12 Aralık 2018 Çarşamba

SAKALLI CELAL ...

SAKALLI CELAL ...


Beşi erkek altı kardeşlermiş. . Çocukluğu rahat ve bollukta geçmiş. Annesini "Abdülhamid'in dişisi"ne benzetir hiç sevmezmiş ama babası Donanma Komutanı Hüseyin Hüsnü Paşa'ya hayran...

Sakallı Celal çok iyi bir eğitim görmüş 1896'da Mektebi Sultani'ye (Galatasaray) girmiş Tevfik Fikret'in öğrencisi olmuş. Okulda ona güçlü kuvvetli olduğundan kinaye "Bocurgat" (gemicilikte kullanılan bir tür vinç) adı takmışlar.

Lise yıllarına denk gelen 31 Mart Kalkışması'nda gönüllü olarak Hareket Ordusu'na katılmış Taksim Kışlası civarındaki vuruşmaların bizzat içinde yer almış. Liseden sonra ver elini Paris. Ailesinin ısrarıyla Sorbonne'da siyasal bilimler okuyor ama onun gönlünde yatan makine mühendisliği. .

Fransız Devrimi'nin iyice çalışmış Karl Marx'ı birinci kaynaklardan tanımış öğretisini benimsemiş olarak yurda döndü. Öğretmen olarak ilk tayin yeri Üsküp oldu. Kimilerine göre "oruç tutmaz namaz kılmaz cuma nedir bilmez zındığın tekiydi. " Bir de öğrencilere şort giydirip top oynatmaya kalkışınca kısa zamanda Üsküp'ten ayrılmak zorunda kaldı. Bir söylentiye göre arkasından teneke çalmışlar. .


Yaşı henüz 20 idi. . 1911'de Libya'da çarpışan Mustafa Kemal ve arkadaşlarına katılmak istedi ordunun silah ve mühimmat sıkıntısını gidermek için kurulan gizli bir örgüte girdi dil bilgisiyle çok da yararlı oldu. Ancak tüm çabaları boşunaydı. .

Sakallı Celal önceleri Anadolu'da örgütlenmeye çalışan direnişi küçümsemiş ; ona göre "tahtakurusuyla baş edemeyen Türkler İngiltere'ye harp ilan etmişti !" Böyle dedi ama sonradan militan bir Kuvvacı oldu ve 1920'li yılların başında işgal altındaki İstanbul'dan müstakbel başkente kaçtı. .

Ankara İdadisi'ne müdür muavini tayin edildi. Çalıştığı üç yıl içinde okula jimnastik takımı ve izci teşkilatını kazandırdı. Bir gün Maarif Vekili Necati Bey okulu ziyarete geldi. Jimnastik ve izci takımları da ip gibi dizilmiş hazırolda beklemede. . Herkes Bakan'dan takdir beklerken o çocuklara "kısa pantolon" giydirdiği için Sakallı Celal'i azarlamaya başladı. Derken iskele sancak iki Sultanî tokat Bakan Bey'in suratında patlayınca şamarın sahibi soluğu Kastamonu İdadisi'nde aldı. .

Kastamonu İdadisi çok haraptı Hele merdivenler öğrenciler için tehlike arz ediyordu. Tamir için Bakanlıktan defalarca tahsisat isteyip hiçbir karşılık alamayınca o da bu kızgınlıkla inşaatta kullanılmak üzere hazırladığı dinamitlerle merdivenleri havaya uçurdu ! "Paris görmüş monşer paşazade" artık burada da kalamazdı. İzmit'e sürgün edildi. .

O sıralar komünist olmak âdeta arkalanıyordu. TKP'ye girdi. Türkiye temsilcisi olarak Moskova'da Komintern toplantısına davet edildi bu sırada Nâzım Hikmet ile tanıştı.

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Milli Eğitim Bakanlığı sırasında ikinci kez Ankara İdadisi'ne tayin edildi. . Bu defa müdür olarak. . Fakat bu görevi de uzun sürmedi. Bakanlık personel açığı yüzünden öğrencilerin erken mezun edilmesini isteyince Sakallı Celal istifayı bastı.


Artık bir Marksist olarak davaya tamamen adanmanın zamanıydı. Kendini işçi sınıfının yaşadığı bütün deneylerden geçirmek üzere Gülcemal vapurunda makinist olarak çalışmaya başladı. . 1930'larda Aydın'da Karapınar İncir Müstahsilleri Kooperatifi'nde incirin ıslahı ve parazitlerinden kurtulması tesislerinde çalıştı işçilerle birlikte incir çuvalı taşıdı. . 1940'larda artık çok popülerdi.

Müzmin bir bekârdı. Giyimi yaşayışı kimseye benzemezdi. Taşıta binmez her yere yürüyerek giderdi. Çok güçlüydü. Fizik ilmine meraklıydı mühendislik bilgisine sahipti. Yaşlandıkça saplantılarına bir saplantı daha ekledi : Mikrop fobi !. . Kimsenin elini sıkmaz oldu eldivensiz hiçbir şey ellemezdi. Kolonya ile temizlik yapar perdeyi bastonuyla açardı. . Yanından hiç ayırmadığı birkaç eşyası vardı : Çantası tabancası sefertası tükürük hokkası ve bir de "Tan" gazetesi. .

Komünizm propagandası yapmaktan ikide bir gözaltına alınıyor ancak daha sorgulama aşamasında serbest bırakılıyordu. Onu koruyan partililer ve Galatasaraylılar sayesinde âdeta dokunulmazlığını ilan etmişti. Bunca sevilip aranmasına karşılık soyadı kanunu çıkınca kendine "Yalnız" soyadını seçti. .

1962'de yaşama vefat etti. Aşiyan mezarlığına gömüldü. Mezar taşında "Bir gül için bahçıvan bin dikene katlanır" yazılı...

--   a45UyF587661


-------------------------------------------------
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder