İstisnası yok.
Ağızları bozuk, fikirleri bozuk.
Hakaret etmeden, etrafa bok atmadan konuşamıyorlar.
Ve ben bunu anlayabiliyorum.
Çünkü bunların peygamberleri de küfürbaz, hakareti seven bir şahsiyet.
Hatta ilahları da hakaret sever, hatta bol bol lanet eder...
Kendince aykırı giden, sözlerine inanmayan, kabul etmeyenin vay haline.
Hakaretin bini bir para.
Cinayet zaten hak ve görev.
Gelin bu hastalıktan kurtulun.
İslamiyet insanlık ile geçimsiz, uyumsuz, kavgacı, saygısız, dayatmacı, zorma.
Siz de bu kitlesel suça alet olmayın.
Gelin islah olun, hidayete ulaşın, kendinize barış getirin, dünyaya barış getirin.
Alemlerin Rabbi'nin(!) aciz bir insan gibi inanmayanlara nasıl hakaretler,küfürler yağdırdığına bir bakın...
Tevbe/28
Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar.
Bakara/65
İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de bu yüzden kendilerine: Aşağılık maymunlar olun! dediklerimizi elbette bilmektesiniz.
Maide/60
De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lanetlediği ve gazap ettiği aralarından maymunlar domuzlar ve tağuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır.
Bakara/171
Kafirlerin durumu sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.
Cuma/5
Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir.
Araf/179
Andolsun biz cinler ve insanlardan kalpleri olup da bunlarla anlamayan gözleri olup da bunlarla görmeyen kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.
Furkan/44
Yoksa sen onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır onlar hayvanlar gibidir hatta onlar yolca daha da sapıktırlar.
Araf/176
Dileseydik onu ayetlerimizle üstün kılardık; fakat o dünyaya meyletti ve hevesine uydu. Durumu üstüne varsan da kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalan sayan kimselerin hali böyledir.
Müdessir/50-51
Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.
Muhammed/12
Doğrusu Allah inanıp yararlı işler işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Durakları ateş olduğu halde kafirler zevklenirler ve hayvanlar gibi yerler.
Bakara/142
İnsanların beyinsizleri "Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?" diyecekler; de ki: "Doğu ve batı Allah'ındır. O dilediğini doğru yola eriştirir".
Kalem/10-14 ve 15
Yemin edip duran aşağılık daima kusur arayıp kınayan durmadan söz taşıyan iyiliği hep engelleyen saldırgan günaha dadanmış kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye sakın boyun eğme. Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman "Öncekilerin masalları!" der.
Kuranda İnanmayana Hakaretler
16 Haziran 2011 22:52
Kuran'da inanmayanlara (İslama ve Allah'a inanmayanlara) sırf bu nitelikleri yüzünden çeşitli hakaretler edilmektedir. Bazı müslümanlar ise çeşitli polemikler sırasında duydukları sözlerden rahatsız olup inançlarına saygı gösterilmesini isterler. Bu garip çelişki nedeniyle Kuran'a ve içerdiği küfür ve hakaretlere şöyle bir göz atalım. Bakalım Kuran'da hangi kelimelerle hakaret ediliyor:
HAYVAN
BAKARA (171) : İnkar edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkar edenlerin durumu bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar dilsizdirler kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.
A'RÂF (179) : Andolsun biz cinler ve insanlardan kalpleri olup da bunlarla anlamayan gözleri olup da bunlarla görmeyen kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.
FURKÂN (44) : Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.
MUHAMMED (12) : Şüphesiz Allah inanıp salih ameller işleyenleri içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. İnkâr edenler ise (dünya zevklerinden) yararlanırlar ve hayvanların yediği gibi yerler. Onların kalacakları yer ateştir.
MÜDDESSİR (51) : Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.
MÂİDE (60) : De ki: "Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar Allah'ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır. "
MERYEM (86) : Allah'a karşı gelmekten sakınanları Rahmân'ın huzurunda bir elçiler heyeti gibi toplayacağımız suçluları da suya koşan susuz develer gibi cehenneme sevkedeceğimiz günü düşün!
YALANCI
EN'ÂM (28): Hayır (bu yakınmaları) daha önce gizlemekte oldukları şeyler onlara göründü (de ondan). Eğer çevrilselerdi elbette kendilerine yasaklanan şeylere yine döneceklerdi. Şüphesiz onlar yalancıdırlar.
TEVBE (107) : Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak küfre yardım etmek mü'minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar "Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok" diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar.
NAHL (39) : (Diriltecek ki) ayrılığa düştükleri şeyi onlara anlatsın ve kâfir olanlar da kendilerinin yalancı olduklarını bilsinler!
NAHL (105) : Yalanı ancak Allah'ın âyetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar yalancıların ta kendileridir.
MÜ'MİNÛN (90) : Hayır biz onlara gerçeği getirdik fakat onlar kesinlikle yalancıdırlar.
ŞU'ARÂ (222) : Onlar her günahkâr yalancıya inerler. (223) Bunlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır.
ZÂRİYÂT (11) : Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve "Muhammed şairdir delidir" diyen) yalancılar kahrolsun!
MÜCÂDELE (18) : Allah'ın onları hep birden dirilteceği onların da (kendilerini kurtaracak) bir iş üzerinde olduklarını sanarak size yemin ettikleri gibi Allah'a da yemin edecekleri günü düşün! İyi bilin ki onlar yalancıların ta kendileridir.
AZGIN
BAKARA (15) : Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir.
A'RÂF (186) : Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek kimse yoktur. Allah onları azgınlıkları içinde bırakır bocalayıp dururlar.
YÛNUS (11) : Eğer Allah insanlara onların hemen hayra kavuşmayı istedikleri gibi şerri de acele verseydi elbette onların ecellerine hükmolunurdu. İşte biz bize kavuşmayı ummayanları kendi azgınlıkları içinde bocalar halde bırakırız.
MÜLK (21) : Peki Allah rızkını keserse kimdir size rızık verecek olan? Hayır onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular.
KALEM (31) : Şöyle dediler: "Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!"
MUTAFFİFÎN (12) : Onu ancak her azgın günahkâr kimse inkar eder.
ve daha yüzlerce...
SAPIK
FÂTİHA (7) : Bizi doğru yola kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
BAKARA (16) : İşte onlar hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır. (175) İşte bunlar hidayeti verip sapıklığı bağışlanmayı verip azabı satın alanlardır. Onlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar(!) (256) Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah'a inanırsa kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah hakkıyla işitendir hakkıyla bilendir.
ÂL-İ İMRÂN (90) : Şüphesiz iman ettikten sonra inkar eden sonra da inkarda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir. (164) Andolsun Allah mü'minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan onları arıtıp tertemiz yapan onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
NİSÂ (116) : Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a ortak koşan kuşkusuz derin bir sapıklığa düşmüştür. (136) Ey iman edenler! Allah'a Peygamberine Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı meleklerini kitaplarını peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse derin bir sapıklığa düşmüş olur.
A'RÂF (146) : Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları âyetlerimden uzaklaştıracağım. (Onlar) her âyeti görseler de ona iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Ama sapıklık yolunu görseler onu (hemen)yol edinirler. Bu onların âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardan hep gafil olmaları sebebiyledir.
İBRÂHİM (3) : Dünya hayatını ahirete tercih edenler (insanları) Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya işte onlar derin bir sapıklık içindedirler. (18) Rablerini inkar edenlerin durumu şudur: Onların işleri fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. (Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. İşte bu derin sapıklıktır.
NAHL (36) : Andolsun biz her ümmete "Allah'a kulluk edin tâğûttan kaçının" diye peygamber gönderdik. Allah onlardan kimini doğru yola iletti onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.
HAC (12) : O Allah'ı bırakır da kendine ne zarar ne de fayda veren şeylere tapar. Bu da derin sapıklığın ta kendisidir.
NEML (81) : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da müslüman olmuş olanlara duyurabilirsin.
ŞU'ARÂ (97) : "Allah'a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz. "
SEBE' (8) : "Allah'a karşı yalan mı uydurdu yoksa onda delilik mi var?" Hayır öyle değil! Ahirete inanmayanlar azap ve derin sapıklık içindedirler.
ZÜMER (22) : Allah'ın göğsünü İslâm'a açtığı böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah'ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! İşte onlar açık bir sapıklık içindedirler.
FUSSİLET (52) : De ki: "Ne dersiniz? Eğer o (Kur'an) Allah katından olup da siz de onu inkâr etmişseniz o zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?"
ŞÛRÂ (18) : Kıyamete inanmayanlar onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki Kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
ZUHRUF (40) : Sağırlara sen mi duyuracaksın; yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları sen mi doğru yola ileteceksin?
AHKÂF (32) : Kim Allah'ın davetçisine uymazsa yeryüzünde Allah'ı âciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah'tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
KÂF (27) : Arkadaşı (olan şeytan) der ki: "Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi. "
ODUN
ENBİYÂ (98) : Hiç şüphesiz siz ve Allah'tan başka kulluk ettikleriniz cehennem odunusunuz. Siz oraya varacaksınız.
CİN (15) : "Hak yoldan sapanlara gelince onlar cehenneme odun olmuşlardır. "
AKILSIZ
BAKARA (13) : Onlara "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" denildiğinde ise "Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?" derler. İyi bilin ki asıl akılsızlar kendileridir fakat bilmezler.
MÂİDE (58) : Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.
KAFİR
Bu aşağılama sözünü tek tek aramaya gerek yok sanırım Kuran'ın her yeri inanmayanlar kastedilerek sarfedilmiş bu sözle doludur. Kafir kelime anlamıyla "küfür eden" demektir. Kullanım anlamı "Allah'a inanmayan reddeden"dir. Çünkü Allah'a inanmamak ona küfür etmektir. Bu da Kuran'ın yaratıcısının mantığı ve yaklaşımıdır.
BAŞKA İNANÇLARA SAYGI
EN'ÂM (74) : Hani İbrahim babası Âzer'e "Sen putları ilah mı ediniyorsun? Şüphesiz ben seni de kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum" demişti.
HAC (30) : Bu böyle. Kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların (bildirilenlerin) dışında bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının yalan sözden kaçının.
MÂİDE (41) : Ey Peygamber! Kalpten inanmadıkları halde ağızlarıyla "İnandık" diyenler (münafıklar) ile yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar (Yahudiler) yalan uydurmak için (seni) dinlerler sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler...
MÂİDE (51) : Ey inananlar! yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.
MÂİDE (64) : Bir de yahudiler "Allah'ın eli bağlıdır" dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar!. .
MÂİDE (82) : (Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle yahudiler ile Allah'a ortak koşanlar olduğunu görürsün...
TEVBE (30) : yahudiler "Üzeyr Allah'ın oğludur" dediler. Hırıstiyanlar ise "İsa Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkar etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
AHKÂF (5) : Kim Allah'ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere tapandan daha sapıktır? Oysa onlar bunların tapınmalarından habersizdirler.
TEHDİTLER
Allah kendine inanmayanlara vereceği cezaları sıralarken en insafsız insanın bile düşünmekten çekineceği sapıklık ve vahşette işkenceler anlatmaktadır. Bunları tek tek örneklemenin gereksiz olduğunu sanıyorum. Kuran bu kanlı ve acılı ceza yöntemlerinin ballandıra ballandıra anlatılmış detaylı tanımlarıyla doludur. Allah ihanete uğramış siyasi parti başkanı gibi gücü eline geçireceği günü beklemekte ve o gün rakiplerine çektireceği pişmanlığı şevkle ve şehvetle anlatmaktadır.
İslamın Allah'ı olabildiğince insanımsı duyguları hatta vahşi duyguları olan bir Tanrı görünümü çizmektedir. Kendini inkar edenlere ettiği küfürler ve işkence tehditleri ne yazık ki değiştirilemeyeceği söylenen Kuran'da yazdığı için inananların da elini kolunu bağlamakta karşılık olarak gördükleri hakaretler için onları çaresiz bırakmaktadır. Ama Allah'ın bunu düşünmemiş olması müslümanların inançlarına saygı duymayanların değil bizzat kendisinin hatasıdır.
Bu nedenlerle müslümanlara asla ve asla kimseye karşı; "inancıma saygı göstermeni bekliyorum" gibi bir söz sarfetmemelerini tavsiye ediyorum. Çünkü böyle bir sözün arkasını dolduracak dayanaktan yoksunlar.
==============================AKP'Lİ BAŞKANDAN KADINLARA: ASALAK GİBİ YETİŞTİRİP FAHİŞE GİBİ GİYİNDİRİP SOKAĞA SALDIĞINIZ EVLATLARINIZ...
AKP'nin Zonguldak merkez ilçe Karaelmas Mahalle Başkanı Hasan Kahveci sosyal medya üzerinden kadınları hedef alan bir paylaşımda bulundu.
Pazartesi 10 Haziran 2019 08:01
AKP'nin merkez ilçe Karaelmas Mahalle Başkanı Hasan Kahveci sosyal medyadan kadınları hedef aldı.
"Sanki Allah ramazan ayında Zonguldak sokaklarında yiyin için diye vahyetmiş! Şu asalak gibi yetiştirip fahişe gibi giyindirip sokağa saldığınız sözde Müslüman evlatlarınız sebebiyle ebedi cehennem azabına tutulacaksınız korkumuz bu! Bu kadar günahın arasında nasıl helak olmuyoruz şaşırıyorum!" diyen Kahveci kendisine tepki gösterenlere de "Evet fahişe ve daha ötesi" diyerek hakaretlerini sürdürdü.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre Hasan Kahveci tepkiler ve şikâyetler üzerine dün hesabını askıya aldı.
AKP İl Başkanı Zeki Tosun konuya ilişkin yaptığı açıklamada "Söz konusu şahısla ilgili araştırmalarımız sürüyor. Partimizin üyesi ise gereği yapılacaktır" dedi.
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Gerektiginde vatan icin bir tek fert gibi yekpare azim ve karar ile calismasini bilen bir millet elbette buyuk bir gelecege layik ve aday olan bir millettir.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
49. IYILIKLER VE KOTULUKLER DOGANIN ZORUNLU NEDENLERI VE ESERLERIDIR. BUNDA HICBIR SEYI DEGISTIRMEYEN ALLAH NE ALLAHTIR ?
Evren olabildigi seyden baska bir sey degildir*. Evrende duygulu varliklar haz ve aci duyarlar. Yani bazen hos, bazen acikli bicimde duygulanirlar. Bu eserler, bu sonuclar zorunludur. Bu eserler, kendi ozel duyularima gore etkide bulunan etkenlerden olusur. Bu eserler, benim kendi yaratilisim ve icerigimin bir sonucu olarak, zorunlu bicimde ya hosuma gider ya da gitmez. Ayni yaratilis, bu etkenlerin bazilarindan sakinmaya, bunlari ortadan kaldirmaya, uzaklastirmaya ve yok etmeye; bazilarini ise aramaya, arzu etmeye, elde etmeye zorunlu kilar. Her seyin zorunluluk sonucu oldugu alemde, hicbir seye yaramayan, her seyi olagan akisina terk eden bir Allah, zorla kabul ettirilen bir sahsiyetten baska bir sey midir? O, kendisinin de bagli oldugu genel yasalarda hicbir sey degistirmeyen sagir bir Allah'tir. Benim lehimde ancak pek az bir sey yapmak isteyen zatin "sonsuz kudret"i kac para eder? Benim mutluluguma karsi ilgisiz olan bir zatin iyiligi, sonsuz buyuklugu nerede? Bana sonsuz bir iyilik yapabilecegi halde sinirli bir iyilik bile yapmak istemeyen bir zatin teveccuhu benim neme yarar?
* Dun ve Yarin adli ve Dr. Gustave Le Bon'dan cevrili kitabin "Felsefi Gorusler" bolumune bakiniz.
- - - - - - - - - - - - -
Bilincleninceye dek baskaldiramayacaklar, baskaldirmazlarsa da hicbir zaman bilinclenemeyecekler.
( Bu kisim kitapta Proleterler icin soylenmistir.)
George Orwell1984
- - - - - - - - - - - - -
Uzun vadede hicbir sey akil ve deneyime direnemez; dinin her ikisiyle de celistigi oldukca aciktir.
FREUD,SIGMUND (1856-1939) Avusturyali psikiyatrist.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Alemlerin Rabbi'nin(!) aciz bir insan gibi inanmayanlara nasıl hakaretler,küfürler yağdırdığına bir bakın...
Tevbe/28
Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar.
Bakara/65
İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de bu yüzden kendilerine: Aşağılık maymunlar olun! dediklerimizi elbette bilmektesiniz.
Maide/60
De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lanetlediği ve gazap ettiği aralarından maymunlar domuzlar ve tağuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır.
Bakara/171
Kafirlerin durumu sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.
Cuma/5
Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir.
Araf/179
Andolsun biz cinler ve insanlardan kalpleri olup da bunlarla anlamayan gözleri olup da bunlarla görmeyen kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.
Furkan/44
Yoksa sen onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır onlar hayvanlar gibidir hatta onlar yolca daha da sapıktırlar.
Araf/176
Dileseydik onu ayetlerimizle üstün kılardık; fakat o dünyaya meyletti ve hevesine uydu. Durumu üstüne varsan da kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalan sayan kimselerin hali böyledir.
Müdessir/50-51
Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.
Muhammed/12
Doğrusu Allah inanıp yararlı işler işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Durakları ateş olduğu halde kafirler zevklenirler ve hayvanlar gibi yerler.
Bakara/142
İnsanların beyinsizleri "Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?" diyecekler; de ki: "Doğu ve batı Allah'ındır. O dilediğini doğru yola eriştirir".
Kalem/10-14 ve 15
Yemin edip duran aşağılık daima kusur arayıp kınayan durmadan söz taşıyan iyiliği hep engelleyen saldırgan günaha dadanmış kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye sakın boyun eğme. Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman "Öncekilerin masalları!" der.
Kuranda İnanmayana Hakaretler
16 Haziran 2011 22:52
Kuran'da inanmayanlara (İslama ve Allah'a inanmayanlara) sırf bu nitelikleri yüzünden çeşitli hakaretler edilmektedir. Bazı müslümanlar ise çeşitli polemikler sırasında duydukları sözlerden rahatsız olup inançlarına saygı gösterilmesini isterler. Bu garip çelişki nedeniyle Kuran'a ve içerdiği küfür ve hakaretlere şöyle bir göz atalım. Bakalım Kuran'da hangi kelimelerle hakaret ediliyor:
HAYVAN
BAKARA (171) : İnkar edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkar edenlerin durumu bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar dilsizdirler kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.
A'RÂF (179) : Andolsun biz cinler ve insanlardan kalpleri olup da bunlarla anlamayan gözleri olup da bunlarla görmeyen kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.
FURKÂN (44) : Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.
MUHAMMED (12) : Şüphesiz Allah inanıp salih ameller işleyenleri içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. İnkâr edenler ise (dünya zevklerinden) yararlanırlar ve hayvanların yediği gibi yerler. Onların kalacakları yer ateştir.
MÜDDESSİR (51) : Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.
MÂİDE (60) : De ki: "Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar Allah'ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır. "
MERYEM (86) : Allah'a karşı gelmekten sakınanları Rahmân'ın huzurunda bir elçiler heyeti gibi toplayacağımız suçluları da suya koşan susuz develer gibi cehenneme sevkedeceğimiz günü düşün!
YALANCI
EN'ÂM (28): Hayır (bu yakınmaları) daha önce gizlemekte oldukları şeyler onlara göründü (de ondan). Eğer çevrilselerdi elbette kendilerine yasaklanan şeylere yine döneceklerdi. Şüphesiz onlar yalancıdırlar.
TEVBE (107) : Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak küfre yardım etmek mü'minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar "Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok" diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar.
NAHL (39) : (Diriltecek ki) ayrılığa düştükleri şeyi onlara anlatsın ve kâfir olanlar da kendilerinin yalancı olduklarını bilsinler!
NAHL (105) : Yalanı ancak Allah'ın âyetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar yalancıların ta kendileridir.
MÜ'MİNÛN (90) : Hayır biz onlara gerçeği getirdik fakat onlar kesinlikle yalancıdırlar.
ŞU'ARÂ (222) : Onlar her günahkâr yalancıya inerler. (223) Bunlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır.
ZÂRİYÂT (11) : Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve "Muhammed şairdir delidir" diyen) yalancılar kahrolsun!
MÜCÂDELE (18) : Allah'ın onları hep birden dirilteceği onların da (kendilerini kurtaracak) bir iş üzerinde olduklarını sanarak size yemin ettikleri gibi Allah'a da yemin edecekleri günü düşün! İyi bilin ki onlar yalancıların ta kendileridir.
AZGIN
BAKARA (15) : Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir.
A'RÂF (186) : Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek kimse yoktur. Allah onları azgınlıkları içinde bırakır bocalayıp dururlar.
YÛNUS (11) : Eğer Allah insanlara onların hemen hayra kavuşmayı istedikleri gibi şerri de acele verseydi elbette onların ecellerine hükmolunurdu. İşte biz bize kavuşmayı ummayanları kendi azgınlıkları içinde bocalar halde bırakırız.
MÜLK (21) : Peki Allah rızkını keserse kimdir size rızık verecek olan? Hayır onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular.
KALEM (31) : Şöyle dediler: "Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!"
MUTAFFİFÎN (12) : Onu ancak her azgın günahkâr kimse inkar eder.
ve daha yüzlerce...
SAPIK
FÂTİHA (7) : Bizi doğru yola kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
BAKARA (16) : İşte onlar hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır. (175) İşte bunlar hidayeti verip sapıklığı bağışlanmayı verip azabı satın alanlardır. Onlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar(!) (256) Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah'a inanırsa kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah hakkıyla işitendir hakkıyla bilendir.
ÂL-İ İMRÂN (90) : Şüphesiz iman ettikten sonra inkar eden sonra da inkarda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir. (164) Andolsun Allah mü'minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan onları arıtıp tertemiz yapan onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
NİSÂ (116) : Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a ortak koşan kuşkusuz derin bir sapıklığa düşmüştür. (136) Ey iman edenler! Allah'a Peygamberine Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı meleklerini kitaplarını peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse derin bir sapıklığa düşmüş olur.
A'RÂF (146) : Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları âyetlerimden uzaklaştıracağım. (Onlar) her âyeti görseler de ona iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Ama sapıklık yolunu görseler onu (hemen)yol edinirler. Bu onların âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardan hep gafil olmaları sebebiyledir.
İBRÂHİM (3) : Dünya hayatını ahirete tercih edenler (insanları) Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya işte onlar derin bir sapıklık içindedirler. (18) Rablerini inkar edenlerin durumu şudur: Onların işleri fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. (Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. İşte bu derin sapıklıktır.
NAHL (36) : Andolsun biz her ümmete "Allah'a kulluk edin tâğûttan kaçının" diye peygamber gönderdik. Allah onlardan kimini doğru yola iletti onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.
HAC (12) : O Allah'ı bırakır da kendine ne zarar ne de fayda veren şeylere tapar. Bu da derin sapıklığın ta kendisidir.
NEML (81) : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da müslüman olmuş olanlara duyurabilirsin.
ŞU'ARÂ (97) : "Allah'a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz. "
SEBE' (8) : "Allah'a karşı yalan mı uydurdu yoksa onda delilik mi var?" Hayır öyle değil! Ahirete inanmayanlar azap ve derin sapıklık içindedirler.
ZÜMER (22) : Allah'ın göğsünü İslâm'a açtığı böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah'ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! İşte onlar açık bir sapıklık içindedirler.
FUSSİLET (52) : De ki: "Ne dersiniz? Eğer o (Kur'an) Allah katından olup da siz de onu inkâr etmişseniz o zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?"
ŞÛRÂ (18) : Kıyamete inanmayanlar onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki Kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
ZUHRUF (40) : Sağırlara sen mi duyuracaksın; yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları sen mi doğru yola ileteceksin?
AHKÂF (32) : Kim Allah'ın davetçisine uymazsa yeryüzünde Allah'ı âciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah'tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
KÂF (27) : Arkadaşı (olan şeytan) der ki: "Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi. "
ODUN
ENBİYÂ (98) : Hiç şüphesiz siz ve Allah'tan başka kulluk ettikleriniz cehennem odunusunuz. Siz oraya varacaksınız.
CİN (15) : "Hak yoldan sapanlara gelince onlar cehenneme odun olmuşlardır. "
AKILSIZ
BAKARA (13) : Onlara "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" denildiğinde ise "Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?" derler. İyi bilin ki asıl akılsızlar kendileridir fakat bilmezler.
MÂİDE (58) : Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.
KAFİR
Bu aşağılama sözünü tek tek aramaya gerek yok sanırım Kuran'ın her yeri inanmayanlar kastedilerek sarfedilmiş bu sözle doludur. Kafir kelime anlamıyla "küfür eden" demektir. Kullanım anlamı "Allah'a inanmayan reddeden"dir. Çünkü Allah'a inanmamak ona küfür etmektir. Bu da Kuran'ın yaratıcısının mantığı ve yaklaşımıdır.
BAŞKA İNANÇLARA SAYGI
EN'ÂM (74) : Hani İbrahim babası Âzer'e "Sen putları ilah mı ediniyorsun? Şüphesiz ben seni de kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum" demişti.
HAC (30) : Bu böyle. Kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların (bildirilenlerin) dışında bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının yalan sözden kaçının.
MÂİDE (41) : Ey Peygamber! Kalpten inanmadıkları halde ağızlarıyla "İnandık" diyenler (münafıklar) ile yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar (Yahudiler) yalan uydurmak için (seni) dinlerler sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler...
MÂİDE (51) : Ey inananlar! yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.
MÂİDE (64) : Bir de yahudiler "Allah'ın eli bağlıdır" dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar!. .
MÂİDE (82) : (Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle yahudiler ile Allah'a ortak koşanlar olduğunu görürsün...
TEVBE (30) : yahudiler "Üzeyr Allah'ın oğludur" dediler. Hırıstiyanlar ise "İsa Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkar etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
AHKÂF (5) : Kim Allah'ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere tapandan daha sapıktır? Oysa onlar bunların tapınmalarından habersizdirler.
TEHDİTLER
Allah kendine inanmayanlara vereceği cezaları sıralarken en insafsız insanın bile düşünmekten çekineceği sapıklık ve vahşette işkenceler anlatmaktadır. Bunları tek tek örneklemenin gereksiz olduğunu sanıyorum. Kuran bu kanlı ve acılı ceza yöntemlerinin ballandıra ballandıra anlatılmış detaylı tanımlarıyla doludur. Allah ihanete uğramış siyasi parti başkanı gibi gücü eline geçireceği günü beklemekte ve o gün rakiplerine çektireceği pişmanlığı şevkle ve şehvetle anlatmaktadır.
İslamın Allah'ı olabildiğince insanımsı duyguları hatta vahşi duyguları olan bir Tanrı görünümü çizmektedir. Kendini inkar edenlere ettiği küfürler ve işkence tehditleri ne yazık ki değiştirilemeyeceği söylenen Kuran'da yazdığı için inananların da elini kolunu bağlamakta karşılık olarak gördükleri hakaretler için onları çaresiz bırakmaktadır. Ama Allah'ın bunu düşünmemiş olması müslümanların inançlarına saygı duymayanların değil bizzat kendisinin hatasıdır.
Bu nedenlerle müslümanlara asla ve asla kimseye karşı; "inancıma saygı göstermeni bekliyorum" gibi bir söz sarfetmemelerini tavsiye ediyorum. Çünkü böyle bir sözün arkasını dolduracak dayanaktan yoksunlar.
==============================AKP'Lİ BAŞKANDAN KADINLARA: ASALAK GİBİ YETİŞTİRİP FAHİŞE GİBİ GİYİNDİRİP SOKAĞA SALDIĞINIZ EVLATLARINIZ...
AKP'nin Zonguldak merkez ilçe Karaelmas Mahalle Başkanı Hasan Kahveci sosyal medya üzerinden kadınları hedef alan bir paylaşımda bulundu.
Pazartesi 10 Haziran 2019 08:01
AKP'nin merkez ilçe Karaelmas Mahalle Başkanı Hasan Kahveci sosyal medyadan kadınları hedef aldı.
"Sanki Allah ramazan ayında Zonguldak sokaklarında yiyin için diye vahyetmiş! Şu asalak gibi yetiştirip fahişe gibi giyindirip sokağa saldığınız sözde Müslüman evlatlarınız sebebiyle ebedi cehennem azabına tutulacaksınız korkumuz bu! Bu kadar günahın arasında nasıl helak olmuyoruz şaşırıyorum!" diyen Kahveci kendisine tepki gösterenlere de "Evet fahişe ve daha ötesi" diyerek hakaretlerini sürdürdü.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre Hasan Kahveci tepkiler ve şikâyetler üzerine dün hesabını askıya aldı.
AKP İl Başkanı Zeki Tosun konuya ilişkin yaptığı açıklamada "Söz konusu şahısla ilgili araştırmalarımız sürüyor. Partimizin üyesi ise gereği yapılacaktır" dedi.
- - - - - - - - - - - - -a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Gerektiginde vatan icin bir tek fert gibi yekpare azim ve karar ile calismasini bilen bir millet elbette buyuk bir gelecege layik ve aday olan bir millettir.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
49. IYILIKLER VE KOTULUKLER DOGANIN ZORUNLU NEDENLERI VE ESERLERIDIR. BUNDA HICBIR SEYI DEGISTIRMEYEN ALLAH NE ALLAHTIR ?
Evren olabildigi seyden baska bir sey degildir*. Evrende duygulu varliklar haz ve aci duyarlar. Yani bazen hos, bazen acikli bicimde duygulanirlar. Bu eserler, bu sonuclar zorunludur. Bu eserler, kendi ozel duyularima gore etkide bulunan etkenlerden olusur. Bu eserler, benim kendi yaratilisim ve icerigimin bir sonucu olarak, zorunlu bicimde ya hosuma gider ya da gitmez. Ayni yaratilis, bu etkenlerin bazilarindan sakinmaya, bunlari ortadan kaldirmaya, uzaklastirmaya ve yok etmeye; bazilarini ise aramaya, arzu etmeye, elde etmeye zorunlu kilar. Her seyin zorunluluk sonucu oldugu alemde, hicbir seye yaramayan, her seyi olagan akisina terk eden bir Allah, zorla kabul ettirilen bir sahsiyetten baska bir sey midir? O, kendisinin de bagli oldugu genel yasalarda hicbir sey degistirmeyen sagir bir Allah'tir. Benim lehimde ancak pek az bir sey yapmak isteyen zatin "sonsuz kudret"i kac para eder? Benim mutluluguma karsi ilgisiz olan bir zatin iyiligi, sonsuz buyuklugu nerede? Bana sonsuz bir iyilik yapabilecegi halde sinirli bir iyilik bile yapmak istemeyen bir zatin teveccuhu benim neme yarar?
* Dun ve Yarin adli ve Dr. Gustave Le Bon'dan cevrili kitabin "Felsefi Gorusler" bolumune bakiniz.
- - - - - - - - - - - - -
Bilincleninceye dek baskaldiramayacaklar, baskaldirmazlarsa da hicbir zaman bilinclenemeyecekler.
( Bu kisim kitapta Proleterler icin soylenmistir.)
George Orwell1984
- - - - - - - - - - - - -
Uzun vadede hicbir sey akil ve deneyime direnemez; dinin her ikisiyle de celistigi oldukca aciktir.
FREUD,SIGMUND (1856-1939) Avusturyali psikiyatrist.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder