22 Aralık 2018 Cumartesi

HİÇBİR GEREKÇESİ OLAMAZ

Şiddetin haklı bir gerekçesi yoktur, olamaz.
Şiddet her zaman haksızdır.

Hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin ise asla anlaşılabilir bir tarafı yoktur.
Bizler hastane köşelerinde hastalara pusu kuran, hainlikten keyif alan insanlar değiliz.
Hastalar bize zorla, esir olarak getirilmemektedir.
Bizler de hastaları kandırarak, zorla, hile ve desise ile cebinden parasını almaya çalışmıyoruz.
Hastalıkları ve ölümü biz icat etmedik, mümkünse hastalığı tedavi etmeye, değilse rahatlık sağlamaya, olabildiğince ağrı gidermeye, ölen kişilerin son anlarına kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Doğal olarak hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin asla HAFİFLETİCİ SEBEBİ de olamaz.
Hastalığı, ölüm korkusu olan birisinin  ne olursa olsun özellikle yardım istediği hekime yönelik şiddeti asla kabul edilemez.
Bunda büyük nankörlük, vefasızlık olamaz.

Benzetmede hata olmasın, en vahşi hayvanlar bile ağızlarını, solungaçlarını, ulaşamadığı yerlerini, yaralarını temizleyen diğer hayvanlara saldırmak gibi bir huyu yoktur.
Bizler en azından hastaların köpekbalıklarının solungaçlarını temizleyen küçük balıklara gösterdiği kadar vefa duygusuna sahip olmasını bekleriz.


Sağlık çalışanlarını dövmenin, sövmenin, saçını başını yolmanın, kafasını gözünü yarmanı, kemiklerini kırmanın dayanılmaz kolaylığına sapanlar, şiddeti himaye eden devlet adamları, idareciler, adalet arayan sağlık çalışanlarını yalnız bırakan hukukçular, şiddeti alkışlayan, içten içe sevinen, ruhu ferahlayan bütün insanlar sizlere sesleniyorum.

Bu gün bir hastanede yaşanmış bir darp ya da hakaret olayı çalışanlara günlerce etki etmektedir.
Hele hele olay can kaybı, maluliyet, mağduriyet yaratmış ise olayın psikolojik etkileri yıllarca devam etmektedir.
Misal benim ve pek çok meslekdaşımın her zaman aklının ucunda Dr.  Kamil Furtun yer tutar.

Hekimlerden yardım istiyorsunuz.
Ağrılarınız dindirsin istiyorsunuz.
Size şevkat göstersinler, sizin sıkıntılarınızı sabırla dinlesinler istiyorsunuz.
Tıbbın gereği olan her şeyi en son kertede istiyorsunuz.
Herkesin bilgili, görgülü, ahlaklı olmasını istiyorsunuz.

O halde bunca talepte bulunduğunuz insanları yerle bir etmeniz size yararlı olmayacaktır.
Bu olaylar sıklaştıkça, karşınızda daha asık suratlı, daha anlayışsız, daha toleranssız, daha katı, daha soğuk hekimler bulacaksınız.

Aynı şekilde hemşirelerden anneniz, ablanız kadar şevkat ve sevgi bekliyorsunuz.
Bu gün darp edilen hemşire ve olaya şahit olan arkadaşları artık sizi bir tehdit olarak görecek, size yaklaşmayacak, sizden uzak duracaktır.

İşin içinden birisi olarak belirteyim.
Hastane koridorlarında, acil servislerinde, ameliyathane kapılarında, yoğun bakım önlerinde yaşanan yoğun gerginlikler sebebiyle hastaların ve yakınlarının feveranları, yaygaraları, öfkeleri, üzüntüleri, gerginlikleri her zaman olmuştur, bundan sonra da olacaktır.
Çünkü buralar aynı zamanda can pazarıdır.
Herkesin yaşadığı hastalığı, kazayı, belayı aynı metanetle karşılamasını bekleyemeyiz.
Bu nedenle hastaneler gerginliklerin nadir olarak yaşandığı yerler değildir.
Her gün, her saat hastanenin bir yerinde, birileri bağırır, çağırır, camı çerçeveyi indirir, kendini yerlerden yerlere atar, çığlıklar kopar.
Biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak hastaların bu özel anlarını anlar ve olabildiğinde sabrederiz.

Ancak, artık artık iş çığırından çıkmıştır.
İnsanlar tanrılar ile çözmesi gereken sorunları hekimler ve sağlık çalışanları ile çözmenin beyhude çabası içindir.
Ölüm hekimlerin değil bu evrenin, inananlar için tanrıların insanlara getirdiği bir yüktür.

Zannediyorum, bu günden sonra hekimlerin, hemşirelerin, sağlık çalışanlarının neden suratsız, neden mesafeli, neden donuk, neden ilgisiz, neden bıkkın, neden hırçın olduğunu anlayabilirsiniz.

Bu son olayda söz konusu hastane ANTALYA EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ yoğun bakımıdır.
Emin olun bu olaydan sonraki günlerde uzun süre bu olay nedeniyle mağdur olanlardan, şiddete şahit olarak ürken ve korkanlardan kimseler şefkat görmekte heyecanlı olmasın.

Doğrusu sağlık işi bir güven ve rıza işidir.
Bir hasta ya da hasta yakını ne kadar acil, ne kadar yaşam tehditi altında olursa olsun, ya da ne kadar önemli, ve mühim kişi olursa olsun,  kimseye zorla, hiddetle, şiddetle, amiyane tabirle eşşek gibi iş yaptıramaz.
Buna yeltenenlerin alacağı muamele de eşşek gibi bir muamele olacaktır.

Ben olsam darp edilmiş, hakarete uğramış, travmatize olmuş sağlık çalışanlarından uzak durmaya çalışırım.
Bu kurum ve bölümlerde en iyimser ihtimalle hastalarınız artık sevecenlik, şefkat, sıcaklık, ve ilgi görmekte kusur yaşayacaktır.
Bunun önünü almanın yolu yoktur.

Taaa ki, şiddet mağduru kişiler zaman içerisinde rehabilite olana kadar da bunu beklemek doğaldır.

Yok inadım inat diyorsanız, dediğim gibi hastanelerin günden güne daha zalim, daha soğuk, daha rahatsız edici olmasını bekleyin.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



HİÇBİR GEREKÇESİ OLAMAZ

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşanan şiddet nedeniyle tabip odasında bir basın toplantısı düzenlendi.

Açıklamaya şiddete uğrayan hekim ile sağlık çalışanlarının yanısıra Antalya Tabip Odası SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) ANTEHED (Aile Hekimleri Derneği) yönetici ve üyeleri katıldı.

Antalya Tabip Odası odası toplantı salonunda yapılan açıklamayı oda başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin okudu.

Hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin tüm hızıyla sürdüğünü belirten Prof. Dr. Nursel Şahin "Gün geçmiyor ki yeni bir şiddet haberi gelmesin. Yine 21.12.2018 tarihinde Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde meslektaşlarımız ve sağlık çalışanları şiddete uğradı. Çalıştığımız sağlık kurumlarında ölümlere kadar varabilen saldırılara hedef olmamızın kabul edilebilir anlaşılabilir haklı gösterilebilir hiçbir gerekçesi olamaz. " dedi.

"Daha önce yaşanan şiddet olaylarında olduğu gibi bu olay da da sürecin her türlü takipçisi olacağımızı ve meslektaşlarımızın yanında olduğumuzun bilinmesini kamuoyuna duyuruyoruz. " diyen Prof. Dr. Nursel Şahin "Sağlıkta Şiddet Yasası' nın caydırıcı şekliyle çıkarılması ve sağlık ortamında şiddeti körükleyen politikalara son verilmesi zorunludur. Hekimler ve sağlık çalışanları hedef gösterilerek hiç bir sorun çözülemeyeceği gibi derinleşerek geride sadece mesleğini yaptığı için hayatını kaybeden yaralanan sakat kalan psikolojik travma kalıntıları olan insanlar kalacaktır. Artık yeter yüzlerce binlerce sabır taşı çatladı. Daha neyi bekliyorsunuz ? Hayatın her alanında olması gerektiği gibi sağlıkta şiddet sona ersin" şeklinde konuştu. .

BASINA VE DEĞERLİ HALKIMIZA

Hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ne acıdır ki tüm hızıyla sürüyor. Gün geçmiyor ki yeni bir şiddet haberi gelmesin.

Yine 21.12.2018 tarihinde Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sabaha karşı 5:30 sıralarında hasta yakınları yoğun bakım kapılarını zorlayarak içeriye girmişlerdir. Bu sırada görevli asistan hekim arkadaşımız ve görevli diğer sağlık çalışanları nöbet esnasında tıbbi bulguları kötüleşen hastalarına gerekli olan tüm müdahaleleri yapıyorlardı. O esnada yapılması zorunlu tıbbi müdahaleyi yapan hekim ve sağlık çalışanları fiziksel ve sözel şiddet uygulaması ile karşı karşıya kalmışlardır. Tüm fiziksel ve sözel saldırıya rağmen saldıran kişilere karşı bir şiddet uygulanmamıştır. Şiddet uygulanan hemşirelerden bir tanesi saçından tutulup başı yere vurulmuş ve şiddetin etkisiyle bayılmış acil müdahale gerekmiştir. Bu şiddet güvenlik görevlileri gelinceye kadar artarak devam etmiştir.

Çalıştığımız sağlık kurumlarında ölümlere kadar varabilen saldırılara hedef olmamızın kabul edilebilir anlaşılabilir haklı gösterilebilir hiçbir gerekçesi olamaz.

Orada saldırıya uğrayan sadece o hekim ve sağlık çalışanı değildir. Ülkedeki tüm hekimler ve sağlık çalışanları kendileri saldırıya uğramış yaralanmış ve kendileri ölmüş gibi hissetmektedirler.

Kendine sadece ve sadece görevini yaptığı için her an saldırabilecek hasta ve hasta yakını tarafından şiddet uygulanabileceği psikolojisiyle sağlıklı bir hizmet sunumu beklenemez.

Hastalarla biz hekimlerin talep ve beklentileri birbirinin karşısında değildir. Her iki tarafta iyi bir sağlık hizmeti sunumunda kenetlenmelidir. Halkımız politik şovlarla hedef gösterilen sağlık çalışanlarının yanında yer almalıdır.

Çok uzak değil ekim ayında bir hekim arkadaşımızın vahşice katledilmesiyle hekime ve sağlık çalışanlarına şiddet en üst boyutunda devam etmiştir. Tüm ülke genelinde hekimler haklı taleplerini ifade etmek ve bu konuda çözüm üretmek için alanlarda çözüm yeri olan meclise adeta haykırmışlardır.

Ancak büyük şovlarla sağlıkta şiddetin önüne geçileceğini iddia ettikleri torba yasa fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Sağlık çalışanları ve toplum adeta kandırılmış ve başka emellere alet edilmiştir. Çıkartılan yasa her birimizin yaşam hakkını tehdit eden şiddeti bırakın ortadan kaldırmayı azaltmak için bile hiçbir yeni düzenleme getirmemiştir. Yine sağlıkta şiddet iktidarın torba yasa içerisinde hedeflenen felaket yasaları içerisinde heba edilmiştir. Ülkemizdeki hekimlerin talepleri çok net ve insancıldır.

Tüm bu gerekçelerle; sağlıkta şiddetin son bulması için Türk Tabipler Birliği sorumluluğu gereği hukukçularıyla çalışma yapmış ve bir yasa teklifi ortaya çıkartmıştır. TTB'nin önerdiği bu teklif; (Türk Ceza Kanununa ek madde önerisi çüncü bölüm Kamunun sağlığına karşı suçlar Sağlık hizmetini engelleme

1. Sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeline karşı sağlık hizmeti sunumu esnasında ve ya verilen sağlık hizmetinden kaynaklanan nedenlerle cebir şiddet ve ya tehdit kullanan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2. Bu fiiller sonucu sağlık hizmeti kesintiye uğramış ise yukarıdaki fıkraya göre belirlenen yarı oranında artırılır. )

Sorunu çözmesi gerekenler bu teklifi görmezden duymazdan gelmişlerdir. Oysa hayatın her alanındaki şiddetin ortadan kaldırılması için birinci ve önemli adım caydırıcı yasaların çıkartılmasıdır. Yasaların caydırıcılığı sadece hekim ölümlerinde mi olmalı?

Şiddeti uygulayanların tutuklanması ve cezalandırılması için illaki hekim ve sağlık çalışanlarının ölmesi mi gerekiyor?

"Sağlıkta Şiddet Yasası' nın caydırıcı şekliyle çıkarılması ve sağlık ortamında şiddeti körükleyen politikalara son verilmesi zorunludur. Hekimler ve sağlık çalışanları hedef gösterilerek hiç bir sorun çözülemeyeceği gibi derinleşerek geride sadece mesleğini yaptığı için hayatını kaybeden yaralanan sakat kalan psikolojik travma kalıntıları olan insanlar kalacaktır. Artık yeter yüzlerce binlerce sabır taşı çatladı. Daha neyi bekliyorsunuz ? Hayatın her alanında olması gerektiği gibi sağlıkta şiddet sona ersin.

Tüm hasta hasta yakını ve yurttaşlarımızın bu gerçekleri görmesi gerektiğini belirtiyor ve desteklerini bekliyoruz. Daha önce yaşanan şiddet olaylarında olduğu gibi bu olay da da sürecin her türlü takipçisi olacağımızı ve meslektaşlarımızın yanında olduğumuzun bilinmesini kamuoyuna duyuruyoruz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ

ANTALYA TABİP ODASI

www.antalyatabip.org.tr

--   a45UyF587661


-------------------------------------------------
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder