22 Aralık 2018 Cumartesi

Bu gün öne çıkan bazı yorumlar 2018-12-22 1


================================

ARSLAN BULUT: SURİYE İHALESİ YİNE TÜRKİYE'DE!

ABD Suriye'yi yeniden düzenleme ihalesini başlangıçta Türkiye'ye vermişti. Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu kendi geliştirdiği "komşularla sıfır sorun" politikasını bir kenara bırakarak Beşşar Esad'a ABD'nin "demokratikleşme" projesini götürdü. Proje İhvanı Müslimin Hareketi'nin serbest seçimlere girmesine dayanıyordu. Esad bu projeyi reddetti. Bunun üzerine Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ortak bakanlar kurulu toplantısı yaptıkları Suriye'de ABD projesini uygulamaya başladı. Bunun en açık delillerinden biri eğit-donat programıydı. Suriye'yi iç savaşa sürükleyen örgütlerin parasını Körfez ülkeleri verdi eğitimi de Türkiye ve Ürdün yaptı. Bu arada İhvancıları tehlikeli bularak Mısır'da darbe yaptıran ABD IŞİD adı altında bütün dünyadaki radikal Müslüman gençleri istihbarat yöntemleriyle yönlendirerek Suriye'ye gönderdi. Başlarına ise halife olarak CIA'nın devşirdiği bir adamı getirdi. Türkiye IŞİD'in Suriye rejimini yıkmak için kullanılacağını görerek önceleri bu örgütlenmeye kayıtsız davrandı. IŞİD'in Suriye'den hareketle Irak'a geçerek Musul Başkonsolosluğu'nu işgal edeceğine ihtimal verilmiyordu. Pikap türü araçlarla ve hafif silâhlarla yola çıkan IŞİD militanları tek bir helikopterle imha edilebilirdi. Seyrettiler! Musul'daki vali Nuceyfi emrindeki orduyu kullanmadı. Askerler tankları da bırakarak kaçtı ve IŞİD bölgede devlet ilân etti. Bu arada IŞİD patentiyle görev verilen teröristler Türkiye'de çok büyük eylemler yaptı. Ankara'nın kalbine ve dünyanın merkezi sayılabilecek Atatürk Havaalanı'na bile saldırdılar

Rehin alınan Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz ve diğer Türk görevlileri kurtarabilmek için birkaç bavul Dolar verildi bazı tutuklular serbest bırakıldı! Ancak IŞİD Türkiye'ye saldırmaya devam edince iş başa düştü ve Türkiye El Bab harekâtı ile bu rezalete son vermeye başladı. Fakat asıl büyük skandal Kobani denilen Ayn'el Arap'taki' IŞİD'i temizlemek maksadıyla Irak'ın kuzeyinden gönderilen teröristlerin Türkiye üzerinden geçmesine izin verilmesiydi. Türkiye bu şekilde PYD/YPG'nin bölgeye hâkim olmasına yol vermiş oldu. Artık IŞİD'in çekildiği yerlere PYD yerleşiyor sivil halk ise Türkiye'ye kaçıyordu.

***

Türkiye şimdi PYD'yi hâkim olduğu Suriye'nin kuzeydoğusundan çıkarmak istiyor. Trump'ın Erdoğan ile görüşürken "Biz Suriye'den çekilirsek IŞİD'i temizler misiniz?" sorusuna "Daha önce yaptık yine yaparız yeter ki siz lojistik destek sağlayın" cevabını alınca talimatı o anda verdiği bildiriliyor.

Trump'ın arkasındaki en önemli güç olan Pentagon ise Suriye'den çekilmeyi istemiyor. Savunma Bakanı Mattis de bu sebeple istifa etti.

Erdoğan "Fırat'ın doğusundan hem PKK hem IŞİD kalıntılarını çıkaracağız. Bölgeyi demokratikleştirme işini biz üstlendik. " diyor ve son gelişmelerin Türkiye'yi beklemek zorunda bıraktığını belirtiyor.

Anlaşılıyor ki Türkiye Trump'ı bir şekilde ikna etti. İkna işini sanıyorum MİT Başkanı Hakan Fidan yaptı. Fidan Türkiye'nin elinde bulunan kozları kullandı herhalde... Fakat Pentagon ikna olmuş değil! Trump bu politika sebebiyle her an düşürülebilir! CFR'ye karşı Pentagon'u yanına alarak iktidar olan Trump şimdi bu dayanağını da kaybederse yalnız kalabilir. Fakat bugün seçim olsa yine kazanacak halk desteğine sahip...

***

Toparlarsak Türkiye iç savaşa sürüklediği Suriye'de şimdi istikrarı sağlamaya çalışıyor. Erdoğan kaçkınların kendi ülkelerinde iskân edileceğini de söylüyor. Böylece Türkiye de güvenlik açısından istikrara kavuşacak.

Erdoğan şu anda doğrusunu yapıyor. Fırat'ın doğusuna müdahale için ABD'nin çekilmesini beklemek de doğru bir karar. Yine de ABD içindeki mücadeleye dikkat etmek gerekiyor.

Erdoğan'ın "Suriye'nin topraklarında gözümüz yok" açıklaması da gerekliydi. Çünkü Türkiye'de "Yeni Osmanlı" diye tanıtılan Büyük Orta Doğu Projesi'ni uygulamaya çalışan Pentagon'dur. Konfederasyon düşüncesini de rafa kaldırmış değiller.

================================

SELCAN TAŞÇI HAMŞİOĞLU: AMAN BE ALİ'M

Hukuksuz atıldıkları hücrelerden ya hastanelere ya da mezara tahliye olabilen "insan"ların arkasından "Ayılanlar bayılanlar merdivenden kayanlar yurt içinde ya da yurt dışında kalbi sıkışanlar mermiye kafa atanlar... Efendiler hesabı ödemeden nereye?" yazılabildiği o insanlıktan çıkış sürecine başkaldırının adıydı Ali Tatar.

Bu sebeple...

Dün gece Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun da sesi titreyerek vurguladığı gibi "normal koşullarda birinin kendini öldürmesi üzerine asla yapmayacağımız bir şey"i yapıyoruz onun adını her duyduğumuzda;

Gururlanıyoruz!

Gözlerimiz buğulana buğulana... Onun "kara gözleri"yle göz göze gelip bir de ablası Hürriyet Tatar'ın eşi Nilüfer Tatar'ın Satı Ana'nın Ahmet Ağabey'in hıçkırıkları çınlayınca kulaklarımızda burnumuzun direkleri sızlayarak yanaklarımız ıslak... Ama onuruna şahitlik edebiliyor olmanın huzuruyla...

Bizim nazarımızda hiç itibarsızlaşmamış olsa da üzerinde tepinilen itibarını iade eder gibi... Her gün katlanan bir borcu öder gibi...

Alkışlıyoruz!

yi ki bastın o tetiğe" diye değil elbette!

ntihar"ı kutsayarak değil...

Yine Feyzioğlu'nun dediği gibi bu ülkeye Cumhuriyete Türk Silahlı Kuvvetlerine yargıya sana bana hepimize kurulmuş "en hain pusuya en hain kurşuna düşman mermisinden de hain mermiye göğsünü siper etme fedakârlığını gösterdiği" için...

Ve belki biraz da avuç içlerimizi döve döve yapamadıklarımızın hırsını alıyoruz!

***

"En küçük suçu ve günahı olmayan ben bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum" diyerek fani ömrünü noktaladıktan sonra ailesi hem "Ali Tatar" adını hem uğradığı zulmü unutturmamak üzere "Ali Tatar Edebiyat Ödülleri" vermeye karar vermiş ve bu kapsamda bir şiir yarışması düzenlenmişti.

Jüri yarışmaya katılan 60'tan fazla şiire "içerik ve şiir tekniği yönünden yetersiz" deyip "ödüle layık olmadıklarını" açıklamış katılımcılar da Tatar'ı anmak anlatmak üzere yazılan mısraların "içeriğinin yetersiz bulunması"na tepki göstermişti.

"Aman be Ali'm" işte o tepkilerin neticesi olarak o şiirlerin derlenmesiyle oluşmuş bir kitap.

Tatar ailesi önceki gece TBB'de geliri Atatürkçü Düşünce Derneği'ne bırakılacak bu kitabın tanıtımını yaptı.

Geceyi sunan İrfan Değirmenci yeri geldi boğazına takılan o acıyı aşamadı... Ağabey Ahmet Tatar konuşamadı... "Nilü"sü konuşamadı... Süheyl Batum'un mesajını okumaya çıkan Semih Dikkatli konuşamadı...

Aynı ateş çemberinin içinden çıkan ve geceye 6 aylık oğlu "Ali"yle katılan CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi haklı bir öfke içindeydi haykırdı:

"Mesele esir edilen askeri ziyaret etmek değil askerini esir ettirmemektir. İşte siz bu vebalin komutanısınız!. . "

Anlayacağınız...

Vermesi zor olmakla birlikte hayli netti de gecenin mesajı:

-Yeniden "sızıntı" peşindeki eli kanlı hukukçu maskeli siyasi maskeli asker maskeli polis maskeli katiller bunu duymaktan hiç hoşlanmayacak ama-

"Ali'nin devri daimdir!"

ABD çekiliyormuş(!)

Nereye?

Irak'a!

Yani Suriye gibi işgal ettiği Suriye gibi bölüp parçaladığı bir başka coğrafyaya...

Yani burnumuzun sağ dibinden sol dibine...

Bunu mu alkışlıyorsunuz sahiden de!

'Aday bey amca(!)' okuyor musun; Yılmaz Büyükerşen onu da yapmış!

Eskişehir'e gidip gelirken kullandığım hızlı trenden izlenimlerimi aktardığım yazıda kendisini bir ilçenin belediye başkan adayı olarak tanıtan kişinin karşısında oturan yaşlı amcayı manipüle etmeye çalıştığı "havaalanı" diyaloğunu paylaşmıştım ya...

Hani Eskişehir'e uçak olmamasının faturasını Başkan'a çıkarıyor ve "Eskişehir'i o yapmış ya Büyükerşen bir havaalanı yapamamış mı buraya" diyordu "potansiyel seçmen" gördüğü amcaya.

Pışşşşşşt 'aday bey amca' okuyor musun;

Yapmış!

Meğer havaalanı da yapmış Büyükerşen Eskişehir'e!

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı Kemal Aydoğmuş'un verdiği bilgiye göre Anadolu Üniversitesi kurucu rektörlüğü yaptığı dönemde Türkiye'nin ilk Sivil Havacılık Yüksekokulu ile birlikte bir de havaalanı inşa ettirmiş Büyükerşen Eskişehir'de. Hem de sadece 117 günde!

Ağırlıklı olarak öğrencilerin eğitiminde kullanılan uzun süre sivil ve özel hava taşımacılığı da yapılan havaalanından şu sıralar sadece "Brüksel ve Mekke uçuşları(!)" yapılıyormuş.

Bu arada "Anadolu Üniversitesi Havaalanı" adı da birilerini rahatsız etmiş; "Hasan Polatkan"a çevrilmiş.

"Gerek Büyükerşen'in gerekse Eskişehir kamuoyunun yoğun isteğine karşın seferler bir türlü başlatılmamaktadır" diyor Aydoğmuş.

Nedenini uzun uzun anlatmaya gerek yoktur herhalde!

================================

TOKMAK: AKREP GİBİ!

Akrep kötülüğünden değil tabiatı öyle olduğu için sokar!

Amerika da akrep gibi kötü olduğundan değil doğası gereği (kendi çıkarlarını savunmak için) gariban ülkelere saldırır. Huyu böyle!

ABD Başkanı Trump şimdi birdenbire Suriye'den çekilme kararı aldı.

Ben buna şüphe ile bakıyorum!

İlk birliklerin çekilmeye başladığı haberleri geliyor. Bu çekilme gerçekten başlamışsa tamamlanması en az 60 gün ile 90 gün arasında sürer…

Daha birkaç gün öncesine kadar Suriye'de PKK uzantısı PYD'li teröristleri eğiten onlara uçaklar ve kamyonlar dolusu milyonlarca dolarlık modern silah araç ve mühimmat veren ABD ne oldu da böyle ani olarak çekilme kararı aldı?

Trump PYD'li teröristlere operasyon başlatacağını açıklayan Türkiye'yi haklı mı gördü? Birdenbire Türkiye sevgisi mi kabardı?

Ben hâlâ "Bu işte bir oyun mu var? Bu kararın altında ne gibi hesaplar yatıyor?" diye düşünüyorum.

ABD dünyanın en büyük silah gücüne sahiptir. Kimse "Korktu da kaçtı" diyemez.

Trump dün "Biz Ortadoğu'nun polisi olmak istemiyoruz. Bunu biraz da başkaları yapsın" dedi. Dileriz samimidir!

================================

TOKMAK: TÜRKİYE'NİN ELİ RAHATLADI

Trump nasıl böyle bir karar aldı?

ABD gerçekten Suriye'den çekiliyor mu?

Bu işte bir bit yeniği mi var? Kararın altında yatan giz ne?

Daha geçen hafta ABD sınırımızın yanı başında teröristlerle işbirliği yapmış

Amerikalı askerler nöbet tutarken PKK'lılar Türk askerine karşı hendekler kazmıştı.

Trump birdenbire "Askerlerimizin evine dönme zamanı geldi" dedi.

Türkiye için Fırat'ın doğusunda PYD tehlikesi ortadan kalkmadı. 20 bin kamyon dolusu Amerikan silahlarıyla donatılan PYD tehdit olmaya devam ediyor.

Gerçi teröristler korku içinde ama yine de direnecekleri kesin! Ellerinde en modern savaş silahları var.

Amerika'nın Suriye'den çekilme kararı bölgede operasyona hazırlanan Türkiye'nin elini rahatlattı tabii…

Biz ülke olarak Suriye'de sınır komşumuz olacak her türlü devlet ya da devletçiğe karşı çıkmakta haklıyız. Çünkü böyle bir oluşum güvenliğimiz için ciddi tehlike yaratır.

Amerika aradan çekilirse Türkiye PYD sorununu kolay çözer.

================================

YILMAZ ÖZDİL: TALİHSİZ PAPAĞAN

Sayın ahalimizden en çok mesaj alan yarışmacı "gelin" oldu sayın ahalimizin en beğendiği damadı uyuşturucu komasından ölü buldular.

Kaynana Semra "asker kızıyım şehit verdim" dedi kaynana Semra'yı "şehit anası" ilan ettiler tabuta Türk Bayrağı sardılar.

Fatih Camisi'ndeki cenaze töreninde izdiham oldu sayın ahalimiz tabutla fotoğraf çektirebilmek için birbirini ezdi cenaze namazında en önde durabilmek için yumruklaşmalar oldu.

Televizyonlar kesintisiz dörder saat canlı yayın yaptı muhabirler geniş açı alabilmek için minareye çıktı.

Kayınpeder genç sevgilisiyle geldi musalla başında tekme tokat kavga çıktı polis copla dağıttı kaynana bayıldı kalabalıktan bunalan hıyartonun biri "bomba varr" diye bağırdı panik çıktı arbedede yaralananlar oldu.

Akşam ana haber bültenleri bu haberle başladı bu haberle bitti ana haber bültenlerinde toplam 97 dakika yeraldı.

O kadar şarkı yarışması yapıldı sayın ahalimiz tarafından en çok kim sevildi? Bayhan…

Aslında başlangıçta o kadar çok sevilmiyordu yarışmanın ilerleyen haftalarında amcasının oğlunu öldürdüğü cinayetten hapis yattığı çıkınca birini bıçakladığı polis tarafından arandığı ortaya çıktı aniden kıymete bindi rekor sayıda oy almaya başladı.

Asrın liderimiz bile "ailece Bayhan'ı destekliyoruz" açıklamasında bulundu.

Final gecesi açık olan her 100 televizyonun 61'inde Bayhan vardı Dünya Kupası'ndaki Brezilya-Türkiye milli maçını bile geçmişti.

Bilahare polisle silahlı çatışmaya giren otomobilde yakalandı "bana komplo kuruldu" dedi esrar bulundurmaktan yargılandı.

İnsan sarrafıyız maşallah!

Biri Bizi Gözetliyor'un en hanımefendi yarışmacısı seçilen arkadaşı fuhuştan yakaladılar.

Kendini jiletleyen oldu canlı yayında kafasında bardak kıran oldu.

Suni şöhret travmasıyla yarışmadan elenince canına kıyanlar oldu.

Henüz 16 yaşındaki kuzenini zorla kaçıran imam nikahıyla kapatan pencereden dışarı bakıyor diye bıçakla delik deşik ederek öldüren alt tarafı dört sene hapis yatıp çıkan çöpçatanlık yapan komşuları sayesinde bu defa resmi nikahla evlenen resmen evliyken dul bir kadınla yaşamaya başlayan evimin tapusunu senin üstüne yapacağım diyen iki sene oyalayan tapuyu vermediği için bağırıp çağırmaya başlayan dul sevgilisine baltayla saldıran kadının kafasını parçalayarak öldüren alt tarafı altı sene hapis yatan herifi… Hapisten çıkar çıkmaz Hande Ataizi'nin "dest-i izdivaç" programına çıkardılar. E böylesine pırıl pırıl cazip damat adayı her zaman bulunmaz kapanın elinde kaldı Arap asıllı bir kadınla evlendirdiler. Neyse ki o kadını öldürmedi boşandı. Tekrar evlendirmek için bu defa Flash Tv'deki "ne çıkarsa bahtına" programına çıkardılar yuva kurmak benim de hakkım dedi bu program sırasında bir kadınla imam nikahıyla yaşadığını itiraf etti acaba onu da öldürdü mü diye merak edildi onu öldürmemişti. Üçü gayrimeşru beş kadınla evlenip sadece ikisini öldürdüğü anlaşıldı duygulu anlar yaşandı. Şak… Seda Sayan'ın Show Tv'deki evlilik programına konuk edildi Seda Sayan "bu kadar güleryüzlü bir katil gördünüz mü?" diye sordu seyirciler kahkahalarla alkışladılar. Bu rezillikler silsilesi şikayet edildi güya soruşturma açıldı bu herifin ekrana çıkarılması sevimli damat adayı olarak sunulması "basın özgürlüğü kapsamındadır" denildi.

Ki zaten toplumu bu tür programlardan koruması gereken Rtük'ün başkanı toplumun dolandırılmasından sanık oldu Keriz Feneri davasında tutuklandı.

Bilahare serbest bırakılan Rtük başkanını tanık yapıp Keriz Feneri davasının savcılarını sanık yaptılar.

Almanya'da tutuklanan Keriz Feneri yöneticisine de bizim ülkemizde "basın özgürlüğü kapsamı"nda "sürekli basın kartı" verildiği ortaya çıktı.

En son… Aşçı yarışmasının en gözde adaylarından biri evindeki papağanına işkence yaptı sosyal medyada yayınladı gözaltına alındı akıl hastanesine gönderildi.

Bu dengesiz tipin adeta suç makinesi olduğu daha önce uyuşturucu kullanmak mala zarar vermek aileiçi şiddet taciz bilgisayar korsanlığı gibi suçlardan sabıkaları olduğu eski eşinin yakınları tarafından bıçaklandığı anlaşıldı.

Ayağı ve kanadı kırılan kafası ezilen papağan maalesef kurtarılamadı.

Talihsiz papağan öldüğü için onun yerine ben tekrar edeyim bari…

Bir ülkenin sporu neyse ekonomisi odur.

Üniversitesi neyse diplomasisi odur.

Kültürü neyse medyası odur.

Ahalisi neyse siyaseti de odur!



--   a45UyF587661

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder