1 Nisan 2011 Cuma

Dolmabahçe Dosyası - 2 : Şantaj dosyasında neler var

Dolmabahçe Dosyası - 2 :
Şantaj dosyasında neler var
++++++++++++++++++++++++
 
Ali Serdar Bolat   31 Mart 2011
 
Aydınlık'ın 29 Mart günlü yayınını özetliyorum:
 
Tayyip Erdoğan tarafından Büyükanıt'ın önüne konulan dosyaların tamamı elimizde bulunuyor.
Bugün sadece konu başlıklarını ve kısmi ayrıntıları veriyoruz.
Önümüzdeki günlerde önemli bulduğumuz bazı dosyaların ayrıntılarını açıklayacağız
 
Dolmabahçe buluşmasında neler olduğunu halkımız bilmiyor, ama Amerikan devleti maalesef tüm ayrıntıları ile biliyor.
ABD Büyükelçisi Ross Wilson, buluşmanın olduğu akşam Amerika'ya bütün ayrıntıları telgrafla bildirmiş.
Bu bilgileri kimden aldığını herhalde anladınız, söylemeye gerek yok... :)))
 
*****
 
İşte telgrafın özeti:
 
Buluşmaya iki taraf da dosyalarla geliyor. İki taraf da gergin.
Konuşmaya önce Büyükanıt başlıyor. Tepkilerini anlatıyor. Elindeki dosyaların satırbaşlarını okuyor.
"Ordunun talebi, eşinin başı açık olan birinin Cumhurbaşkanı olmasıdır" diyor.
Bunun üzerine Tayyip Erdoğan şantaj dosyalarını masanın üzerine koyuyor.
Büyükanıt şaşkınlık yaşıyor. Geri adım atma ruh haline giriyor.
Erdoğan fırsatı kaçırmıyor. Ortamı yumuşatan bir tavıra giriyor. Büyükanıt bundan memnun oluyor.
Görüşme karşılıklı iltifatlarla devam ediyor. Gerginlik konularına bir daha dönülmüyor.
Hatta spor ve Fenerbahçe bile konuşuluyor.
 
*****
 
Bu olaydan sonra Genelkurmay hep güçsüz ve sessiz kaldı.
Orduya karşı Ergenekon ve Balyoz gibi davalarla etkisizleştirme operasyonu başlatıldı.
Büyükanıt kendi döneminde bu operasyona karşı ciddi bir refleks göster(e)medi.
 
*****
 
Şantaj dosyasında Amerikalılardan alınanların yanında AKP tarafından eklenen konular da var.
 
* Yaşar Büyükanıt'ın eşi Filiz Büyükanıt'ın Genelkurmay ödeneğinden yaptığı
               ve usulsüz olduğu iddia edilen harcamaların makbuz ve belgeleri (Toplam tutarı yaklaşık 400 bin lira)
 
* Büyükanıt'ın Rusya'dan alınması düşünülen bazı silah sistemleri ve helikopter ihalesi öncesinde
                                                                                                                     3 Rus kadınla birlikte olduğu iddiası.
     Büyükanıt hakkında bu tür özel hayatına ilişkin ses, video ve belgelerden oluşan 8 dosya var.
 
* Diyarbakır Söz gazetesi ve televizyonu sahibi Mehmet Ali Altındağ'ın ifadeleri.
     Bu ifadeler 3 yıl sonra Van Savcısı Ferhat Sarıkaya tarafından Şemdinli iddianamesine konuldu.
 
* Uyuşturucu suçundan halen Hollanda'da cezaevinde yatan Hüseyin Baybaşin'in
                                          Ferhat Sarıkaya ve diğer bazı savcılara gönderdiği Büyükanıt'ı suçlayan ifadeler.
 
* Büyükanıt'ın Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı dönemine ait yolsuzluk ve faili meçhul iddiaları.
 
* Büyükanıt'ın 1. Ordu Komutanlığı dönemine ait 5 dosya
     Kara Kuvvetleri Komutanlığı dönemine ilişkin 7 dosya
     Genelkurmay Başkanlığı dönemine ilişkin 9 dosya
     Bunlarda hem ihalelerle ilgili iddialar, hem de dinleme kayıtlarına ait dökümler yer almakta.
 
* Org. Hilmi Özkök tarafından Amerikalılara hitaben kaleme alınan,
                                                 Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanı olmasını tavsiye eden yazı.
 
* Büyükanıt NATO karargahında istihbarat bölümünde görev yaparken Amerikalılar tarafından hakkında toplanan özel bilgiler.
 
* Büyükanıt'ın aile seceresi hakkında Amerikalıların hazırladığı bir dosya.
 
* Büyükanıt dönemine ilişkin İsrail'e verilen tank ve uçak modrnizasyonu ihaleleriyle ilgili yolsuzluk iddiaları
 
*****
 
3 Rus kadın CIA ajanı çıktı
 
Amerikanın hazırladığı dosyaya göre, ünlü bir işadamı Büyükanıt'a 3 Rus kadın gönderiyor.
Konu, Rusya'dan alınması düşünülen silah sistemleri ve helikopterler.
 
İddiaya göre işadamının amacı Büyükanıt'a bu kınuda etki yapmak.
Ancak, Amerikan Büyükelçisinin telgrafında önemli bir not var:
"Kadınların adları Vera, Eva ve Petra, ama bunların ismini koruyun, çünkü bunlar bizim yardımcı haber elemanlarımız"
Bu, kripto dilinde "bizim adamımızdır" yani "istihbaratçıdır, ismi duyulmasın" anlamına geliyor.
Bir not daha: CD kayıtları ellerindeymiş.
 
*****
 
Bu konu hakkında kişisel yorumum şudur:
 
Bir ülkenin Başbakanı, o ülkenin Genelkurmay Başkanına şantaj yapmıştır.
Eğer ortada gerçekten bir suç varsa, suçu ve suçluyu gizlemiştir.
Hem de yabancı bir ülke ile işbirliği yaparak...
Hem şantaj yapmak, hem de suçu ve suçluyu gizlemek kanunlara göre suçtur.
Bu suçun hesabı sorulmayacak mıdır?
 
Diğer önemli olay ise:
Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı, başka bir ülkenin yöneticilerine, "Benden sonra yerime falancayı tavsiye ediyorum" diye mektup yazmıştır.
Bu olay, dünya çapında bir rezalettir.
Amerika bağımlılığı ve NATO kıskacında ülkemizin düştüğü korkunç durumu açığa vuran bir ibret belgesidir.
Böyle bir rezaletin olabileceği hiçbir faninin aklına gelmediği için, kanunlarda böyle bir suç tarifi yapılmamış olabilir.
Ama bu, büyük bir suçtur. Bu suçun hesabı sorulmayacak mıdır?
 
__._,_.___

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder