Daha sonra da, önce Türkiye'deki sonra Avrupa'daki, Kürt mafyasının tasfiyesinde kullandı.
Bunu ne için mi yaptı?
Kürt İdris'leri, İnci Babaları, Baybaşin ailesini eminim siz de hatırlarsınız.
PKK'nın önemli finansman yollarında biri olan mafya gelirleri kaleminden uyuşturucu ticaretini ülkücü mafyanın sorumluluğuna bıraktı.
Uyuşturucu ticareti sayesinde ülkücü mafya bütün Avrupa'da örgütlenmişti ve ciddi bir finansman imkanına sahip olmuştu.
Bu sayede batılı istihbarat kuruluşlarının örtülü ödenek kullanma zorunluluğu da ortadan kalkmıştı.
Bu dönemde Avrupa'da hemen bütün ülkelerde ülkücü mafya etkindi, Kurtlar İmparatorluğu( Jean-Christophe Grangé,) adlı kitap bu durumdan esinlenmişti.
Hatta bir ara İtalya'da racon kesme konusunda Sicilya Mafyasıyla çatışmaya kadar iş büyümüştü.
Bu dönemde Türkiye'de Adapazarındaki Şeytan üçgenini, Kumarhaneler Kralının öldürülmesini, vücut kimyası bozulanları hep bu bağlamda düşünün.
Avrupa elbette süreçte Kürt mafyasını himaye etti, Ülkücü mafyayı tırpanlamaya çalıştı.
Esasen, Susurluk Olayı, derin devletle yüzleşme, ülkenin barsaklarının temizlenmesi şeklinde ambalajlanan operasyonlar
Türkiye'de ve Avrupa'da tekrar Kürt Mafyasının güç kazanmasına,
Ülkücü Mafyanın tasfiyesine,
PKK'nın o dönemde bir süre için kaybettiği finansman imkanına tekrar kavuşmasına,
hatta K.Irak'daki Barzani ve Talabani'nin yine yüksek hacimli uyuşturucu ticaretiyle zenginleşmesine yol açmıştır.
Bu süreç içinde Türkiye'de faaliyete sokulan Alman STO'larının, AB temsilcilerinin rolleri ve eposta yazışmaları o dönemde internete dökülmüş,
Hablemitoğlu bu olayların perdesini araladığı için susturulmuştu.
Bu anlamda benim saf ve temiz halkım ketenpereye getirilmiştir.
Aslında, Türk halkı ve hükümeti ülkücü mafyanın tasfiyesiyle bir büyük imkandan yoksun bırakılmış, yerine AB himayesinde yeni bir mafya ve mafya ticareti sistemi oturtulmuştur.
Şimdi herkes Barzaninin/Talabaninin, PKK'nın, ve yerel aşiret reislerinin nasıl ve nereden zengin olduğunu merak ediyor?
ABD ve AB her zaman örtülü olarak uyuşturucu ticareti yapmıştır. Bunu örtülü harekatlarının finansmanı ve kendi zenginlerinin menfaat talepleri doğrultusunda yapmıştır.
Mesela; Vietnam, Kamboçya ve Laos'daki yasa ve ahlak dışı operasyonlar CIA konrolünde yapılan uyuşturucu ticaretiyle finanse edilmiştir.
Çin'ini afyona alıştırılması, o zamanki Osmanlı'nın Ege bölgesinde üretilen afyonun, İzmir'den yurt dışına çıkarılması, deniz yoluyla nakli, Honkong üzerinden Çin'e sokulması,
afyon ticaretine muhalefet eden Çin İmparatorunun Boxer ayaklanmalarıyla bunaltılması, uyuşturucu parasının HSBC bank aracılığıyla transferi/yatırımlara yönlendirilmesi, Çin İmpartoruyla girilen mücadele, elçilikler kuşatması, Çin rejiminin değişmesi, ve daha sonra olup biten herşey vs. vs. hep bu bağlamdadır.
Ana fikir burada da uyuşturucu ticaretinin sürdürülmesidir. Ve ana kahraman Mayer Amschel Rothschid'dir.
Ve şunuda vurgulamak isterim İngiliz kraliyet ailesi burada ve başka yerlerde(Commonwelt ülkelerinde) dönen bütün işlerde bu ailenin en büyük işortağıdır.
İşte, İngiltere bu nedenle meşrutiyeti kaldıramamaktadır.
Mevzunun buraya kadar olan bölümü MAFYACILIK OYUNUYLA ilgiliydi.
39 kişinin katledildiği intihar saldırısına gelince. Adı üstünde Covert Operations, Psychological Operation yani tercümesi örtülü.
Bu işlerin nadiren delili olur. Esasen istihbarat delil değil, kanaat demektir.
Çünkü istihbari bilgiler mahkemelerde kullanılmak üzere değil, karar üretmek için kullanılır.
Tıpkı Wikileak belgeleri gibi...
İran istihbaratı ise hem Şah döneminde Şii Şeriatçılara karşı, hem de sonraki dönemde İranlı rejim muhaliflerine karşı hem Türkiye'de , hem de bütün dünyada örtülü harekat yapmıştır.
Ben geçmiş dönemde araba bagajında İrana kaçırılanlaları, sağda solda cesedi bulunanları hatırlıyorum.
Evet İranlılar da bu işlerde hiç de geri kalmamıştır.
Burada dikkate değer nokta ne İran'da, ne İsrail'de, ne ABD, ne de gelişmiş batı ülkelerinin hiç birinde kimse derin devletten, devletin barsaklarını temizlemesinden, geçmişle yüzleşmekten bahsetmemesidir.
Bu sadece Türkiye için geçerli istisnai bir durumdur. Türk kamuoyu yukarıdaki cümlede bahsettiğim solganlarla nasıl kandırıldığını anlamalıdır.
Mollalara gelince, İran'daki Ayettullah rejiminin önümüzdeki on yıllar içinde yıkılacağını bekliyorum. İran halkı da dönüşmektedir. Ve mevcut rejimden sıkıldıklarına dair emareler vardır.
ABD/AB'nin uyguladığı ablukalar, tedbirler, tehditler ise halkı safları sıklaştırmaya zorlamaktadır.
Rejim dış tehdit bahanesiyle can suyu bulmaktadır.
Mollalara gelince, benim yaşam tarzıma ve dünya görüşüme son derece ters bir noktadalar.
Umarım onlarda benim ülkeme mussallat olmuş olan şeriatçılık hastalığından kurtulurlar.
Bundan umutluyum.
Dünya da nükleer silah kullanmış tek bir devlet vardır. O da ABD'dir.
Ve ilerideki yüzyıllarda bu ayıp çok daha ağır şekillerde bir çok kez yüzlerine vurulacaktır.
Bu günler onların iyi günleridir.
Hiçbir aklı başında devlet, hemen yanıbaşında bulunan bir devlete nükleer silah kullanmaz.
Nükleer silahlar KITALAR ARASI kullanım içindir.
Bu bağlamda İran'ın, İsrail'in son kerteye gelmeden önce nükleer silahlara başvuracağını sanmıyorum. Yapılan masraflar ağırlıklı olarak caydırılıcılık, dehşet dengesini sağlamak içindir.
Özellikle, İsrail'in en büyük sıkıntısı coğrafi derinliğinin olmamasıdır, bu nedenle hele hele İsrail açısından nükleer silah kullanımı ancak bir yokoluş durumuna alternatif olarak düşünülebilir.
Çünkü nükleer bir çatışma durumunda, radyoaktif kirliliğe maruz kalmış nükleer patlama alanlarında Yahudi nüfusu kalamaz, ve işte o zaman gerçek bir jenosit olur.
Oysa bir de Ukrayna'da gerçekleşen Çernobil olayını gözlerinizin önüne getirin, Ukrayna hala ayakta ve halk hala daha yaşamına devam ediyor.
Bir kıyas için bunu belirttim.
Saygılar.
On 16.12.2010 23:49, tarik yol wrote:
sagol abiii
Von: Mentes Azuz <mentesoz@gmail.com>
An: ISRATURK@yahoogroups.com
Gesendet: Donnerstag, den 16. Dezember 2010, 22:47:48 Uhr
Betreff: Re: [ISRATURK] CIA'dan kanlı provokasyon
Sevgili Tarik,Bu konuda kitaplar yazildi, hangi birini yazayim. Bildigim birsey varsa MIT'in bu isleri ulkuculere yaptirdigi ve isleri bittigi zaman da bir kenara attigidir.Ancak Avrupa'daki o $a$aali gunleri ve parayi bulamayan ulkuculerin, milliyetcilik arkasina saklanip sonradan mafyacilik oynadiklari da sir degil.Sana katledilen konsoloslarin linkini veriyorumveyaSevgilerMentes
2010/12/16 tarik yol <welasir@yahoo.de>
Mentes abii Türkiyenin yurt disandaki türk diplomatlarinin öldürülmesindeki asala teröristlerin.bertarfi hakkinda bilgi kaynak varmi bildgin okumak ögrenmek isterim sekil ve icaraatini
Von: Mentes Azuz <mentesoz@gmail.com>
An: ISRATURK@yahoogroups.com
Gesendet: Donnerstag, den 16. Dezember 2010, 21:49:27 Uhr
Betreff: Re: [ISRATURK] CIA'dan kanlı provokasyon
Kusura bakmayin, aradaki iliskiyi yine anlayamadim. Daha once de yazmistim sigara, kolesterol ve triglesirid beyin damarlami tikamis olabilir.ABD ve Ingiltere'nin masum olmadiklarini pesinen kabul etmistim. Ancak 39 kisinin katledilmesini kanitlayan bir sey gosterin ki, mollalarla ittifak yapmadiginiza inanayim.Her ulke hasmini, dusmanini nerede bulursa oldurmek ister. Aynen Turkiye'nin gecmiste konsolos katillerini Avrupa'da oldurdugu gibi.Bir de Iran istihbaratinin Turkiye'de sadece Islamci olmadiklari icin katlettigi muhalifleriyle ilgili, pek de duyulmayan eylemler var. O zamanlar da mi mollalar gibi dusunuyordunuz? Oysa ki, El Mabhuh haberi agzinizdan hic dusmez!ABD Turkiye'yi ne zaman bolmeye karar verdi? (verdiyse?)1 Mart tezkeresi reddedildikten sonra degil mi?Eh bu konuda cok yazdim, yeter...SevgiyleMentes
2010/12/16 Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net>
__._,_.___MARKETPLACE.
__,_._,___
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Halkın güvenini kazanınız ve onların iyiliğini istediğinize kendilerini inandırınız. Hz.Ali oO-------------------------------------------------------------------Oo http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder