Sabahattin ÖNKİBAR 1) Tayyiban demokrasisinin temel amacı hak ve özgürlükleri korumak değil, Tayyip Erdoğan’ı, hükümetini ve AKP’yi savunup sahiplenmektir. 2) Tayyiban demokrasisinde Tayyip Erdoğan eleştirilemez. Eleştirenler ya da Rahmi Koç’un “Tayyip Erdoğan’ın bir milyar doları var” benzeri beyanını haber yapanlar Silivri Cezaevine gönderilirler. (Kaynak: Başbakan’ın sözleri.) 3) Tayyiban demokrasisinde Türk Silahlı Kuvvetlerine hücum edip karalamalar yapmak en büyük özgürlük ibadetidir. 4) Tayyiban demokrasisinde Danıştay ve Yargıtay, özgürlüğün önündeki en büyük iki engeldir. 5) Tayyiban demokrasisinde Abdullah Öcalan 40 bin kişinin ölümünden sorumlu katil değil, devletle müzakereler yapan barış elçisidir! 6) Tayyiban demokrasisinde Osman Yıldırım misali kardeş katili ve yeğenini para ile satanların ifşaatları mübarek ve muteber ancak ABD Elçilerinin gizli yazışmaları fitne ve dedikodudur. 7) Tayyiban demokrasisinde Tayyip Erdoğan ile hükümetini protesto amaçlı her gösteri mel’un bir teşebbüstür ve tevessül edenler anında derdest edilir. 8) Tayyiban demokrasisinde Erdoğan’ın aleyhinde pankart açmanın cezası 14 ay hapistir. 9) Tayyiban demokrasisinde Tayyip Erdoğan’ın konvoyuna laf etmenin cezası sabaha kadar falakaya yatmak ve ertesinde devlet büyüklerine hakaretten yargılanmaktır. 10) Tayyiban demokrasisinde basın sadece muhalefeti eleştirmekte hür ve özgürdür. 11) Tayyiban demokrasisinde güvenlik güçleri muhaliflerin evine ve bürosuna suç unsuru materyali koyup akabinde operasyonlar yapabilirler. 12) Tayyiban demokrasisinde karşıtlar kameralı bir grup devlet görevlisi tarafından sürekli izlenirler ve suçu olmasa da itibarsızlaştırma operasyonlarına tabi tutulurlar. 13) Tayyiban demokrasisinde muhalif gazeteciler çalıştıkları kurumlardan derhal kovdurulurlar. 14) Tayyiban demokrasisinde aleyhte yayın yapan medya patronlarına ödemesi mümkün olmayan vergi cezaları verilir. 15) Tayyiban demokrasisinde tarafsız kalan işadamları bile bertaraf edilmekle tehdit edilirler. 16) Tayyiban demokrasisinde PKK’nın şehirleri savaş alanına çevirme özgürlüğü varken, Türkiye’nin birliği için toprağa düşen Mehmetçiğin cenazesinin kaldırılmasında, camilerin polis kordonuna alınması misali engeller söz konusudur! 17) Tayyiban demokrasisinde karşıtlar için özel mahkemeler ihdas edilirken yandaşlara ardı ardına aflar çıkarılır. 18) Tayyiban demokrasisinde suçları ne olduğu belli olmayan insanlar sadece AKP karşıtı olduğu için yıllardır hapiste tutulurken, zekat hırsızlığı suçu yargı kararı ve itirafla sabit olanlarla beraber hareket edenler Başbakanlığın özel korumasına alınırlar. 19) Tayyiban demokrasisinde var olan hükümete muhtıra veren Yaşar Büyükanıt ya da 28 Şubat ile 12 Eylül’ü yapanlar el üstünde tutulurken, özellikleri AKP karşıtlığı olan aydın ve gazeteciler ihtilalcı diye sanık sandalyesine oturtulur. 20) Tayyiban demokrasisinde iktidara mensup kadrolar asla yolsuzluk yapmaz ve de bugünün sorgulanması yerine tarih hedefe oturtulur. Sonuç: Soruyorum; Tayyiban demokrasisi faşizmin yeni versiyonu değil de nedir? İKİ YIL GEÇTİ... Deniz Feneri ve darbecilerden hesap!.. Dünyanın bilinen en ünlü propaganda uzmanı olan Hitler’in kurmayı Göbels’in propaganda metodu şudur: Aynı şeyi kısa mesajlarla ısrarla gündemde tutmak ve zihinlere oturtmak.. Eğer bunu yapmazsanız, çok önemli konularda bile kitleleri etkileyemezsiniz.. Realite bu, lakin bizim muhalefet hiç oralı değil.. Yahu bu Deniz Feneri işi neden dillendirilmez ve kitle vicdanına sokulmaz? Ortada açıktan bir zekat hırsızlığı var ve onu yapanlar AKP’nin yakın çevresi.. Hayır bu benim iddiam değil, yargı kararı.. Alman yargısının hükmü ve dahası yargılanan sanıkların itirafları ortada.. Keza o sanıkların Türkiye’deki irtibatları da biliniyor ama bizim muhalefet hiç oralı değil.. Efendim konu yargıda demeyin yargı sürecinin hızlanması için kamuoyu oluşturmak gerekiyor. Aradan iki yıla yakın zaman geçti, daha ortada iddianame bile yok ki Ergenekon ve Balyoz türü soruşturmalarda süre bunun üçte biri bile değildi... Aynı şekilde şu “Darbecilerden hesap soracağız” taahhüdü niye görmezden gelinir... Muhalefet yapmak yerine aleme ve kumara dalan muhalefet milletvekilleri deşifre edilip kapıya konmalıdır! SIRA SİZDE... CHP delegasyonu dikkat dikkat! Eyy CHP delegasyonu... Birkaç gün sonra Kurultay’da oy verecek olan CHP’nin ey yurtsever, Atatürk sevdalısı delegeleri... “Her sabah okullarda andımız yerine Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’in ifadeleri tekrarlanmalı” deyip ’Onuncu Yıl Marşı’nı aşağılayan Enver Aysever isimli malum şahsı CHP’den kapı dışarı etme günü bugündür... Evet bu ülke ve Cumhuriyet için zerre bir şey hisseden her CHP delegesi, nereden ve nasıl zuhur ettiği muamma olan bu sözde gazeteciye çizik atmalı ve CHP’den kapı dışarı etmelidir. Sözde gazeteci diyorum zira yılların gazetecisi ve 6 ayrı büyük medya grubunda Ankara Temsilciliği yapmış biri olarak ben bu ismi tanımıyorum. Kamuoyu onu muhabirlerine bile düzenli maaş veremeyen bir haber kanalında program yapma sürecinde tanıdı, yani gazeteci olarak bilinen bir çizgisi ve geçmişi yok ama buna karşın kendini allame diye yutturmaya çalışıyor ve aklınca Mustafa Kemal’in partisine yön vermeye çalışıyor... Merhum Ecevit’in deyimi ile “Haddini bildirin” bu adama! ORALI DEĞİLLER... Muhalefet ekonomiyi niye gündeme getirmez! Muhalefet galiba iktidar olmaya talip değil... Niye mi?.. Bakın bu ülke insanının siyasi tercihini belirleyen temel unsur, kavram tartışmaları ve hatta yolsuzluk bile değil, ekonomi yani evine giren paradır... Evet halkın temel gündemi geçinememektir ama ne hikmetse bizim muhalefetin gündeminde ekonomi hiç yok.. Bakın cari açık konusunda AKP ve Tayyip Erdoğan bile korku çağrıştıran sözleri ederken muhalefet hiç oralı değil... Bu tablo karşısında bazen, yoksa muhalefet iktidar olmak istemiyor mu diye düşünmüyor değilim.. AKP iktidara geleli beri ülke borcu 214 milyar dolardan 560 küsur milyar dolara çıkmış, özelleştirmeden gelen onlarca milyarın nereye harcandığı belli değil, gerçek işsizlik yüzde 30’lara dayanmış, üniversite bitirip iş bulamayan gençler çıldırmak üzere, üretim stop etmiş, KOBİ’ler çökmüş, emekli perişan, işçi-memur bedbaht, esnaf temelli yok olmuş ama buna karşın bizim muhalefet AKP’nin tayin ettiği gündemin ardından sürükleniyor... Yazık!.. http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=16024 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder