle Sayın Savcıya şunları soralım;

Siz basın suçlarına bakıyorsunuz. Görsel-yazılı-sanal ortamdaki yazı ve konuşmaları takip edip suç içerenleri belirliyorsunuz. Görevinizi yapıyorsunuz! İyi de yapıyorsunuz!

Belki duymadınız ama TV canlı yayınında Erdoğan aynen şunları söyledi;

"FETÖ olayında biz suçluyuz. Rabbim ve milletim bizi affetsin. "

Bu açıkça bir suç ikrarı değil mi? Tüm televizyonların canlı yayınladığı tüm basının yazdığı bu haberi görüp görevinizi yapmayacaksınız ama içinde hakaret olmayan benim yazımı cımbızla bulup dava açacaksınız!

Muhteşemsiniz Sayın Savcı…

Sayın Savcı;

-Ben devletin tepelerinde görevli olsam tüm servetim bir yüzük olsa ve görevim sırasında evime 1 Milyar Dolar parayı istiflesem 24 saatlik sıfırlama işleminden sonra evimde hala 30 milyon Avro kalsa

-Ben Başbakan iken Bakanlarımın ve çocuklarının rüşvet yedikleri kanıtlanırsa ve ben bu suçların üzerini örtsem

-Vatansever dediğim kişi hırsız çıksa ve Amerika'dan benim Bakanlarıma verdiği rüşvetleri tek-tek açıklarsa

Bana "HIRSIZ" denmez de ne denir Sayın Savcı?

-FETÖ'yu devlete ve kozmik odaya sokan Başbakan ve Bakanlar serbest gezerken 3-5 günlük askerler FETÖ üyeliği ile suçlanır ve ömür boyu hapse çarptırılırsa buna "ADALET" denir mi Sayın Savcı?

Değerli Okurlar;

Bu ülke Zekeriya Öz Ferhat Sarıkaya gibi cübbesini ve onurunu cemaate kiralamış haysiyet celladı Savcı müsveddelerini de gördü!

Fakat bu ülke cübbesini kimsenin önünde iliklemeyen kimsenin önünde eğilmeyen Anayasa Yasa ve vicdani kanaatine göre karar veren on binlerce cesur Cumhuriyet Savcısı ve Yargıçları da gördü.

Bu kadar saldırıya karşı Türk Devleti hala ayakta ise bu vatanseverlerin sayesindedir.

Şimdilik Türk Milleti olarak bizler izliyoruz!

Herkes bilsin ki bizde hırsıza hırsız haine de hain denir…

--   a45UyF587661

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder