19 Aralık 2010 Pazar

Yas töreni değil, şeriatçı gösteri [4 Attachments]



-------- Original Message --------
From: Ali Serdar Bolat <serdarbolat@superonline.com>

 
Yas töreni değil, şeriatçı gösteri
+++++++++++++++++++++++++++
 
Ali Serdar Bolat   18 Aralık 2010
 
Caferiler, İstanbul Halkalı'daki Aşura Meydanı'nda "Kerbela Yas Töreni" adı altında son birkaç yıldır yaptıkları şeriatçı gösteriyi bu yıl da tekrarladılar.
Şeriatçı gösteriye Tayyip Bey de katıldı. 17 Aralık 2010. İlk defa bir Başbakan şeriatçı bir gösteriye katılıyor.
Bazı gazeteler 15 bin, bazıları 50 bin kişi katıldı diyor. Acaba İngilizce haberlerden mi tercüme ettiler? Çünkü İngilizcede (onbeş = fiftin) ile (elli = fifti) çok yakın. Karıştırmış olabilirler.
 
Minicik kızlar tesettüre sokulmuş. Kadınlar kapkara giyinmiş, hepsi türbanlı. Başlarında kırmızı, sarı, yeşil bantlar. Erkekler tek tip yobaz kıyafetinde.
Sözde 1371 yıl önce Kerbela çölünde Müslümanlar tarafından öldürülen Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin ve 71 yandaşının matemini tutuyorlar.
Tayyip Bey salavatlarla karşılanıyor. "1370 yıldır Kerbela'nı acısını ta ciğerimizde taşıyoruz" diyor.
 
Caferilik, bir Şii mezhebi. İran'ın resmi mezhebi Caferilik. İran'ın eski Zerdüşt dinindeki din adamlarının korkunç yetkilerinin, yobazlığın ve baskıcılığın Müslümanlığa uyarlanmasıyla oluşturulan bir mezhep. Ortaçağ Avrupa'sındaki papaz egemenliğine benzer bir uygulama.
 
Bu mezhep, adını İmam Cafer Sadık'tan alıyor. Sözde Hz. Hüseyin'in oğlu Zeyn el-Abidin Kerbela'da katliamdan kurtulmuş, onun oğlu Muhammed Bakr imiş, onun da oğlu İmam Cafer imiş. İmam Cafer Emevilerin çöküş ve Abbasilerin saltanatının başlangıç döneminde yaşamış. 65 yaşında Medine'de zehirlenerek öldürülmüş. Tabii bunların hepsi söylenti. Ben, o sırada kundakta olan  Zeyn el-Abidin'in Kerbala'da öldürülmüş olmasının daha kuvvetli bir ihtimal olduğunu düşünüyorum. Çünkü gayetle Müslüman Emevilerin tek amaçları, Hz. Muhammed'in soyunu kurutmaktı. Niye ilerde kendilerine rakip olacak birini sağ bıraksınlar?
 
Zaten gösteride Kerbela'da öldürülen 6 aylık bebeği temsilen kanlı kundaktaki çocuğu temsilen tesettürlü minik kızlar kanlı beşikler taşıyorlar. Demek ki kundaktaki bebekler bile öldürülmüş. Niye sadece Abidin kurtulmuş olsun? Caferilerin inandıklarını söyledikleri 12 İmam da bir söylenti. Söylentinin devamını getirememişler. Bir yerde "son imam" yani Hz. Muhammed'in "torununun torununun torununun torunu" sırra kadem basıyor. Peygamberin soyu devam etmiyor yani. İşin aslı şu ki, Müslümanların Peygamberinin soyu sopu Kerbela'da Müslümanlar tarafından yok edilmiştir.
 
Zaten Peygamberin diğer torunu Hz. Hasan da Medine'de arkasında bir çocuk bırakmadan Müslümanların Halifesinin buyruğu üzerine Müslüman bir katil tarafından öldürülmüştü. Nokta.
Dünya üzerinde başka hiçbir dinin inananları, inandıkları dinin peygamberinin sülalesini katletmemişlerdir. Bu rezilliği yapanlar sadece Müslümanlardır. 
 
Türkiye'de 500 bin, bir rivayete göre de 3 milyon Caferi var. Çoğu Iğdır kökenli.
Azerbaycan'da da bu mezhep yaygın.
 
Türkiye Caferilerinin lideri Selahattin Özgündüz, yaptığı konuşmada Azeri-Caferilerin Meclis'te temsil edilmemesinden yakınıyor, Aşure gününün resmi tatil olmasını istiyor.
Kürtler temsil ediliyor da Caferiler niye temsil edilmesin? Ya Şafiiler, Zazalar, Aleviler, Bektaşiler, Nurcular, Hanefiler, Adnan Hocacılar, Çerkesler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Sabetaycılar, protestanlar, onların nesi eksik?
Demek ki Meclis artık Millet Meclisi olmayacak, mezheplerin ve etnik gurupların toplantı yeri olacak. Türk Milletinin ruhuna Fatiha...
 
Antakya Ehlibeyt Vakfı Başkanı konuşma yapıyor. Bu vakıf Caferilerin midir bilmiyorum Onun için yorum yapmıyorum.
Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan da gösteriye katıldı, hatta yardımcısı bir konuşma yaptı. Hiç utanmadılar mı acaba, ayıp, bunları düşkün ilan ediyorum, görüldükleri yerde yol değiştirmeli, selamları alınmamalıdır. Bu vakıf Alevi toplumunu temsil iddiası ile kuruldu bildiğim kadarıyla. Yöneticilerinin yobaz gösterisine katılmasının anlamı nedir?
"İmam Cafer Buyruğu" denilen yobazlık vesikasını Cemevlerinin kitaplıklarına koyanlar sonucun bu olduğunu bilmiyorlar mıydı?
Bin küsur yıldır kanla zulümle yollarından döndürülemeyen Alevi canlar, şimdi barış içinde "Ehl-i Beyt" diye diye "İmam Cafer Buyruğu" diye diye mi asimile edilecekler?
Sınıfsız Türk toplumunun yaşam biçimi olan Aleviliği sömürücü sınıfların yobaz Caferiliğine yamamaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Alevileri temsil ettiklerini söyleyip çakma örgüt kuranların içyüzü apaçık ortaya çıkmıştır.
 
Ne işi var İran'ı temsilen Ayetullah Hamaney'in dış politika danışmanı Velayeti'nin burada? Çıkıp bir de konuşma yapmış.
İş başka, arkadaşlık başka. Evet, Amerika'ya karşı, Kürt bölücülüğüne karşı İran ile birlikte hareket etmeyi savunuyoruz, ama iç işlerimize karışmasına izin verilemez.
 
Ya Tayyip Bey'in yaptığı konuşmaya ne demeli? Şöyle dedi:
“Sevgili canlar. Tamamı birer provokasyon olan, Gazi Mahallesi’nde, Çorum’da, Kahramanmaraş’ta, Sivas’ta yitip giden canlarla birlikte, Hz. Zeynep’in kardeşi Hüseyin için hissettiği sızıyı, kardeş acısını biz de içimizde hissediyoruz.”
Bu sözleri duyunca sanki boğulacak gibi oldum.
Gazi Mahallesi'nde, Çorum'da, Kahramanmaraş'ta, Sivas'ta yitip giden canlar Aleviler ve devrimciler, Atatürkçüler idi. Ne alakası var yobaz Caferilerle bu canlarımızın? "Provokasyon" dediğin o olaylarda katliamı yapanlar da senin gibi şeriatçılardı, avukatları da senin partinin kodamanları idi. Madem katiller provokatördü, senin partinin şeriatçı kodamanları niye o katillerin avukatlığını yaptı? Kimi kandırıyorsun?
Sen bu lafları yobaz Caferilerin gövde gösterisinde söyleyerek ne amaçlıyorsun?
O katliamları yapanlar arasında o Caferiler de olabilirdi. O yerlerde Caferi olmadığı için katliamlara katılamamışlardır, ama Alevilerin, devrimcilerin katledildiğini öğrenince bu yobaz Caferiler sevinmişlerdir, "Dinsizler Cehenneme gitti" diye bayram etmişlerdir.
Bu sözlerinle Alevileri Caferiliğe, yobazlığa doğru sürüklemek mi istiyorsun? Bu yolda Cem Vakfı da senin yanında mı?
 
Haber yazarı Miraç Zeynep Özkartal, tezgahı açığa vuran şu sözleri yazıyor:
"Başbakan’ın konuşmasının ana teması mezhepler arasındaki birlik: “Gün birlik günüdür, gün ikilikten kurtulma günüdür. Matemleri ortak olan milletin geleceği de, coğrafya üzerindeki kaderi de ortaktır.”
Miraç Hanım, Tayyip Bey'in sözlerini açıklıyor: "Mezhepler arası birlik". Yani Alevi ve Caferi mezhepleri birlik olsun, aralarında ikilik olmasın, çünkü matemleri ortak.
Alevilik bir mezhep değildir, ayrıca Aleviler geri zekalı da değiller, senin ne demek istediğini çok iyi anlıyorlar.
Bu tezgaha gelmeyecekler. Boşuna uğraşıyorsunuz.
 
Peki, CHP Genel Sekreteri Sayın Süheyl Batum, sana söylüyorum, ne işin var o yobazların arasında?
Yoksa sen de Gandi Kemal'in Kürt bölücülerden oy alma hayali ile bölücülüğe prim vermesinden ilham alarak şeriatçılardan oy alma hayaliyle mi oraya gittin?
Şunu bilin ki, CHP'ye ne Kürt bölücüler, ne de şeriatçılardan tek bir oy bile gelmez.
"Biz de bölücülükten yanayız, biz de şeriatçıyız" diye yemin billah etseniz bile size inanmazlar.
Bölücüler BDP'ye, irtica AKP'ye oy verir, size zırnık koklatmazlar, boşuna uğraşıyorsunuz, bu arada bu boş hayaller yüzünden Atatürkçü demokrat seçmenlerinizin de oyunu kaybedeceksiniz korkarım.
 


 
,
 


 
 
 
Oraj POYRAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder