15 Aralık 2018 Cumartesi

GÜNER YİĞİTBAŞI : BARIŞÇIL DİRENME HAKKI ANAYASAL BİR HAKTIR

Evet, son günlerde halkı sokağa çağırma konusunda yapılan polemikle bağlantılı olarak ilettim bu makaleyi.
Bu makalede anahtar nokta nedir?

Seçimle iş başına gelen siyasal iktidarların; yönetimleri altındakilerin demokrasinin gereği olan hak ve özgürlüklerine ilişmeye başlayarak meşruiyetlerini yitirmeye başlamaları halinde vatandaşların mevcut hak ve özgürlüklerine sahip çıkarak hak ve özgürlüklerini savunmak amacıyla yapacakları ve ortaya koyacakları bireysel veya örgütlü yasal anayasal silahsız ve barışçıl her tepki ve karşı koyma eylemi direnme hakkı içinde mütalaa edilmelidir.

Evet, mevcut hükumetin durumu da tam olarak budur.
Mevcut hükumet aslında askerlerin yaptığı darbelerden çok da farklı bir şey yapmamıştır.
Anayasayı ve anayasal kurumları çiğnemiş geçmiştir.
SEN KİMSİN diye başlayan her cümlede bir anayasal kurum ve bir anayasal madde ilga edilmiştir.

Bu nedenle tam da bu hükumet ve RTE şu bahsi geçen BARIŞÇIL DİRENME HAKKININ nesnesidir.
Ve şunu belirteyim, RTE ve hükumet gerdikçe basınç artıyor, gelecekte yaşayacakları hiddet ve şiddetin de arttığını bilmek için çok feraset sahibi olamaya gerek yok.

Eskiden RTE için öngördüğüm senaryolardan birisi eşiyle birlikte Kızılay Meydanının tam ortasındaki büyük direğe bacaklarından asılmalarıydı.
Tıpkı Musollini gibi.
Ancak, son yıllarda işin seyri değişti ve öngörüm de değişti.
Büyük ihtimal Çavuşesku gibi Beştepe Sarayında bir duvar dibinde birileri tarafından katledilecek diye düşünüyorum.

Umarım Galaksi Başkanımız beni yanıltır, siyasette bir yumuşama sağlar, tatlı bir geçiş formülü yaratır..
Aksi halde ne olacak biliyorsunuz?

Angela Merkel ayrılırken ne diyordu?
"HAYSİYETİMLE GELDİM, HAYSİYETİMLE GİDİYORUM"

Bu vakitten sonra RTE'nın vermesi gereken mücadele bu.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



GÜNER YİĞİTBAŞI : BARIŞÇIL DİRENME HAKKI ANAYASAL BİR HAKTIR

Cuma Aralık 14 2018

Direnme hakkı kavramı siyasi literatürde yeri olan meşru bir kavram olup gerçek demokrasilerde bu kavramdan asla korkulmamalıdır. Direnme hakkı ve bu hakkın silahsız olarak yıkmadan yakmadan ve dökmeden barışçıl olarak kullanılması iş başındaki siyasal iktidarları cebren ve zorla devirmeye kalkışma olarak iddia ve kabul edilemez.

Demokratik bir hak olan direnme hakkının reddi; ülkemizin kurtarıcısı ve devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Gençliğe Hitabe'sinde; Türk gençliğine yeri geldiğinde ve koşulları gerçekleştiğinde iç ve dış düşmanlara ve siyasal iktidarlara karşı direnme hakkının kullanılması için verdiği direktifi yok sayarak Sevgili ATATÜRK'ümüz de suç kışkırtıcısı olarak yaftalamak anlamına gelecektir.

Demokrasilerde direnme hakkı Anayasal bir haktır. Bu hak demokrasinin demokratik hak ve özgürlüklerin teminatı ve sigortasıdır.

Anayasamızda direnme hakkı madde başlığı altında açık bir düzenlemenin mevcut olmaması siyasal iktidarların Anayasaya ve rejime saldırı niteliğindeki girişimlerine sessiz kalınacağı bu girişimlere yasal ve demokratik barışçıl tepki konulamayacağı anlamına gelemez. Anayasamızda yer alan düşünce ve düşünceyi açıklama toplantı ve gösteri yürüyüş hakları da barışçıl direnme hakkının tezahürüdür.

Direnme hakkı demokrasinin doğasında mevcut olan tabii bir haktır.

Direnme hakkına ülkemizde demokrasinin gelişmesine büyük bir katkı yapmış bulunan 1961 Anayasasının başlangıç bölümünde açıkça yer verilmiştir.

Demokrasileri; sağ sol ve dini esaslara dayalı tüm dikta rejimlerinden ayıran en temel ve belirgin özellik; yönetilenlerin kendilerini yöneten siyasi iktidarlara karşı sahip oldukları bu demokratik hak ve özgürlükleridir.

Ülkeyi yönetecek olanları belirlemek amacıyla dört veya beş yılda bir yapılan seçimler demokrasinin gerekli ve zorunlu ancak yegane koşulu değildir.

Dikta ile yönetilen ülkelerde de seçimler yapılmakta ve ülkeyi yönetenler seçimlerle belirlenmektedir.

İleri derecede demokrasi ile yönetildikleri halde kadınlarının seçme ve seçilme hakkını ülkemizin kadınlarından çok daha sonra kazandıkları ülkelerin varlığı unutulmamalıdır. Bu dahi göstermektedir ki; ülkeyi yönetecek olanları belirleyen seçimler tek başına demokrasinin koşulu ve ölçütü olarak kabul edilemez.

Bu itibarla gerçek demokrasilerde ülkeyi yönetecek olan siyasal iktidarlar; demokratik seçimlerle iş başına gelmeleri kadar kendilerini seçerek iş başına getiren vatandaşların Anayasa ve yasalarla tanınmış bulunan hak ve özgürlüklerine saygılı olmak ve iş bu hak ve özgürlükleri antidemokratik bir şekilde sınırlandırmaya yönelik girişimlerden sakınarak meşruiyetlerini tartışılır hale getirmekten uzak durmak zorundadırlar.

Seçimle iş başına gelen siyasal iktidarların; yönetimleri altındakilerin demokrasinin gereği olan hak ve özgürlüklerine ilişmeye başlayarak meşruiyetlerini yitirmeye başlamaları halinde vatandaşların mevcut hak ve özgürlüklerine sahip çıkarak hak ve özgürlüklerini savunmak amacıyla yapacakları ve ortaya koyacakları bireysel veya örgütlü yasal anayasal silahsız ve barışçıl her tepki ve karşı koyma eylemi direnme hakkı içinde mütalaa edilmelidir.

14/12/2018

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

https://haberguncel.blogspot.com/2018/12/bariscil-direnme-hakki-anayasal-bir-haktir.html

--   a45UyF587661

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder