AKP'nin kurduğu "Kamu Güvenliği Müsteşarlığı", başından beri ağır silah edinmeye çalışıyor.
Kuruluş Kanunu'na "Yabancı personel çalıştırır" ve "Ağır silahlar alır" maddeleri konuldu.
Böylece Ergenekon soruşturmasına şu ana kadar gizli olarak yön veren CIA personelinin resmi olarak görevlendirilmesi yapılabilecek.
Bu personel aynı zamanda AKP ordusu kurulmasında da rol alacak.
Bu Müsteşarlık kamuoyuna:
"Güvenlik ile ilgili stratejik analizler yapacak, MİT, Emniyet ve Jandarmanın istihbarat bilgilerini tek merkezde değerlendirecek" şeklinde tanıtıldı.
Müsteşarlık tank, top, uçak, helikopter , ağır silah vesaire almak istiyor.
Peki, stratejik analiz yapacak, istihbarat toplayacak olan bir kuruluş niçin tank, uçak,helikopter almak ister?
Bu işte bir bit yeniği olduğu ta başından belli idi.
Ancak 4734 Sayılı İhale Yasası, Müsteşarlığın ağır silah, tank, uçak vesaire almasına engel teşkil ediyordu.
Bu engeli ortadan kaldırmak için, Müsteşarlığa "İhale Yasası'na tabi olmayan kuruluş" statüsü verildi.
Böylece Müsteşarlık, silah alımı konusunda Türk Ordusu ile aynı yetkilere sahip oldu.
Peki, alınan bu silahlar ne olacak? Herhalde depoya konulup paslanmaları beklenmeyecek.
Bunun anlamı, Türk Ordusu'na karşı AKP ordusu kurma çalışmalarının bir adım daha ilerletilmesidir.
Esas amaç Türk Ordusunun İran-Irak-Suriye sınırından uzaklaştırılması.
Bunun için her yol deneniyor.
Örneğin Suriye sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesi işi NATO'ya verildi.
Bunun anlamı: Suriye sınırını NATO kontrol edecek.
Peki Irak sınırı ne olacak?
AKP formülü buldu. Daha doğrusu Obama'nın kulağına üflediği formülü dillendirdi:
"Irak sınırına NATO askeri gelsin" dedi.
Obama belki bu olmazsa diye alternatif bir plan önerdi: "Irak sınırında ortak güvenlik noktaları kurabiliriz"
Niçin Suriye, Irak ve İran sınırları bu kadar önemli?
Çünkü:
- Suriye sınırının doğu kısmı
- Irak sınırının tamamı
- İran sınırının güney tarafı
Kürtlerin yaşadığı bölgelerle sınır.
Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi gereğince yaratılacak olan Büyük Kürdistan'ın içinde kalıyor bu sınırlar.
Güneydoğu bölgemizin sorunsuz bir şekilde Batı İran - Kuzey Irak - Doğu Suriye'deki Kürt bölgeleri ile birleşebilmesi ve böylece "Büyük Kürdistan" yaratılabilmesi için, Türk Ordusu'nun bu sınırlardan çekilmesi gerekiyor.
Türk Ordusu yerine buralara NATO, ABD askerleri ve Tayyip Bey'in "Sınır birlikleri" dediği AKP ordusu konuşlanacak.
NATO ve ABD'nin silahları var, AKP ordusunun silahı yok.
İşte bu sorun çözüldü, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı, AKP ordusu için tank, top, uçak, helikopter hatta denizaltı alabilecek.
Sınırlara yerleşen AKP ordusu, NATO ve ABD kuvvetleri ile işbirliği içinde etki alanını gittikçe kuzeye doğru genişletecek, belli bir zaman süresi içinde (3, 5 veya 7 yıl içinde) Türk Ordusu Güneydoğu Anadolu'daki etkinliğini kaybedecek.
Bu süreçte salam politikası uygulanacak.
Mek parmak, mek parmak daha...
Güneydoğu'da bölücüler ayrılma referandumu istediklerinde veya ayrılıkçı ayaklanmaya başladıklarında Türk Ordusu müdahale etmek isterse AKP ordusu engel olacak.
Gücü yetmezse NATO ve ABD askerini çağıracaklar.
İşte hain plan bu.
Kamu Güvenliği Müsteşarlığı, bu hain planın hayata geçirilmesinin ilk adımı olarak kuruldu.
Türk Milleti, derin uykulardan uyan. Ne zaman uyanacaksın
--
-Hiçbir savunma aracına sahip olmasak bile, dişimiz tırnağımızla zayıf ve dermansız kolumuzla mücadele ederek şeref ve haysiyetimizi, namusumuzu korumayı kaçınılmaz görüyorum. Tarih, bize vatan uğrunda canını, malını esirgemeyen milletlerin asla ölmediklerini göstermektedir. Ben hayatımı, hiçbir zaman milletimizden üstün görmedim ve görmeyeceğim. Her an memleketim için şerefimle ölmeye hazırım.’
Mustafa Kemal Atatürk...
-Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır. İnsan ruhundadır o. İnsan, kainatla ve kainatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini farkettiğinde, kainatın merkezinde Büyük Ruh'un durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu farkettiğinde birinci barış sağlanmıştır. Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir. İkinci barış iki fert arasında olan barıştır. Üçüncü barış ise iki millet arasında yapılır. Fakat hepsinden önce, anlamalısınız ki 'gerçek barış' dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir.
Kızılderili Atasözü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder