ARMAĞAN KULOĞLU : TEHLİKE KAPIDAN GİRMEK ÜZERE
15.07.2017 oakuloglu@gmail.com
Orta Doğu'daki gelişmeler Türkiye'nin güvenliğini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Bu tehlikelere hayalci ve tribünlere oynanan söylemlerle değil, mantıklı, tutarlı, gerçekçi politika ve uygulamalarla karşı konulması gerekmektedir.
Barzani'nin bağımsızlık referandumu etkisizleştirilebilir
Tehditlerden biri, 25 Eylül'de yapılacağı ilan edilen bağımsızlık referandumudur.
Barzani'nin bu cesareti, Merkezi Irak Hükümeti'nin Musul'a odaklanmasından ve otorite zayıflığından, ABD desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde kendisine benzer bir Kürt yapısı oluşmasından, Türkiye'nin kendisine yönelik politikaları ve ticari bağımlılık yaratacak düzeydeki ilişkilerinden aldığı değerlendirilmektedir.
Irak Yönetiminin Musul operasyonu zaferle sonuçlanmış, itibarı ve etkinliği artmıştır. ABD, Irak Yönetimine, bundan sonraki politikasında Sünni'leri de gözetmesini tavsiye etmiştir. Bu durum İbadi hükümetine destek anlamındadır. Bu nedenle İbadi'nin, referandum konusunda daha etkin söylem ve uygulamalara gitmesinin önü açılmıştır.
Türkiye'nin de İbadi'yle iş birliğine giderek ona politik, diplomatik, hatta güç kullanımı kapsamında destek vermesi, Barzani'ye de başta ticari ilişkiler olmak üzere, vazgeçilemez olmadığını hatırlatması ve gerektiğinde uygulaması etkin sonuçlar getirebilir.
ABD'nin amacı, Orta Doğu'daki kontrolünü artırmak, İsrail'in güvenliğine katkıda bulunmak için bölgede kendine müzahir bir yapı (Kürdistan) oluşturmaktır. Bunun bir parçası olan Barzani yapısının, ABD desteğini almadan böyle bir teşebbüste bulunması mümkün değildir. ABD, sadece zamanını gelişmelere bağlı olarak öteleyebilir.
Referandum yapılsa dahi Barzani, bağımsızlık ilanında acele etmeyecektir. Fakat Kerkük, tartışmalı bölgeler ve Türkmen bölgeleri konusunda mesafe kat etmesinin mutlaka önü kesilmelidir. Referandum ve bağımsızlık konusunda kesin tavır konulmalıdır.
Türkiye'nin, kendisinin de mustarip olduğu bu konuda İran'la da iş birliği yapması, Rusya'nın da desteğini alması mümkündür. Barzani'yle ilişkide alttan alma, tavsiye veya desteksiz söylem fayda etmez. Son on yıllık ilişkileri gözden geçirerek ne hatalar yapıldığını görmek gerekir.
Suriye'nin yeniden yapılanmasındaki tehdide dikkat!
ABD, PYD'yi açıkça desteklemektedir. Suriye'nin kuzeyinde kurduğu üsler çoğalmakta ve etkinleşmektedir. Rakka Operasyonu sonuca ulaşmak üzeredir. PYD bu sonuçtan alacağı primi beklemektedir. BM, yeniden yapılanmada Kürtlere yer verilmesini tavsiye etmiştir. Büyük Kürdistan'ın ikinci ayağı yoldadır. Bütün mesele, kuzeyden olmazsa güneyden, Afrin'le birleşerek koridoru bütünleştirmeye odaklanmıştır.
Türkiye Afrin'e müdahaleyi, fiili bir tecavüz olmasına bağlamıştır. Hazırlıklar yapılmıştır. Ancak şimdilik Türk topraklarına düşen mermilere topçu ateşiyle karşılık verilmektedir. El-Bab harekâtının, koridoru engelleyecek şekilde genişletilmesi ihtiyacı doğmuştur. Tehdidin bu ikinci ayağı, şimdilik Afrin'siz de gerçekleşebilir. Bunun politik, diplomatik ve gerektiğinde güç kullanarak önlenmesi elzemdir. İlgili ülkelerle ittifak oluşturulması kaçınılmazdır.
Rusya'nın amacı, en azından ABD kontrolünü dengelemek için bölgede varlığını kaybetmemektir. Bu nedenle ABD'ye karşı kullanılabilir. Suriye hükümetiyle irtibata geçmekten gocunulmamalıdır. Ortak tehdit nedeniyle bu konuda da İran'la ittifak oluşturulması mümkündür.
Tehdit büyümüştür. Bu gelişmeler Türkiye'deki bölücü hareketleri de artıracaktır.
Kıbrıs'ı da göz ardı etmeyin
Kıbrıs müzakerelerinde fırsat kaçmamış, tam aksine Allah bir kere daha yüzümüze bakmıştır. Sıfırdan fazla askere, sıfırdan fazla garantiye razı olunsaydı ne olurdu halimiz?
Güneydeki gazın Avrupa pazarına ulaşması için Birleşik Kıbrıs şart değildir. KKTC üzerinden de bu durum gerçekleştirilebilir. "Olmazsa Girit üzerinden yaparız" savı tamamen bir blöftür. Bence bu görüşmede KKTC'nin bağımsızlığının tanınması için baskı yapılması fırsatı kaçmıştır. "Bu son müzakere" sözünün arkasında durulmalıdır. Tekrar müzakere masasına oturmak intihardır.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/tehlike-kapidan-girmek-uzere-43526yy.htm
a45UyF587661-170715002415 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/07/15 01:25 2 65 alelma@yahoogroups.com
Cocuguna kucuk seylerden zevk almasini ogreten ona buyuk bir servetbirakmis olur.
Etienne Gilson
EN AM - 111 ...Allah dilemedikce inanmazlardi...
EN AM - 125 Allah kimi dogru yola goturmek isterse, gonlunu Muslumanligi kabul etmesi icin acar.
Kimi de sapiklikta birakmak isterse, onunda gonlunu daraltir ve $ikintili kilar...
BAKARA - 7 Allah onlarin yureklerini ve kulaklarini muhurlemistir, gozlerinde perde vardir...
Kuran daki Celiskiler ve Nedenler (3)
Bazi Ayetlerin Muhkem (Kesin) Anlamli, Bazilarinin Da Mutesabih (Supheli) Oldugu Ve Celismeli Gorunumun Bundan Dogdugu Iddialarindaki Gecersizlikler
Seriatcilar, Kur an ayetlerinin cesitli anlamlara gelebilecek sekilde indirildigini ve boyle oldugu icindir ki, hem muglak (guc anlasilir) hem de celismeli ymis gibi gorunduklerini ileri surerler:
Kur an in bazi ayetleri herkes tarafindan anlasilabilecek nitelikte seylerdir; bunlara muhkem ayetler adi verilir. Bazi ayetleri ise herkesin anlayamayacagi sekilde gonderilmistir ki, bunlara da mutesabih , yani supheli ayetler deniri Tanri kesin ayetler yaninda suphe uyandiracak nitelikte ayetler yollamistir; cunku, gonderdigi ayetlerin tumunun herkes tarafindan anlasilmasini istememistir. Bazi ayetleri herkesin anlayamayacagi sekilde indirmis olmasinin nedeni, bir yandan fikir ozgurlugunu gelistirmek ve diger yandan cahil Arabin inanc bocalamasina kapilmasini onlemek icindir. Cunku, eger her sey anlasilir sekilde aciklanmis olsaydi, cahil Araplara o anda akillarinin alamayacagi bir sey soylenmis olur, bu da onlari tereddude dusurebilir, urkutebilirdi. (1)
Ve iste guya bundan dolayidir ki, Kur an daki ayetler celiskiliymis gibi gorunmektedir. Dikkat edilecegi gibi, seriatcilarin iddialarina gore Tanri, esas itibariyle fikir ozgurlugunu olusturmak amaciyla ayetleri farkli anlamlarda indirmistir. Guya bazi ayetleri anlasilmaz nitelikte kilmakla, bunlarin yorumlanmasina ve boylece cesitli durumlara ve ihtiyaclara uydurulmasina ve ayni zamanda Arabin inanc bocalamasinda kalmamasina olanak yaratmak istemistir! Bununla da Islamiyette dinin temellerinin guclenmesini saglamistir.(2)
Yukaridaki iddialara sarilanlar, genellikle Kur an in Al-i Imran Su-resi ndeki su ayeti ornek verirler:
...Oyle bir Tanri ki, sana kitap indirdi. Onun bir kismi apacik ayetlerdir ve bunlar kitabin temelidir. Diger kismiysa cesitli anlamlara benzerlik gosterir ayetlerdir. Yureklerinde egrilik olanlar fitne cikarmak ve onlari tevil etmek icin anlamlari acik olmayan ayetlere uyarlar. Halbuki, onlarin tevilini ancak Allah bilir. Bilgide supheleri olmayacak kadar kuvvetli olanlarsa derler ki biz inandik ona, hepsi de Rabbimizdendir . Bunu akli tam olanlardan baskalari dusunemez (Al-i Imran Suresi, ayet 7).
Hemen belirtelim ki, ne bu ayet (ve benzerleri) ne de seriatcinin yukaridaki aciklamasi, Kur an daki celismelerin gercek nedenlerini ortaya cikaracak yeterlilikte degildir. Ayetlerden bazilarinin mutesabih (supheli, kapali) nitelikte olmasi, ne fikir ozgurlugunu saglamak icindir ne de cahil Arabin tereddude dusmesini ya da urkmesini onlemek icindir. Eger Muhammed in Tanrisi fikir ozgurlugunu yaratmak isteseydi, ayetleri anlasilmaz ya da celismeli sekilde gonderecek yerde, anlasilir sekilde kilar ve kisilere, ozgur akil rehberligiyle, bunlari uygulamak ya da degistirme yeterliligini saglardi. Kalkip da, Bazi ayetlerin tevilini ancak Allah bilir deyip, anlamini sadece kendisine sakladigi ayetleri kisilere gozu kapali sekilde kabul ettirmez ve onlardan, anlamini bilmedikleri bir sey icin Biz inandik ona, hepsi de Rabbimizdendir demelerini beklemezdi. Cunku, bunu yapmakla, fikir ozgurlugunu temelinden yikmis olacagini bilirdi. Mutesabih (supheli) ve celismeli hukumler yoluyla fikir ozgurlugunu yaratmanin mumkun olamayacagini ELBETTEKI dusunurdu. Zira, fikir ozgurlugu, herhangi bir hukmu, sirf Tanri dan gelmistir diye kabul etmekle ya da yorumlamakla degil, fakat onu akilci yoldan degistirebilmekle, yerine yepyenisini getirebilmekle, cerh edebilmekle olusabilir. Oysa ki, Kur an a gore aklin rehberligi diye bir sey soz konusu degildir; vahiylerin akil suzgecinden gecirilerek yok edilmesi mumkun degildir. Aksine, Kur an da Tanri ve peygamber emirlerinin mutlakligi, degismezligi, ongorulmustur. Kisinin tum yasantilarini en ince noktasina kadar duzenleyen ve insan aklina bunlari ogrenmekten baska bir olanak vermeyen bu emirleri insan iradesiyle degistirmek, ilga etmek mumkun degildir; cunku yasaklanmistir: Bakara Suresi ndeki Ayetlerimi degistirmeyin (Bakara Suresi, ayet 41) seklindeki hukumden tutunuz da, Kitabi batil kilacak hicbir sey olmadigina (Fussilet Suresi, ayet 41-42) ya da kitabi ciddiye almayip reddedenlerin cehennemlik sayilacaklarina (Bakara Suresi, ayet 113-115) varincaya kadar, Kuranda yer alan buyruklar, fikir ozgurlugunu kokunden kurutacak nitelikte seylerdir.
Araplari tereddude dusurmemek ya da urkutmemek icin bazi ayetlerin mutesabih nitelikte gonderildigi iddiasina gelince... Boyle bir iddia, Tanri yi aciz durumdaymis gibi tanimlamaktan baska bir ise yaramaz. Cunku, eger Tanri, kendi yarattigi kullarini tereddude dusurmekten ya da urkutmekten cekiniyor ise, bu takdirde, gucsuzlugunu, aczini itiraf etmis oluyor demektir. Eger onlari urkutebilecek emir vermekten cekiniyor da, bu emri bazilarinin anlayamayacagi bir dilde veriyor ise, bu takdirde kullarindan korkuyor demektir! Ote yandan kullarina diledigi gibi anlayis gucu sagladigini ya da onlari dogru yola sokmak,gonullerini acmak olanagina sahip oldugunu soyleyen bir Tanri nin (ornegin, Enam Suresi, ayet 125), bazi ayetleri mutesabih nitelikte gondermeye neden ihtiyac duymus olabilecegi de ayrica anlasilmasi guc bir sorundur!
Butun bunlar bir yana, Muhammed in ilk anlarda yerlestirdigi ayetlerden anlasilan odur ki, Tanri, kendi emirlerinin herkes tarafindan anlasilmasini istemis bu nedenle de, buyruklarini apacik olmak uzere gonderdigini bildirmistir. Daha once diger ummetlere -sirf anlasinlar diye-, kendi dillerinde kitap gonderdigi gibi, Araplara da Kur an i, apacik bir dille, Arapca olarak, yani Araplarin kendi anlayacaklari dilde hem de yedi farkli okunusta gondermistir.
Yani anlasilmasini istedigi icindir ki, Kur an i apacik olmak uzere, en acik ve en anlasilacak tarzda, hem de cesitli Arap kavimlerinin kullandiklari yedi lehcede olmak uzere indirdigini soylemistir. Kur an in apacik olmak uzere gonderildigine dair Kur an da sayisiz denecek kadar cok ayet vardir. Butun bunlar ortadayken, bazi ayetleri muhkem (kesin, anlasilabilir) ve bazilarini mutesabih (supheli, anlasilamaz) sekilde gondermesinin ELBETTEKI anlami olamaz ve aksini iddia etmek ELBETTEKI yersizdir.
Dipnotlar ;
1)Sahih-i..., c.ll,s.62 vd.
2)Cerrahoglu, age, s. 17 vd
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/11/24/kurandaki-celiskiler-ve-nedenler-3/
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder