Ergenekon diye bir terör örgütü var mı?. Varlığı belgelendi mi?. Bu örgüt hakkında alınmış tek mahkumiyet kararı var mı?.
Tam tersine Yargıtay'ın "Ergenekon olduğu iddia edilen örgüt" diye uyarısı yok mu?.
Özgür, bağımsız ve demokrat Türkiye'de, hukukun temel ilkesi Masumiyet Karinesi (Suçu kanıtlanana kadar herkes masumdur) geçerli değil mi?.
Ergenekon nasıl uyduruldu hepimiz biliyoruz, hedefe ilk önce siyasal islamcıların nefret ettiği ve düşman bellediği 2007 yazında yapılan cumhuriyet mitinglerinden sonra cumhuriyetçiler, solcular ve milliyetçiler konuldu. Onları Silivri'ye kapatmak için bir sanal terör örgütüne ihtiyaçları vardı ve en sonunda ETÖ'yü piyasaya sürdüler. Kamuoyunun "peki bu örgütün silahları nerde" diye sorduğu bir süreçte önceden Fethullahçı emniyetçiler tarafından toprağın 10-15 santim altına gömülen silahlar bulundu. Bulunan mühimmatın tertemiz bir şekilde daha iki gün önce gömülmüş oldukları belliydi ama cemaat medyasının iflah olmaz Cumhuriyet düşmanlığı burada hortluyor, Türkiye'de ne kadar solcu, ulusalcı, yurtsever, milliyetçi ve akp karşıtı varsa var olmayan bir ergenekon ile ilişkilendiriyorlardı. Tabii bundan bütün Türk milliyetçilerinin severek okuduğu Yeniçağ yazarı Arslan Bulut'ta nasibini alıyordu. Bugün hala cemaat medyası (samanyolu tv, samanyoluhaber tv, zaman) suçsuz insanları sırf cemaat ve müritleri gibi düşünmüyorlar diye terörist olarak etiketleyip iftira atıyorlar. Bir akp'li bakan yapılan bir röportajda Silivri tutsaklarından için "onlar kayıtsız siyaset yapıyorlardı" diyerek asıl amacın ne olduğunu açıkça ortaya koyuyordu. Örneğin ART televizyonunda Mustafa Özbek ile Mustafa Balbay'ın karşılıklı program yapıp hükümeti eleştirdikleri için Silivri'ye konulduklarını siyasetle ilgilenenler biliyor.
Hakikat ise:
“ERGENEKON DİYE BİR ÖRGÜT YOK”
Aydınlık, yayın hayatı boyunca çok tartışılan ve konuşulan haberlere imza attı.
Ve haberlerinden dolayı haklarında sürekli dava açıldı.
Bunlardan birisi de; Aydınlık dergisinin “Beşiktaş Terör Örgütü” başlığıyla yaptığı haberlerdi.
Dava, söz konusu haberlerde hakim ve savcıların hedef gösterildiği iddiasıyla açılmıştı.
Aydınlık gazetesi, 10 Nisan tarihli manşetinde bu davadan aklandığını yazdı. Yani Aydınlık beraat etmişti.
Çok önemli bir haberdi bu.
Çünkü, hem beraat kararı veren mahkeme, hem de beraat gerekçesi çok çarpıcıydı.
Kararı; Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi verdi.
Ve gerekçesi…
Mahkeme verdiği kararda;
“Ergenekon diye bir örgütün olduğunun henüz kanıtlanmadığı”
vurgulandı.
Mahkeme ayrıca,
“Ergenekon Terör Örgütü isimli herhangi bir örgütün olup-olmadığı hususu, ilgili birimlerden sorulmuş ve bulunmadığı yönünde cevap verildiği anlaşılmıştır.”
dendi.
Bu karar, özel yetkili medyayı çok kızdıracağa benziyor.
Ve Hincal Uluç Cumhuriyet Savcısına soruyor :
- Bitmemiş davanın sanıklarını, şimdiden mahkûm eden bu resmi açıklamayı nasıl karşıladınız?.
- Ergenekon olduğu iddia edilen davayı şimdiden bitmiş kabul edip, sanıkları "Terörist, çete, suçlu" ilan eden haber ve yorumların, devam eden davanın yargıçlarını etkilemeyeceğini gerçekten düşünüyor musunuz?
- Devam eden dava hakkında, "Bitmiş" gibi yazılar yazmak, yorumlar yapmak, Ceza Muhakemeleri ilke ve yasalarına uygun mudur?. Mahkemeye baskı yapmaz mı?.
Bunları yazanların evleri de acaba basılır mı?.
İyi çalışmalar saygı ve sevgiler
Murat Binzet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder