13 Nisan 2011 Çarşamba

Politik - ANLAMAK / MAMAK,Haberler, Naci Beştepe

ANLAMAK / MAMAK

HaberlerNaci Beştepe

12 Nisan 2011

6 Nisan günü Gnkur.Bşk.lığı BALYOZ tutuklamaları ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamayı okur okumaz, nerelerden ve kimlerden ne gibi olumsuz tepkiler gelecek diye düşündüm.
Üç aşağı-beş yukarı tahminlerim tuttu.

Ülke gündemini takip edenlerin de tahminlerinin büyük çoğunlukla doğru çıktığını söylemem yanlış olmaz sanırım.
Tepkilerin kaynağı genellikle aynıdır;
Hükümet ve AKP çevresi, yandaş ve dinci medya, kendine liberal üstün kişilikler(!), TSK'ya yüklenerek puan alacağını düşünen şaşkın demokratlar…

ANLIYORUM;
Ben bazı gelişmeleri ve söylemleri çok iyi anlıyorum.
Sıralayayım;
AİHM kararını beğenmeyip, " Ulemaya mı sordunuz?" denmesini,
AYM kararını beğenmeyip, " Bu bir yargı darbesidir" denmesini,
Muhalifleri yargılamak için hazırlık yapıp," Bir savcı arıyoruz" denmesini,
Seçilmeden önce dokunulmazlıkları kaldırma sözü verip, seçildikten sonra "yargıya güvenmiyoruz" denmesini,
Generaller, subaylar tutuklanırken, "Ülke bağırsaklarını temizliyor" denmesini,
Danıştay saldırısında, daha kanlar yerden temizlenmeden, "Bunun arkasından neler çıkacak göreceksiniz" denmesini,
" Bu tutuklanmalar az, daha yüzlerce-binlerce tutuklama yapılmalı" denmesini,
" İyi ki bu generallerle savaşa girmemişiz" denmesini,
" Bunlar gazetecilikten veya kitap yazmaktan değil, çete ile ilişkilerinden tutuklanıyorlar" denmesini,
Tutuklamayı kaldıran yargıçların pasif görevlere atanmasını,
Muhaliflere dokunan herkesin atama ve terfi ile ödüllendirilmesini,
ERGENEKON ve BALYOZ gibi BUYDURULMUŞ davalara " EKİP OLUŞTURDUK" diye belirli görüşteki savcı ve yargıçların görevlendirilmesini,
Muhaliflere ait dava dosyalarının, belirli savcı ve yargıçların dışındakilerin eline geçmemesi için kaçırılmasını,
Birbiriyle ilgisi olmayan kişilerin aynı dava çatısı altında buluşturulmasını,
Davaların bitmemesi için pişmiş aşa su katarcasına sürekli yeni dava dosyaları ile beslenmesini…
Anlıyorum.

Ticaret Odası Başkanı tutuklanınca odaların tepkisini,
Gazeteci tutuklanınca gazetesinin ve Gazeteciler Cemiyeti'nin tepkisini,
Üniversite öğretim üyesi tutuklanınca Üniversitelerin tepkisini,
Liberal bir yazar-gazeteci tutuklanınca liberallerin tepkisini…
Anlıyorum.
Daha pek çok şeyi de anlıyorum.

ANLAMIYORUM
Ancak, bazılarının çok açık ve anlaşılır şeyleri anlamamasını anlamıyorum.
Genelkurmay da bir kurumdur.
Personeline yapılan haksızlıkları dile getirmesi, tüm personeli ve ülke vatandaşlarının büyük çoğunluğunca beklenmektedir.
Açılan davalar, yapılan tutuklamarla ilgili olarak sessiz kaldığında, "Suç var ki Gnkur. sessiz kalıyor" denmesine karşın, sadece ilgili makamları bilgilendirmekte ve kamuoyu oluşturma çabasına girmemektedir. Bu tutum başta bu satırların yazarı olmak üzere TSK mensuplarını da rahatsız etmektedir.
Son basın duyurusu ile bu konuda gerekenin yapıldığı da vurgulanmaktadır.
Gerek tutuklu yakınları gerekse Gnkur.Bşk.lığı, yargılamalara karşı değildir. Zaten yargılamalardan bir şey çıkmayacağından herkes emindir. Çünkü; söz konusu örgütler de darbe planları da yoktur. İtirafçıların, gizli tanıkların, kendini kurtarmak veya adam yarine koyulmak isteyenlerin uydurmaları; İmamın Ordusu'nun tuzaklarıdır.
İstenen, adil ve tutuksuz yargılamadır.
İstenen, mahkeme başkanının şerh yazısındaki düşüncelerin hayata geçirilmesidir.

İstenen, AİHM, AB ve diğer uygar-demokratik ülkelerdeki yasal kriterlerin uygulanmasıdır.
İstenen, tutuklamanın infaza dönüşmesinin engellenmesidir.
İstenen, ifadesi dahi alınmayan insanların tutuklanmamasıdır.
İstenen, hiç bir duyarlılık gösterilmeden, seminere katılan-katılmayan herkesin tutuklanmasındaki mantıksızlığın sonlanmasıdır.
İstenen, klişeleşmiş yasa ifadeleri ile değil, olaya uygun sağlam gerekçelerle tutukluluğun devamına karar verilmesidir.
İstenen, aylarca serbest kaldığı halde kaçmayanların, yurt dışından gelip kendiliğinden savcılığa teslim olanların "kaçma şüphesi var" saçmalığı işe tutuklu kalmalarına son verilmesidir.
İstenen, görev başında iken ulaşacakları delillere (varsa) dokunmayanların, aylar-yıllar sonra karartma yapacakları komik savının sonlandırılmasıdır.
İstenen, insanların bir günlük hürriyetinden yoksun bırakılmasının öneminin anlaşılarak, "Tutukluluk süresi göz önüne alınarak" gibi, ne anlama geldiği anlaşılmaz, yuvarlak sözcükler ve laf kalabalığı ile esir işlemi görmelerinin durdurulmasıdır.
Bunları anlıyorum ve anlamayanları anlamıyorum.
Gnkur.Bşk.lığının "ANLAMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİLMEKTEDİR" ifadesini çok iyi anlıyor ve tepkileri anlayamıyorum.
Anlamak ile anlamamak arasındaki MAMAK, sadece Ankara'nın bir merkez ilçesi ve belediyesinin adı değildir.
Toplumun ayrıştırılması, kutuplaştırılması, SİZDEN-BİZDEN'leştirilmesi farkıdır.
Oysa MAMAK uzaklarda da değildir, merkezdedir.
İnsanca, sevgi ile, anlayışla, vicdanla, doğrulukla, tarafsızlıkla bakıldığı zaman ANLAMAK çok kolay ve yakındır.
Toplum olarak birlikteliğimizi güçlendirmek, huzur ve gönenç içinde yaşamak istiyorsak başka seçeneğimiz de yoktur.

Naci BEŞTEPE
İLK KURŞUN


Oraj POYRAZ

--  In silico 20. yy.'da ortaya çıkan terim, bilgisayarla yapılan anlamında. (Zıt: in vivo, in vitro)  Latin Atasözü oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder