12 Aralık 2018 Çarşamba

Bu gün öne çıkan yorumlar 2018-12-12 2



================================

NECATİ DOĞRU: Reddederim!

İslam'dan önce cahiliye döneminin adamları tatlı hamurdan (kurabiyeden) put (Allah) yapıp kurabiyeden putlara tapıyorlardı. Acıkınca da oturup kurabiye putları yiyorlardı.

Ne oldu?

Kurabiyeler mi bitti?

Elde yeteri kadar FETÖ'cü kalmadığı için mi Emin Çölaşan'ın ve benim yazılarımı SÖZCÜ Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz'ın sadece halk olanı biteni net anlasın diye yaptığı birinci sayfaları SÖZCÜ İnternet sitesi yöneticileri Mustafa Çetin ve Yücel Arı'nın haberlerini yontup eğip büküp bizden FETÖ'cü mü yaratacaklar?

Bizden FETÖ'cü mü olur?

SÖZCÜ'nün patronu Burak Akbay'dan Fetullahçı mı çıkar? 44 yıldır gazetecilik ve yazarlık yapıyorum. Çok dava ile karşılaştım. Bu kadar çürük iftiraya dayalı bir iddia ile ilk kez karşılaşıyorum. Yazdıklarımın arkasındayım.

Bugün de yazarım.

Yarın da yazarım.

İktidar ağzıyla konuşup yazmayanlara damga yapıştırmaya çalışıyorlar. Yazarlık geçmişimde FETÖ'cü cemaatin yanında yakınında olmadığım gibi hep karşısında duran yüzlerce yazım var.

★★★

Fetullahçıların "AKP'yi Truva atı yapıp içine gizlenerek Türkiye'yi İslamcı bir yapıya dönüştürme ve bunun için de laik orduyu çökertme planı uyguladıkları" günlerdi. Fetullahçı gücünü ABD ve AB'den alıyordu. Ergenekon ve Balyoz kumpası iddianameleri yazmışlardı. AKP'nin kurucusu Başbakan Erdoğan "bu davanın savcısıyım" diyor şimdi Almanya'da kaçak savcı Zekeriya'nın altına binsin diye zırhlı Mercedes tahsis ediyor şimdi ABD'de kaçak Fetullah'a "özledik dön gel" diye çağrı yapıyordu. Ben orduya kumpas kurulduğunu ve asıl amacın "Türkiye'nin laik çizgisini çökertmek ve İslamcı bir dönüşüme geçmek" olduğunu düşünüp yazan gazeteciler içinde yer aldım.

5-10 kalemdik.

Biz haklı çıktık.

Ergenekon kumpastı.

Kumpas olduğu anlaşıldı.

★★★

İddianameyi okudum.

Diyor ki "sizin geçmişte Fetullah Cemaati'ne karşı yazı yazmış olmanız ve onları ağır şekilde eleştirmeniz bugün sizi FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardımcı olmaktan" kurtarmaz.

Niçin kurtarmaz?

Çünkü FETÖ'nün devirmek istediği iktidara muhalefet yapıyorsunuz. (Bir kere biz muhalefet yapmak için gazete çıkartmıyoruz gerçekleri sergilemek doğrulara dikkat çekmek ülkemizin her alanda ve anlamda çok çok daha iyiye gitmesi için yazıyoruz. )

İddianamenin mantığı şu:

Fetullah iktidarın düşmanı.

Siz de iktidarı eleştiriyorsunuz.

Siz de FETÖ'cüsünüz?

Bu nasıl mantık?

Şöyle bir mantık: Kuşun iki ayağı var. İnsanın da iki ayağı var. O zaman insan kuştur. Kuş da insandır. Bu çürük mantıkla beni FETÖ'cü ilan ediyor.

Reddederim!

Adaletimizin mahkemelerimizin hakimlerimizin ve savcılarımızın "siyasetin hamle aracı yapıldığını" söylerim yazarım durmam bağırırım.

Siyasetçi hamle yapacak.

Adaleti aracı yapıyor.

Bizi susturamazsınız. Bir Necati susar bin Necati bağırır!

★★★

Önümüzde seçim var.

Şeytanlaştırma!

Ve melekleştirme!

İktidar melek!

Necati şeytan!

Yine reddederim!

Bizim kalemlerimiz yazdıklarımız haberlerimiz üzerinden muhalefeti susturmaya korkutmaya sindirmeye halkı aldatmaya çalışıyorlar. Sonsuza kadar sürmez geceler!

================================

ÜMİT ZİLELİ: SÖZCÜ'nün yeminli karşıtları bile "pes artık" dedi!. .

Joseph Goebbels'in tarihe kazınan lafıdır:

yle büyük bir yalan söyle ki inansınlar!. .

Hadi biz Türkçe telaffuzunu kullanalım; kimdi Göbels? Hitler'in Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı'ydı. 1933- 1945 arası Hitler'in putlaştırılmasında baskı cinayet ve soykırım politikalarında basının zapturapta alınmasında ve halkın sürü haline getirilmesinde başrol oynayan bir kaç kişiden biriydi!. . 1945'te efendisinin ardından karısı çocuklarını zehirledikten sonra onunla birlikte intihar etti!. .

Basın için şöyle diyordu mesela:

-Basın iktidarın kullandığı dev bir klavyedir!. .

Daha beteri de var! Göbels basın için şunu da söylüyordu:

-Bana vicdansız bir medya verin size bilinçsiz bir halk vereyim!. .

Ona göre etrafta her zaman bir yalaka sürüsü bulundurmak elzemdi!. . önemli olan aydınlar değil kitlelerdi çünkü onları kandırmak çok daha kolaydı!. . Göbels'in yargı hakkındaki düşünceleri de basın için söylediklerinden farklı değildi:

Yargı devlet hayatının efendisi değil devlet politikasının hizmetkarıdır!. .

İktidardaki yıllarda verdiği en önemli talimatlardan biri de şuydu:

-Hakimlere ve savcılara dikkat edilecektir. Belli konularda olumsuz karar verenler bildirilecek haklarında derhal işlem yapılacak yargı bağımsızlığı gibi kavramların ardına sığınmasına asla göz yumulmayacaktır!. .

Nazi iktidarı 12 yıl boyunca bu ilkeler doğrultusunda çalıştı insanları biçimledi ve sonunda en az 65 milyon insanın can verdiği 2. Dünya Savaşı sonunda tarih sahnesinden silindi… Ancak Göbels'in bin sayfalık notları dünya üzerinde var olan ve daha sonraları var olacak bir çok diktatörlük rejimi tarafından sayfa sayfa uygulandı!. .

-Hatta bu canavar yakınlarda "20. Yüzyıl'ın halkla ilişkiler dâhisi" bile seçildi!. .

YEL KAYADAN NE ALIR!. .

Yukarıdaki satırlar bu ülkenin yüz akı ömürlerini baskıya zulme faşizme karşı direnişle geçirmiş yazdıkları yazılarla çizdikleri sayfalarla yönettikleri gazetelerle halkın emekçinin mağdurun yanında yer almış Her ahval ve şerait altında dahi Büyük Devrimciyi Cumhuriyeti savunmuş SÖZCÜ Gazetesi'nden yiğit arkadaşlarıma ağabeylerime kardeşlerime FETÖ'den iddianame hazırlandığını duyduğumda aklımdan ilk geçen düşüncelerdi!. .

SÖZCÜ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz FETÖ'cü imiş mesela!… 300 bin kemiksiz satışı olan birileri korkudan kaçacak delik ararken iktidarından yalaka medyasına varıncaya dek "Hocaefendi ne olur dön artık" diye salya sümük ağlaşırken o korkusuz manşetleri atan yalnızca FETÖ değil o çete ile yıllarca kol kola "aynı yollarda yürüyen aynı yağmur altında ıslanan" zevatı da teşhir eden kumpas davalarında gözünü kırpmadan "hepsi yalan" diye bayrak açan SÖZCÜ'yü yöneten Metin Yılmaz "üyesi olmamakla birlikte FETÖ'ye hizmet etmiş" öyle mi!. .

Neredeyse çeyrek asrı aşkın süredir tanıdığım arkadaşı kardeşi olmaktan onur duyduğum sağcı iktidarların darbe hükümetlerinin her daim boy hedefinde olan yazdığı yazılarla kitaplarla soysuzların hırsızların yalakaların ipliğini pazara çıkaran Emin Çölaşan da FETÖ'cüymüş örneğin!. .

Gazeteciliği köşe yazarlığı insanlığı vicdanı ile Türk basınının abide isimlerinden Necati Doğru da kendini pek iyi saklamış aslında FETÖ'cüymüş iyi mi!. . Yanında çalıştığım yazarlık serüvenimde örnek aldığım dostluğundan onur duyduğum yazdığı yazılara gözüm kapalı imza atacağım sevgili ustam Necati Abi koparıp attığı tırnağı kadar önemsemediği Fetullah ve yandaşlarına çalışıyormuş öyle mi gülmeye dahi tenezzül etmem!. .

İnternet Yayın Yönetmenimiz Mustafa Çetin ve Haber Koordinatörümüz Yücel Arı da meğer gizliden FETÖ yandaşlığı yapıyorlarmış mesela!. . Her gün açıp yüzbinlerce "tık" ile haberleri takip ettiğiniz internet yayınımızdan söz ediyorum eyy millet…

ddianame öyle diyo!. .

BU ÇAMUR SÖZCÜ GRUBU'NA YAPIŞMAZ ARKADAŞ!. .

SÖZCÜ'ye bir "FETÖ Davası" açılmıştı zaten…

O iddianamenin büyük bölümü gazetenin manşetlerinden yazılarından oluşuyordu… İkinci dalgada yazılan 61 sayfalık iddianamenin büyük bölümünü de yine manşetler yazarların yazdığı yazılar oluşturdu!. . İddianameyi henüz görmedim ancak "FETÖ çetesine üye olmamakla birlikte yardım ve yataklık suçu işlendiği" iddiasına gerekçe olarak kullanılan manşet ve köşe yazılarını pek bi merak ettim doğrusu!. .

SÖZCÜ'nün avukatlarının açıklamaları ek iddianamenin ilk iddianameden hiçbir farkı olmadığını belirterek şöyle diyorlar:

-Bu iddianame değil "iftiraname" ve ilkinden kopyala-yapıştır üretilmiş!. .

Bir de 2. iddianamenin atıfta bulunduğu "Bilirkişi" komedisi var tabii!. . Bilirkişi sıfatına bile haiz olmayan kendine yakıştırdığı unvanların tümü gerçekdışı çıkan Sözcü ve değerlerine düşmanlığı sırıtan Sultanbeyli'de bir yerel gazetede muhabirlik yapmış bir "uzman!"

Belirtmekte fayda var; SÖZCÜ Grubu'na ait Korkusuz Gazetesi'nin bir yazarı olarak bilirkişi kılıklı muhteremin işaret ettiği savcının iddianamesine aldığı tüm manşet ve köşe yazılarının altında benim de imzam vardır hem de gözüm kapalı olarak!. .

Neyse o meşhur özdeyişin söylediği gibi "gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardır!" Bütün bu kara komedinin hay huyu arasında fazla konuşmayı sevmeyen sevgili Necati Abi en doğrusunu söyledi zaten:

-Bu çamur bize yapışmaz!. .

================================

YILMAZ ÖZDİL: Doğru'yuz adımız gibi Emin'iz…

Chp'ye oy vermek mekruhtur.

Gezi olaylarını Soros'un ortağı İsmet İnönü organize etmiştir.

Abd başkanı bizim cumhurbaşkanımızın yanında muhtar bile olamaz.

Asrın liderimiz Putin'i judoda haşat eder.

Asrın liderimizin sarayı nohut oda bakla sofadır minnacıktır.

Asrın liderimiz Brad Pitt'ten daha yakışıklıdır Angelina Jolie kendisinden öylesine etkilenmiştir ki Vietnamlı evlatlığına Recep adını vermiştir kıskançlık krizine giren Brad'le bu yüzden boşanmışlardır.

Enflasyon sıfırın altına düşmüştür.

Zam var diyen teröristtir.

1 dolar aslında 1 liradır.

İşsizlik arttı diyen zerdüşttür.

İtikadımıza göre iki bayram arasında emekliye maaş verilmez.

Asgari ücreti yükseltmeye çalışmak ihaneti vataniyyedir.

Bilal'in İtalyanca şarkısına Grammy ödülü verilmemesi şerefsizliktir.

Marmaray'a imam hatip açılmalıdır.

Üçüncü köprüye cami dikilmelidir.

Üçüncü havalimanımız o kadar büyüktür ki büyükşehir olmalıdır.

Milletvekili bakan akp genel başkanı başbakan ve Tbmm başkanı yapılan Binali bey İstanbul büyükşehir belediye başkanlığından sonra Birleşmiş Milletler genel sekreteri yapılmalıdır.

Akp'nin ve Binali beyin kıymetini bilmeyen nankör İzmir ilçe yapılmalıdır.

Memlekete ne idüğü belirsiz cahil cühela dört milyon Suriyeli girdi diyenler ırkçıdır müfteridir gele gele sadece dört Suriyeli gelmiştir üçü Nobel ödüllü fizik profesörüdür biri de Michelin yıldızlı aşçıdır.

Merkez Bankası Katar'a satılmalıdır.

Andımızın yasaklanması yetmez TC'nin adı arap cemahiriyesi olmalıdır.

Köşe yazarları köşeli olmamalıdır.

Oval olmalıdır.

Sözcü…

Böyle olsun istiyorlar.

Böyle yazsın istiyorlar.

Yalanın yanlışın baştacı olduğu yerde Doğru'nun sanık olması şaşırtıcı değildir.

Hırsızın döneğin saygı gördüğü yerde Emin'in suçlanması tuhaf değildir.

Sahtekarların Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmaya çalışması…

Emanete hıyanet edenlerin yediEmin sevmemesi normaldir.

Hakikat topallayarak da olsa hedefine varır.

Elinizden geleni ardınıza koymayın…

Doğru'yuz.

Kendimizden Emin'iz.

================================

EMİN ÇÖLAŞAN: Biz de FETÖ'cü olduk!

Sevgili okurlarım Türkiye'de gazetecilik yapmak giderek zorlaşıyor. Hele iktidardan yana bir gazeteci değilseniz başınıza her an her iş açılabilir.

Kim olursanız olun bu devirde "Yandaş" olacaksınız.

Gazeteci işadamı bürokrat vesaire hiç fark etmez. Bütün maddi ve manevi varlığınızla iktidara destek vereceksiniz yalakalık yapacaksınız hataları yolsuzlukları vurgunları asla gündeme getirmeyeceksiniz!

İşte bunları yaptığınız takdirde iktidarın nezdinde yi adam" olur ve sizi bekleyecek olan nice tehlikeleri savuşturmuş olursunuz.

★★★

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen ve bizleri FETÖ'cüolmakla suçlayan iddianame elime dün geçti.

61 sayfadan oluşan o belgeyi dikkatle okudum Metin Yılmaz ve Necati Doğru ile birlikte nelerle suçlandığımı anlamaya çalıştım.

SÖZCÜ'de bir yazım çıkmış bir de benimle yapılan bir söyleşide kullandığım birkaç cümle var.

O sırada FETÖ takımı henüz darbe yapmaya soyunmamış ama AKP ile kapışmış durumda.

Ancak bunların günün birinde darbe yapmaya kalkışacağını kimse bilmiyor.

İkiz kardeşi AKP ile aralarına kara kedi girmiş…

Ve ben bunların kavgasında cemaati tutmuşum.

Hepsi bu kadar!. .

Fetöcülük (!) konusunda somut bir belge var mı?

Hiçbir şey yok olamaz da.

★★★

Ben Mustafa Kemal'in askeriyim. Yolum o yol çizgim o çizgidir…

Ve şimdi öteki arkadaşlarımla birlikte benim hakkımda da FETÖ davası açılıyor. İnanılır gibi değil.

FETÖ'cü olmak için elbette ki onlarla bir takım açık veya gizli ilişkilerin olması gerek.

Toplantılarına katılacaksın Bank Asya'da paran olacak evlerinde kalacaksın onların sağladığı irili ufaklı maddi ve manevi olanaklardan az veya çok yararlanacaksın.

Acaba hangisini yapmışız hangi maddi ve manevi çıkarları sağlamışız! Öyle ya cemaatçi olmak için ya onlardan bir çıkarın olacak ya da kafan onların kafa yapısına ve düşüncelerine uygun olacak.

Valla şimdi Fetöcülükle suçlanan bizlerde bunların hiçbiri yok.

★★★

Şimdi "O halde hakkınızda niçin iddianame düzenlenmiş ağır ceza mahkemesinde niçin yargılanacaksınız" diye sorabilirsiniz.

Bu haklı sorunuzun yanıtı gayet basit:

İktidar bizim gazete başta olmak üzere kendisinden yana olmayan bütün medyaya seçimlerden önce yeni bir gözdağı vermek istiyor.

Burada amaç muhalefetin en büyük ve en güçlü tek gazetesi olan SÖZCÜ'yü korkutmak baskı altına alıp sindirmek ve yayın politikasını değiştirmeye zorlamak.

Çok yanlış bir yol izliyorlar.

★★★

FETÖ'cü!. .

Bize bu damgayı vurmaya kalkışanlar acaba örneğin benim o örgütle nasıl mücadele ettiğimi hiç biliyor mu? Bunu araştırmışlar mı?

Adına Fetullah denilen adam ve onun yayın organı olan Zaman Gazetesi beni çeşitli zamanlarda mahkemeye verdiler.

Fetullah'ın dimdik ayakta olduğu dönemlerde amaçlarından biri beni de kendilerine çekip kafakola almaktı. Bana yalakalık dolu bir mektup yazmıştı burada açıkladım mahkemeye verdi!

Hakkımda çeşitli konularda açtığı bütün tazminat ve ceza davaları reddedildi.

Zaman Gazetesi'ni burada defalarca yazdım.

Bunların bayi satışı 18 bin dolaylarında idi. Oysa satışlarını 800 bin gösterip devletten para tırtıklıyorlardı.

Bu işin üzerine gidince beni yine mahkemeye verdiler. Mahkeme kendine göre üç kişilik bir bilirkişi heyeti kurup sözü onlara bıraktı…

Bilirkişi raporunda şöyle deniliyordu:

"Zaman Gazetesi'nin muhasebe servisinde yaptığımız incelemede Çölaşan'ın verdiği rakamların doğru olmadığı ortaya çıkmıştır. Davanın kabulü gerekir…"

Meğer üç bilirkişiden ikisi FETÖ'cü imiş… Ve mahkeme beni mahkûm etti!

Karar Yargıtay'dan döndü ama bizi epeyce uğraştırdı.

★★★

Evet günün birinde FETÖ'cü olduğum iddiasıyla yargılanacağımı aklıma bile getirmezdim.

Eğer getirseydim adına Fetullah denilen o sümüklü herifle birlikte ekibine de yaklaşıp avantalarımı alır hatta nicelerini konuk ettikleri beleş yurtdışı gezilerinde boy gösterip yolumu bulurdum!

Kısmet değilmiş!

★★★

Sevgili okurlarım insanları "Sen şucusun bucusun" diye suçlamak çok kolay bir iştir.

İtiraz edersiniz "Bu iddiayı kanıtla" dersiniz bu kez karşı taraftan ses gelir:

"Biz kanıtlamakla yükümlü değiliz. Öyle olmadığını sen kanıtlayacaksın!"

Şimdi biz bu durumdayız.

Bunun sonu gelmez.

================================

BEKİR COŞKUN: Emin Çölaşan Fetullah'ın "medya imamı"dır…

FETÖ diye bir örgütün olmadığını kanıtlamak mı istiyorsunuz?. .

O zaman "Emin Çölaşan FETÖ'cü" dersiniz…

"Metin Yılmaz FETÖ'cü…"

"Necati Doğru FETÖ'cü…"

"Uğur Dündar FETÖ'cü…"

"Saygı Öztürk FETÖ"cü…"

Ergenekon diye bir örgüt bahane edilerek masum insanlara kıyıldığını milletin vicdanı ne zaman anlamıştı biliyor musunuz…

"İlker Başbuğ Ergenekon terör örgütü üyesidir" denildiğinde…

Genel Yayın Yönetmenimiz Metin Yılmaz yürekli bir Atatürkçüdür… Necati Doğru; gazeteciliğin yüz akıdır… Mustafa Çetin; ülkesi için canını verecek kadar cumhuriyetçidir… Yücel Arı; genç kuşağın aydınlık savaşçısıdır…

Emin Çölaşan?…

Ben size söyleyeyim:

FETÖ'nün medya imamıdır…

Beş vakit namazını kaçırmaz… Cebinde her zaman kenarı işlemeli külahı vardır… Rakı falan içmez… Restoranlarda garsonlara çinde domuz var mı?" diye illa sorar…

Melih Gökçek'e sevgisi parsel işinden gelir…

Hoca Efendi'den arada bir çıkarıp mis gibi kokladığı bir peçetesi vardır…

FETÖ üniversitesinde doktora cübbesi giydirmişlerdir… Gülen'in yanında süklüm büklüm yüzlerce fotoğrafı internette dolanır…

"Ne istedi de vermedik" diyen de o dur…

Bakın; size komik geldi…

Şimdi "Emin Çölaşan FETÖ'cü" dedin mi…

Gerçek FETÖ'cüleri aklarsın…

Bizler daha ilk başlarda FETÖ'nün devlete sızdığını iktidarla birlikte yargıyı kullanarak cumhuriyeti sahiplenecek kim varsa yok etmeye çalıştıklarını yazıp-çizdik…

FETÖ'nün ne mal olduğunu ilk günden bildik…

"Aldatılmadık…"

Şimdi de şunu biliyoruz:

Bu günler gelip geçecek…

Aydınlık Türkiye için direnen bu yiğitler insanların yüreğinde hep olacaklar…

Ama kendi hukuksuzluklarının enkazı altında kalacakları kimse hatırlamayacak…

================================

TOKMAK/RAHMİ TURAN: Türkiye'nin hazin hali!

SÖZCÜ Gazetesi bugün Türkiye'nin en yüksek tirajlı yayın organlarından biri… Ve de muhalif!

O halde ne yapmak lâzım?

Gırtlağını sıkmak sesini kısmak gerekiyor…

Ülkeyi yöneten iktidar mensuplarının düşüncesi maalesef bu…

SÖZCÜ'ye FETÖ'cü çamurunu yapıştırıp gözdağı vermek korkutmak istiyorlar!

Bu düşünceyle gazetemizin 5 çalışanı hakkında FETÖ'cü suçlamasıyla dava açıldı.

Demokrasi basın özgürlüğü hak hukuk lâf!

İddianamenin adalet ve mantık yönünden hiçbir tutar tarafı yok!

Necati Doğru'nun dediği gibi bu çamur bize yapışmaz.

Metin Yılmaz Emin Çölaşan Necati Doğru ve diğer SÖZCÜ yazarları FETÖ'ye karşı en çok mücadele eden gazetecilerdir.

* FETÖ'nün orduya ve polise sızdığını…

* Ergenekon ve Balyoz davalarının kumpas olduğunu…

* Ergenekon'u FETÖ'cü polislerin yaptığını hep SÖZCÜ duyurmuştu.

Madalya verilmesi gereken SÖZCÜ mensuplarına şimdi FETÖ'den dava açmak akıl ve mantıkla bağdaşmıyor!

* Bu konuya TOKMAK-2 sütunumda devam ediyorum…

ÜLKEMİZDE DÜRÜST OLMANIN BEDELİ!

FETÖ'ye karşı en çok savaş veren SÖZCÜ mensupları hakkında "FETÖ'cü suçlamasıyla" dava açılması aklı başında mantıklı sağduyulu herkesi şaşırttı!

SÖZCÜ avukatlarından Celal Ülgen lkenin tirajı yüksek olan tek muhalif gazetesinin sesini kısmak için iyi niyetli olmayan bir girişim" derken Av. İsmail Yılmaz "FETÖ'ye karşı en çok savaş veren SÖZCÜ ve yazarlarına FETÖ'cü yaftası vurmak akıl alır gibi değil" dedi.

Günümüzün iktidarı FETÖ ile mücadele etmiyor eder gibi yapıyor milleti kandırıyor!

Şimdi müseccel FETÖ'cüler serbest dolaşırken FETÖ ile kol kola giren fotoğraflar çektiren Feto'yu Pensilvanya'da ziyaret eden AKP'li siyasetçilere bir şey yapılmazken FETÖ ile kıyasıya mücadele eden SÖZCÜ ve yazarlarıylauğraşılıyor.

FETÖ ile mücadele böyle hedef saptırarak mı yapılır?

Nerede FETÖ'nün siyasi ayağı?

Feto ile ziyafet sofralarında hatıra resimleri çektiren politikacılar ve gazeteciler nerede?

Gerçek FETÖ'cülerin dışındaki muhalif herkese "FETÖ'cü çamuru" yapıştırılarak nereye varılmak isteniyor?

★★★

Açılan davanın iddianamesinde suçlamalar hep (Ayakkabı kutularından otel odalarındaki kasalardan çıkan milyonlar 100 milyar dolarlık yolsuzluk gibi) 17-25 Aralık haberleri nedeniyle yapılıyor.

Oysa bahsi geçen haberler 2013 yılında bütün medyada televizyonlarda ve internette yayınlanmıştı… Ve o tarihte "FETÖ örgütü" yoktu. Operasyonları devletin polisi olarak bilinen kişiler yapıyordu.

Milli Güvenlik Kurulu FETÖ' 28 Mayıs 2016'da terör örgütü ilan etti.

Dürüst habercilik yapan SÖZCÜ ve yazarları 2013 yılında olmayan bir terör örgütüne nasıl yardım edebilir?

Bahsi geçen dönemde FETÖ'cüler iktidar partisi AKP'nin yandaşı idi… Kol kola idiler!

★★★

SÖZCÜ İnternet Haber Koordinatörü Yücel Arı 2013 yılında yayınladığı haberlerle FETÖ'ye destek olmakla suçlanıyor.

Tam bir çelişki!

İddianamenin ne kadar boş olduğunun bir kanıtı bu…

Çünkü Yücel Arı bahsi geçen tarihte internet sitesinde çalışmıyordu. Yücel Arı savcının suç işlediğini iddia ettiği tarihten 3 yıl sonra 1 Nisan 2016'da işe başladı.

İddianameye göre Yücel Arı işe girmeden 3 yıl önce suç işlemiş oluyor… Nasıl bir iştir bu? Böyle bir iddia herhalde dünya hukuk tarihinde bir ilktir.

★★★

Özetle söylemek gerekirse sevgili okurlar AKP iktidarı muhalif olan herkesi susturmak istiyor. Fakat… Geç de olsa adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz.

Adaleti olmayan bir ülkenin geleceği olmaz!

"YARIN BENİ DE SİZİ DE HERKESİ DE ALIRLAR!"

Fatih Portakal da şaşırıp kaldı ve "Yok artık!" diye âdeta isyan etti.

Portakal düzgün dürüst yurtsever bir televizyoncudur…

SÖZCÜ yazarları hakkında FETÖ'cü suçlamasıyla açılan davayla ilgili olarak sunduğu haber programında:

"Emin Çölaşan yılların gazetecisidir…

Necati Doğru yılların gazetecisidir…

Ergenekon'la başlayan Balyoz'la devam eden o kumpas davalarına nasıl tavır aldıklarını bilirsiniz. Sayın savcı 'Üye olmamakla birlikte' diye bir tabir kullanıp FETÖ suçlaması yöneltiyor. Yok artık!" dedi.

Fatih Portakal savcının iddianamesinden ekil olarak FETÖ'ye karşı olmak ağır şekilde eleştirmek örgütle davalı ya da davacı olmanın hatta açıkça hakaret etmenin başlı başına FETÖ'yü desteklememek ya da esasta FETÖ'cü olmamak suçunu doğurmayacağı" bölümünü hatırlatarak:

"Bu sözü bu cümleyi kurduktan sonra yarın beni de alırlar sizi de alırlar herkesi alabilirler…

Ama geçmişte manşet atanlar kitap yazanlar onlara dokunulmaz. Bu ülkede Genelkurmay Başkanı bile gözaltına alınmıştı" dedi. Haksız mı?

GÜNÜN SÖZÜ

Dünya güç para iktidar politik yalanlar ve iftiradan ibarettir!

KOMEDYA


--   a45UyF587661

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder