16 Nisan 2012 Pazartesi

POLITIK - EĞİTİMDE YARADILIŞÇILIĞIN TEHLİKELERİ

Bilim ve Teknik dergisi yapılan AKP destekli operasyonlarla mürtecilerin eline düşmeden önce işte böyle haberler de derliyorlardı.
Şimdi idrak yolları tutulmuş insanlar artık böyle haberleri takip etmiyor, duyurmuyorlar.

Bilim Teknik 26.10.2007

EĞİTİMDE YARADILIŞÇILIĞIN TEHLİKELERİ

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) 17 Eylül 2007 tarihli oturumunda "EĞİTİMDE YARADILIŞÇILIĞIN TEHLİKELERİ" başlıklı rapor ve ona bağlı karar tasarısı ele alındı.
25 aleyhte ve 3 çekimser oya karşın 48 lehte oyla kabul edilen kararlar çerçevesinde, "akıllı tasarım" gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkan yaradılışçılığın, bilimsel verilere dayanmadığı ve bu nedenle okullarda okutulmasının doğru olmadığı kesin bir dille vurgulandı.

KARARDA ÜYE ÜLKE HÜKÜMETLERİNDEN, türlerin doğal seçilimle evrim geçirdiği kuramını reddeden yaradılış fikrinin okullarda evrim yasalarıyla birlikte, hatta evrim yasalarının yerine okutulmasına karşı çıkmaları istendi.
Ayrıca yaşam bilimlerinin temelinde tartışmasız evrim kuramının yattığı ve bu kuramın yerine bilimsel temele oturmayan başka fikirlerin getirilmesinin İNSAN HAKLARINA YÖNELİK BİR TEHDİT OLUŞTURABİLECEĞİ UYARISI YAPILDI.

Rapor ve ona bağlı kararda şu noktalara dikkat çekildi:

1. Bu raporun amacı, inancı sorgulamak veya inanca karşı gelmek değildir, çünkü inanç özgürlüğü hakkı buna izin vermez.
Amacımız, inancı bilim diye "yutturmaya" yönelik bazı eğilimlere karşı kamuoyunu uyarmaktır.
İnancı bilimden ayırmak gerekir.
Bunu bir husumet olarak değerlendirmemelidir.
Bilim ve inanç bir arada varolmayı öğrenmelidir.
Bu bilime ve inanca karşı çıkma sorunu değildir; fakat inancın bilime karşı çıkması kesinlikle engellenmelidir.

2. Bazı insanlar için yaradılışçılık, dini bir inanç olarak, yaşama anlam katar.
Ne var ki Parlamenterler Meclisi, eğitim sistemimiz içinde yaradılışçı fikirlerin yayılmasının olası zararlı etkilerinden ve demokrasimiz için sonuçlarından kaygı duymaktadır.
Eğer dikkatli olmazsak, yaradılışçılık, Avrupa Konseyi'nin en önemli yükümlülüklerinden biri olan insan haklarına yönelik bir tehdit haline gelebilir.

3. Türlerin doğal seçilim yoluyla evrimini reddeden yaradılışçılık, uzun süre bir Amerikan olgusu olarak görülüyordu.
Bugün yaradılışçı fikirler Avrupa'ya sızmaya çalışıyor ve bu fikirlerin yayılması Avrupa Birliği'ne üye pek çok ülkeyi ilgilendiriyor.

4. Günümüzün yaradılışçılarının -Hıristiyan veya Müslüman- başlıca hedefi eğitimdir.
Yaradılışçılar fikirlerinin okul bilim müfredatına girmesini istiyorlar.
Ancak yaradılışçılık bilimsel bir disiplin olma iddiası taşımamaktadır.

5. Yaradılışçılar, bilginin bazı kısımlarının bilimsel niteliğini sorgularlar ve evrimin yalnızca bir açıklama olduğunu ileri sürerler.
Bilim adamlarını, evrim kuramını bilimsel olarak doğrulamak için yeterli miktarda kanıt bulmadıkları gerekçesiyle suçlar.
Aksine, kendi ifadelerinin bilimsel olduğunu savunurlar.
Bu iddiaların hiçbiri nesnel analizlerle desteklenmemiştir.

6. Doğa, evrim, kökenimiz ve evrendeki konumumuz ile ilgili yerleşik bilgi dağarcığımıza meydan okuyan bir düşünce şekli ile karşı karşıyayız.

7. Çocuklarımızın kafasında inançları ve bilimi nereye oturtacakları konusunda ciddi bir karmaşa riski belirmiştir.
"Her şey eşittir" tavrı bir hoşgörü belirtisi gibi görünse de, aslında tehlikelidir.

8: Yaradılışçılığın birbiriyle çelişen pek çok yönü vardır.
En sonuncusu olan "akıllı tasarım" fikri, yaradılışçılığın daha rafine edilmiş bir şeklidir.
Ancak kurnazca devreye sokulan akıllı tasarım, bilimsel bir yaklaşım olarak sunulduğu için daha büyük bir tehlike oluşturur.

9. Meclis sürekli olarak ve inatla bilimin temel alınması gerektiğini vurguluyor.
Bilim sayesinde yaşam ve çalışma koşulları büyük ölçüde düzeltilmiş ve gelişmiştir.
Ayrıca bilim ekonomik, teknolojik ve sosyal gelişmelerde de çok büyük bir rol oynamıştır.
Evrim kuramı gökten inmiş tanrısal bir bildiri (vahiy) değildir; tümüyle gerçeklere dayanır.

10. Yaradılışçılık, bilimsel bir temele oturtulduğunu iddia eder.
Aslında yaradılışçılar fikirlerini savunurken üç yöntemden yararlanır.

° tümüyle dogmatik iddialar

° bilimsel alıntıları çarpıtarak ve genellikle çarpıcı fotoğraflar eşliğinde kullanmak

° az tanınmış ve genellikle bu konularda uzman olmayan bilim adamlarının görüşlerine yer vererek destek sağlamak

Yaradılışçılar bu yöntemlerden yararlanarak bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayanların beyinlerine kuşku tohumlarını eker.

11.Evrim yalnızca insanların ve toplumların evrimini ilgilendiren bir konu değildir.
Bu kuramı reddetmek toplumun gelişmesinde çok ciddi sonuçlar doğurur.
Eğer evrim reddedilseydi AIDS gibi enfeksiyon hastalıklarıyla mücadele etmek için yapılan tıbbi araştırmalar mümkün olmazdı.
Ayrıca evrim mekanizmaları anlaşılmamış olsaydı, biyo çeşitlilik ve iklim değişikliği ile ilgili risklerin farkına varamazdık.

12. Modern dünyamız çok uzun bir tarihe sahiptir.
Bu tarihte bilim ve teknolojinin gelişimi çok önemli bir yer tutar.
Ancak bazılarının bilimsel yaklaşımı hâlâ tam olarak anlaşılmamıştır.
Bu bilgi eksikliği köktendincilik ve aşırı akımların beslendiği bir kaynak haline gelmiştir.
Bilimin tümüyle reddi insan haklarına yöneltilmiş en tehlikeli tehditlerden biridir.

13. Evrime ve evrim savunucularına karşı savaş açanlar çoğunlukla aşırı dincilerdir.
Bu kişiler aşırı sağ-kanat siyasi akımlarla işbirliği içindedir.
Yaradılışçı akımlar gerçek bir siyasi güce sahiptir.
Ayrıca pek çok kereler tanık olunduğu üzere, yaradılışçılığı en şiddetli şekilde savunanlar demokrasiyi teokrasiye dönüştürmeye hazırdır.

14.Tek tanrılı dinlerin önde gelen temsilcileri çok daha ılımlı bir yol izlerler.
Örneğin Papa Benedict XVI, insanlığın evriminde bilimin rolünü över ve evrim kuramının "varsayımdan öte" olduğunu kabul eder.

15.Temel bilimsel kuram olarak evrim ile ilgili tüm olguların öğretilmesi, toplumumuzun ve demokrasimizin geleceği için çok kritik bir rol oynar.
Bu nedenle, evrim kuramı, bilimsel olarak yanlışlanmadığı sürece, başta bilim derslerinin içeriği olmak üzere müfredatta sağlam bir yer edinmelidir.
Evrim her yerde karşımıza çıkar.
Örneğin antibiyotikleri gerekli gereksiz kullanmak, dirençli bakterilerin oluşmasına zemin hazırlarken, böcek öldürücü ilaçların gereğinden fazla kullanılması böceklerin mutasyon geçirip ilaçlardan etkilenmemesine yol açar.

16.Avrupa Konseyi kültür ve din ile ilgili derslerin öğretilmesinin öneminin bilincindedir.
İfade özgürlüğü ve kişisel inanç adına yaradılışçı fikirler kültürel ve dini eğitime ilave olarak okutulabilir.
Ancak bunların bilimsel bir saygınlık talebi olamaz.

17.Bilim, aklı sistematik bir yapıya kavuşması için eğitir.
Bilim olguların niçin olduğunu değil, nasıl olduğunu açıklar.

18.Yaradılışçıların giderek artan etkisinin nedenleri araştırıldığında, yaradılışçılık ve evrim arasındaki savunmaların entelektüel tartışmaların ötesine geçtiği görülür.
Eğer dikkatli olmazsak Avrupa Konseyi'nin önemle üzerinde durduğu değerler, yaradılışçı köktendincilerin tehdidi altına girer.
Dolayısıyla Konsey'in parlamenterleri çok geç olmadan önlem almalıdır.

19. Parlamenterler Meclisi, üye ülkelerin eğitim yetkililerini şu konularda dikkatli olmaya çağırıyor:

19.1.Bilime dayalı bilgiyi savunmak ve teşvik etmek

19.2.Nesnel bilimsel bilginin öğretilmesinin yanı sıra, bilimin temelleri, tarihi, epistemolojisi ve yöntemleri konusundaki eğitimi güçlendirmek

19.3.Bilimi daha anlaşılabilir, daha çekici, çağdaş dünyanın gerçeklerine daha yakın bir hale getirmek

19.4.Yaradılışçılığın, evrim kuramı ile eşit düzeyde, bilimsel bir disiplin olarak okutulmasına kararlı bir şekilde karşı çıkmak ve genel olarak yaradılışçı fikirlerin din dışında herhangi bir disiplin içinde sunulmasına izin vermemek

19.5.Okul müfredatında evrimin temel bilimsel kuram olarak okutulmasını teşvik etmek

20.Meclis, Avrupa Konseyi'ne üye 27 ülkenin bilim akademilerinin Haziran 2006 tarihinde evrimin okutulmasına ilişkin deklarasyonu imzalamasını büyük bir memnuniyetle karşılarken, bu deklarasyonu henüz imzalamamış olan bilim akademilerini de imzaya davet ediyor.

TÜRKİYE'DE YARADILIŞÇILIK  AKIMI

Başta Türkiye, Fransa, İsviçre Belçika, Polanya, Rusya, İtalya, Yunanistan, İngiltere, Hollanda, İsveç, Almanya, İspanya'dan örneklerin yer aldığı raporda, Lüksemburg'un eski eğitim bakanı olan raportör Anne Brasseur, oylamadan sonraki açıklamasında yaradılışçı fikirlerin Avrupa'da kendisine zemin bulmaya çalıştığına ve bu fikirlerin yayılmasının pek çok Avrupa Konseyi ülkesini etkilediğine dikkat çekti.
Hıristiyan yaradılışçılığının yanı sıra artık Müslüman yaradılışçılığının de giderek etkin bir hale geldiğini ileri süren Brasseur, bu alanda Türkiye'de yaradılışçılık fikirlerini yaymaya çalışan HARUN YAHYA'NIN (gerçek adı ADNAN OKTAR), Fransa, İsviçre Belçika ve İspanya'da da Yaradılış Atlası aracılığı ile propaganda yaptığını ileri sürüyor.

Müslüman ülkelerin içinde resmi olarak laikliği savunan birkaç ülkeden biri olan Türkiye'nin İslami bilimsel yaradılışçılığın beşiği olduğunu iddia eden Brasseur, Türkiye'de ders kitaplarında yaradılış fikirlerinin yer aldığına dikkat çekiyor ve lise öğrencilerinin %75'inin evrim kuramına inanmadığını belirtiyor.

Brasseur Türkiye'de Yaradılışçılık başlığı altında yaptığı açıklamada şu bilgileri veriyor;

"Gerçek adı Adnan Oktar olan Harun Yahya (Adnan Hoca olarak bilinir) bu akımın en sembolik isimlerinden biri.
50 yaşlarında olan Harun Yahya, 20 yıldır yaradılış veya din ile ilgili çalışmaları kitap haline getirip, basıyor.
Global adlı bir yayınevinin de sahibi olan Harun Yahya, 1991 yılında kısa adı BAV olan bir BİLİM ve ARAŞTIRMA VAKFI kurdu.
Kuruluşundan bu yana BAV, Türk eğitim sisteminden evrim ile ilgili tüm ifadelerin ders kitaplarından çıkartılması için sıkı bir şekilde çalışıyor.
Ayrıca Türkiye'nin belli başlı yerleşim merkezlerinde yaradılışçılık ile ilgili konferanslar düzenliyor.
BAV'ın Amerikan Yaradılış Araştırmaları Enstitüsü (American Institute for Creation Research - ICR) ile yakın ilişkisi olduğu düşünüyorum.

Harun Yahya'nın en son çalışması, 'Yaradılış Atlası' Aralık 2006 tarihinde piyasaya çıktı.
Yedi ciltlik serinin ilki olan 772 sayfalık kitap, özetle Darwin'in evrim kuramını çürütmeyi hedefliyor.
Kitabın çıkarttığı sonuç şu:
'Yaradılış bir olgudur' ve 'evrim bir aldatmacadır'.
Dahası, yazar kesin bir dille 'Darwinizm ile faşizm ve komünizm gibi ellerine kan bulaşmış ideolojiler arasında bir ilişki vardır ve ben bu ilişkiyi kınıyorum' diyor.
2007 yılının başlarında Yahya bu atlası Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerine dağıtmak için bir saldırı başlattı."

Yahya'nın bu saldırılarına karşı Türkiye'de bazı hareketler de göze çarpıyor.
1998 yılında Yahya'nın eleştirilerine cevap vermek ve evrime yöneltilen saldırılara karşı kamuoyunu uyarmak için bir komisyon kuruldu.
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ve TÜBİTAK da evrim kuramının yanında yer alarak bu karşı akımı önlemenin yollarını arıyor."

YARADILIŞ ATLASI DİĞER AVRUPA ÜLKELERİNDE

FRANSA- 2007 yılının başlarında yaradılışçı Harun Yahya "Atlas of Creation" adlı yaradılış atlasını çok sayıda Fransız okuluna ve araştırma merkezine gönderdi.
Tepki olarak Eğitim Bakanı Gilles de Robien, "BAKANLIĞIN BELİRLEDİĞİ MÜFREDAT İLE UYUŞMADIĞI İÇİN OKULLARDA OKUTULAMAZ" KARARI VERDİ.
Paris Üniversitesi IV'den Evrim Biyoloğu Herve Le Guyader , atlası incelemek üzere bakanlık tarafından görevlendirildi.
Kitabın daha önceki Anglosakson kökenli yaradılışçı çalışmalardan daha tehlikeli olduğuna karar veren Guyader, "Bu kitap ilgi çekici resimleri ve parlak baskısı ile yetersiz bilgiye sahip kişileri etkileyebilir.
Ayrıca kitabın bilimsel içeriği son derece yetersiz"
diyor.
Atlas ayrıca çok sayıda gazeteciye de gönderildi.

Fransa'daki İslami örgütlerin Yahya'nın atlası ile ilgili görüşleri genellikle EVRİMİN İSLAM DİNİ İLE ÇELİŞMEDİĞİ YÖNÜNDE.
FRANSIZ MÜSLÜMAN KONSEYİ adlı kuruluşun başkanı Dalil Boubakeur, "HARUN YAHYA'NIN BU GİRİŞİMİ SON DERECE ZARARLI.
BİZ EVRİMİN BİLİMSEL BİR OLGU OLDUĞUNU KABUL EDİYORUZ"
diyor.
Şubat 2007'de Le Monde'un söyleşi yaptığı sosyolog Malek Chebel ise "İSLAM HİÇBİR ZAMAN BİLİMDEN KORKMAMIŞTIR.
ATLAS TÜRKİYE'DEKİ AŞIRI SAĞCILARA YAKIN BİR ÖRGÜTÜN ÜRÜNÜDÜR"
DİYOR.

İSVİÇRE- Mart 2007'de yaradılış atlası, ülkenin Fransızca konuşan bölgesindeki çok sayıda okula gönderildi.
Cenevre Kantonu yetkililerinden Georges Schürch , bu kitabın titiz bir incelemeden geçirilmeden okullarda okutulmasının mümkün olmadığını söylüyor.
Ayrıca Eğitim Bakanlığı'ndan Jacqueline Horneffer , "KİTAP GEÇERLİ BİLİMSEL KURAMLARA YANIT VERMİYOR VE AYRICA LAİK VE DİNİ EĞİTİMİN AYRILIK İLKESİNE TERS DÜŞÜYOR" diyor.

BELÇİKA- Fransa'dan sonra Mart 2007 tarihinde atlas bu sefer de Belçika'daki okullara gönderildi .
Sosyal Gelişme ve Eğitim'den sorumlu bakan Marie Arena şu uyarıda bulundu:
"TÜM ÖĞRETMENLER BU BELGELERİN YAYDIĞI DEĞERLERE KARŞI UYARILMALI VE BU KİTABIN ÖĞRENCİLERİN ELİNE ULAŞMASI ENGELLENMELİ."

İSPANYA- Fransa'dan bir ay sonra Yahya'nın atlası Barselona Üniversitesi'ndeki biyoloji bölümüne gönderildi.

KARAR BAĞLAYICI MI?

AKPM kararları bağlayıcı değil ama bu hiçbir gücü yok anlamına gelmiyor.
Eğer bir ülke AKPM kararlarına ısrarla uymazsa parlamentodan atılabiliyor.
Bu durum bir sürü sorunu da beraberinde getirebiliyor.
Ülkenin AKPM üyeliği sona ererken, Avrupa Konseyi üyeliği de askıya alınıyor ve söz konusu devlet bu durumda üye olmanın maddi ve siyasi avantajlarını kaybediyor.

Derleyen:
Reyhan Oksay

 

 

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Dunyada bircok yetenekli kisiler, kucuk bir cesaret sahibi olamadiklari icin silinip gitmislerdir.  SYDNEY SMITH   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/  Dinlerin kitaplar1n1;  Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla  ....... Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan beli rli bir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer  . . . . . . . . . . . . . . . .  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.   Bertolt BRECHT 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder