14 Haziran 2019 Cuma

KUMPAS DAVALARI GERÇEKLERİ YAĞIZ AKSAKALOĞLU : ASKERİ LİSE VE HARP OKULLARINDA ÖĞRENCİ KIYIMI


KUMPAS DAVALARI GERÇEKLERİ YAĞIZ AKSAKALOĞLU : ASKERİ LİSE VE HARP OKULLARINDA ÖĞRENCİ KIYIMI

02/03/2019

"Sakın bir çiviyi küçümseme. Bir çivi bir nalı nal bir atı at bir komutanı komutan bir orduyu ordu koca bir ülkeyi kurtarır. "

Askeri okullar Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) temelidir. Fakat bu temel 1980'li yıllardan itibaren Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yürütme yasama ve yargı dâhil bütün kurumlarına (kılcal damarlarına) sızan / sızdırılan FETÖ tarafından sarsılmıştır. 20062014 yılları arasında yaklaşık dört bin askeri öğrenci Fetullahçıların işkencelerine ve kumpaslarına maruz kalmış ayrılmış veya atılmıştır. Bu durumun ülke boyutunda "genel etkileri" ile FETÖ'nün teröründen etkilenen askeri öğrenciler özelinde "şahsi etkileri" bulunmaktadır.

TSK'nın gelecek yönetim kademesinin tasfiye edilmesi ve bu öğrencilerden boşalan yerlerin çoğunlukla Fetullahçılar tarafından doldurulması en önemli genel etkileri oluşturur. Bu gençlerin işkencelere ve kumpaslara uğrayıp askeri okullardan ayrılmak zorunda kalmaları / atılmaları sonucunda yaşadıkları psikolojik travmalar şahsi etkiler içerisinde değerlendirilebilir. Örneğin; çocuklarını eve almayan aileler oğluna "vatan haini" diyen babalar olmuştur; bazı askeri öğrenciler ayrılma aşamasında ailesi tarafından "seni okutmam askerliğini yap kendi paranı kazan sonra istersen oku" şeklinde zorlamalarla karşılaşmıştır; ayrılmaların büyük bir cezası olarak yüklenen "maddi tazminatlar" neticesinde aile içi huzur bozulmuş ve çoğu mağdur askeri öğrenci aileleriyle sürekli bir çatışma içerisinde kalmıştır ve çoğu askeri öğrenci hem aileleri hem de diğer yakın çevrelerinin "neden ayrıldı ki?" şeklindeki tacizci bakışları altında yaşamaya mahkûm edilmiştir.

Yukarıda kısaca değindiğimiz "askeri okullarda sancılı yıllar" 2006 yılında Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha TAŞKESEN'in istifası ile başlar. İmzasız ihbar mektupları hukuksuz telefon dinlemeleri ve özel hayata saldırı sonucunda FETÖ tarafından istifaya zorlandığı açık olan okul komutanın ardından örgüt 2006-2008 yılları arasında hazırlıklarını tamamlamış ve 2008 yılında Harp Okullarına sivil liselerden de öğrenci alımının başlamasıyla birlikte operasyonel manada harekete geçmiştir. 2008 yılı ile birlikte Harp Okullarında şok mangaları ile ayrılan öğrenci sayısında büyük artışlar yaşanmıştır. Bu süreçte Harp Okulları'nda tabiri caizse "askeri lise kaynaklı askeri öğrencilerin katliamı" söz konusu olmuştur. Askeri Liseler ve Harp Okullarından en çok öğrencinin ayrıldığı/atıldığı dönem 2008-2014 yılı aralığıdır. Bu tarih aralığı aynı zamanda FETÖ'nün TSK'nın içerisine en fazla öğrenci yerleştirdiği dönem olmuştur. Bu 6 yıl içinde askeri okullardan bütün Cumhuriyet Tarihi boyunca atılan öğrenciden fazla öğrenci atılmasının sebebi sivil liselerden Harp Okullarına öğrenci alıp örgüt mensuplarına kadro açma arzusudur. Ayrıca 2008 yılının sonuna kadar Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları bünyesindeki Personel ve İstihbarat Başkanlıklarının büyük bir bölümünü kontrol etmeyi başaran FETÖ mensupları personel ve istihbarat politikalarını şekillendirme kapasitesine ulaşmışlardır.

2001-2007 yılları arasında "sağlık gerekçesi dâhil" toplam ayrılan öğrenci sayısı yaklaşık 150'dir. 20082014 yılları arası ise "sağlık gerekçesi hariç" bu sayı yaklaşık 2000'i bulmaktadır ki bu sayılara sivil liselerden Kara Harp Okulu'na gelerek intibak kampında ayrılanlar dâhil edilmemiştir. 2013 yılı 17-25 Aralık sürecinden sonra örgüt askeri okul faaliyetlerini yavaşlatmıştır. Örgüte bağlı askerler sürecin ne getireceğini tam bilemediklerinden geri çekilmiştir. Buna bağlı olarak Kara Harp Okulu'nda yapılan baskılar da hafiflemiştir. 2014 yılında ayrılan öğrenci sayısındaki düşüş ise dikkat çekmekte ve 2015 yılına gelindiğinde Kara Harp Okulu'nda şok mangasının kaldırıldığı belirtilmektedir.

Askeri okullarda yaşanan FETÖ işkencelerinin ve kumpaslarının teorik alt zemini 1971 yılında gerçekleştirilen "Stanford Hapishane Deneyi" nde rahatça görülebilir. Bu deney sonucunda; bireysel kimliğin yitimi sürekli kontrol altında tutulma ve uyku yoksunluğu sonucunda ortaya öğrenilmiş çaresizlik durumu çıkar. Öğrenilmiş çaresizlik; sürekli başarısızlık veya ceza sonucunda tecrübe edilen pasif feragat ve depresyon halidir. Buna maruz kalan askeri öğrenciler çok kısa zaman dilimlerinde askeri okullardan ayrılmak zorunda kalmıştır. Konuyu daha iyi anlamak için bu deneyin filmi ve belgeseli izlenebilir.

Askeri okullarda yaşanan bu işkenceleri ve kumpasları kısaca sınıflandırdığımızda karşımıza şöyle bir zulüm çıkar: Disiplin cezası vermek amacıyla kontrolü zor ya da imkânsız genel sorumluluklar yüklemek tehdit şantaj itibarsızlaştırma şok mangası uygulaması ile işkenceye varan eğitimler ve askerlik mesleğinden soğutma sınav kâğıtlarında oynama yapılarak devre kaybettirme (sınıf tekrarı) ve akabinde okuldan atma işkence askerlik mesleği ile alakasız fantezi içeren anlamsız emirler aşağılama ve sözlü taciz uykusuz bırakma amacıyla yerine getirilmesi imkânsız emirler iyimser yolla okuldan ayrılmaya teşvik etmek özellikle sınav zamanları ağır idari işler yükleyerek öğrencinin başarısını düşürme ve devre kaybettirme (sınıfta bırakma) ve disiplin notunu aniden indirerek okuldan atma amacıyla sürekli savunma (ceza) vermek.

İşkencelerle önceden belirlenen askeri öğrencilerin ayrılmaları sağlanamazsa bu sefer de "Askeri öğrenci olamaz" raporu verilerek istedikleri öğrencileri sağlık gerekçesi bahanesiyle tasfiye etme yoluna gitmişlerdir.

Bu askeri öğrencilerin bir kısmı 15 Temmuz 2016 gecesine kadar başlarına gelenleri bıkmadan usanmadan ve hiçbir şeyden çekinmeden devlet görevlilerine siyasetçilere gazetecilere ve sivil toplum kuruluşlarına anlatmaya çalışmış fakat çoğunlukla kimse bu mağdurlara inanmamıştır. Bu mağdur askeri öğrenciler bir nevi "Cassandra Sendromu" na yakalanmışlardır. Bu sendrom; geleceğe dair başkalarını uyarmasına ve doğruları söylemesine rağmen kimseyi kendine inandıramama durumudur.

Askeri okullarda 2006-2014 yılları arasında yaşananlarla birlikte 2016 sonrası gelişmeler de çok önemlidir. Darbe girişimi öncesindeki mevcut askeri okullar 31 Temmuz 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 669 sayılı OHAL Kararnamesi ile kapatılmıştır. Kapatma kararı neticesinde bu okullarda okuyan yaklaşık 17 bin askeri öğrenci bağlı bulundukları askeri okullardan ve üniformalarından ayrılmak durumunda kalmıştır. Bu grup FETÖ yönlendirmesine oldukça açık olan 17 bin kişilik genç bir ordudur. Bunların bir kısmı "Yaşayan Şehitler" gibi son derece tehlikeli ve radikal bir şekilde örgütlenmektedir. FETÖ mensubu olanlar Atatürkçü milliyetçi ya da devrimci grupların içerisine sızarak kendilerini kamufle etmeye çalışmaktadırlar. Bu konuda bir an önce suçlu ile suçsuz ayrımı yapılmalıdır. Ayrıca 2006-2014 arasında Fetullahçılar tarafından tasfiye edilen askeri öğrencilerin tüm hakları iade edilmelidir.

"Fasıldan Fasıla" kitabında FETÖ lideri şöyle der: "Sizin gibi düşünmeyip farklı dünya görüşüne sahip (kişilerin) karşısına acele çıkılmamalı… Yoksa bizim gibi düşünmüyorlar diye bir bir uzaklaştırılan ve uzaklaşan bu gayr-ı memnunlar dev dev kitleler meydana getirerek karşınıza çıkıp sizi yerle bir edebilirler. "

Evet. Birleşe birleşe birbirimizi daha iyi anlaya anlaya FETÖ'yü ve onun çarpık / sapık / sapkın ideolojisini yok edeceğiz. Tertemiz Anadolu coğrafyamızda bu tür örgütlerin yetişmemesi için yılmadan çalışacağız.

http://www.tesud.org.tr/uploads/yayin/dosya/1558524230c81e728d9d4c2f636f067f89cc14862c.pdf

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Her fert istedigini dusunmek istedigine inanmak kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak sectigi bir dinin icaplarini yapmak veya yapmamak hak ve hurriyetine sahiptir.
Kimsenin fikrine ve vicdanina hakim olunamaz.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

136. KAVIMLERE ZARAR VERDIKLERINDE ALLAH'TAN BASKA KORKACAKLARI OLMADIGINA KRALLARI INANDIRMANIN KOTULUGU HAKKINDA

Savsak, acgozlu ve kotu ahlakli hukumdarlar, insanlarin felaketlerinin gercek nedenleridir. Surup giden yararsiz ve haksiz savaslar, yeryuzunu insansizlastirir, halksiz birakir. Acgozlu ve zorba hukumetler, doganin insana sundugu zenginlikleri yok eder. Saraylarin ve mabeyinlerin ackurtlugu tarima durgunluk verir, sanayiyi sondurur; kitlik, yokluk, bulasici hastaliklar, yoksulluklar dogurur. Allah, kavimlerin eylemlerine karsi ne acimasizdir ne de uygun; hemen her zaman tasyurekli olan, ancak kavimlerin magrur baskanlaridir.

Uyruklarina zarar verip refah ve mutluluklarini ihmal ettiklerinde, Allah'tan baska korkacaklari olmadigina hukumdarlari ikna etmek, saglam bir siyasettir ve hukumdarlarin ahlaki icin kotudur. Ey hukumdarlar! Kotuluk yaptiginizda ilahlara degil, kendi halkiniza tecavuzde bulunursunuz; adaletsiz hukumet ettiginizde halka ve dogrudan kendinize kotuluk yaparsiniz.

Tarihte, dindar zorbalardan daha bol bir sey gorulmez. Yine tarihte, haktan yana, gozeten, aydin hukumdarlardan daha ender hicbir sey yoktur. Bir mutlak hukumdar, sofu ve dininin gorevlerini yerine getirmede esirce durust, rahiplerine karsi cok uysal ve comert olabilir ve ayni zamanda hukumeti yonetecek erdem ve zekadan tumuyle yoksun olabilir. Din, hukumdarlar icin, kavimleri daha saglam bir sekilde boyunduruk altinda tutmanin ozel bir aracindan baska bir sey degildir.

Dini ahlakin dilber ilkelerine uyan bir zorba, uzun suren saltanatinda uyrugunu ezmekten, emeklerinin urunlerini elinden almaktan doymayan ve onlari hirsina kurban etmekten baska bir sey yapmayan bir zalim olabilir. Baskasinin ulkesini zorla alan, bazi milletleri yediden yetmise bogazlatan, butun hayati boyunca insan turunun kilici kesilen bir fatih olabilir. Boyle bir zorba, sanir ki, bu kadar cinayetin ve dunyaya yaptigi kotulugun kefareti olarak, en korkunc acilar veren bir soyguncuyu bile cok hafif bir sekilde cezalandirarak onu avutma, bagislama ve gonlunu alma yetkisine sahip olan bir rahibin ayaklari onunde aglamakla vicdanini rahatlatabilir.

- - - - - - - - - - - - -
Oynadigimiz bu oyunda, kazanmak soz konusu degil.
Ama bazi yenilgiler otekilerden daha iyidir...

George Orwell

- - - - - - - - - - - - -
Ne Incil benim kitabim ne de Hiristiyanlik benim meslegim.

LINCOLN,ABRAHAM (1809-1865) ABD'nin on altinci baskani.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 





-------------------------------------------------
This free account was provided by VFEmail.net - report spam to abuse@vfemail.net
 
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder